Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/868 E. 2023/199 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/868
KARAR NO :2023/199

DAVA:Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ:26/12/2022
KARAR TARİHİ:09/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan şirketin ihyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin davacı olduğu …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında bu dava ile ihyası talep edilen … Ve Ticaret Limited Şirketi’ne dosya kapsamında tebligat yapılmaya çalışıldığını, şirketin tasfiye halinde olduğuna dair beyanların sunulması akabinde …Müdürlüğü’ne müzekkere yazılarak ilgili şirketin bilgilerinin sunulmasına karar verdiğini,…Müdürlüğü’nün 03.10.2022 tarihli müzekkere cevabı ile …. Tasarım’ın usule aykırı şekilde re’sen terkinine karar verildiğinin öğrenildiğini, akabinde 28.11.2022 tarihinde görülen duruşma 1 numaralı ara kararı ile; “Davalı …. Tasarım…. Şirketi’nin geçici 7. Madde uyarınca sicilden terkin edildiği anlaşılmakla, adı geçen şirket hakkında ihya davası açılıp, dava dosya bilgilerinin mahkememize bildirilmesi için davacı vekiline yetki ve bir aylık süre verilmesine…” karar verildiğini, davacı veya davalı sıfatıyla devam eden davaları bulunan şirket veye kooperatiflerin TTK’nın geçici 78. maddesi gereğince re’sen terkininin usule aykırı olduğunu, ihya talebine konu …. Tasarım şirketinin 07.07.2014 tarihinde re’sen terkin edildiğinin görüldüğünü, ancak o tarihte …. Tasarım hakkında müvekkili şirket tarafından ikame edilmiş derdest davanın bulunmakta olduğunu, tüm bu nedenlerle yasaya aykırı şekilde re’sen terkinine karar verilen … Ve Ticaret Limited Şirketi’nin ihyası ile yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı kurum üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, cevap dilekçesi ile; müvekkili kurumun, ticaret siciline tescil konusundaki talepleri ilgili yasanın kendisine verdiği yetki ve görev alanı içinde değerlendirdiğini ve sonuca bağladığını, yargı merci gibi hareket edemediğini, sicil müdürünün, tescil için aranan kanuni şartların var olup olmadığını incelemekle yükümlü olduğunu, tüzel kişilerin tescilinde, özellikle şirket sözleşmesinin emredici hükümlere aykırı olup olmadığı ve söz konusu sözleşmenin kanunun bulunmasını zorunluluk olarak öngördüğü hükümleri içerip içermediğini incelediğini, tescil edilecek hususların gerçeği tam olarak yansıtmaları, üçüncü kişilerde yanlış izlenim yaratacak nitelik taşımaları ve kamu düzenine aykırı olmamalarının şart olduğunu, müvekkili kurumun re’sen terkin işleminin, 6102 sayılı Kanunun geçici 7. maddesi, 6103 sayılı TTK’nun 20/1. maddesi ve anonim ve limted şirketlerin sermayelerini yeni asgari tutarlara yükseltmelerine ve kuruluşu ve esas sözleşme değişikliği izne tabi anonim şirketlerinin belirlenmesine ilişkin tebliğin 7. Maddesi kapsamında olduğunu ve tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığını, müvekkili kuruma …-0 ticaret sicil numarası ile kayıtlı bulunan … Ve Ticaret Limited Şirketi’nin dosyasında yapılan incelemede, sermayenin yasal tutarının altında olduğu hususunun belirlenmesinin ardından re’sen terkin kapsamına alındığını, tebligat ve ilan prosedürlerini yerine getirilmesinin ardından tebligat ve prosedürlerin yerine getirilmesinin ardından 07/07/2014 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğini, re’sen terkin kapsamına alınan şirketlerin, bu durumun kendilerine tebliğinde itibaren 2 ay içerisinde münfesih olma sebeplerini ortadan kaldırarak buna ilişkin ispat edici belgeleri sicil müdürlüğüne ibraz etmesi ya da şirketin faaliyetinin devamının mümkün olmaması halinde aynı süre içerisinde tasfiye memurunu bildirmesi, ayrıca şirketin davacı ya da davalı sıfatıyla sürmekte olan davasının bulunması halinde, müvekkili kurumca bu hususun tespitinin mümkün olmaması nedeniyle buna ilişkin yazılı beyanı ticaret müdürlüğüne vermesi gerektiğini, müvekkili kurumca tüm bu işlemlerin yapıldığını; ancak şirketin yükümlülüklerini yerine getirmediğini, müvekkili kurumun tarafından davaya konu şirkete yapılan ihtarın, dava konusu şirketin eline ulaşmadığı bir an için kabul edilse dahi; müvekkili kurumun re’sen terkine ilişkin prosedürde bir eksik işlem yaptığından bahsetmenin mümkün olmayacağını, ilanın, ihtarın ulaşmadığı durumlarda ilan tarihinin otuzuncu günün akşamı itibariyle 11/02/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümleri yerine yapılmış tebligat yerine geçeceğini, ticaret sicili müdürlüğünün, mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğünün bulunmadığını, re’sen terkin işleminin hukuka ve kanuni prosedüre uygun olduğu gibi, davacı vekilince re’sen terkin işleminin eksik veya usulsüz olduğuna dair bir iddia ileri sürülmediğini, re’sen terkin işlemlerinin kanuna uygun olması gerekse de geçici madde 7/2’ye aykırı bir durum da bulunmadığından, müvekkili kurum aleyhine isnat edilebilecek bir kusur ve sorumluluğun bulunmadığı, müvekkili kurumun davanın açılmasına sebep olmasından bahsedilemeyeceğini, tüm bu nedenlerle müvekkili kurum aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini talep etmiştir.
Dava, davalı …Müdürlüğü tarafından ticaret sicilinden re’sen terkin edilen … Ve Ticaret Limited Şirketi’nin ihyası istemine ilişkin bulunmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, ihyası talep olunan … Ve Ticaret Limited Şirketi’nin, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …-0 sicil numarasında kayıtlı bulunduğu, Ticaret Sicil Müdürlüğü’nden celp edilen sicil dosyasından; şirketin 07/07/2014 tarihinde…Müdürlüğü’nce re’sen terkin edildiği anlaşılmıştır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinden, mahkemenin 28/11/2022 tarihli celsesinde davacı vekiline, … Ve Ticaret Limited Şirketi hakkında ihya davası açmak üzere gelecek bir aylık yetki ve süre verildiği anlaşılmıştır.
6762 Sayılı TTK ve 6102 sayılı TTK’da yer alan bu konudaki düzenlemelere bakıldığında; 6762 Sayılı TTK 447. madde hükmü gereğince, tasfiye halinde bulunan şirketin tüm borçları ödendikten sonra, kalan mevcudu, esas sözleşmede aksine bir düzenleme mevcut değilse pay sahipleri arasında ödedikleri sermaye ve paylara bağlı imtiyaz hakları oranında dağıtılacağı öngörülmüştür. Keza terkin işlemi ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 543. maddesinde aynı yönde benzer ( borçlar ödendikten sonra önce ödenen pay bedellerinin iadesi yönündeki yeni hükmü dışında) benzer bir düzenleme yapılmıştır.
Yine dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ve 6762 Sayılı TTK’da doğrudan bir karşılığıda bulunmayan 6102 sayılı TTK’nun 547. maddesinde (Ek Tasfiye) başlığı ile; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlanıdırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebiyecekleri hükmüne yer verilmiştir. Anılan 547. madde hükmünün, eski TTK döneminde karşılığı bulunmayıp, ancak eski TTK döneminde uygulama ve içtihat yoluyla gerçekleştirilen ek tasfiye kararları yeni yasa ile yasal bir dayanakta kazanmıştır. Keza anılan hüküm ile şirket ortaklarının da ek tasfiye isteminde bulunabilecekleri açıkça hüküm altına alınmıştır. TTK 547. maddesinde ek tasfiyeye dair yer alan bu düzenleme bakımından, kanunun gerekçesi incelendiğinde ilk tesbit edilebilecek olan hususun; öncelikle ek tasfiye kararının geçici bir tedbir kararı olduğu ve yeni bir hukuki durum meydana getirmediği hususlarına yapılan vurgudur. Yine anılan madde gerekçelerinde ek tasfiyeyi gerektiren hallerin neler olabileceği, sınırlı sayıda olmaksızın gösterilmiş ve özellikli bu durumlar arasında şirketin bir davada davalı olarak bulunması veya aleyhine icra takibi yapılmış olması hali ek tasfiye kararı verilmesi için özellikli durumlar arasında sayılmıştır.
Tüm bu nedenlerle … Ve Ticaret Limited Şirketi’nin tasfiyesinin sona erdiği hususu tescil edildiğinden ticaret sicil kaydının terkinine karar verilmişse de, söz konusu şirket hakkında 24/12/2004 tarihinde açılan ve …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile devam etmekte olan alacak davasınının bulunduğu, 6102 Sayılı TTK’nun 547. maddesi gereğince bu halin şirketin ihyası için elzem bir neden olduğu anlaşılmakla, davacı tarafça açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
Davalı…Sicil Müdürlüğü’nün, açılan davada yasal hasım durumunda olması, res’sen terkin işleminden önce terkin edilecek şirkete gerekli bildirimleri ve ilanları yapmış bulunması nedeniyle, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafça açılan davanın KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne …-0 sicil nosuyla kayıtlı iken; 6102 Sayılı TTK’nun Geçici 7. maddesi gereğince sicilden re’sen terkin edilen … Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ve müteakip işlemleri yönünden İHYASINA,
2-Kararın İstanbul Ticaret Siciline tesciline ve ilanına,
3-Alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70-TL’nin mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı aleyhine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafça yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/03/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır