Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/560 Esas
KARAR NO:2023/954
DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:26/08/2022
KARAR TARİHİ:06/12/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ticari bir ilişki olduğunu, bu ticari ilişkinin fason üretim hizmet ilişkisine ait olup taraflar arasında 26/12/2022 tarihli 2 adet sözleşme bulunduğunu, bu sözleşme kapsamında davalının müvekkili şirkete üretim hizmeti sunacağını ve müvekkili şirketin de bu hizmet karşılığında ödeme yapacağını, sözleşme gereğince birim fiyatı 70,00 TL olarak belirlendiğini, davalı tarafından müvekkiline kesilen faturada birim fiyatının 100,50TL olarak işlem tesis edildiğini ve fatura bedelinin toplamda müvekkili şirkete 130.080,00 TL fazla olarak ödeme yapılmasına sebebiyet verdiğini ve zarara uğradığını, müvekkili şirket tarafından davalıya toplamda 41.521,47 TL’lik ödeme yapılmasına rağmen karşılığında hiçbir hizmet alamadıklarını, ücretin de taraflarına iade edilmediğini, alacağın tahsili amacıyla …. İcra dairesinin … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıklarını, davalı/borçlu tarafından takibe itiraz edilerek takibin durduğunu, davalı tarafından haksız olarak yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından sunulan sözleşmenin 4. sayfasındaki imzanın müvekkili şirketi temsile yetkili kişilerin elinin ürünü olmadığını, her sayfada imza olmadığı, ürünlerin birim fiyatının her iki sözleşmenin 2. sayfasında yer aldığını, ancak imza bulunmadığını, davacı tarafça dosyaya sunulan 2022 yılına ait muavin defterin 22/02/2022 tarih … fiş nolu kaydında müvekkilinin düzenlemiş olduğu faturanın kaydının görünmediğini, faturayı ticari kayıtlarına alan davacının süresinde itiraz etmediğini, itiraz etmemesi üzerine faturayı kabul etmiş sayıldığının, davanın reddine, dava değerinin %20’den aşağı olmamak üzere davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı yanca, taraflar arasında akdolunan fason üretim sözleşmesi ve arabuluculuk son tutanağı ibraz olunmuş; dava konusu takip dosyası, tarafların ilişki dönemine ait BA/BS formları, celbedilmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçludan 41.521,47 TL alacağın tahsili talebinde bulunulduğu, ödeme emrinin davalı borçluya tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından süresi içerisinde 11/04/2022 tarihli dilekçe ile ödeme emrine itiraz edildiği ve takibin davalı borçlu yönünden durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmamakla birlikte itiraz ve dava tarihlerine nazaran davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Eldeki davaya ilişkin olarak davalı yanca uyuşmazlığa konu Fason Üretim sözleşmelerindeki imzaların davalı şirket yetkilisinin eli ürünü olmadığı iddia edilmiştir.
Bir belgede yer alan yazının veya imzanın inkâr edilmesi durumunda, 6100 sayılı HMK’nın 208. maddesinin birinci ve üçüncü fıkrası anlamında bir “sahtelik iddiası” söz konusu olur. 6100 sayılı HMK’nın 208.maddesine ilişkin gerekçede bu husus “Maddenin kenar başlığında “Yazı veya imza inkârı” ibaresi birlikte kullanılmıştır. Her iki husus uygulamada sahtelik iddiası olarak adlandırılan durumu ifade etmektedir” şeklinde belirtilmiştir (Pekcanıtez H./ Özekes M./ Akkan M./ Korkmaz H.T.: Pekcanıtez Usul Medeni Usul Hukuku, Cilt II, İstanbul 2017, s. 1792).
Mahkememizde görülüp karara bağlanan davada, sahtelik (imza inkarı) nedenine dayalı olarak davalı vekili tarafından itiraz edilmiş olup, böyle bir durumda sahtelik iddiasının irdelenmesi, dava ve takip konusu sözleşmelerdeki davalı şirketin imzasına ilişkin olarak atılı bulunan imzaların davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığının incelenmesi gerekmiştir. Bu minvalde, uyuşmazlığa konu 06/12/2022 ve 16/12/2022 tarihli Fason Üretim Sözleşmeleri asılları, imza tarihinde davalı şirketi münferiden temsile yetkili bulunan …’ın sözleşme tarihinden önce kullanmış olduğu yazıları içerir mukayeseye esas belge asılları celbedilmiş, Davalı şirket yetkilisinin imza aidiyetine yönelik beyanlarının ve yeteri kadar imza örneklerinin alınması noktasında adına davetiye çıkarılmış, 03/05/2023 tarihli celsede “Davalı şirket tek ortaklı olup tarafımca temsil edilmektedir. Mahkemenizce bana gösterilen 06/12/2022 tarihli sözleşme ile 16/12/2022 tarihli sözleşmelerin son sayfalarında üretici kısmında yalnızca imza olan imzalar bana ait değildir. Davalı şirket adına böyle bir sözleşme imzalamadım. Böyle bir sözleşmeden bilgim bulunmamaktadır.” şeklinde beyanda bulunmuş ve imza örnekleri alınmış, imzaların davalı şirketin yetkilisinin eli ürünü olup olmadığı noktasında bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Uyuşmazlığa konu sözleşmelerdeki imzaların davalı şirket yetkilisine ait olup olmadığının değerlendirilmesi yönünde kurulan 04/10/2023 tarihli ara karar ile; bilirkişi için taktir edilen 2.500,00 TL delil avansının davacı vekili tarafından 2 haftalık kesin sürede yatırılmasına, kesin sürede yatırmazsa bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılacağı davacı vekiline ihtar edilmiş olmasına rağmen verilen kesin süreye rağmen davacı tarafça delil avansı yatırılmamıştır.
6100 sayılı HMK’da deliller için taraflarca avans yatırılması gerektiği hususu düzenlenmiş olup, “Delil ikamesi için avans” başlıklı 324/1.fıkrasında “Taraflardan herbiri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin sürede yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.”, ikinci fıkrasında ise “Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.” düzenlemesi getirilmiştir. Yine Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 205/4. Maddesinde de; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi incelemesinin elzem olması, anılan düzenlemeler karşısında davacı vekilinin ihtaratla verilen kesin süreye rağmen delil ikamesi için gerekli avansı yatırmaması sebebiyle bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılması ve dosya kapsamındaki delillerden davacının itirazın iptali isteminin yerinde olup olmadığının anlaşılamaması nedeniyle ispat olunamayan davanın bu nedenle reddine, davacı alacaklının davalı borçlu aleyhine haksız olarak başlatmış olduğu bir takibin bulunup bulunmadığının bu aşamada tespiti mümkün olmadığıile ispatlanamadığından davalının da kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça ispatlanamayan davanın REDDİNE,
2-Davalı tarafın kötüniyet tazminatı isteminin REDDİNE,
3-Alınması gereken 269,85 TL karar ve ilam harcının peşin yatırılan 501,48 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 231,63 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta hüküm tesisine YER OLMADIĞINA,
Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 17.900,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nın 341/1 ve 345. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.06/12/2023
Katip …
e-imzalıdır .
Hakim …
e-imzalıdır .