Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/485 E. 2022/765 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/485 Esas
KARAR NO:2022/765

DAVA:Tespit (Haksız Rekabet)
DAVA TARİHİ:21/07/2022
KARAR TARİHİ:23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda, dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketlerin “…” ve “…” markalarının tescilli sahibi olduklarını, davalı şirketin faaliyetlerini … adlı internet sitesi aracılığıyla sürdürdüğünü, faaliyetini sürdürürken müvekkili şirketlerin markalarını ve isimlerini haberi ve izni olmadan kendi lehlerine ticari yarar sağlamak amacıyla referans gösterdiğini, taraflar arasında akdi veya ticai ilişki bulunmadığını, haksız bir şekilde işbirliği algısı oluşturulduğunu, müvekkili şirketlerin marka ve isimlerinin tanınmışlığındanfaydalanıldığını, bu eylemlerinin ”haksız rekabet” teşkil ettiğini beyanla, haksız rekabete sebep olan fiillerin tespitine, menine ve refine, URL bazında erişimin engellenmesine, dava harç, masraf ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketlerin muhasebe programları alanında faaliyet sürdürdüklerini, davalı şirketin Gelir İdaresi Başkanlığı’ndan özel entegratörlük yetkisi almış, davacılara ve dava dışı bir kısım firmalara ait muhasebe programları ile hazırlanan e-defterleri, e-faturaları, e-irsaliyeleri ve benzeri mali belgeleri Gelir İdaresi Başkanlığının sistemine ekleyen/ aktaran/ entegre eden bir şirket olduğunu, davacı yanın iddia ettiği verilerin eğitim videoları olduğunu, eğitim hizmeti verilebilmesi için sektörde yoğun kullanılan markaların kullanıldığını, davacılara ait markaların alan adı, yönlendirici kod, anahtar sözcük ve benzeri bir şekilde kullanılmadığını, özel entegratörlük hizmetinin yerine getirilebilmesi için eğitim ve ürün tariflenebilmesi amacıyla dürüstçe ve ticari hayatın olağan akışı içerisinde kullanıldığını, eylemlerin Sınai Mülkiyet Kanunu’na ve haksız rekabet hükümlerine aykırılık teşkil etmediğini beyanla, davanın reddine, yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, haksız rekabetin tespiti, men’i ve ref’i istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 1. maddesinde görevin kamu düzenine ilişkin olduğu, mahkemece yargılamanın her aşamasında re’sen gözetileceği düzenlenmiş olup, iddia ve savunmaya konu hususlara nazaran öncelikle görev yönünden değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Davacı yanca haksız rekabet hükümlerine göre talepte bulunulmuşsa da, davacı şirketler adına tescilli markalara tecavüz edildiği iddia edilmiştir.
Benzer bir uyuşmazlıkta Yargıtay 11. Hukuk Dairesi tarafından 11/12/2019 Tarihli, 2019/4729 Esas ve 2019/8113 Karar sayılı kararıyla; Haksız rekabet hükümlerine göre talepte bulunulmuş olsa bile tescilli markaya tecavüz edildiğinin iddia edilmiş olması halinde, davada 6769 sayılı SMK hükümlerine de dayanıldığının ve bu nedenle uyuşmazlığa bu Kanun hükümlerinin de uygulanması gerektiğinin kabulünün gerektiğini, bu durumda da söz konusu uyuşmazlığı çözme görevinin Fikri ve Sınai Haklar Mahkemesine ait olduğunu içtihat etmiştir.
Somut uyuşmazlıkta da, her ne kadar davacı yanca genel haksız rekabet hükümlerine göre talepte bulunulmuşsa da, açıkça davacı şirketler adına tescilli markalara tecavüz edildiği iddia edildiğinden, davacının 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu hükümlerine de dayandığı ve uyuşmazlığa bu Kanun hükümlerinin de uygulanması gerektiği, bu hale göre de söz konusu talebi inceleme görevinin Asliye Ticaret Mahkemesine değil, anılan Kanunu’un 156. maddesi uyarınca Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesine ait olduğu sonucuna varılmış; mahkemenin görevine ilişkin dava şartının, davanın her aşamasında re’sen dikkate alınması zorunlu olup, uyuşmazlığın çözümünde görevli mahkemenin Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi olması nedeniyle HMK 114/1-c ve 115/2. maddesi uyarınca Mahkememizin görevsizliğine, davanın görev yönünden usulden reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere ;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli olan İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK’nun 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .