Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/500
KARAR NO:2023/925
DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:03/12/2018
KARAR TARİHİ:30/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin, müvekkilinin …’daki catering-hazır yemek üretim tesisinden 31/08/2015’ten 30/10/2017 tarihine kadar muhtelif zamanlarda temel ve gıda satın aldığını, ancak ücretini ödemediğini, müvekkilinin, davalıdan alacağının tahsili için 25/07/2018 tarihinde … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takibe başladığını, ödeme emrinin tebliğ için bir türlü adresi tespit edilemeyen davalının, söz konusu takibi müvekkilinden öğrendiğini ve 31/10/2018 tarihinde bizzat icra müdürlüğüne giderek icra takibine itirazda bulunduğunu ve takibin durdurulduğunu, başlatmış oldukları takipte toplam borç, faizi ve masraflarıyla icra müdürlüğü tarafından 319.074,64-TL olarak tespit edildiğini, tüm bu nedenlerle öncelikle şirketin taşınmazları üzerine ihtiyati tedbir konulmasını, davalı tarafından …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptal ile takibin devamını ve davalı aleyhine %40’tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacının iddialarını ve delil olarak belirttiği bilgi ve belgeleri kabul etmediklerini, taraflar arasında ticari ilişki bulunduğunu, dava konusunun, her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili olduğu nedenle asliye ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, davacının iddiasının, hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, müvekkilinin yanında çalışanların toplamda 7-8 kişi olduğunu, davacının tesisinden sadece öğle yemeği yediklerini, davacının tesisine her gelişlerinde yemek ücretlerini elden nakit olarak ödediklerini, müvekkili şirketin, ticaret hayatında çok sık karşılaşıldığı üzere faturayı şirkete göndermesini davacından talep ettiğini, davacının da toplu olarak fatura kestiğini ve müvekkili şirkete gönderdiğini, müvekkili şirketin muhasebecisinin de gelen faturaları defterlere işlediğini, müvekkili şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmamakta olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere, bir an için davacının iddiaları değerlendirildiğinde dahi iddiaların, hayatın olağan akışına akırı olduğunun görüleceğini, 2 yıl 2 ay gibi bir sürede en fazla 7-8 çalışanının yaklaşık 300.000,00-TL değerinde yemek yemiş olduğunun iddia edilmekte olduğunu, her gün, aynı sayıda kişinin aynı yerde yemek yemesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, 2 yıl 2 ay aynı yerde yemek yenmesi ve hiç ödemesi yapılmayan bu yemeklerin 3 yıl sonra icra takibine konulmasının da ticari hayata aykırı olduğunu, yemek ücretlerinin toplamının oldukça fahiş olmasının da ayrıca dikkat çekici olduğunu, davacının ödemelerini aldığı ücretler nedeniyle mükerrer ödeme talep etmekte olduğunu, müvekkili şirketten alacaklı olduğunu iddia eden davacının, aynı dönemlerde müvekkilinden daire almak üzere sözleşme akdettiğini, sonradan kredi çıkmadığı gerekçesi ile daireyi almaktan vazgeçtiğini, ancak alacağı olduğunu iddia eden birinin, almaya niyet ettiği bir şeyin bedelini öncelikle alacaklarından mahsup etmesinin, hukuki, ticari ve mantık kuralı olduğunu, lakin davacının böyle bir girişimde bulunmadığını, davacının, müvekkili şirket yetkilisine son zamanlarda husumet beslemekte olduğunu, dayanaksız icra takipleri ve davalarla müvekkilinin huzurunu bozmak istemekte olduğunu, caydığı bir sözleşmenin üzerinden uzun bir zaman geçmesi üzerine açtığı davanın da huzurdaki icra takibi/dava ile aynı zamanda olmasının manidar olduğunu, tüm bu nedenlerle öncelikle davanın görevsizlik nedeniyle reddini; aksi kanaatte olunması durumunda davanın esastan reddini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına ve 5.000,00-TL disiplin para cezasına hükmedilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı tarafça …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin bulunmaktadır.
Dava öncelikle … Asliye Hukuk Mahkemesi’nin …/… esas sayılı dosyası ile görülmeye başlanmış olup, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 14/11/2019 tarihli, …/… esas ve …/… karar sayılı kararıyla, her iki tarafın da tacir olması gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş, mahkememize tevzi olunan dosya, öncelikle mahkememizin 2020/… esas sırasına kaydedilmiş, mahkememizin 03/06/2021 tarihli, 2020/… esas ve 2021/… karar sayılı kararıyla; “Taraflar arasında düzenlenen 24/09/2019 tarihli “Sulh Protokolü ve İbraname” dikkate alınarak, 6100 Sayılı HMK’nun 315/1. maddesi gereğince KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA” karar verilmiş, verilen kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi’nin 23/06/2022 tarihli, 2021/… esas ve 2022/… karar sayılı kararı ile; “Somut olayda, dava açıldıktan sonra davalı … …Ltd Şti vekili tarafından sunulan 24/09/2019 tarihli “Sulh Protokolü ve İbraname” başlıklı sulh protokolü ile ilgili davacı vekili 25/02/2021 ve 03/06/2021 tarihli celselerde sulh protokolü dikkate alınmadan karar verilmesini talep etmiş, mahkeme dışı sulh, kanunda belirtilen ve yukarıda açıklanan şekil şartlarına uygun olarak mahkeme içi sulhe dönüştürülmemiştir. Diğer taraftan taşınmaz mülkiyetini devir borcunu doğuran akitler resmi şekilde yapılmadıkça muteber olmaz (Türk Medeni Kanunu’nun 706/1. maddesi, Türk Borçlar Kanunu’nun 237. maddesi, 2644 sayılı Tapu Kanunu’nun 26. maddesi, 1512 sayılı Noterlik Kanunu’nun 60. maddesi). Dosyada mübrez olan fakat mahkeme içi sulhe dönüşmeyen protokolde taşınmaz devrinin de yapılacağı öngörüldüğünden resmi yazılı şekilde yapılmayan bu protokol geçerli olarak düzenlenmemiştir. Bu durumda mahkemece sulh uyarınca davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de; sulhun koşulları oluşmadığı ve mahkeme içi sulhe dönüşmediğinden bu husus dikkate alınmaksızın geçerlilik şartlarına riayet edilmeyen sulh anlaşması nedeniyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmamıştır.” gerekçesiyle kaldırılmasına karar verilmesi üzerine dosya, mahkememizin 2022/500 esas sırasına kaydedilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Mahkememizce davacı tarafça kesilen faturalar, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/… esas sayılı dosyası kapsamında verilen karar, tarafların vergi kayıtları, davalı şirketin ticaret sicili kayıtları, çek suretleri, taraflar arasında düzenlenen 24/09/2019 tarihli sulh protokolü ve ibraname, Merkez Mh., … ada, … parsel sayılı bodrum kat 1 numaralı bağımsız bölümün tapu kayıtları, taraflar tasındaki Whatsapp yazışmaları, … 6. Noterliği’nin 07/08/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, … Noterliği’nin 12/08/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi vs. dosyamız arasına alınmış, muhasebe-finansman öğretim üyesi bilirkişiden rapor ve ek rapor temin edilmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinden, davacı/alacaklı tarafından, davalı/borçlu şirket aleyhine 25/07/2016 tarihinde 19 adet faturaya dayalı 19 kalem faturaya dayalı asıl alacak ve 19 kalem işlemiş ticari faiz olmak üzere toplam 319.074,69-TL alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık 19,50 ticari değişen oranlarda faizi ile, fazlaya dair ve faiz oranlarındaki artıştan doğan talep hakları saklı kalmak ve kısmi ödemelerin öncelikle işlemiş faiz, masraf ve ferilere mahsup edileceği kaydıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu vekili tarafından 31/10/2018 tarihinde takibe, borcun aslına, işlemiş faiz vs. Varlığı iddia edilen tüm kalemlerine, istenen faiz oranına ve borcun tüm diğer ferilerine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
… Üniversitesi muhasebe-finansman öğretim üyesi bilirkişi Prof. Dr. … tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 31/03/2023 tarihli rapor ile; davacının 31/08/2015 tarihi ile 30/10/2017 tarihine ilişkin düzenlediği faturalar toplamının KDV dahil 269.739,80-TL olduğu, bu tarihler aralığında düzenlenen 19 adet fatura bedelinin işleyen faiz ile toplam 319.074,69-TL’ye tekabül ettiği, davacı işletme defteri kayıtlarında davalının 120.01.001 numaralı alıcılar alt hesabında izlendiği ve icraya konu fatura kayıtlarına yer verildiği, bu bağlamda …. İcra Müdürlüğü nezdindeki 25/07/2018 tarihli icra takibine yönelik davacının, davalıdan 319.074,69-TL alacaklı olduğu, mahkememizce bu meblağın kabulü halinde sulh protokolü kapsamında yapılan ödemeler toplamı olan 60.000,00-TL sonrasında alacağın 259.074,69-TL olduğu tespit edilmiş, aynı bilirkişi tarafından düzenlenen 31/08/2023 tarihli ek rapor ile; davalı şirket ile irtibata geçildiğini, ancak defterlerinin dava dosyasına sunulmayacağını beyan ettiğini, bu sebeple davalı ticari defterlerinin incelenemediğini ve davalı ticari defterlerinin sunulmadığı ve davacıyı ilzam eder nitelikte belgelere yer verilmediği, davalı defterlerinin kendi aleyhine delil teşkil ettiği çıkarımının yapıldığı, 60.000,00-TL’nin 2020/… esas sayılı davayı kapsaması nedeniyle mükerrerliğin önlenmesi bağlamında ilgili alacağın 319.074,69-TL olarak belirlendiği tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; davacı alacaklı tarafından, davalıya muhtelif tarihlerde verilen yemek ve gıda maddelerine istinaden düzenlenen 19 adet fatura ve işlemiş faizinin tahsili talebiyle davalı borçlu aleyhine Kapatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takip dosyası ile icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından takibe itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında itirazın iptali davası açıldıktan sonra düzenlenen 24/09/2019 tarihli protokol ile davacının alacağının 300.000,00-TL olduğu hususunda anlaşmışlar ise de, söz konusu protokol mahkeme içi sulhe dönüştürülememiştir. Dosya kapsamında bilirkişiden temin edilen rapor ve ek rapor ile, davalı tarafından 30/08/2016 ve 31/10/2016 tarihlerinde yapılan toplam 60.000,00-TL ödeme sonrasında davacının ferileriyle birlikte toplam 319.074,69-TL alacağı bulunduğu tespit edilmiştir. Davalı tarafından, söz konusu borcun ödendiğine veya başka bir sebeple sona erdiğine ilişkin olarak dosyaya herhangi bir delil sunulmuş değildir. Kaldı ki, davalı taraf ticari defter ve kayıtlarını Mahkemeye ibraz etmekten de kaçınmış bulunmaktadır. Bu itibarla, davacı tarafın, açmış olduğu davada haklı olduğu sonucuna varılmıştır. Davalı tarafça, protokol gereği davacıya 60.000,00-TL ödeme yapılmış ise de, söz konusu ödeme ile ilgili olarak …. Tüketici Mahkemesi’nin … E. Sayılı dosyası kapsamında alacaktan mahsup kararı verilmesi, yine dava açıldıktan sonra yapılan bu ödemenin ödemenin infaz aşamasında dikkate alınması gerekmesi karşısında, yapılan bu ödeme belirlenen alacaktan mahsup edilmemiştir. Bu hususlar dikkate alınarak, davanın kabulüne karar verilmiştir.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu 67/2. maddesi icra inkâr tazminatını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, borçlu itirazında haksız görülürse davacı tarafından açıkça talep edilmiş olması şartıyla icra inkâr tazminatına hükmedilecektir. Borçlunun itirazında haklı veya haksız olması ise alacağın likit(belirli) olup olmamasına bağlıdır. Eğer alacak likit(belirli) ise borçlu itirazında haksızdır; alacak likit(belirli) değilse borçlu itirazında haklıdır. Borçlunun inkâr tazminatına mahküm edilebilmesi için onun ödeme emrine kötü niyetle itiraz etmiş olması şart değildir. İtirazının haksızlığına karar verilen borçlu, iyi niyetle itiraz etmiş olsa bile, icra inkâr tazminatına mahküm edilecektir. Eldeki dosyada, davacı alacaklı tarafından taraflar arasındaki faturalara dayalı alacak isteminde bulunulmuş, aynı zamanda borcun ödenmesi için davalıya noter aracılığıyla ihtarname de gönderilmiştir. Bu durumda davalı/borçlu alacağın miktarını bilmektedir, yani icra takibi başlatıldığı sırada ne kadar bir borç miktarını alacaklıya vermesi gerektiğini bilmektedir. Bu itibarla alacak likit(belirli) bulunmaktadır. Bu nedenle kabul edilen alacak miktarı üzerinden davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın KABULÜNE, Kapatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı icra takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla devamına,
2-2004 Sayılı İİK 67/2. maddesi gereğince kabul edilen alacak miktarı üzerinden % 20 oranında belirlenen 63.814,93-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
3-Alınması gerekli 21.795,99-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 5.449,00-TL’nin mahsubu ile bakiye 16.346,99-TL harcın, davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına; davacı tarafından peşin olarak yatırılan 5.449,00-TL harcın, davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 35,90-TL başvurma harcı, 59,10-TL tedbir talep harcı, 5,20-TL vekalet harcı, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 270,00-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.370,20-TL yargılama giderinin, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davalı tarafından yapılan yargılama giderlerinin, kendisi üzerinde bırakılmasına,
6-Davacı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 49.861,20-TL vekâlet ücretinin, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2023
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır