Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/609 E. 2023/730 K. 17.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/609
KARAR NO :2023/730

DAVA:Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:19/09/2022
KARAR TARİHİ:17/10/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Sermaye Piyasası Kanunundan Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı, Müvekkili Şirket ile imzaladığı 12.11.2020 tarihli sözleşme uyarınca …A.Ş. (“…”) nezdinde bulunan Vadeli İşlemler ve Opsiyon Piyasasında (“VİOP”) alım satım işlemleri gerçekleştirmekte olduğunu, müvekkili Şirket, bu işlemlerde sadece Davalı’nın alım satım emirlerini …nezdindeki ilgili piyasaya iletmekte ve gerçekleşen işlemlerden komisyon geliri elde etmekte olduğunu, müvekkili şirket ile davalı arasında 12.11.2020 tarihli Sermaye Piyasası Araçlarının Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi akdedildiğini, işbu sözleşmede Müvekkili Aracı Kurum “YATIRIM KURULUŞU”, davalı ise “MÜŞTERİ” sıfatıyla yer almakta olduğunu, davalı, Müvekkili Şirket ile imzaladığı 12.11.2020 tarihli sözleşme uyarınca …A.Ş. (“…”) nezdinde bulunan Vadeli İşlemler ve Opsiyon Piyasasında (“VİOP”) alım satım işlemleri gerçekleştirmekte olduğunu, Müvekkili Şirket, bu işlemlerde sadece Davalı’nın alım satım emirlerini …nezdindeki ilgili piyasaya iletmekte ve gerçekleşen işlemlerden komisyon geliri elde etmekte olduğunu, davalıya, Sermaye Piyasası mevzuatının bir gereği olarak hesap açılışında kendisine gerekli bütün risk bildirimleri yapıldığını, Risk Bildirim Formu kendisine sunulduğunu, okuması ve her bir sayfayı imzalaması sağlandığını, davalı, ekte sunulan hesap ekstrelerinden görülebileceği üzere, VİOP nezdinde almış olduğu alım ve satım pozisyonları ve pozisyonların dayanağını oluşturan varlıkların fiyatlarında yaşanan değişimler nedeniyle teminatın tamamı kaybettiğini, kayıpları yatırdığı teminatı aşarak eksi bakiye miktarı 18.771,55-TL olduğunu, davalıya müteaddit defalar teminat eksiğini tamamlaması çağrısı yapıldığını, ancak Davalı bu çağrıların hiçbirine icabet etmediğini, nihayetinde borcunu ödemekten imtina ettiğini, davalı yanın, mevcut eksi bakiye ödeme yükümlülüğünü yerine getirmemesi üzerine, ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden yasal takip başlatıldığını, fazlaya, faize, faiz oranlarına, kura, kur farklarına, munzam zarara, hesap hatalarına, TBK. Md.100’de yer alan haklara ve diğer feri haklara ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla haksız ve hukuka aykırı yetkiye ve borca itirazın iptali ile davalının asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra-inkâr tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu, bu nedenlerle ile davanın usulden reddinin gerektiğini, Mevzuat hükümleri göz ardı edilerek yazılı sözleşme akdedilmediğini, uygunluk testinin mevzuata uygun olarak düzenlenmediğini, işlemler ile ilgili gerekli bilgilendirmelerin yapılmayarak davacı şirket tarafından profesyonel müşteri danışmanları aracılığıyla müvekkiline eğitim verileceğini ve alım-satım zamanlarında bilgi verileceği söylenerek kazanç vaadinde bulunularak üyelik oluşturulduğu anlaşılmakta olduğunu, davacı taraf, müşterilerine VİOP üzerinden işlem yaptırdıklarında öncelikle bu işlemlerin yüksek risk içermesi nedeniyle yukarıda ki mevzuat hükmü uyarınca hareket edilmesi, taraflar arasında yazılı sözleşme imzalanarak SPK uygunluk testinin doldurulmasının gerekli olduğunu, ancak davacı taraf müvekkili üzerinden kazanç elde etmek maksadıyla mevzuat uyarınca gerekli işlemleri ve sözleşmeleri yapmadığını, müvekkiline eksik ve yanlış bilgiler vererek zarara uğramasına neden olduğunu, bu doğrultuda davacı şirket çalışanı olan yatırım danışmanı … müvekkiline Dolar ve Euro’nun 20 TL’yi geçeceğii altının ise 1200 TL’yi geçeceğini söyleyerek bunlar aldırıldığını, ancak işlemlerin yapıldığı günün sonunda posizyonların kapatılmaması nedeniyle 21.12.2021 sabahında müvekkilinin hesabında ki işlem yapılan 29.540,00 TL ile 49.312,86 TL çekilebilir serbest teminat tamamen sıfırlandığını, 18.817,67 TL eksi bakiye göründüğünü, davacı şirkete ulaşmaya çalışan müvekkilinin telefonlarına cevap verilmediğini, itirazın iptaline konu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takibe geçildiğini, haksız ve kötüniyetli bu icra takibine taraflarınca itiraz edilmesi sonrasında ise mahkeme nezdinde iş bu dava açıldığını, bu nedenle haksız ve kötüniyetli olarak açılan davanın reddi ile davacının dava konusu bedelin %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminata mahkum edilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Davalı ile davacı aracı şirket arasında akdedilen sermaye piyasası işlem sözleşmeleri ve sermaye piyasası faaliyetleri çerçeve sözleşmesine dayalı olarak, yapılan borsa işlemleri neticesinde davalı kayıplarının teminatını aştığı, teminatın davacı şirket tarafından ödendiği, davacı şirket tarafından … A. Ş.’ye yapılan ödemelerin davalı tarafça geri ödenmediğinden bahisle, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava dosyası …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … sayılı 03.08.2022 tarihli gönderme kararı üzerine mahkememize tevzi edilmiştir.
Taraf delilleri toplanmış, dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının uyap kayıtları celp edilmiş, Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası icra takip dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı 18.787,28 TL asıl alacak, 28,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.815,46 TL alacak üzerinden 24/12/2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 30/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 29/12/2021 tarihinde takibe itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Bilgisayar teknikeri bilirkişi …’dan alınan 09/03/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; DVD içerinde bulunan 134 adet .eml uzantılı mail belgelerinin sıralamasın göre ekleriyle birlikte .pdf uzantılı belge biçimine dönüştürüldüğünü, bu dönüştürülme neticesin de ise de .pdf uzantılı olarak 285 adet A4 sayfa boyutuna dönüştüğünü, … … adlı belgenin ise .pdf uzantılı belge biçimine dönüştürüldüğünde ise toplamda 1344 adet A4 sayfa boyutuna dönüştürüldüğünü, raporun kapsamlı olması sebebiyle mahkemenin talebi doğrultusunda ilgili belgeler döküm alınmayarak dijital olarak Uyap’a aktarıldığını, ayrıca dijital olarak da CD içerisine aktarılarak rapor ekinde sunulduğu bildirilmiştir.
Bilirkişi …’tan alınan 11/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davaya konu alacak bir rücu alacağı niteliğinde olduğunu, davacı aracı kurum Davalı müşterisi adına ve hesabına …’a yatırdığı 18.659,42 TL ve 18.787,50 TL eksi hesap bakiyesi için takip talebinde 18.787,28 TL olarak talep ettiği anapara alacağı bakımından SPK ve Borsa düzenlemelerine göre mevzuat özeti ve uygulama aşağıdaki gibi olduğunu, davalının teminat eksiğini aşan hesap borcu, Mahkemece kabul gördüğü takdirde, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında, Türk Lirası cinsinden para borcu olduğunu, borsadaki işlem tekniği olarak bu borcun emir iptali, yeni emir girilmesi vb yollarla sona erdirilmesi mümkün olmadığını, diğer bir deyişle teminat açığının aşan hesap borcu oluştuktan sonra bunun nakden ödeme dışında hedge, ters işlem vb işlemlerle kapatılması mümkün olmadığını, nakden ödeme dışardan hesaba nakit girişi şeklinde olabileceği gibi hesaplarındaki varlıkların satışı yoluyla sağlanan bir nakit girişi de olabileceğini, VİOP işlemleri, özel bir emir kabul ve teminat hesaplama sistemine tabi olduğunu, teminat oranları ve teminat açıkları, …A.Ş. (…) ve… A.Ş. (…) tarafından birlikte çalıştırılan bir elektronik sistem ile gerektiğinde bu hesaplama için bazı parametreler değiştirilmek suretiyle hesaplanmakta ve her bir müşteri bakımından sadece aracı kurum tarafından görülebilir şekilde raporlanmakta olduğunu, bu teminat oranı hesaplamasına ve teminat açığı hesaplamasına aracı kurumun ya da Davalı müşteri gibi aracı kurum müşterilerinin müdahale etmesi mümkün olmadığını, teminat hesaplaması herhangi bir dayanak varlık (hisse senedi, yabancı para, altın veya mal) bazında bu varlıkların kendi piyasalarındaki fiyat hareketleri ve bunun değişim oranları (risk değişimleri) dikkate alınarak her gün yeniden hesaplanmakta olduğunu, fiyatların çok dalgalı hareket ettiği günlerde gün içinde de Tisk değişimleri, fiyat değişim kısıtları uygulanabilmekte olduğunu, dolayısıyla oluşan teminat eksiğine ya da teminat eksiğini aşan hesap açığına davalı müşterinin herhangi bir şekilde müdahale etmesi, değiştirmesi, kabul etmeyerek ödemeden imtina etmesi teknik olarak mümkün olmadığını, öte yandan, davalı gibi yatırımcıların oluşan teminat eksiğini veya teminat eksiğini aşan hesap açığını kapatmaları ve bunun için teminat tamamlama çağrısı üzerine ödemek zorunda oldukları tutarı aracı kuruma (Davacıya) ödemeleri gerekmekte olduğunu, ancak aracı kurumun teminat eksiğini veya hesap açığını kapatma yükümlülüğü …’a karşı devam etmekte olduğunu, aracı kurum, aracılık fonksiyonuna binaen müşterisinden alacağı parayı …’taki müşteri hesabına aktaracağını, eğer müşterisi (Davalı) aracı kuruma (Davacı) ödemesi gereken teminat eksiği veya hesap açığı tutarını ödemez ise aracı kurum bu tutarı kendi hesabından …’a yatırmak zorunda olduğunu, nitekim dava dilekçesinde Davacı tarafın beyanı Davalı tarafından ödenmeyen teminat açığı tutarının Davacı tarafından …’a ödendiğini ve bu sebeple Davalının Davacıya borçlu olduğu yönünde olduğunu, türev işlemler vadeli işlemler olduklarından işlem sonucu vade gününde ortaya çıkan ve ancak vadeye kadar da kâr veya zararı hesaplanabilen sözleşme olduğunu, spot işlemler olmadıklarından bir alış ve satış işlemi ile o anda sonuç doğurma imkânı olmadığını, Davalının …A.Ş. Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası (VİOP)’ta kendi yaptığı işlemler sonucunda ortaya çıkan teminat eksiğini veya hesap açığını tamamlamamış olması sebebiyle Davacı kurumun …’a Davalı adına ödediği tutarı Davalı Davacıya ödemekle yükümlü olduğunu, (https://www…..com.tr/tr) yer alan… A.Ş.’nin …A.Ş. vadeli işlem ve opsiyon piyasası’nda yürüteceği merkezi karşı taraf hizmeti ve bu hizmete ilişkin takas esasları yönergesi ve… A.Ş.’nin …A.Ş vadeli işlem ve opsiyon piyasası’nda yürüteceği merkezi karşı taraf hizmeti ve bu hizmete ilişkin takas esasları prosedürü metinlerine dayanmakta olduğunu, bu hukuk metinlerinden madde alıntıları yapmak yerine konunun özetlenerek yukarıdaki şekilde daha anlaşılabilir olacağı düşünüldüğünü, Sonuç: arz ve izah edilen tespitler çerçevesinde, Davacı aracı kurumun yaptığı uygunluk testi sonucuna göre Davalıdan emir kabul etmemesi ve işlem yaptırmaması gereken VİOP işlemleri üzerinden, Davacının kendi karar ve iradesiyle elektronik yollarla gerçekleştirdiği işlemler sonucunda Davacı aracı kurumun Davalı müşterisi adına ve hesabına …’a yatırdığı 18.659,42 TL ve 18.787,50 TL eksi hesap bakiyesi için takip talebinde 18.787,28 TL olarak talep ettiği anapara alacağı için Davalı müşteri tarafından Davacı aracı kuruma ödenmesine ve Davalının itirazının iptaline karar verilmesinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası icra takip dosyası ile, Davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı 18.787,28 TL asıl alacak, 28,18 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 18.815,46 TL alacak üzerinden 24/12/2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 30/12/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 29/12/2021 tarihinde takibe itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır
İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptali davası, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılacaktır. İcra dosyası içeriğinde itiraz dilekçesinin tarihi ve dava tarihi dikkate alındığında davanın 1 yıllık yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, dava dilekçesi ile, dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın haksız olduğu savunularak, dava konusu icra takibine davalının vaki itirazların iptali ile takibin devamına karar verilmesi, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
Davalı tarafça davaya cevap dilekçesi ile, mahkemenin görevine ve yetkisine itiraz edilerek davanın usulden ve esastan reddi ile davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesi talep edilmiş, icra takibine itirazlarında da, icra dairesinin yetkisine ve sebep belirtilmeksizin borcunun olmadığı savunularak icra takibindeki borca ve ferilerine itiraz edilmiştir.
Öncelikli olarak, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiştir.
Davalı tarafça, mahkemenin görevine, yetkisine ve icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. Bu itirazların incelenmesinde; Taraflar arasında düzenlenen Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri Çerçeve Sözleşmesi, Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi içeriği ve hükümleri, 6502 sayılı kanunun 3. maddesindeki tüketici tanımı, somut olayda taraflar arasındaki Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi uyarınca yapılan işlemlerin SPK mevzuatına tabi işlemlerden olup, davalının da, söz konusu işlemleri yapmak üzere davacı şirket bünyesinde yatırım hesabı açarak, amacının aracı kurum üzerinden döviz ve borsada işlem gören hisse senetlerine yatırım yaparak kâr elde etmek olması, bir işlemin tüketici işlemi olarak nitelendirilebilmesi için işlemi yapan taraflardan birinin ticari veya mesleki olmayan amaçla (kâr elde etme amacı olmaksızın) hareket etmiş olmasının gerekmesi, buna göre tarafların amacı ve aralarındaki sözleşmenin niteliği gözetildiğinde 6102 Sayılı TTK’nın 4. ve 5. maddeleri gereğince açılan davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olması karşısında Mahkememizin davaya bakmaya görevli olduğu anlaşılmıştır(benzer yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/05/2018 tarih ve 2017/11-22 E,, 2018/1102 K. Sayılı kararı). Yine davalı tarafça icra takibinde icra müdürlüğünün yetkisine ve açılan davada Mahkememizin yetkisine itiraz edilmişse de; 2004 Sayılı İİK’nın 50. maddesinde; “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” şeklindeki düzenleme uyarınca yetkili icra müdürlüğünün belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. 6098 Sayılı TBK’nun 89/1. maddesine göre de, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir. Talep dayanağı para borcu olup, borcun götürülecek borçlardan olmasından dolayı TBK’nın 89/1. ve HMK’nın 10. maddeleri uyarınca alacaklının kendi yerleşim yeri icra dairesinde ve HMK’nın 6. maddesi uyarınca da borçlunun yerleşim yeri icra dairesinde talepte bulunulabilecektir. Ayrıca, İİK’nın 50. maddesi uyarınca sözleşmenin yapıldığı yer icra müdürlükleri de yetkilidir. Alacaklının yerleşim yeri olan Sarıyer ilçesinin İstanbul Ticaret Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetki sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davalı borçlunun, icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Aynı gerekçelerle, davalı borçlunun Mahkememizin yetkisine yönelik itirazının da yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Eldeki davada dava şartlarının tam olduğu, incelenecek başkaca bir ilk itiraz veya süreler yönünden bir itiraz olmadığından davanın esasına geçilmiştir.
Bilgisayar teknikeri bilirkişi tarafından log kayıtlarına ilişkin çözüm yapılmış, SMMM ve SPK uzmanı bilirkişi tarafından, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinin irdelendiği, temerrüt tarihi, akdi ve temerrüt faiz oranlarının, icra takip tarihi itibarı ile talep edilebilecek alacak miktarlarının ayrıntılı ve denetime elverişli bir şekilde tespit edildiği anlaşılmakla bilirkişi raporunun dosya kapsamında karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
SMMM ve SPK uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 11/07/2023 tarihli rapor ile; davacı aracı kurumun, davalı müşterisinin hesabında, davalının yaptığı işlemler ve aldığı yatırım pozisyonlarından kaynaklanan zarar sebebiyle oluşan 18.659,42 TL açık tutarını, dosyada örnekleri bulunan dekontlar karşılığında 22/12/2021 tarihinde… Anonim Şirketi hesabına davacı tarafından ödenmiş olduğu, davacının 20/12/2021 tarihinde ödediği 18.450,00 TL ile birlikte ve davalı tarafın hesabının 18.787,50 TL eksi bakiyeye düştüğü, davacının icra takip tarihi itibarı ile asıl alacağının icra takip tarihi itibarıyla 18.787,50 TL olduğu, davacının bu bedeli davalıdan talep etme hakkının bulunduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; Taraflar arasında düzenlenen Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri Çerçeve Sözleşmesi, Türev Araçların Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi içeriği ve hükümleri uyarınca yapılan işlemlerin SPK mevzuatına tabi işlemlerden olduğu; Davalının, söz konusu işlemleri yapmak üzere davacı şirket bünyesinde yatırım hesabı açarak, Sermaye piyasasında faaliyet gösteren aracı kurum olan davacı şirket ile davalı müşterisi arasında akdedilen sermaye piyasası işlem sözleşmeleri ve sermaye piyasası faaliyetleri çerçeve sözleşmesine dayalı olarak davalı tarafın, vadeli işlem opsiyon borsasında işlem yaptığı, bu kapsamda davalının yaptığı işlemler ve aldığı yatırım pozisyonları nedeniyle zarar oluştuğu, davacı kurumun, davalı müşterisine hesabındaki pozisyonların o andaki fiyatlarına göre zarar miktarını, bu meblağın şirketlerine ödenmesi gerektiğini ve ödenmediği takdirde pozisyonların satılacağını ve buna göre oluşacak bakiyenin davalı tarafından şirketlerine ödenmesi gerekeceğinin bildirdiği; Davalı gibi yatırımcıların oluşan teminat eksiğini veya teminat eksiğini aşan hesap açığını kapatmaları ve bunun için teminat tamamlama çağrısı üzerine ödemek zorunda oldukları tutarı aracı kuruma ödemeleri gerekmekte olduğu; Aracı kurumun teminat eksiğini veya hesap açığını kapatma yükümlülüğünün… Anonim Şirketi’ne karşı devam etmekte olduğu; Bu kapsamda eldeki dosyada teminatın tamamlanmaması üzerine davacı aracı kurumun, davalı müşterisinin hesabında, davalının yaptığı işlemler ve aldığı yatırım pozisyonlarından kaynaklanan zarar sebebiyle oluşan 18.659,42 TL açık tutarını, dosyada örnekleri bulunan dekontlar karşılığında 22/12/2021 tarihinde… Anonim Şirketi hesabına davacı tarafından ödenmiş olduğu, davacının 20/12/2021 tarihinde ödediği 18.450,00 TL ile birlikte ve davalı tarafın hesabının 18.787,50 TL eksi bakiyeye düştüğü, davacının icra takip tarihi itibarı ile asıl alacağının icra takip tarihi itibarıyla 18.787,50 TL olduğu, davacının bu bedeli davalıdan talep etme hakkının bulunduğu, davacının diğer faiz açıklaması ile faiz talebinin ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa TTK’nın 1530/7 maddesi uyarınca faiz talebinin yerinde olmadığı, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda avans faizi talep edilebileceği; Davalı tarafça, davacının davalıyı mevzuata ve sözleşme hükümlerine aykırı olarak sisteme üye yaptığı, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediği, uygunluk testinin mevzuata uygun olarak yapılmadığı savunulmuş ise de, davalının sözleşmeyi özgür iradesi ile imzaladığı, kendisine gereken tüm bilgilendirmelerin yapıldığı, uygunluk testinin yasal mevzuata uygun olarak yapıldığı, uygunluk testinde viop işlemleri yapmasının sakıncalı olduğu belirtilmesine rağmen, bilirkişi tarafından tespit edildiği üzere hesaptaki işlemlerin tamamının davalı tarafından elektronik araçlarla işlem platformuna bağlanılarak gerçekleştirildiği, davalının bu savunmalarının yerinde olmadığı, davalının tespit edilen asıl alacak bedelinin ödendiğine, istenebilir olmadığına ilişkin bir iddia ve ispatının bulunmadığı anlaşılmakla ve değerlendirilmekle; Davacı tarafından açılan davanın 18.787,50 TL asıl alacak üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu 67/2. maddesi icra inkâr tazminatını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, borçlu itirazında haksız görülürse davacı tarafından açıkça talep edilmiş olması şartıyla icra inkâr tazminatına hükmedilecektir. Borçlunun itirazında haklı veya haksız olması ise alacağın likit(belirli) olup olmamasına bağlıdır. Eğer alacak likit(belirli) ise borçlu itirazında haksızdır; alacak likit(belirli) değilse borçlu itirazında haklıdır. Borçlunun inkâr tazminatına mahküm edilebilmesi için onun ödeme emrine kötü niyetle itiraz etmiş olması şart değildir. İtirazının haksızlığına karar verilen borçlu, iyi niyetle itiraz etmiş olsa bile, icra inkâr tazminatına mahküm edilecektir. Eldeki dosyada, davacı alacaklı şirket tarafından taraflar arasındaki yatırım sözleşmesine dayalı alacak isteminde bulunulmuş, aynı zamanda borcun ödenmesi için davalıya farklı zaman dilimlerinde bildirimlerde de bulunmuştur. Bu durumda davalı/borçlu alacağın miktarını bilmektedir, yani icra takibi başlatıldığı sırada ne kadar bir borç miktarını alacaklıya vermesi gerektiğini bilmektedir. Bu itibarla alacak likit(belirli) bulunmaktadır. Bu nedenle kabul edilen alacak miktarı üzerinden davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Davalı tarafça, kötü niyet tazminat talebinde bulunulmuş ise, reddedilen kısım yönüyle davacı tarafından kötü niyetle takip yapıldığı hususu davalı tarafça ispatlanamadığından, davalının kötü niyet tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) DAVACI TARAFÇA AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davalı borçlunun dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının, 18.787,28 TL asıl ve toplam alacak yönünden KISMEN İPTALİNE, Takibin 18.787,28 TL asıl ve toplam alacak üzerinden ve bu alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazlaya dair isteminin REDDİNE,
2)Hükmolunan 18.787,28 TL alacağın %20’si oranında hesap ve takdir edilen 3.757,46 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya VERİLMESİNE,
3-Davalının kötü niyet tazminat talebinin REDDİNE,
4-Alınması gereken 1.283,36-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 227,25-TL’nin mahsubu ile bakiye 1.056,11-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacı tarafından peşinen karşılanan 227,25-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı parası, 555,50 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 3.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 5.475,4‬0 TL yargılama masrafının davanın kabul ret oranı göz önünde bulundurularak hesaplanan 5.467,20-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlasının kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 17.900,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı yan kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddolunan dava değeri üzerinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 28,18-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk giderinin, 1.557,66 TL’sinin davalıdan, 2,34‬ TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
9-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
10-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 17/10/2023

Katip …
 e-imzalıdır

Hakim ….
 e-imzalıdır