Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/728 E. 2023/369 K. 04.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/728
KARAR NO : 2023/369

DAVA : Ticari Şirketin Fesih ve Tasfiyesi
DAVA TARİHİ : 04/11/2022
KARAR TARİHİ : 04/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan ticari şirketin fesih ve tasfiyesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin ilk olarak 2013 yılında … Reklam Medya Hizmetleri Anonim Şirketi adıyla kurulduğunu, 2019 yılında şu anki adıyla hizmet veren, sermayesi birden fazla paya bölünmüş bir anonim şirket olduğunu, şirketin üç ortağının …, … ve …olup, yönetim kurulu üyesi ve müşterek imza ile yetkili olduklarını, 2020 yılından itibaren, şirket ortaklarından … ile … ve … arasında sorunlar yaşanmaya başlandığını, şirketin devamlılığının sağlanabilmesi adına söz konusu ortaklar karar almaya ve fiiliyatta harekete geçmeye çalışmış olsalar da, anlaşmazlıkların uzun bir dönem boyunca sürmesi ve birtakım şahsi başka durumların gündeme gelmesiyle şirketin devamlılığının imkansız hale geldiğini, olumsuz durumlar üzerine …’in, 28/09/2020 tarihinde kendi isteğiyle şirket ortaklığından ayrılma talebini diğer ortaklara bildirdiğini, 01/03/2019 tarihinde imzalanmış olan ortaklar arası protokol olarak ortakların kendi arasında yaptıkları centilmenlik sözleşmesi kapsamında şirketin gerçek mali değeri üzerinden ayrılmak isteyen …’e payı ölçüsünde değer ödeneceğinin bildirildiğini, ancak …’in, ortaklıktan ayrılmak için ilk seferde talep ettiği şirket sermayesinin %33’lük kısmına denk gelen hisse değeri devir bedelinin 300.000,00-TL olduğunu, bu rakamın ticari veya başkaca değerleme yapılmaksızın rastgele kendisi tarafından belirlendiğini, dolayısıyla 11/12/2020 tarihi itibarıyla pay devrinin hakkaniyet, iyi niyet ve dürüstlük ilkeleri çerçevesinde gerçekleştirilebilmesi maksadıyla sevk ve idare edilmeye çalışılan müzakere süreçlerinden ortakların kendi aralarında anlaşamaması nedeniyle sağlıklı bir sonuç alınamadığını, …’e pay devri için … ve…tarafından şirkete sermaye olarak katkısı ve diğer katkıları için 50.000,00-TL teklif edildiğini, ancak teklifin kabul edilmediğini, sulh yoluyla çözülmeye çalışılan pay devri müzakere süreci devam ederken …’in, 09/12/2020 tarihinde … Bankası’nda yer alan şirket kurumsal hesabından 4.000,00-USD ve 14.500,00-TL’yi diğer ortaklardan habersiz ve yetkisini aşar şekilde çektiğinin tespit edildiğini, şirketin mevcut ekonomik durumunun geçmiş yıl zararlarını karşılayacak kâra sahip olmaması sebebiyle …’in yapmış olduğu bu işlemin mevzuata aykırılık teşkil etmekte olduğunu ve durumun içinden çıkılmaz bir hal aldığını, …’in, henüz ortak ve yönetim kurulu üyesi sıfatı devam ederken takınmış olduğu ve ihtarnamelerde bahsi geçen diğer davranışlarının yanında ayrıca, şirket ortaklığından ayrılma sürecinin en başında şirket çalışanlarına çalışma teklifi yapması, muhtelif iş sözleşmesi ve evrakların alıkonulması ve hatta şirket müşterilerinin bizzat aranmasının rekabet yasağı hükmünü de ihlal etmek anlamına geldiğini, ek olarak …’in, şirket yetkililerince ortak olarak kullanılan ve şirketin ticari amaçla kullandığı e-posta adresinin şifresini değiştirmesi ve erişimi engellemesinin, bu süreçte kabul edilemeyecek tutum ve davranışlardan olduğunu, aynı zamanda … tarafından da diğer ortaklar müvekkili … ve …’a karşı anlaşmaya varamamaya yönelik iddialar ve savunmalar dile getirildiğini, bu süreç içerisinde ortaklardan …’in yönetim kurulu üyeliğinden istifa ettiğini, bununla birlikte ortakların genel kurul kararıyla şirketin tasfiyesini sağlamaya yönelik çalışmalarının sonuçsuz kaldığını, bunun için yapılan genel kurul toplantısı için toplanan ortakların herhangi bir karar alamadıklarını, genel kurul kararından, şirketin …’in kurula vekilini göndermesi ve neredeyse bütün alınmak istenen kararlara muhalefet etmesi nedeniyle genel kurulun karar alamamakta olduğunun görülebileceğini, sonrasında araya giren pandemi tedbirleri ve covıd-19 dönemindeki eve kapanmalar nedeniyle ortaklar arasındaki az da olsa sulh olma ihtimalinin, tarafların bir araya gelememesinden ötürü tamamen kapandığını ve şirketin tamamen boşluğa düştüğünü, şirket bünyesinde karar alabilecek bir yönetim kurulu ve genel kurul kalmadığını, şirkette yaşanan bu iç huzursuzlukların piyasada duyulmasından ötürü şirketin bütün müşterilerinin yok olmaya ve şirketin iş yapamamaya başladığını, …’in istifasından sonra müvekkili … ve diğer ortak …’ın boşalan yönetim kurulu koltuğunu doldurmaya çalışmış iseler de; hiç kimsenin fiiliyatta genel kurulu tam olmayan bir şirketin yönetim kurulu üyesi olmak istemediğini, bu haliyle yönetim kurulu üyelerinden birinin eksik olduğu ve eksik üyenin tamamlanamadığı bir şirketin yönetim kurulda müşterek imza ile yetkili iki kişinin bulunmasının hiçbir anlam teşkil etmemeye başladığını, diğer ortakların hiçbir süreçle ve operasyonla, hukuken zorunlu yerine getirilmesi gereken hususlarla dahi ilgilenmemekte olduğunu ve şirketi başıboş bırakmakta olduklarını belirterek, davalı şirketin feshine; mahkemenin aksi kanaatte olması durumunda ise müvekkilinin paylarının, karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin uzman bilirkişi aracılığıyla belirlenerek ödenip, müvekkilinin şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı şirket, kendisine usulüne uygun davetiye tebliğ edilmiş olmasına rağmen davaya cevap vermemiştir.
Dava, davacının ortağı bulunduğu davalı şirketin ortakları arasında yaşanan anlaşmazlıklar nedeniyle şirketin faaliyetlerini sürdüremediği ve karar alma mekanizmasını yitirdiğinden bahisle, davalı şirketin fesih ve tasfiyesi; aksi durumda davacının şirketten çıkarılması istemine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce davalı şirketin ticaret sicili kayıtları ile 23/03/2021 tarihinde yapılan 2020 yılı olağan genel kurul toplantı tutanağı, şirket ortakları arasında akdedilen 01/03/2019 tarihli protokol, Beyoğlu … Noterliği’nin 11/12/2020 tarihli ve… yevmiye numaralı ihtarnamesi, Adana … Noterliği’nin 15/12/2020 tarihli ve …yevmiye numaralı ihtarnamesi, Beyoğlu … Noterliği’nin 22/12/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas numaralı dosyası dosyamız arasına alınmış, 3 kişiden oluşan bilirkişi heyetinden rapor temin edilmiştir.
Mali müşavir …, muhasebe-finansman öğretim üyesi Prof. Dr. … ve şirketler hukuku öğretim üyesi Prof. Dr. …’dan oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 23/03/2023 havale tarihli bilirkişi raporu ile; davalı şirketin 2020 ve 2021 yılları kurumlar vergisi beyannamesiyle uyumlu yevmiye, kebir ve envanter defteri ile 2022 yılı mizanlarının incelenmesinden, işletmenin aktif olarak faaliyette bulunmadığı ve satış ve maliyet hesaplarının hareket
görmediği, şirketin duran varlıkların, yaptırmış olduğu özel tadilat maliyeti hariç
makine, tesis, demirbaş ve binasının olmadığı,
dava konusu şirketin kısa vadeli yabancı kaynaklarında çok küçük miktarda kredi
borcunun olduğu, 315.612,19-TL ortaklara borçlu olduğu, 59.960,41-TL
tedarikçilerine borçlu olduğu,
dava konusu şirketin dönen varlıklarında stoklarının ve kasa hesabında parasının
olmadığı, müşterilerinden 14.025,13-TL alacaklı, ortaklarından da 32.278,15-TL alacağı, bankada 18.110,96-TL nakit parası olduğu, şirketin ortağı …’in şirket ortakları alacaklar hesabında 09/12/2020
tarihinde 14.500,00-TL şirketin 102.01 … BANKASI – 785 – 6297320 TL hesabından para çektiği, 02/10/2020 tarihinde de 2.000,00-TL çektiği, 09/12/2020 tarihinde 31.399,60-TL şirket banka hesaplarından para çektiği, daha sonra 11/10/2020 tarihinde bu parayı
şirkete iade ettiği, 23/02/2021 tarihinde de şirketin banka hesaplarından 4.800,00-TL para
çektiği, şirket ortaklarından …’in davalı şirkete 21.300,00-TL borçlu olduğu, şirketin ödenmiş sermayesi olan 50.000.00-TL’sinin -263.358.97-TL özvarlık içerisinde
korunmadığı, şirketin kar dağıtımı yapmadığı, ortaklarına dağıtacak öz varlığının bulunmadığı,
huzurdaki dava bakımından davacı tarafından ileri sürülen sebeplerin haklı sebep
olduğu ve bu sebeplerin davalı şirketin feshini haklı kılacak nitelikte sebepler olduğu,
ancak mahkemece aksi kanaate varılması ve fesih yerine davacının paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerinin ödenip davacının
şirketten çıkarılması ihtimalinde, şirketin aktiflerinin borçlarını karşılamaya yetmediği,
-263.358.97-TL özvarlığı olduğu ve ortaklarına dağıtılabilecek varlığının olmadığı tespit edilmiştir.
6102 sayılı TTK’nın haklı Haklı Sebeplerle Fesih başlıklı 531. maddesi; “Haklı sebeplerin varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.” şeklinde düzenlenmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davacının davalı şirkette %34 hisse sahibi olduğu ve bu anlamda azlık sıfatını haiz olduğu, 6102 Sayılı TTK’nun 531. Maddesi gereğince eldeki davayı açma hakkı bulunduğu, diğer ortakların … ve…olduğu, bilirkişi raporu ile davalı şirketin aktif faaliyette bulunmadığı, duran varlıklarının olmadığı, dönen varlıkları bakımından stokların ve kasa hesabında parasının olmadığı, şirketin ödenmiş sermayesi olan 50.000,00-TL’nin -263.358,97-TL özvarlık içerisinde korunmadığı ve ortaklarına dağıtılabilecek varlığı olmadığının tespit edildiği anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK’nın 531. maddesi uyarınca anonim şirket bakımından haklı sebeple fesih davası bir azlık hakkı olarak düzenlenmiştir. Dosya kapsamında davacının azlık olma şartını sağladığı görülmektedir. Dosyaya yansıyan ortakla arasındaki huzursuzluklar, şirketin aktif faaliyetinin olmaması, faaliyetlerini yürütecek bir binası, herhangi bir malvarlığı bulunmaması, 263.358,97-TL borca batık olması, ortaklarına herhangi bir kâr payı dağıtamaması, faaliyetinin olmaması nedeniyle gelir elde edememesi, genel kurul toplantılarını yapamaması, davalı şirketin de fesih talebine bir itirazının bulunmaması hususları birlikte dikkate alınarak, 6102 Sayılı TTK’nun 531. maddesinde öngörülen, haklı sebeple feshin şartlarının oluştuğu sonucuna varılmıştır. Öte yandan şirket ortağı …, İstanbul .. Asliye Ticaret Mahkemesi’inin … esas sayılı dosyasında görülmekte olan ve diğer ortaklar…ve … aleyhine şirketi zarara uğrattıklarından bahisle ikame olunan tazminat davasının bekletici mesele yapılmasını her ne kadar talep etmiş ise de, söz konusu dosyadaki talepler dikkate alındığında, Mahkememizdeki şirketin feshi davasını etkileyecek nitelikte bulunmadığı anlaşılmakla, söz konusu dosyanın bekletici mesele yapılmasına gerek görülmemiştir.. 6102 Sayılı TTK’nun 531. maddesi anlamında, davalı şirketin içinde bulunduğu durum da dikkate alınarak, fesih dışında başka bir çözümün de davalı şirket bakımından yerinde bulunmadığı değerlendirilmiştir. Bu nedenlerle davanın kabulüne yönelik aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, …Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün …sicil numarasında kayıtlı davalı … ANONİM ŞİRKETİ’nin 6102 Sayılı TTK’nun 531. Maddesi gereğince FESİH VE TASFİYESİNE,
2-Fesih ve tasfiyesine karar verilen davalı şirkete, mali müşavir … T. C. Kimlik Nolu …’nin tasfiye memuru olarak görevlendirilmesine,
3-Tasfiye memuru için aylık 5.000,00-TL ücret takdirine, ücretin davacı tarafça karşılanmasına,
4-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70-TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına; davacı tarafça peşin olarak yatırılan 80,70-TL harcın, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı tarafça yapılan 80,70-TL başvurma harcı, 11,50-TL vekalet harcı, 6.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 173,50-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 6.265,70-TL yargılama giderinin, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yan yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 04/05/2023

Başkan
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Üye
e-imzalıdır
Katip
e-imzalıdır