Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/873 E. 2023/538 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/873
KARAR NO :2023/538

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:23/12/2022

BİRLEŞEN …. ATM’NİN … ESAS SAYILI DOSYASINDA

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:23/12/2022
KARAR TARİHİ:15/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan ve birleşen menfi tespit davalarının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesi ile; … Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas numaralı (eski … 4. İcra Müdürlüğü ilk dosya no: …, yenilenmiş doya no: …) icra dosyasının dayanağının 800.000,00-TL miktarlı 08.02.2008 tanzim tarihli ve 24.12.2008 vade tarihli bono olduğunu, davalı tarafından ilgili bonoya istinaden 618.704,00-TL asıl alacak ve 199,20-TL ihtiyat-i haciz masrafı ile vekalet ücreti olmak üzere toplamda 618.903,20-TL takip çıkışlı hem müvekkili, hem de sair borçlular aleyhine 27.02.2009 tarihinde icra takibi açıldığını, bononun altında imzası bulunan müvekkili …’ün 16.04.1993 doğumlu olduğunu, bononun tanzim edildiği 08.02.2008 tarihinde 15 yaşını dahi doldurmadığını, müvekkili …’ün bononun altında imzasının bulunmadığını, …’e vekaleten icra dosyasındaki diğer borçlulardan ve aynı zamanda …’ün babası …’ün imzasının bulunduğunu, bononun imzalandığı tarihte reşit olmayan, çocuk durumunda bulunan müvekkilinin adına yapılan borçlandırıcı işlemlerin geçerli olabilmesinin, kayyım atanması ve hakim onayına bağlı olduğunu ancak işlemde müvekkili adına kayyım atanmadığını ve yapılan işlemin hakim tarafından onaylanmadığını, müvekkili adına hukuken geçerli bir işlemin söz konusu olmadığını, bu sebeple yapılan işlemin hukuki bir geçerliliğinin olmadığını, davalı tarafın müvekkili aleyhine icrai işlemlerini hukuka aykırı olarak sürdürdüğünü, bu sebeple müvekkilinin bu borçtan sorumlu tutulamayacağını, davalı tarafından 27.02.2009 tarihinde icra takibi başlatılmadan önce ihtiyat-i haciz kararı almak için 19.02.2009 tarihinde başvuru yapıldığını, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş esas ve … D. İş karar numaralı kararı ile “İhtiyati haciz isteğine dayanak yapılan bononun incelenmesinde 4721 s. K. 336. Maddesi gereğince velayet anne ve baba tarafından birlikte kullanılabildiği gibi 345. Maddesi uyarınca çocuğun borç altına sokulması kendisine kayyım atanması ve hakimin onayına bağlı olduğundan, borçlu … aleyhine açılan ihtiyat-i haciz talebinin reddine…” karar verildiğini, ihtiyati haciz kararı ile 19.02.2009 tarihinde müvekkili …’ün borç altına girmesinin kayyım atanması ve hakim onayına bağlı olduğunun belirtilmesine rağmen, davalı tarafça ısrarla ve mesnetsiz olarak müvekkili aleyhine … 4. İcra Müdürlüğü’nde … sayılı icra takibi başlatıldığını, icrai takip işlemlerinin akabinde dosyanın kapandığını, 13.04.2022 tarihinde davalı tarafın talebi üzerine dosyanın yenilendiğini ve yenileme emri düzenlenerek … sayılı dosya numarasını aldığını, 29.04.2022 tarihinde de yine davalı tarafın müvekkilinin de dahil olduğu tüm dosya borçluları için takibin kesinleştirilmesini talep ettiğini, davalının talebinin kabulü doğrultusunda müvekkilinin çalıştığı şirkete UETS üzerinden 13.06.2022 tarihinde maaş haczi yazısının iletildiğini, müvekkilinin icra takibine dayanak bonoda borçlu sıfatına haiz olmasının hukuken geçerlilik şartını taşımasının mümkün olmadığını ancak buna rağmen davalı tarafça icra işlemleri başlatıldığını ve takibe de devam edildiğini, müvekkilinin ilgili borçtan herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, tüm bu nedenlerle her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile icra dosyasına dayanak müvekkili açısından hukuken geçerlilik şartını taşımayan borç sebebiyle …’ün borçlu olmadığının tespitini, icra takibinin devamı halinde müvekkilinin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan, müvekkilinin borçlandırıcı işlem sırasında çocuk olduğu dikkate alınarak teminatsız olarak muhtemel icra takiplerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davalı aleyhine zararın en az %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesi ile; davada takip … İcra Müdürlüklerinde başlatıldığından takibi yapan icra dairesinin bulunduğu … Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, borçlu tarafından, yasal süresinde yetki itirazında bulunulmadığı için yetki itirazını ileri sürme hakkının yasal olarak düştüğünü, itiraz edilen hukuki işlemlerde, çocuğun hissedarı bulunduğu şirketin ve çocuğun menfaatine yönelik işlemler olduğunu, Medeni Kanun’un mezkur maddesi ile, dava konusu olayda davacının iptalinin talep ettiği işlemler söz konusu yasa maddesindeki korunan menfaate aykırı davranılmadığından, itirazlar hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacının 24/01/2007 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’nden; davacının 24/01/2007 tarihinden beri icra takip dosyasında borçlu olan şirketin hissedarı konumunda olduğunu, şirketin 1170 paya tekabül eden hissesini davacıya 1170 paya tekabül eden hissesinin, davacının annesi …’ün, kendisi ve reşit olmayan oğlu davacının adına velayeten aval sıfatıyla, dava dışı takip borçlusu davacının babası …’e vekalet verdiğini, dolayısıyla şirketin müvekkili bankadan kredi kullanması sonucunda yapılan hukuki işlemin, şirketin ortağı bulunan davacı lehine olduğunu, bu sebeple davacının Medeni Kanun’un 345. maddesi kapsamında açmış olduğu menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın, takibe konu bononun imzalandığı tarihte 15 yaşında olduğunu, velayeten annesi tarafından babasına vekalet verilerek her iki velinin de onayı alındığından, takibe konu bononun geçerli olduğunu, ayrıca davacı tarafın 2011 yılında 18 yaşını doldurduğunu, reşit olmasının üzerinden 11 yıl geçtikten ve taraflarınca maaş haczi gönderildikten sonra mahkememiz nezdindeki davayı ikame etmesinin, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili bankanın ödeme talebine kadar ehliyetli biri gibi hareket edebilen davacının, borcun ifası istendiğinde takibin kesinleşmesinden 13 yıl sonra ehliyetsizliğini ileri sürerek, ifadan kaçınmaya çalışmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğunu, reşit olmasının üzerinden 11 sene geçtikten sonra açılan davanın iyi niyetli olmadığını, davacı tarafından icra dosyasına hak düşürücü ve kesin süre içerisinde bono şekline veya borca itiraz edilmediğini, takibe dayanak bono ve müvekkili banka alacağının kesinleştiğini, tüm bu nedenlerle davanın usulden reddine ve mahkemenin yetkisizliğine, … Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini, aksi halde alacaklı müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirmek ve önlemek amacıyla açılan iş bu davanın esastan reddini, işbu davanın açılmasında ve borcun ödenmemesinde tamamen kötüniyetli olan davacı borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesi ile; … Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas numaralı (eski … 4. İcra Müdürlüğü ilk dosya no: …, yenilenmiş doya no: …) icra dosyasının dayanağının 800.000,00-TL miktarlı 08.02.2008 tanzim tarihli ve 24.12.2008 vade tarihli bono olduğunu, davalı tarafından ilgili bonoya istinaden 618.704,00-TL asıl alacak ve 199,20-TL ihtiyat-i haciz masrafı ile vekalet ücreti olmak üzere toplamda 618.903,20-TL takip çıkışlı hem müvekkili, hem de sair borçlular aleyhine 27.02.2009 tarihinde icra takibi açıldığını, bononun altında imzası bulunan müvekkili …’ün 16.04.1993 doğumlu olduğunu, bononun tanzim edildiği 08.02.2008 tarihinde 15 yaşını dahi doldurmadığını, müvekkili …’ün bononun altında imzasının bulunmadığını, …’e vekaleten icra dosyasındaki diğer borçlulardan ve aynı zamanda …’ün babası …’ün imzasının bulunduğunu, bononun imzalandığı tarihte reşit olmayan, çocuk durumunda bulunan müvekkilinin adına yapılan borçlandırıcı işlemlerin geçerli olabilmesinin, kayyım atanması ve hakim onayına bağlı olduğunu ancak işlemde müvekkili adına kayyım atanmadığını ve yapılan işlemin hakim tarafından onaylanmadığını, müvekkili adına hukuken geçerli bir işlemin söz konusu olmadığını, bu sebeple yapılan işlemin hukuki bir geçerliliğinin olmadığını, davalı tarafın müvekkili aleyhine icrai işlemlerini hukuka aykırı olarak sürdürdüğünü, bu sebeple müvekkilinin bu borçtan sorumlu tutulamayacağını, davalı tarafından 27.02.2009 tarihinde icra takibi başlatılmadan önce ihtiyat-i haciz kararı almak için 19.02.2009 tarihinde başvuru yapıldığını, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş esas ve … D. İş karar numaralı kararı ile “İhtiyati haciz isteğine dayanak yapılan bononun incelenmesinde 4721 s. K. 336. Maddesi gereğince velayet anne ve baba tarafından birlikte kullanılabildiği gibi 345. Maddesi uyarınca çocuğun borç altına sokulması kendisine kayyım atanması ve hakimin onayına bağlı olduğundan, borçlu … aleyhine açılan ihtiyat-i haciz talebinin reddine…” karar verildiğini, ihtiyati haciz kararı ile 19.02.2009 tarihinde müvekkili …’ün borç altına girmesinin kayyım atanması ve hakim onayına bağlı olduğunun belirtilmesine rağmen, davalı tarafça ısrarla ve mesnetsiz olarak müvekkili aleyhine … 4. İcra Müdürlüğü’nde … sayılı icra takibi başlatıldığını, icrai takip işlemlerinin akabinde dosyanın kapandığını, 13.04.2022 tarihinde davalı tarafın talebi üzerine dosyanın yenilendiğini ve yenileme emri düzenlenerek … sayılı dosya numarasını aldığını, 29.04.2022 tarihinde de yine davalı tarafın müvekkilinin de dahil olduğu tüm dosya borçluları için takibin kesinleştirilmesini talep ettiğini, davalının talebinin kabulü doğrultusunda müvekkilinin çalıştığı şirkete UETS üzerinden 13.06.2022 tarihinde maaş haczi yazısının iletildiğini, müvekkilinin icra takibine dayanak bonoda borçlu sıfatına haiz olmasının hukuken geçerlilik şartını taşımasının mümkün olmadığını ancak buna rağmen davalı tarafça icra işlemleri başlatıldığını ve takibe de devam edildiğini, müvekkilinin ilgili borçtan herhangi bir sorumluluğunun olmadığını, tüm bu nedenlerle her türlü tazminat ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulü ile icra dosyasına dayanak müvekkili açısından hukuken geçerlilik şartını taşımayan borç sebebiyle …’ün borçlu olmadığının tespitini, icra takibinin devamı halinde müvekkilinin ileride telafisi imkansız maddi ve manevi zararlara uğrayacağı muhtemel olduğundan, müvekkilinin borçlandırıcı işlem sırasında çocuk olduğu dikkate alınarak teminatsız olarak muhtemel icra takiplerinin durdurulması yönünde ihtiyati tedbir kararı verilmesini ve davalı aleyhine zararın en az %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında davalı vekili cevap dilekçesi ile; davada takip … İcra Müdürlüklerinde başlatıldığından takibi yapan icra dairesinin bulunduğu … Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili olduğunu, borçlu tarafından, yasal süresinde yetki itirazında bulunulmadığı için yetki itirazını ileri sürme hakkının yasal olarak düştüğünü, itiraz edilen hukuki işlemlerde, çocuğun hissedarı bulunduğu şirketin ve çocuğun menfaatine yönelik işlemler olduğunu, Medeni Kanun’un mezkur maddesi ile, dava konusu olayda davacının iptalinin talep ettiği işlemler söz konusu yasa maddesindeki korunan menfaate aykırı davranılmadığından, itirazlar hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacının 24/01/2007 tarihli Ticaret Sicili Gazetesi’nden; davacının 24/01/2007 tarihinden beri icra takip dosyasında borçlu olan şirketin hissedarı konumunda olduğunu, şirketin 1170 paya tekabül eden hissesini davacıya 1170 paya tekabül eden hissesinin, davacının annesi …’ün, kendisi ve reşit olmayan oğlu davacının adına velayeten aval sıfatıyla, dava dışı takip borçlusu davacının babası …’e vekalet verdiğini, dolayısıyla şirketin müvekkili bankadan kredi kullanması sonucunda yapılan hukuki işlemin, şirketin ortağı bulunan davacı lehine olduğunu, bu sebeple davacının Medeni Kanun’un 345. maddesi kapsamında açmış olduğu menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın, takibe konu bononun imzalandığı tarihte 15 yaşında olduğunu, velayeten annesi tarafından babasına vekalet verilerek her iki velinin de onayı alındığından, takibe konu bononun geçerli olduğunu, ayrıca davacı tarafın 2011 yılında 18 yaşını doldurduğunu, reşit olmasının üzerinden 11 yıl geçtikten ve taraflarınca maaş haczi gönderildikten sonra mahkememiz nezdindeki davayı ikame etmesinin, davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkili bankanın ödeme talebine kadar ehliyetli biri gibi hareket edebilen davacının, borcun ifası istendiğinde takibin kesinleşmesinden 13 yıl sonra ehliyetsizliğini ileri sürerek, ifadan kaçınmaya çalışmasının hakkın kötüye kullanılması niteliğinde bulunduğunu, reşit olmasının üzerinden 11 sene geçtikten sonra açılan davanın iyi niyetli olmadığını, davacı tarafından icra dosyasına hak düşürücü ve kesin süre içerisinde bono şekline veya borca itiraz edilmediğini, takibe dayanak bono ve müvekkili banka alacağının kesinleştiğini, tüm bu nedenlerle davanın usulden reddine ve mahkemenin yetkisizliğine, … Mahkemelerinin yetkili olduğuna karar verilmesini, aksi halde alacaklı müvekkilinin alacağına kavuşmasını geciktirmek ve önlemek amacıyla açılan iş bu davanın esastan reddini, işbu davanın açılmasında ve borcun ödenmemesinde tamamen kötüniyetli olan davacı borçlu aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Asıl ve birleşen dava dosyaları öncelikle …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nde görülmeye başlanmış olup, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/12/2022 tarihli, … sayılı sayılı kararıyla dava dosyasının konusu itibariyle …., 7., 8., ve 9. Asliye Ticaret Finans İhtisas Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiş olup, mahkememize tevzi edilen dosya mahkememiz esasının yukarıda belirtilen sırasına kaydedilmiş; yine …. Asliye Ticaret Mahkemesinin 23/12/2022 tarihli, … esas ve … karar sayılı sayılı kararıyla dava dosyasının konusu itibariyle …., 7., 8., ve 9. Asliye Ticaret Finans İhtisas Mahkemelerine gönderilmesine karar verilmiş olup, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilen dosya, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sırasına kaydedilmiş; …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/04/2023 tarihli, … esas ve … karar sayılı kararıyla, mahkemeleri dosyaları ile mahkememiz dosyası arasındaki hukuk-fiili irtibat nedeniyle mahkemeleri dosyalarının, mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş ve her iki dosyanın yargılamasına mahkememizce devam olunmuştur.
Asıl dava, … Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına dayanak 800.000,00-TL miktarlı 08.02.2008 tanzim tarihli ve 24.12.2008 vade tarihli bono nedeniyle davacının hukuken geçerli bir borçlu sıfatının bulunmadığından bahisle, davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin bulunmakta olup; birleşen dava ise … Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına dayanak 800.000,00-TL miktarlı 08.02.2008 tanzim tarihli ve 13.02.2008 vade tarihli bono nedeniyle davacının hukuken geçerli bir borçlu sıfatının bulunmadığından bahisle, davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce 08/02/2008 tanzim tarihli, 24/12/2008 vade tarihli ve 800.000,00-TL bedelli bono, 08/02/2008 tanzim tarihli, 13/02/2008 vade tarihli ve 800.000,00-TL bedelli bono, … Genel İcra Müdürlüğü’nün …(eski … 4. İcra Müdürlüğü’nün ilk …; yenilenmiş …) esas sayılı dosyası, … Genel İcra Müdürlüğü’nün …(eski … 4. İcra Müdürlüğü’nün ilk …; yenilenmiş …) esas sayılı dosyası, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası, davacı nüfus kayıt örneği, … 4. Noterliği’nin 26/02/2008 tarihli ve … yevmiye numaralı vekaletnamesi dosyamız arasına alınarak hep birlikte incelenmiştir.
… Genel İcra Müdürlüğü’nün …(eski … 4. İcra Müdürlüğü’nün ilk …; yenilenmiş …) esas sayılı dosyasının incelenmesinden, alacaklı … Şirketi tarafından, 27/02/2009 tarihinde borçlular …, …, …, …, …, … Akaryakıt Ürünleri Nakliye Pazarlama Ve Ticaret Limited Şirketi, … Şirketi, … Ticaret Limited Şirketi, … Petrol Mamülleri Pazarlama Ve Ticaret Limited Şirketi, … Petrol İnşaat Turizm Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi, … Petrol Turizm İnşaat Otomotiv Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ve … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine 08/02/2008 tanzim tarihli, 24/12/2008 vade tarihli ve 800.000,00-TL bedelli bonoya dayalı 618.704,00-TL asıl alacak ve 199,20-TL ihtarname masrafı ve vekalet ücreti olmak üzere toplam 618.903,50-TL alacaklarının, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %27 avans faizi oranı üzerinden işleyecek temerrüt faizini, masraflar ve ücreti vekaletin tahsilde tekerrür olmamak, kısmi ödemelerin öncelikle ferilerinden mahsubu, tahsilatın ferilere ve fazlaya dair hakları ile ve diğer sebep ve dava hakları saklı kalmak ve mükerrer tahsilat olmamak kaydıyla tahsili talebiyle kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin …, … ve …’e 13/03/2009 tarihinde tebliğ edildiği, dosya kapsamında hacizler gerçekleştirildiği, 12/04/2022 tarihinde alacaklı vekili tarafından dosyanın yenilenmesinin talep edilmesi üzerine 13/04/2022 tarihinde dosyanın … 4. İcra Müdürlüğü’nün … yeni esasını aldığı, … 4. İcra Müdürlüğü’nün faaliyetinin sona ermesi neticesinde ise … Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
… Genel İcra Müdürlüğü’nün …(eski … 4. İcra Müdürlüğü’nün ilk …; yenilenmiş …) esas sayılı dosyasının incelenmesinden, alacaklı … Şirketi tarafından, 27/02/2009 tarihinde borçlular …, …, …, …, …, … Akaryakıt Ürünleri Nakliye Pazarlama Ve Ticaret Limited Şirketi, … Şirketi, … Ticaret Limited Şirketi, … Petrol Mamülleri Pazarlama Ve Ticaret Limited Şirketi, … Petrol İnşaat Turizm Gıda Sanayi Ticaret Limited Şirketi, … Petrol Turizm İnşaat Otomotiv Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi ve … Sanayi Ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine 08/02/2008 tanzim tarihli, 13/02/2008 vade tarihli ve 800.000,00-TL bedelli bonoya dayalı 500.355,24-TL asıl alacak ve 199,20-TL ihtiyati haciz masrafı olmak üzere toplam 500.554,44-TL alacaklarının, takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık %27 avans faizi oranı üzerinden işleyecek temerrüt faizini, masraflar ve ücreti vekaletin tahsilde tekerrür olmamak, kısmi ödemelerin öncelikle ferilerinden mahsubu, tahsilatın ferilere ve fazlaya dair hakları ile ve diğer sebep ve dava hakları saklı kalmak ve mükerrer tahsilat olmamak kaydıyla tahsili talebiyle kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin …, … ve …’e 13/03/2009 tarihinde tebliğ edildiği, dosya kapsamında hacizler gerçekleştirildiği, 12/04/2022 tarihinde alacaklı vekili tarafından dosyanın yenilenmesinin talep edilmesi üzerine 13/04/2022 tarihinde dosyanın … 4. İcra Müdürlüğü’nün … yeni esasını aldığı, … 4. İcra Müdürlüğü’nün faaliyetinin sona ermesi neticesinde ise … Genel İcra Müdürlüğü’nün … esas sırasına kaydedildiği anlaşılmıştır.
Asıl ve birleşen davalarda davacı tarafça her ne kadar icra dairesinin yetkisiz olduğu yönünde itirazda bulunulmuş ise de, asıl ve birleşen davalarda davacı/borçlu tarafından, icra takip dosyasında, icra dairesinin yetkisine ilişkin bir itirazda bulunulmadığı anlaşıldığından bu yöndeki itirazına itibar edilmemiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı tarafça mahkememizin yetkisine itiraz edilmiş ise de, asıl ve birleşen davalarda takibe konu bonolarda İstanbul Mahkemeleri’nin ve İcra Daireleri’nin yetkili olduğu hususunda anlaşma söz konusu olduğundan, asıl ve birleşen davada davalı tarafın mahkememizin yetkisine yönelik itirazına itibar edilmemiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; asıl davada dava konusu 800.000,00-TL miktarlı 08.02.2008 tanzim tarihli ve 24.12.2008 vade tarihli bono, birleşen davada dava konusu 800.000,00-TL miktarlı 08.02.2008 tanzim tarihli ve 24.12.2008 vade tarihli bonodur. Her iki bononun tanzim tarihi de 08.02.2008 tarihidir. Dosya kapsamında bulunan nüfus kayıtlarından her iki bonoda imzası bulunan davacı …’ün 16.04.1993 doğumlu olduğu, bonoların tanzim edildiği 08.02.2008 tarihinde 15 yaşını doldurmadığı anlaşılmaktadır. Bonolar incelendiğinde davacı …’ün bonoların altında imzasının bulunmadığı, …’e vekaleten icra dosyasındaki diğer borçlulardan ve aynı zamanda …’ün babası …’ün imzasının bulunduğu görülmektedir. Bonoların tanzim edildiği tarihte henüz reşit olmayan … adına bonolara kefil/avalist olunması durumunda bundan bono nedeniyle borçlu olan diğer kişilerinde yararlanacağı, bu işlemin onların lehine olacağı açıktır. 4721 Sayılı TMK’nun 345. Maddesi gereğince, bonoların imzalandığı tarihte reşit olmayan, çocuk durumunda bulunan … adına yapılan borçlandırıcı işlemlerin geçerli olabilmesi kendisine kayyım atanması ve hakim onayına bağlı bulunmaktadır. Ancak somut olayda bonoların tanzim edildiği tarihte reşit olmayan davacı …’e yapılacak bu borçlandırıcı işlemler nedeniyle kayyım atanmadığı gibi, hakimin onayının da alınmadığı açıktır. Dolayısıyla davacı adına yapılan bu işlemlerin geçerli olduğu söylenemeyecektir. Bu itibarla asıl ve birleşen davalarda davacı tarafça açılan davaların kabulüne, davaya konu icra takipleri nedeniyle davacının davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerekmiştir. Dosya kapsamına göre ve özellikle davacı adına vekaleten babası tarafından işlem yapılmış olması nedeniyle davalı bankanın kötü niyetle hareket ettiği ispat edilemediğinden, davacı tarafın kötü niyet tazminatı taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl davada davacı tarafça açılan davanın KABULÜ ile, davacının … Genel İcra Müdürlüğü’nün … E.(eski … 4. İcra Müdürlüğü’nün … E.) sayılı icra takip dosyası ve bu takibe konu bono nedeniyle davalı tarafa borçlu olmadığının TESPİTİNE,
1/1-Asıl davada alınması gerekli 42.277,28-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 10.569,32-TL’nin mahsubu ile bakiye 31.707,96‬-TL harcın, davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına; asıl davada davacı tarafından yatırılan 10.569,32-TL’nin, davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
1/2-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …(…)’e 3.120,00-TL ödemenin suçüstü ödeneğinden karşılandığı anlaşıldığından, 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’e göre davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
1/3-Asıl davada davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 86.079,35-TL vekâlet ücretinin, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyasında; davacı tarafça açılan davanın KABULÜ ile, davacının … Genel İcra Müdürlüğü’nün … E.(eski … İcra Müdürlüğü’nün … E.) sayılı icra takip dosyası ve bu takibe konu bono nedeniyle davalı tarafa borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2/1-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında alınması gerekli 34.192,87-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 8.548,22-TL’nin mahsubu ile bakiye 25.644,65‬-TL harcın, davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına; birleşen davada davacı tarafından yatırılan 8.548,22-TL’nin, davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
2/2-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …(…)’a 3.120,00-TL ödemenin suçüstü ödeneğinden karşılandığı anlaşıldığından, 3.120,00-TL arabuluculuk ücretinin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’e göre davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
2/3-Birleşen …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 73.060,99-TL vekâlet ücretinin, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Asıl ve birleşen davada, asıl ve birleşen davada davacı tarafından yapılan 11,50-TL+11,50-TL=23,00-TL vekalet ücreti ve 519,25‬-TL posta ve tebligat masrafı olmak üzere toplam 542,25-TL yargılama giderinin, asıl ve birleşen davada davalı taraftan alınarak, asıl ve birleşen davada davacı tarafa verilmesine,
4-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, asıl ve birleşen davada davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avanslarının, kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15/06/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır