Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/56 E. 2023/494 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/851 Esas
KARAR NO:2023/385

DAVA:Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/12/2021
KARAR TARİHİ:09/05/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili davalı şirketten satın almış olduğu 12 adet … bileziği 17.03.2021 tarihinde ürünlerin montajı yapıldığını, ürünün test ve kontrolleri yapıldığı sırada servis raporunda da görüleceği üzere ürünün talep edilen nitelik ve özelliklere sahip olmaması neticesinde üründen istenilen verim alınamadığını, dolayısıyla ürünün ayıplı olduğu tespit edildiğini, ürünlerin ayıplı olmasının tespit edilmesinin akabinde müvekkili sözleşmeden dönme hakkını kullanarak davalı şirkete süresi içinde bildirimde bulunduğunu, 24.03.2021 tarihinde … numaralı iade e-faturası düzenlendiğini ve satın alınan ürünlerin iade edileceği bildirildiğini, müvekkili iade irsaliyesi ile ayıplı ürünleri gönderdiğini ancak davalı şirket kabulden imtina etmesi nedeniyle ürünler müvekkili depolarına geri geldiğini, kendisine ihtarname gönderildiğini, sözleşmeden dönülmesi halinde sözleşme geçmişe etkili olarak oratadan kalkacağı için, daha önceden ifa edilmiş karşılıklı edimlerin taraflarca iade edilmesi gerektiğini, ancak gönderilen ihtarnameye rağmen karşı taraftan cevap alınamadığını ve ürünlerin iade edilemediğini, müvekkili şirket yasal yükümlülüklerinin tamamını ifa ettiğini ancak davalı şirket yapılan bildirimlere ve ihtarnameye rağmen ayıplı ürünleri teslim almadığını, ürünler için ödenen bedeli de iade etmeyerek müvekkilinin mağduriyetine sebep olduğunu, müvekkili şirket yasal yükümlülüklerinin tamamını yerine getirdiğini, ancak davalı şirket tarafından tüm süreç boyunca mağduriyetleri giderecek herhangi bir fiil gerçekleştirilmediğini, bu sebeplerle müvekkili seçimlik haklarından; sözleşmeden dönme ve edimlerin iadesi hakkını kullanma talebiyle ayıplı maldan kaynaklı diğer tüm haklarımızı saklı tutarak huzurdaki davayı açma zarureti doğduğunu, fazlaya ilişkin tüm hak ve alacaklarımız saklı kalmak kaydı ile haklı davamızın kabulü ile, davalı şirkete yapılan 26.426,10 ₺ ödemenin ihtarnamenin tebliğinden itibaren işleyecek ticari faiz ile davalıdan alınarak taraflarına iadesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı … San. ve Tic. A.Ş.’ne müvekkili davalı … Makina San. ve Dan. Hizm. Ltd. Şti. tarafından 12 adet … ürünü satıldığını, 17/03/2021 tarihinde davacıya teslim edilen ürünler için 24/03/2021 tarihinde fatura düzenlendiğini, fatura tutarı 26.426,10 TL olduğunu, bunun 4.031,10TL kısmı %18 oranında KDV olduğunu, ürün tesliminde düzenlenen 17/03/2021 fatura ise daha önce davacı tarafından aşağıda bahsi geçen noter ihtarnamesi ilişiğinde iade edilen durumda olduğunu, davacı 01/03/2021 tarihinde yalnızca ürünlerin mal tutarı olan 22.395,00TL ödediğini, davacı faturadaki KDV tutarını ise ödemediğini, davacı ürün faturasındaki KDV tutarını ödememesine rağmen müvekkili davalıdan iadesini istemekte olduğunu, ödemeden fazlası talep edildiğinden bu mümkün olduğunu, kabul anlamına gelmeden ifade emek gerekirse davacı taraf müvekkili davalıdan ancak 22.395,00TL iade isteyebileceğini, müvekkili dava konusu ürünler için düzenlediği fatura tahtında %18 oranı üzerinden 4.031,10TL KDV ödediğini, ne var ki, müvekkili KDV ödemesini davalıdan henüz tahsil edemediğini, vergi yükümlüsü davacı olduğundan KDV tutarı kadar davacının müvekkiline borcu oluştuğunu, bu kapsamda, dava değeri alacak karşısında ödedikleri KDV için 4.031,10TL için takas/mahsup talebinde bulunduklarını, dava konusu ürünler için 4.031,10TL KDV ödediğinin tespitini, KDV tutarı için takas/mahsup def’inin/talebinin eldeki yargılamada değerlendirilmesini, yargılama sonunda davacı lehine alacak tahakkuk etmemesi halinde takas/mahsup tutarı için davacıya karşı hukuki yollara başvurması konusunda muhtariyet tanınmasını talep ettiklerini, ayıp ihbar süresinin geçmiş olduğunu, ürünlerin davacının talebi üzerine yurt dışından ithal edilmiş olup orijinal ürünler olduğunu, ürünlerin davacının özel siparişi olduğunu, tüm ürünlerin ayıplı olmasının yaşamın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının noter ihbarında sözleşmeden dönme bildiriminin bulunmadığını, ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini savunarak, davanın reddini, dava konusu ürünler için 4.031,10TL KDV ödediğinin tespitini, davacının alacak talebi karşısında ileri sürdüğü def’i/talep konusu bu KDV tutarının takas/mahsup işlemine tabi tutulmasını, yargılama sonunda davacı lehine alacak tahakkuk etmemesi halinde bu takas/mahsup tutarı için davacıya karşı hukuki yollara başvurması konusunda muhtariyet tanınmasını, yargılama masraf ve giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Ürünlerin ayıplı olduğundan bahisle ürünler için ödenen bedelin iadesi istemine ilişkin olup davalı yanında KDV yönünden takas mahsup talebi bulunmaktadır.
Taraf delilleri toplanmış, tarafların BA-BS formları celp edilmiş, talimat yoluyla taraf tanıkları dinlenilmiş, keşif yapılmış, bilirkişi raporu alınmıştır.
Talimat yoluyla bilirkişi heyetinden alınan 03/02/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
Dava konusu 12 adet ürünün elektronik yapıya sahip kuru boya tabancalarına ek-parça olarak kullanılan bir aparat olduğunu, üretici ve ithalatçı tarafından stokta tutulmayan ve sürekli satışı yapılacak bir ürün olmadığını, tarafların uzlaşısı üzerine ithal edildiği kanaatine varıldığını, dosyada, davalı tarafın davacı şirketin kuru boyama sırasında oluşan boyamama sorununu bu parçaların çözeceğini ileri sürerek satışı gerçekleştirdiğine, parçaların davalı şirket tarafından önerildiğine, bu ürünlerin montajından sonra performansın düştüğüne, boya tutmadığına, deneme üretimine ilişkin boyamanın kaç metaryal üzerinde hangi şartlarda yapıldığına dair bir kanıt bulunmadığını; Dava konusu ürünlerin imalatı için özel çelik kalıplar gerektiğini, kalıpların maliyetinin ürün maliyetinin en az 4 katı olduğunu, temin ediledn ürünlerin ölçü kusuru nedeniyle boya tabancasına takılamamasının söz konusu olmadığını, parçaların takıldığı tabancanın beklenilen performansı sağlamadığı hususunun davacı tarafça kanıtlar ile ortaya konamadığını, ayrıca davacı şirketin kullandığı kabinin orijinal kabin olmayıp kabin ve diğer tüm tesisatının … yetkili servisi tarafından yapılmadığının taraf tanıklarının beyanlarından anlaşılmakta olduğunu, dava konusu olan materyalin veya boya tabancası aksamının performansının diğer parçaların kalitesine, kabinin şartlarına, ortamın basıncına , tesisteki elektrik sistemine ve gelen elektrik gücüne , boyanın kalitesine bağlı olarak değişebileceğini, dava konusu ürünlerin ayıplı olarak nitelendirilmesinin uygun olmadığını, yukarıda belirtilen şartlar altında ürünlerin ayıplı mal olduğunu kabul ettirecek yeterli ve güçlü kanıtların davacı tarafından sunulmamış olduğunu, gelen teknik servis elamanının servis raporunda boya kapatıcılığının görülmediği yazmasına rağmen bu deneme üretiminin hangi şartlar altında hangi miktar veya adet üzerinde gerçekleştiği ve değişik koşullar altında yazılım değerlerinin farklılaştırılması, parametrelerin ayarlanması gibi unsurları içermediğinden dolayı ürünleri doğrudan ayıplı mal kabul etmenin teknik açıdan uygun ve doğru olmadığını; Taraf ticari defter ve kayıtlarına göre, davacı şirket tarafından davalıya 22.395,00 TL ödeme yapıldığı, 4.031,10 TL KDV’nin ödendiğine dair bir kayıt bulunmadığını, dönem sonunda iki olasılık olduğunu, birinci olasılık 391 hesaplanan KDV hesabının bakiyesi 191 indirilecek KDV hesabının bakiyesinden büyük olduğu duruma şirket 360 Ödenecek vergi ve fonlar hesabına aktarılarak 391 altında takip ettiğini ve devlet adına tahsil ettiği KDV’ler ödediği KDV’lerden fazla olduğu için sorumlu sıfatıyla vergi dairesine ödeme yapacağını, ikinci olasılık ise 391 hesaplanan KDV hesap bakiyesi 191 indirilecek KDV hesabının bakiyesinden küçük olduğu durumda bu dönem fazla ödenen KDV’ler bir sonraki dönemden düşmek için 190 devreden KDV hesabına aktarılacağını, davalı şirkette dönem sonunda 191 indirilecek KDV hesabının Mart 2021 dönemine ait bakiyesi 391 Hesaplanan KDV hesabının bakiyesinden büyük olduğu için 190 devreden KDV hesabına aktarıldığını, yani davalı şirket sorumlu sıfatıyla davacı şirketin ödemesi gereken KDV’yi ödediği KDV’den indirdiğini, bir başka değişle eğer 191 indirilecek KDV hesabı sıfır bakiye olsa idi ve 391 Hesaplanan KDV hesabının bakiyesi dava konusu olan 4.031,10 TL olsa idi davalı şirket bu miktarı vergi dairesine ödemek zorunda kalacağını, aslında alamadığı ödemeyi, ticari işlemeler sırasında ödeme yaptığı KDV’den indirdiğini, çünkü flash bellek içinde sunulan 2021 yılının kalan aylarında davacı şirket tarafından yapılan herhangi bir ödeme girişi bulunmamakta olduğunu, son olarak davalı şirkete ait 2021 yılının mart ayından sonraki aylarda yer alan tüm kalemler tek tek incelendiğini ve program yardımıyla ile tarandığını, ne davacı şirketin herhangi bir kaydı ne de 4.031,10 TL tutarında başka bir işlem hem yevmiye defterinde hem büyük defter kayıtlarında rastlanılmadığını, dosyanın verilen eklerinde ve 6/1/2023 tarihinde teslim alınan davalı şirkete ait envanter ve Flash bellekte yer alan tüm kayıtlar incelendiğinde davalı şirketin tuttuğu defterlere göre davacı şirketin malın satın alımından doğan KDV’yi ödemediğinin tespit edildiğini, dolayısıyla davacı şirket satış işleminden doğan davalı şirkete 4.031,10 TL ödeme yapması gerektiği halde KDV tutarını ödediğine dair hiç bir delil dava dosyası kapsamında sunulan ve mahkeme tarafından bilirkişilere teslim edilen dosyada olmadığını, SONUÇ: 1. Davacı şirket tarafından satın alınan 12 adet … bilezik adlandırılan kuru boya tabancası aparatlarının ayıplı ürün olmadığını, 2. Davacı şirketin mal satışından doğan 4.031,10 TL (dört bin otuz bir Türk Lirası on kuruş) KDV bedelini davalı şirkete ödemediğini, 3. Davalı şirketin takas/mahsup talebinin uygun olduğu ve davacı lehine alacak doğmayacağından dolayı eksik ödeme için hukuki yollara başvurabileceği kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetime elverişli olduğu anlaşılmakla dosya kapsamında karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller, tanık beyanları, alınan ve karar vermeye uygun bulunan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Davacı tarafça, davalı tarafça satılan ürünlerin ayıplı olduğundan bahisle dava konusu ürünler için ödediğini iddia ettiği 26.426,10 TL’nin davalıdan tahsili talep edilmiştir.
Davalı tarafça, davanın reddi ile, 4.031,10 TL KDV bedelinin davalı tarafından ödenmediğinden bahisle takas mahsup talebinde bulunulmuştur.
Dava konusu ürünlerin davalı tarafından davacıya teslim edildiği anlaşılmıştır. Bu konuda taraflar arasında bir uyuşmazlıkta yoktur. Uyuşmazlık ürünlerin ayıplı olup olmadığı, ayıplı olması halinde iade edilecek tutar noktasındadır. Dayanılan hukuki sebeplere nazaran, TMK’nın 6. ve HMK’nın 190. maddelerine göre, dava konusu ürünlerin tesliminin davalı satıcı tarafından, satın alınan dava konusu ürünlerin bedelinin ödendiği, satın alınan ürünlerin ayıplı olduğu, ödenen bedelin iadesinin gerektiği hususlarının ise davacı alıcı tarafından ispatlanması gerekmektedir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporundan, taraf şirketler arasında dava konusu ürünlerin davalı tarafından davacıya satımı noktasında anlaşıldığı, dava konusu 12 adet ürünün, kuru boya tabancasına takılan özel üretim ürün olduğu, ürünlerin davacı tarafın talebi üzerine davalı tarafından yurt dışından ithal edilerek davacıya teslim edildiği, ürünlerin orijinal olduğu, ürünler için davacı tarafından davalıya KDV hariç 22.395,00 TL ödeme yapıldığı, 4.031,10 TL KDV’nin ise ödenmediği anlaşılmıştır. Davalı taraf, dava konusu ürünleri teslim etmekle üzerine düşen ispat külfetini yerine getirmiştir. Dosya kapsamında, dava konusu ürünlerin davalı tarafın yönlendirmesi ile davacı tarafından sipariş edildiğine, satın alındığına, ürünlerin ayıplı olduğuna, dava konusu ürünlerin montajından sonra davacıya ait boya tabancasının işlevini gereği gibi yapmadığına, performansının düştüğüne, bu sorunun dava konusu ürünlerden kaynaklandığına dair davalının sorumluluğunu gerektirir dosya kapsamında bir delil elde edilememiş, bilirkişi raporunda da bu hususları ispata yarar bir tespit yapılmamıştır. Bu hususları ispat külfeti davacı davacı tarafta olup, davacı tarafça ispat külfetinin yerine getirilemediği sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 451,30-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 271,4‬0-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
5-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 09/05/2023

Katip …
 e-imzalıdır

Hakim …
 e-imzalıdır