Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/527 E. 2023/95 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/527
KARAR NO:2023/95

DAVA:MENFİ TESPİT
DAVA TARİHİ:09/08/2022
KARAR TARİHİ:09/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin sağlık sektöründe öncü olmuş … şirketlerinin ortağı olup, Türkiye’de ve uluslararası sağlık arenasında önemli atılımlar yaptığını ve yapmaya devem ettiğini, covid 19 kit üretiminde dünyada öncü olma yolunda emin adımlarla ilerlemekte olduğunu, müvekkili ile davalı arasında 01/07/2020 tarihinde adi ortaklık sözleşmesi imzalandığını, sözleşme ile covid 19 hızlı antijen testi – covid 19 hızlı antikor testi gibi tıbbi tanı kitleri araştırması, geliştirmesi, üretilmesi, satışa hazır edilmesi ve satışının yapılmasına dair usul ve esasların düzenlendiğini, bu sözleşme ile davalı yanın; ar-ge, inovasyon, üretim satış pazarlama, iş geliştirme, strateji, telif hakları, hukuki destek, bilgi beceri, know how, fiziki altyapı, vb. alanlarda ihtiyaç duyulacak sermayenin tamamını koymayı, sözleşmenin 4. maddesinin D bendinde ortaklık faaliyetinin yürütülmesi için ihtiyaç duyulan sermaye ile ar-ge, inovasyon, üretim faaliyetlerini finanse ederken bilgi beceri ile ortaklığa katkı sunmayı taahhüt ettiğini, yapılan sözleşmede olmamasına rağmen müvekkilinin ek olarak, diğer şirketinin gerek sermaye; gerek ekipman teminine başladığını, tedarik edilen ekipmanlar ve emtia ile makinelerin adi ortaklık amacına uygun bir şekilde kullanılmak üzere hazır ettiğini, hatta yapılacak üretim ve antijen kitler için müvekkilinin kendi şirket laboratuvarını davalı taraf için tahsis ettiğini ve bu tahsis etme işlemleri için de yüklü şekilde ödemeler gerçekleştirdiğini, her ne kadar sözleşmede bu unsurlar olmasa da müvekkilinin, yapılan adi ortaklık sözleşmesinin amacına ulaşması için yan ifalar ve yan ödemeler yaptığını, buna karşın davalının sözleşme gereğince üzerine düşen ifayı hiç yapmadığını ve müvekkilini de zarara uğrattığını, müvekkilinin sözleşme ile kararlaştırılan ve kendisine yüklenen tüm bu yükümlülük ve sorumlulukları yerine getirdiğini,, hatta sözleşmede belirtilmemesine rağmen depo ve laboratuvar tahsis etmiş ise de davalı şirketin, yerine getirmeyi taahhüt ettiği hiçbir iş ve işlemi yerine getirmediğini, müvekkili davalı ile adi ortaklık sözleşmesi imzalamasının sebebinin, davalı şirket yetkilisinin kendisini sermaye olarak güçlü ve sektörel tecrübe alanında piyasaya hakim bir şirket olarak göstermesi sonucu sözleşme imzalandıktan sonra hem davalı şirketin, hem de yetkilisinin piyasaya bir çok borcu olduğunun anlaşıldığını, davalı şirketin, müvekkiline kendisini toplantılarda … Fabrikası’nın sahibi ve ortaklarından biri olarak tanıttığını, ancak daha sonra … Fabrikası ile sadece akrabalık bağının olduğunun tespit edildiğini, hatta bu firmayı bile dolandırdığının ve firma tarafından kendisine birden çok icra takibi açıldığının müvekkili tarafından öğrenildiğini, konuyla ilgili … yetkililerinin davada tanık olarak dinletilebileceklerini, davalı tarafın sözleşmenin imzalanmasından yaklaşık iki yıl sonra davacı müvekkilinin, sözleşmeye aykırı davranış ve haksız rekabet teşkil eden eylemleri olduğundan bahisle …. Noterliği’den 07.02.2022 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesini keşide ederek sözleşmeyi tek taraflı fesih ettiğini ve sözleşmede beliretilen 500.000,00-EUR cezai şartın kendilerine ödenmesini talep ettiğini, bu ihtarnamenin müvekkilinin adres kayıt sisteminde kayıtlı bulunan ancak esasen fiili olarak hiçbir zaman oturmadığı adrese tebliğ edildiğinden müvekkilinin ihtarnameden haberdar olamadığını, söz konusu ihtarname ve eklerinde hangi sözleşme/mevzuat hükmünün ne şekilde ihlal ediğine ilişkin herhangi bir açıklama veya belgeye rastlanmadığını, davalının daha sonra müvekkili aleyhine, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi başlattığını ve ödeme emrini yine müvekkilinin adres kayıt sisteminde kayıtlı olan adresine gönderildiğinden, müvekkilinin takipten haberdar olamadığını ve dolayısıyla icra takibine itiraz etme hakkını kullanamadığından hakkında açılan icra takibinin kesinleştiğini, bu icra takibi ile müvekkilinin ticari itibarının zedelendiğini ve bitme noktasına geldiğini, davalı şirketin taraflar arasında imzalanan sözleşme gereği üzerine düşen edim ve yükümlülükleri yerine geitirip müvekkilinin sözleşmeye aykırı davrandığını ispat etmesi gerektiğini, cezai şartın fahiş miktarda olup davacının mahvına sebep olabilecek düzeyde olduğunu, yargılama sonucunda müvekkiline kusur izafe edilecek olsa dahi, davacının mahvuna sebep olmayacak ölçüye indirgenmesi gerektiğini, tüm bu nedenlerle öncelikle takibin teminatsız; aksi takdirde uygun görülecek teminat ile durdurulmasını, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibinden dolayı müvekkilinin borçlu olmadığının tespitini; aksi takdirde cezai şartın uygun bir miktara indirilmesini ve davalı aleyine %20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkilinin alacağından dolayı davacı aleyhinde …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla ilamsız İcra takibi yapıldığını, yasal olarak tebligatın usule uygun yapılmış olmasına rağmen davacının haksız ve kötü niyetli olarak borcu ödemek yerine bu davayı açtığını, dilekçe ve içeriği iddiaların tamamen yalan olduğunu, dava dilekçesine avukat olarak kendisinin adresinin yazıldığını, tebligatın usulsüz olarak kesinleştirilmek istendiğini, davacının tebligatın müvekkilinin oturmadığı yerde yapıldığı iddiasının doğru olmadığını, davacının haksız icranın durdurulmasına yönelik taleplerinin, icra dosyası açılmasından sonra icra dosyasından tedbir kararı verilemeyeceğinden reddi gerektiğini, davacının dava ve harç miktarı olarak belirlediği rakamın, dava miktarı olarak doğru olmadığını, davacıya tebligatın çok önce yapıldığını, ancak alacağı sürüncemede bırakma niyetinde olduğunu, menfi tespit davasında ispat külfetinin davacıda olduğunu, davacının, müvekkiline borcu olmadığını kesin deliller ile ispat etmesi gerektiğini, davacının iddiasının aksine, müvekkili ile tanışana kadar bu alanda hiç bir bilgisi olmayan bir kişi olduğunu, aksine müvekkilinin ise, piyasada bilinen bir iş adamı olup davalı ile davalının ısrarı sonucu ortaklık yapıldığını, müvekkili ile davacı arasında imzalanan sözleşme gereği müvekkilinin, bütün edimleri yerine getirmiş olmasına rağmen davacı kendisine ve şirketlerine ortaklık için teslim edilen mal ve ham maddeyi ortaklık için üretmediğini ve habersizce 3. kişi ve satışı yasaklanan kişi ve şirketlere kendisi ortaklığın ürünlerini kullanarak satış yaptığının sabit olduğunu, davacının, sanki sözleşmede aksi kararlaştırılmamış gibi hareket ettiğini ve bu teknolojiyi müvekkilinin bilgisi rızası olmadan bazı şirketler ve diğer 3. kişi şirketlere şahıslara satış yaptığını ve çok ciddi haksız gelir elde ettiğini, bilirkişi incelemesi yapılması halinde davacının rekabet yasağına ve sözleşme şartlarına aykırı hareket ettiğinin sabit olacağını, davacı borçlunun, sözleşmenin imzalanmasından yaklaşık iki yıl sonra sözleşmeye aykırı davranış ve haksız rekabet teşkil eden eylemleri olduğundan …. Noterliği’nden 07.02.2022 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ederek sözleşmeyi tek taraflı fesih ettiğini ve sözleşmede beliretilen cezai şartın kendilerine ödenmesini talep ettiğini, bu ihtarnamenin davacı borçluya usulüne uygun olarak dava dilekçesindeki belirtilen mernis adresine tebliğ edildiğini ve süre beklendiğini, davacı borçlu sözleşme gereği edimini yerine getirmediği için icra takibine başvurulduğunu, tüm bu nedenlerle davacı tarafın icra takibini durdurmaya yönelik tedbir talebinin reddini, davanın reddi ile davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava 2004 Sayılı İİK’nun 72/3. maddesi gereğince, taraflar arasında akdedilen ortaklık sözleşmesine ilişkin olarak, davacı tarafından sözleşmesel yükümlülüklerin yerine getirilmemesine istinaden davalı tarafından başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra takibi nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, taraflar arasındaki adi ortaklık sözleşmesi, faturalar, … … Şirketi ve … Ve Ticaret Limited Şirketi ticaret sicili kayıtları ve taraflar arasındaki yazışmalar dosyamız arasına alınmış ve ayrıca davacının tacir kaydı bulunup bulunmadığına ilişkin ilgili ticaret sicili müdürlüğü ve vergi dairesine müzekkereler yazılarak buna ilişkin kayıtlar dosyamıza celp edilmiş ve taraf beyanları değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamında bulunan 01/07/2020 tarihli “Adi Ortaklık Sözleşmesi”nin incelenmesinden, davacı … ile, davalı … Gıda Turizm Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi arasında düzenlendiği, sözleşme ile covid 19 hızlı antijen testi – covid 19 hızlı antikor testi gibi tıbbi tanı kitleri araştırması, geliştirmesi, üretilmesi, satışa hazır edilmesi ve satışının yapılmasına dair usul ve esasların düzenlendiği anlaşılmaktadır. Sözleşmenin taraflarından birisi gerçek kişi olan …, diğer taraf ise … Gıda Turizm Sanayi ve Dış Ticaret Limited Şirketi’dir. Davacı … gerçek kişi olup tacir sıfatını haiz bulunmamaktadır. Nitekim bu husus taraf beyanlarından ve dosya kapsamına celbedilen ticaret sicil kayıtları ile vergi kayıtlarından da anlaşılmaktadır. Davacının başka şirketlerde ortak veya temsilci olması O’nun tacir sıfatını kazanmasına yeterli bulunmamaktadır. Davacının gerçek kişi tacir olduğuna dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığından davanın her iki tarafın ticari işletmesi ile ilgili olmaması, 6102 Sayılı TTK m.4’te belirtilen mutlak ticari davalardan olmaması, taraflar arasındaki sözleşmenin adi sözleşmesi kapsamında kaldığının anlaşılması nedeniyle davaya bakma görevi asliye hukuk mahkemesine ait olduğundan, mahkememizin görevsizliğine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Tüm bu hususlar dikkate alınarak aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan, 6100 sayılı HMK’nun 114/1-c ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Karar kesinleştiğinde ve süresi içerisinde talep halinde dosyanın görevli İstanbul Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesi’ne gönderilmesine,
3-HMK’nun 331. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin yetkili mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde, talep üzerine harç, yargılama gideri ve vekalet ücreti konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK’nun 20. maddesi gereğince, karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde yetkili mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere herhangi bir Asliye Ticaret Mahkemesi’ne verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere, oy birliğiyle karar verildi.09/02/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır