Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/840 E. 2023/679 K. 28.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/840
KARAR NO:2023/679

DAVA TARİHİ:15/12/2022
KARAR TARİHİ:28/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili bankanın … şubesi ile davalı şirket arasında kredi genel sözleşmesi akdedildiğini, söz konusu sözleşmeyi davalı şahısların müşterek ve müteselsil kefil sıfatı ile imzaladığını, bu sözleşmeye istinaden borçluya KGF kredisi açıldığını ve kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine …. Noterliği’nin 16/01/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile 705.103,25-TL tutarındaki borcun ferileriyle birlikte ödenmesinin borçlulara ihbar ve ihtar edildiğini, ihtarnameye rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular hakkında …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile 740.189,10-TLtutarındaki alacağın ferileriyle birlikte tahsili için ilamsız icra takibine başlandığını, davalıların gönderilen ödeme emrinde belirtilen borcun aslına ve ferilerine ve ayrıca icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ederek bu kısım için takibi durdurduğunu, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile davalılar tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan borcun aslına, faiz ve ferileri yönünden yapılan itirazların fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydı ile iptali ile takibin devamına, icra müdürlüğünün yetkisine yapılan itirazın kaldırılmasına ve davalılar aleyhine borcun itiraz edilen kısmının %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; müvekkillerinin İstanbul Anadolu Adliyesi yargı çevresinde Kadıköy bölgesinde ikamet etmekte olduğunu, takibin yetkisiz icra müdürlüğünde başlatılmış olduğunu ve mahkememizin de bu davayı görmeye yetkisiz olduğunu, müvekkili şirket davacı banka kanalıyla kredi kullanmış ise de, takibe konu edildiği tutarda borcunun bulunmamakta olduğunu, takibe konu alacak talebinin hangi kredi sözleşmesinden kaynaklandığına dair dava dilekçesinde somut bir açıklamaya yer verilmediği gibi; davacı tarafça sunulan delillerden de anlaşılamamakta olduğunu, davacı tarafça gönderilen …. Noterliği’nin 16/01/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesinde ise asıl alacağın 609.890,66-TL olduğunun iddia edildiğini, taraflarınca verilen cevabi ihtarnameler ile ihtarnamenin içeriğine külliyen, müvekkillerinin söz konusu ilişkiden kaynaklanan bir borcunun olmadığının belirtildiğini ve dolayısıyla da temerrüte düştükleri iddialarına itiraz edildiğini, davacı tarafın gönderdiği ihtarname ile takip dosyasındaki tutarların birbiriyle çelişmekte olduğunu, dolayısıyla somut olayda hesabın usulüne uygun olarak kat edilmediğinin izahtan vareste olduğunu, davacı tarafın faizi de fahiş olarak hesap ettiğini, bu anlamda faize de itirazlarının bulunduğunu, bu bağlamda bilirkişi vasıtasıyla müvekkili şirket ticari defter ve kayıtları üzerinde inceleme yapılması ve rapor düzenlenmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle davanın öncelikle yetki itirazları kapsamında usulden reddini, davanın esastan reddini, davacı aleyhine %20 oranında kötü niyet tazminatına hükmedilmesini ve davaya konu kredi borcunun hangi sözleşme veya sözleşmelere dayandığı hususu ile asıl alacak, faiz ve uygulanan faiz oranını açıklamak ve kredi sözleşmesinin tamamı ile ilgili belge ve delilleri dosyaya ibraz etmek üzere davacı tarafa süre verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı banka ile davalı şirket arasında akdedilen kredi genel sözleşmesine dayalı alacağın, asıl borçlu davalı şirket ve müşterek ve müteselsil kefil davalı şahıslar tarafından ödenmediğinden bahisle, davalılar aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce taraflar arasında akdedilen 07/08/2017 tarihli ve 1.500.000,00-TL limitli kredi genel sözleşmesi ile ekleri, …. Noterliği’nin 16/01/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile tebliğ şerhi, …. Noterliğinin 24/01/2020 tarihli …, … ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnameleri, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, hesap hareketleri, faiz genelgesi, ticari kredi ödeme planları ve davalı şirket ticaret sicili kayıtları dosyamız arasına alınmış, bankacılık işlemleri uzmanı bilirkişiden rapor temin edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı banka tarafından 19/03/2020 tarihinde davalı/borçlular aleyhine kredi genel sözleşmesine dayalı 735.816,90-TL asıl alacak, 3.251,86-TL işlemiş %28,6 temerrüt faizi, 162,60-TL BSMV ve 957,74-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 740.189,10-TL alacağın tahsili tarihine kadar %28,6 faizi, masraf ve vekalet ücreti ile, kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve masraflara mahsup edilmesi kaydıyla tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin borçlu şirkete 22/07/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı/borçlular vekili tarafından 22/07/2020 tarihinde takibe, ödeme emrine ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Bankacılık işlemleri uzmanı emekli bankalar yeminli baş murakıbı bilirkişi … tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 05/04/2023 havale tarihli rapor ile; asıl borçlu şirket ile davacı banka arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinde müteselsil kefalet imzaları bulunan … ile …’nin kefalet limitlerinin 1.500.000,00-TL olduğu nazara alındığında, kefillerin asıl borçlunun kusur ve temerrütünün hukuki sonuçlarından sorumlu oldukları, her iki kefilin de asıl borçlunun bankaya olan 740.189,10-TL tutarındaki borcundan tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla sorumlu olduklarını, mahkememiz ara kararı uyarınca banka kayıtları ve dosyada mübrez belgeler üzerinden, tarafların iddia ve savunmaları da dikkate alınmak suretiyle yapılmış olan inceleme neticesinde, davacı bankanın … şubesi tarafından davalı şirkete kullandırılmış olan taksitli ticari krediden dolayı …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına esas alacağı, hesap kat ihtarnamesi içeriği, hesap ekstresi ile banka şubesinin krediye ilişkin kanuni takip hesap hareketi üzerinden yapılan incelemede, asıl borçlu şirket ile müteselsil kefillerin 735.816,90-TL asıl alacak, 3.251,86-TL işlemiş %28,6 temerrüt faizi, 162,60-TL BSMV ve 957,74-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 740.189,10-TL alacağın tamamından sorumlu oldukları ve bankaca bu miktarın talep edilebileceği tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davacı banka ile asıl borçlu davalı şirket arasında 07/08/2017 tarihinde 1.500.000,00-TL limitli genel kredi sözleşmesi imzalandığı, davalı şirketin aynı zamanda yetkilileri olan diğer davalılar … ile …’nin ise genel kredi sözleşmesini müşterek ve müteselsil olarak kefil sıfatıyla 1.500.000,00-TL limitle imzaladığı, sözleşmeye istinaden kullandırılan nakit kredi borçlarının ödenmemesi üzerine davacı banka tarafından hesabın kat edilerek borçlulara …. Noterliği’nin 16/01/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı hesap kat ihtarnamesinin gönderildiği, ihtarnameye rağmen borçluların borçlarını ödememeleri üzerine davacı banka tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığı, takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Davalı şahısların kredi sözleşmesini müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalamış olması, kredi türü, kefaletin türü ve 6455 sayılı kanunun 77. maddesi ile TBK’nın 584. maddesinde yapılan değişiklikle ticari işletme sahibi, ortak veya yöneticisi tarafından işletme ya da şirketle ilgili verilecek kefalet için eş rızası aranmamakta olması ve kredi borcunun kefalet limiti olan 1.500.000,00-TL’nden daha düşük seviyede olması dikkate alındığında, alacaklı tarafından asıl borçlu yerine müşterek borçlu ve müteselsil kefilden de borcun ödenmesinin talep edilebilmesinin mümkün bulunması, kredi sözleşmesinin şekli bakımdan usulüne uygun olup, herhangi bir eksiklik içermemesi dikkate alındığında davalıların ödenmeyen borçtan kefalet limitleri oranında sorumlu olduğu sonucuna varılmıştır. Davalı borçlular tarafından icra takibine, icra dairesinin ve mahkememizin yetkisine itiraz edilmişse de, takibe ve davaya konu genel kredi sözleşmesinin 19. maddesi ile İstanbul icra müdürlükleri ile mahkemelerinin, taraflar arasında doğacak uyuşmazlıklarda yetkili olduğu kararlaştırıldığından, davalıların icra müdürlüğünün ve mahkememizin yetkisine karşı yapmış olduğu itiraza itibar edilmemiş; dosya kapsamında bilirkişiden temin edilen 05/04/2023 havale tarihli rapor ile, davalıların bilirkişi tarafından belirlenen miktarda davacı bankaya borçlu bulukları tespit edilmiştir. Davalı borçlular tarafından söz konusu borcun ödendiği veya başka bir nedenle sona erdiğine ilişkin dosyaya herhangi bir delil sunulmamıştır. Bu hususlar dikkate alınarak, temin edilen bilirkişi raporu doğrultusunda, davacı tarafça açılan davanın kabulüne karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu 67/2. maddesi icra inkâr tazminatını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, borçlu itirazında haksız görülürse davacı tarafından açıkça talep edilmiş olması şartıyla icra inkâr tazminatına hükmedilecektir. Borçlunun itirazında haklı veya haksız olması ise alacağın likit(belirli) olup olmamasına bağlıdır. Eğer alacak likit(belirli) ise borçlu itirazında haksızdır; alacak likit(belirli) değilse borçlu itirazında haklıdır. Borçlunun inkâr tazminatına mahküm edilebilmesi için onun ödeme emrine kötü niyetle itiraz etmiş olması şart değildir. İtirazının haksızlığına karar verilen borçlu, iyi niyetle itiraz etmiş olsa bile, icra inkâr tazminatına mahküm edilecektir. Eldeki dosyada, davacı alacaklı banka tarafından davalı şirketle arasındaki arasındaki kredi sözleşmesine dayalı alacak isteminde bulunulmuş, aynı zamanda borcun ödenmesi için davalı borçlulara noter aracılığıyla kat ihtarnamesi de gönderilmiştir. Bu durumda davalı borçlular alacağın miktarını bilmektedirler, yani icra takibi başlatıldığı sırada ne kadar bir borç miktarını alacaklıya vermeleri gerektiğini bilmektedirler. Bu itibarla alacak likit(belirli) bulunmaktadır. Bu nedenle kabul edilen alacak miktarı üzerinden davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça davalılar hakkında açılan davanın KABULÜ ile, davalı borçluların …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptıkları itirazın İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden DEVAMINA,
2-2004 Sayılı İİK’nun 67/2. maddesi gereğince kabul edilen alacak miktarı üzerinden % 20 oranında belirlenen 148.037,82-TL icra inkâr tazminatının davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gerekli 50.562,32-TL karar ve ilam harcının, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına;
4-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan…(15163)’a 3.200,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği ve ödemenin suçüstü ödeneğinden karşılandığı anlaşıldığından 3.200,00-TL arabuluculuk ücretinin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-13’e göre davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan 25,60-TL vekalet harcı, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 163,00-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.188,6‬0-TL yargılama giderinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 109.626,47-TL vekâlet ücretinin, davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalılar tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalılar vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/09/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır