Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/781 E. 2022/898 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/781
KARAR NO:2022/898

DAVA:Şirketin İhyası
DAVA TARİHİ:23/11/2022
KARAR TARİHİ:22/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan şirketin ihyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesi ile; 28/09/2008 tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucu müvekkili …’nun eşi ve müvekkili …’nun babası …’nun vefat ettiğini, söz konusu kazanın meydana gelişinde … plaka sayılı otobüs sürücüsünün kusurlu olduğunu, aracın kaza öncesi malik … tarafından … … Şirketi’ne kiralandığını, taraflarınca müvekkillerinin maddi ve manevi zararlarının tazmini amacıyla … … Şirketi ve müşterek müteselsil sorumluluk gereği diğer sorumlular olan …, … … Turz. Otobüs İşletmesi ve … Oto. San. Ve Tic. A.Ş.’ye karşı … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası nezdinde dava açıldığını, açılan dosyada 22/11/2018 tarihinde davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, bu karara ilişkin istinaf talebinin … Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi tarafından esastan ret kararı verildiğini, ardından …(… … Otobüs İşletmesi) tarafından temyiz kanun yoluna başvurulduğunu ve Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından bozma kararı verildiğini, ilk derece mahkemesine giden dosyanın … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde … esas numarasını aldığını, anılan dosya kapsamında görülen 10/11/2022 tarihli celsede taraflarına … … Şirketi’nin ihyası için dava açmak üzere 1 aylık süre verildiğini, tüm bu nedenlerle davanın kabulü ile … … Şirketi’nin ihyasını talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin 6102 sayılı TTK m. 32 ve Ticaret Sicili Yönetmeliği m. 34 hükmü çerçevesinde işlem yaptığını, …-0 ticaret sicil numarası ile sicile kayıtlı olan … Turizm Motorlu Araçlar İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti.nin TTK Geçici 7. Maddesi, Türk Ticaret Kanununun Yürürlüğü Ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 20/1. Maddesi, Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5. Maddesi, Anonim Ve Limited Şirketlerin Sermayelerini Yeni Asgari Tutarlara Yükseltmelerine Ve Kuruluşu Ve Esas Sözleşme Değişikliği İzne Tabi Anonim Şirketlerin Belirlenmesine İlişkin Tebliğ
‘in 7. Maddesi kapsamında, ‘adresinin tespit edilemediği’ hususunun belirlenmesi üzerine Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5. Maddesi gereğince 18/02/2015 tarihinde sicil kaydının re’sen terkin edildiğini, terkin işleminden önce şirkete ihtar gönderildiği, ihtarla birlikte Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilanda da bulunulduğu, müvekkili ticaret sicil müdürlüğünün mahkeme hükmü olmaksızın bir şirketi tekrar sicile tescil yükümlülüğü olmadığını, davacı tarafından re’sen terkin işleminin hukuka ve usule aykırı olduğuna yönelik bir beyanda bulunmadığını, sicilden re’sen terkin edilen şirketin derdest davası olup olmadığının müvekkilince tespitinin mümkün olmaması, bu durumun başlı başına ticaret sicil müdürlüğünün kusurlu olduğunu göstermeyeceği, müvekkilinin davanın açılmasına sebep olmaması nedeniyle yerleşik Yargıtay kararları gereği müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti hükmedilmemesini talep etmiştir.
Dava, dava dışı … Turizm … Şirketi’nin ihyası istemine ilişkin bulunmaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, ihyası talep olunan … … Şirketi’nin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün …-0 sicil numarasında kayıtlı bulunduğu, şirketin adresinin tespit edilemediği hususunun belirlenmesi üzerine Münfesih Olmasına Veya Sayılmasına Rağmen Tasfiye Edilmemiş Anonim Ve Limited Şirketler İle Kooperatiflerin Tasfiyelerine Ve Ticaret Sicili Kayıtlarının Silinmesine İlişkin Tebliğ’in 5. Maddesi gereğince 18/02/2015 tarihinde Ticaret Sicil Müdürlüğü’nce kaydının terkin edildiği, Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilerek tasfiyenin sonlandırıldığı ve şirket tüzel kişiliğinin son bulduğu anlaşılmıştır.
… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasının incelenmesinden, mahkemenin 10/11/2022 tarihinde davacılar vekiline, … … Şirketi hakkında ihya davası açmak üzere yetki ve 1 aylık süre verildiği anlaşılmıştır.
6762 Sayılı TTK ve 6102 sayılı TTK’da yer alan bu konudaki düzenlemelere bakıldığında; 6762 Sayılı TTK 447. madde hükmü gereğince, tasfiye halinde bulunan şirketin tüm borçları ödendikten sonra, kalan mevcudu, esas sözleşmede aksine bir düzenleme mevcut değilse pay sahipleri arasında ödedikleri sermaye ve paylara bağlı imtiyaz hakları oranında dağıtılacağı öngörülmüştür. Keza terkin işlemi ve dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK 543. maddesinde aynı yönde benzer ( borçlar ödendikten sonra önce ödenen pay bedellerinin iadesi yönündeki yeni hükmü dışında) benzer bir düzenleme yapılmıştır.
Yine dava tarihi itibarıyla yürürlükte bulunan ve 6762 Sayılı TTK’da doğrudan bir karşılığıda bulunmayan 6102 sayılı TTK’nun 547. maddesinde (Ek Tasfiye) başlığı ile; tasfiyenin kapanmasından sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlanıdırılıncaya kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebiyecekleri hükmüne yer verilmiştir. Anılan 547. madde hükmünün, eski TTK döneminde karşılığı bulunmayıp, ancak eski TTK döneminde uygulama ve içtihat yoluyla gerçekleştirilen ek tasfiye kararları yeni yasa ile yasal bir dayanakta kazanmıştır. Keza anılan hüküm ile şirket ortaklarının da ek tasfiye isteminde bulunabilecekleri açıkça hüküm altına alınmıştır. TTK 547. maddesinde ek tasfiyeye dair yer alan bu düzenleme bakımından, kanunun gerekçesi incelendiğinde ilk tesbit edilebilecek olan hususun; öncelikle ek tasfiye kararının geçici bir tedbir kararı olduğu ve yeni bir hukuki durum meydana getirmediği hususlarına yapılan vurgudur. Yine anılan madde gerekçelerinde ek tasfiyeyi gerektiren hallerin neler olabileceği, sınırlı sayıda olmaksızın gösterilmiş ve özellikli bu durumlar arasında şirketin bir davada davalı olarak bulunması veya aleyhine icra takibi yapılmış olması hali ek tasfiye kararı verilmesi için özellikli durumlar arasında sayılmıştır.
6102 sayılı TTK’nun geçici 7. maddesi(Ek: 26/6/2012-6335/38 md.): “(15) Bu maddede düzenlenmeyen hususlarda ilgili kanun ve esas sözleşmelerde öngörülen usullere göre hareket edilir. Bu madde gereğince tasfiye edilmeksizin unvanı silinen şirket veya kooperatiflerin ortaya çıkabilecek malvarlığı, unvana ilişkin kaydın silindiği tarihten itibaren on yıl sonra Hazineye intikal eder. Hazine bu şirket ve kooperatiflerin borçlarından sorumlu tutulmaz. Tasfiye memurlarının sorumlulukları konusunda, özel kanunlardaki sorumluluğa ilişkin hükümler saklı kalmak kaydıyla bu Kanun veya Kooperatifler Kanunu hükümleri uygulanır. Ticaret sicilinden kaydı silinen şirket veya kooperatifin alacaklıları ile hukuki menfaatleri bulunanlar haklı sebeplere dayanarak silinme tarihinden itibaren beş yıl içinde mahkemeye başvurarak şirket veya kooperatifin ihyasını isteyebilir.” hükmünü içermektedir. Bu hüküm dikkate alındığında, şirket alacaklıları ve hukuki menfaati bulunanlar haklı sebeplere dayalı olarak terkin tarihinden itibaren 5 yıl içerisinde şirkete ait tasfiye edilmemiş malvarlığının bulunması halinde ise 10 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak şirketin ihyasını isteyebilirler. Somut uyuşmazlıkta TTK’nın geçici 7. maddesi uyarınca terkin edilen şirket hakkında … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile devam etmekte olan ölüm nedeniyle açılan tazminat davasının bulunduğu, 6102 Sayılı TTK’nun 547. maddesi gereğince bu halin şirketin ihyası için elzem bir neden olduğu anlaşılmakla, davacılar tarafından açılan davanın kabulüne karar vermek gerektiği sonucuna varılmıştır.
Davalı … Sicil Müdürlüğü’nün, açılan davada yasal hasım durumunda olması, res’sen terkin işleminden önce terkin edilecek şirkete gerekli bildirimleri yapmış bulunması nedeniyle, davalı aleyhine yargılama gideri ve vekâlet ücretine hükmedilmemiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın KABULÜ ile; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’ne …-0 sicil nosuyla kayıtlı iken; 6102 Sayılı TTK’nun Geçici 7. maddesi gereğince sicilden re’sen terkin edilen … … Şirketi’nin … 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … E. sayılı dosyası ve müteakip işlemleri yönünden İHYASINA,
2-Kararın İstanbul Ticaret Siciline tesciline ve ilanına,
3-Alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcı davacılar tarafından peşin olarak yatırıldığından, yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin, kendi üzerlerinde bırakılmasına,
5-Davalı aleyhine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafça yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, diğer tarafın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır