Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/530 E. 2023/108 K. 14.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/530 Esas
KARAR NO :2023/108 Karar

DAVA:Menfi Tespit
DAVA TARİHİ:03/08/2022
KARAR TARİHİ:14/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesi özetle; Müvekkilinin davalı bankanın müşterisi olduğunu, müvekkilinin gsm numarası kopyalanarak davalı bankanın mobil bankacılık sistemi üzerinden izni ve onayı olmaksızın krediler çekildiğini ve hesabından dava dışı … isimli tanımadığı bir şahıs adına birden fazla EFT/FAST işlemi gerçekleştirildiğini, durum hakkında davalı bankanın bilgilendirildiğini, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma sayılı dosyasından şikayet başvurusu yapıldığını, müvekkilinin davalı bankaya borcunun bulunmadığını belirterek; davanın kabulü ile Bilişim sistemleri kullanılarak müvekkili adına kullanılan asıl miktarı 57.200,00 TL olmak üzere fer’ileri ile toplamda 88.222,31 TL geri ödemeli bireysel kredi sözleşmesinden dolayı İİK md. 72 uyarınca müvekkilinin HMK’nın 109 maddesi uyarınca şimdilik 100,00 TL borçlu olmadığının tespitine, davalı tarafından 24 ay taksitli olarak düzenlenen kredinin ilk taksit ödemesinin 26.7.2022 olması nedeniyle temerrüde düşmemek için müvekkili tarafından ödemek zorunda kalan 3.627,78 TL’lik ilk taksit ödemesinin avans faiziyle birlikte davalıdan HMK.’nın 109 maddesi uyarınca şimdilik 100,00 TL.’sinin istirdatına, müvekkilinin hesabına öncelikle para havale edilerek akabinde havale edilen para fast işlemi ile … adına gönderilmiş, bu işlem (önce gelen havale-sonra giden fast şeklinde) 4 kez aralıklı saatlerle tekrarlanarak, bu şekilde müvekkilinin onayı olmaksızın davalı bankadaki hesabından çekilen toplamda 2.070,00 TL’nin avans faiziyle birlikte davalıdan HMK.’nın 109 maddesi uyarınca şimdilik 100,00 TL.’sinin tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin olarak; husumet, bekletici mesele ve hukuki yarar yokluğu itirazında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; dava konusu işlemlerin davacıya ait hesap ve statik akıllı şifrelerle gerçekleştirilmiş olup, bu doğrultuda kullanılan şifrelerin ve hesap bilgilerinin korunmasında hatalı olanın davacı olduğunu, davacının güvenlik açığına ilişkin iddiasında bulunarak müvekkili bankaya kusur izafe etmeye yönelik iddiasının gerçeği yansıtmadığını, zira şifre gizliliğinin müşteri sorumluluğunda bulunduğunu, davaya konu olay bakımından, yasal ve akdi düzenlemeler doğrultusunda tüm sorumluluğunun davacıya ait olduğunu, ispat yükü üzerinde olan davacının müvekkili aleyhine ileri sürdüğü iddiaları ispat edemediğini, davacının talebinin dayanağı olan haksız fiil şartlarının oluşmadığını belirterek; davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE SONUÇ:
Dosyamızda delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, Bireysel Müşteri Sözleşmesi sureti, İstanbul CBS’nin … soruşturma sayılı dosyasının Uyap mündericatı ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Dava, davacıya ait davalı banka nezdinde bulunan bireysel hesabından mobil bankacılık kullanılmak suretiyle bilgisi ve onayı dışında çekilen tüketici kredilerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödenen paranın istirdatı istemlerine ilişkindir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 3/1-k maddesinde tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi ve 3/1-l maddesinde tüketici işlemi de; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ile tüketici arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem olarak tanımlanmıştır.
Aynı Kanun’un 73/1. maddesinde; tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğabilecek uyuşmazlıklara ilişkin davalarda Tüketici Mahkemeleri görevli kılınmıştır.
Yine, 6502 sayılı Kanun 83/2. maddesine göre; taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olması, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasına ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği düzenlenmiş bulunmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Mahkememizde açılan davanın, davacıya ait davalı banka nezdinde bulunan bireysel hesabından mobil bankacılık kullanılmak suretiyle bilgisi ve onayı dışında çekilen tüketici kredilerinden dolayı borçlu olmadığının tespiti ile ödenen paranın istirdatı istemlerine ilişkin olduğu, davanın dayanağının, davacının bireysel hesabından bilgisi ve onayı dışında çekilen tüketici kredisi ve buna yönelik olarak tahsil edilen bedelin istirdadı olduğu, bu kapsamda davalı bankadan ilgili döneme ilişkin hesap hareketleri ve davacıyla yapılan sözleşme örneğinin celp edildiği, sözleşme örneği incelendiğinde de; davalı banka tarafından gönderilen sözleşmede kullanılan hesabın ticari olduğuna yönelik bir kararlaştırma bulunmadığı gibi çekilen kredinin de Tüketici Kredisi olduğu, davacının tacir olmaması, kullanılan hesabın da bireysel hesap olması sebebiyle HMK’nın 1. ve 2. maddeleri, 6102 sayılı TTK’nın 4. ve 5. maddeleri ile 6502 sayılı Kanunun 3, 49, 73, ve 83. Maddelerinin birlikte değerlendirilmesi sonucu görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olduğu, mahkemenin görevine ilişkin dava şartının, davanın her aşamasında re’sen dikkate alınmasının zorunlu olduğu anlaşıldığından, açılan davanın mahkememizin görevsizliği nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2. maddesi uyarınca görev yönünden usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 md.’si uyarınca, Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-Davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar OLUŞTURULMASINA,
4-HMK 20. maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 15.02.2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır