Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/578 E. 2023/645 K. 19.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2022/578 Esas
KARAR NO:2023/645

DAVA:Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Alacak)
DAVA TARİHİ:06/09/2022
KARAR TARİHİ:19/09/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Ticari Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Davalar (Alacak) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, davalı … Bankasında bulunan … IBAN nolu hesabını kullanmakta olduğunu, 09.05.2022 tarihinde ve saat 13:30 ile 15:00 aralığında şirkete ait … nolu sabit telefon numarasından arayan ve müvekkiline … Bankası Genel Müdürlüğünden aradığını ve isminin … olduğunu söyleyen kişi, şirket hesapları ile ilgili güncelleme yapılacağı için müvekkilinin telefon bankacılığına giriş yapmasını istediğini, müvekkilini arayan kişi, banka çalışanı olduğunu söylediğini ve banka nezdinde tutulması gereken, müvekkiline ait tüm kişisel bilgilere vakıf olduğunu, müvekkilinin hesapları ile ilgili müvekkiline bilgi verdiğini ve gerekli güncelleme işleminin yapıldığı konusunda müvekkili inandırdığını, arayan kişinin müvekkilinin banka nezdinde tutulan tüm kişisel bilgilerine vakıf olması nedeniyle müvekkilinde güven oluşturulduğunu ve bazı tuşlamalar yapılması istendiğini, müvekkili oluşturulan güven nedeniyle istenen tuşlamaları gerçekleştirdiğini ve uzun bir süre boyunca banka işlemleri ile ilgili konuşmalar yapılarak müvekkilinin telefonu kapatmaması sağlandığını ve sonrasında telefon kapatıldığını, ancak, müvekkili daha sonra hesabını kontrol ettiğinde hesabından, hiç tanımadığı … ve … isimli kişilere üç seferde ve toplamda 65.635,00 TL para transferi yapıldığını, bunun üzerine hemen … Bankası Genel Merkezini aradığını ve durumu açıklayarak rızası dışında yapılan bu para transferi işlemlerine itiraz ettiğini, müvekkilinin rızası dışında, hesabından başka bir hesaba aktarılan bedelden şimdilik 10.000,00 TL’lik kısmının, işlem tarihi olan 09.05.2022 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirket yetkilisi müvekkili bankaya ait olmayan bir telefon numaradan arandığını ve kendisinden istenen bütün tuşlamaları yaparak şahsi bilgilerini telefonda dolandırıcılara kendisi verdiğini ve kendisinden istenen tuşlamaları yaparak, işlemlere onay verdiğini, bu husus, dava dilekçesinde davacı tarafın kendi beyanları ile de sabit olduğunu, davacı şirket yetkilisi …, … marka ve model telefon cihazına mobil şube uygulamasının kurulumunu yaptığını, müvekkili banka, mobil şube kurulması için şirket yetkilisi … isimli kişiye ayrı ayrı SMS Mesajı ile Doğrulama Kodu gönderdiğini ve üst üste uyardığını, davacı telefonuna gönderilen SMS Doğrulama Kodlarını tuşladığını, onay verdiğini ve … marka ve model telefon cihazına mobil şube kurulumuna onay verdiğini, doğruladığını, mobil şubeyi bizzat kendisi kurduğunu, davacı şirket, müvekkili banka ile arasında imza ve akdettiği Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi’nden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediğini ve yükümlülüklerini ihlal ettiğini, şirket yetkilisi kendisine ait olması ve koruması gereken bilgileri telefonda şüpheli kişiler ile görüşürken tuşlayarak paylaştığını, davanın İhbar edilmesi yönündeki talebin kabulüne karar verilmesini, … numaralı hesap sahibi olan “…’ün” T.C. Kimlik Numarası ve Açık Adres bilgilerinin dosyaya celbedilmesini ve davanın …’e ve yukarıda anılan …’a ihbar edilmesini, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava konusu uyuşmazlık, 09/05/2022 tarihinde davacı şirket hesaplarından dava dışı 3. Kişilere yapılan para transferleri nedeniyle davacının zararının olup olmadığı, bankanın sorumluluğunun olup olmadığı, bu kapsamda davalı bankadan tazmini koşullarının oluşup oluşmadığına ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, dava konusu bankacılık sözleşmesi celp edilmiş, İstanbul CBS’nin … soruşturma sayılı dosyası celp edilmiş, Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bankacı bilirkişi …’den alınan 22/06/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Yapılan inceleme sonucunda, taraflar arasında kendine özgü vadesiz mevduat sözleşmesi söz konusu olduğu (TBKm. 386, 570); tüketim ödüncü sözleşmesine ilişkin TBK m. 386 uyarınca, bankanın mevduat olarak yatırılan paranın mülkiyetini kazandığını, TBK m. 570 uyarınca misli şeyleri saklayan saklayanın saklama sırasında oluşacak hasara katlanması gerektiğini, ancak davacı müşterinin kusurlu ve hukuka aykırı eylemi ile zararın doğmasına neden olduğu ispatlanırsa, bu halde kusur oranında hasar bedeline katlanmaktan kurtulacağı, öte yahdan benzer davalar ile ilgili Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2008/… E. ve 12.05/2009 tarih 2009/… Karar sayılı bozma ilamı ve yine başka bir dava ile ilgili Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 2008/… E. 28.09.2009 tarih 2009/… Karar sayılı ilamlarında, davacı müşterinin müterafik kusurundan söz edilebilmesi için, davacıya âit şifre gibi kişisel bilgilerin davacı kanalı ile ele geçirildiğinin-deşifre edildiğinin kanıtlanması gerektiğinin belirtilmekte olduğunu, davacı vekilinin dava dilekçesinde ve İstanbul CBS şikayet dilekçesindeki açık ikrarları ile, davacı şirket yetkilisi …’ın kendi şahsi egemenlik alanında bulunan mobil internet bankacılığı parola ve şifresini 3.kişilerle paylaştığını kabul etmiş olması karşısında, davalı bankaya bir kusur atfetmenin yerinde olmadığının değerlendirilmekte olduğunu, dolayısıyla davacı şirket yetkilisi kendi şahsi eylemleri ile zararın doğmasına sebep olduğu için, bu oluşan zararın davalı bankadan talep edilemeyeceği bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Dava, davalı banka nezdinde açılmış olan vadeli mevduat hesabında bulunan paranın davacının bilgisi ve izni dışında internet yolu ile yapılan işlemler sonucu çekilmesi suretiyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Somut olayda, Davacı banka ile davacı şirket arasında 30.07.2015 tarihinde Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi düzenlendiği, bu sözleşmeye istinaden davacı şirket adına …-01 no’lu vadesiz tasarruf mevduatı hesabı açıldığı, davacı tarafça 31.07.2015 tarihinde internet bankacılığı şubesi talep formu doldurulup imzalandığı, bu şekilde davacının, davalı banka tarafından internet bankacılığı şubesi müşterisi yapıldığı, 09.05.2022 tarihinde davacı şirkete ait … nolu sabit telefon numarasına dava dışı kişilerce yapılan arama sonrasında telefonda davacı şirket yetkilisince internet bankacılığına giriş yapılarak ve ilgili bilgi ve şifrelerin dava dışı kişiler ile paylaşılması sonucunda dava dışı … ve … isimli kişilere üç seferde ve toplamda 65.635,00 TL para transferi yapıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, somut olayda davalı bankanın gerekli güvenlik önlemlerini almadığı, sorumlu olduğu ileri sürülerek iş bu dava açılmıştır.
Davalı tarafça ise, yapılan transfer işlemlerinin davacının şifre ve bilgilerini dava dışı kişilerle paylaşması ile yapıldığından bahisle somut olayda kusurunun bulunmadığı savunulmuştur.
Bankalar kendilerine yatırılan paraları mudilere istendiğinde veya belli bir vadede ayni veya misli olarak iade etmekle yükümlüdür (4491 Sayılı Yasa ile değişik 4389 Sayılı Bankalar Kanunu 10/4 ve 5411 Sayılı Bankacılık Kanunu’nun 61.maddesi). Vadesiz mevduat sözleşmesi, hukuki niteliği saklama sözleşmesi hükümleri arasında düzenlenen tüketim ödüncü ile usulsüz tevdi sözleşmelerinin niteliklerini taşıyan kendine özgü bir sözleşmedir (TBK 386. ve 570. Maddeleri). TBK’nın 386. ve 387. maddeleri uyarınca, ödünç alan, akdin sonunda ödünç verilen parayı eğer kararlaştırılmışsa faizi ile birlikte iadeye mecburdur. Aynı Yasa’nın 570. maddesi uyarınca usulsüz tevdide paranın yarar ve hasarı mutlak şekilde saklayana geçtiği için ayrıca açıklamaya gerek kalmadan saklayan bu parayı kendi yararına kullanabilir. Bu açıdan değerlendirildiğinde, usulsüz işlemle çekilen paralar aslında doğrudan doğruya bankanın zararı niteliğinde olup, dolandırıcılık eylemi müşteriye değil bankaya karşı gerçekleştirilmekte ve mevduat sahibinin bankaya karşı alacağı aynen devam etmektedir. Usulsüz işlemlerin gerçekleşmesinde ispatlandığı takdirde mevduat sahibinin müterafık kusurundan söz edilebilir ve banka bu kusur oranı üzerinden hesap sahibinin alacağından mahsup talebinde bulunabilir.
Somut uyuşmazlıkta ise mahkemizce görüşüne başvurulan bilirkişi raporunda da vurgulandığı üzere, davacı tarafın, dava dilekçesinde ve İstanbul CBS sunduğu şikayet dilekçesindeki ikrar mahiyetindeki açık beyanları ile, davacı şirket yetkilisi …’ın kendi şahsi egemenlik alanında bulunan mobil internet bankacılığı parola ve şifresini 3.kişilerle paylaştığını kabul etmiş olması karşısında, davalı bankaya bir kusur atfetmenin yerinde olmadığı anlaşılmakla ve değerlendirilmekle, davacı şirket yetkilisinin kendi kusurlu eylemi ile meydana gelen para transferleri nedeniyle oluşan zararın davalı bankadan talep edilemeyeceği sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm bu nedenlerle, davacı tarafça açılan davanın reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 269,85-TL karar ve ilam harcından peşin olarak yatan ‭170,78-TL harcın mahsubu ile eksik kalan ‭‭‭99,07‬-TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
5-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 10.000,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk giderinin, davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 19/09/2023

Katip …
 e-imzalıdır

Hakim …
 e-imzalıdır