Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/464 E. 2023/634 K. 12.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/464 Esas
KARAR NO:2023/634

DAVA:Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/08/2017
KARAR TARİHİ:12/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
D A V A
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı şirkete kasko sigortası ile sigortalı …’ın malik ve işleteni olduğunu … plakalı aracın 08/02/2017 tarihinde hasarlandığını, hasarlanan … plakalı aracın 18/08/2016-2017 vade … kasko poliçe numarası davalı sigorta şirketine sigortalı olduğunu, meydana gelen kaza neticesinde … plakalı araçta KDV dahil 58.909,33 TL hasar meydana geldiğini davalı kasko poliçe genel şartları gereği kdv dahil hassar tutarının tamamından sorumlu olduğunu, hasarın parçaların tespiti ile bedelinin tespiti için ekspertiz raporu alınmak zorunda kalındığını bu rapor içinde 250,00TL ekspertiz ücreti ödendiğini, davalı sigorta şirketine araçta meydana gelen hasar bedelinin alacağın temliki sözleşmesine uygun olarak ödenmesi için 03/05/2017 tarihinde başvuru yapıldığını davalının 13/05/2017 tarihinde temerrüde düştüğünü … davalı sigorta şirketinden alacağını Bk. … yoluyla müvekkili … … San ve Tic. Ltd. Şti ye devrettiğini beyan ile taraflar arasındaki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edilebilecek miktarın bilirkişi marifeti ile tespit edilmesinden sonra alacak miktarını belirlenecek miktar kadar arttırılacağını fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 3.400,00 TL hasar bedelinin ve 250 TL eksperiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhattap şirketin temerrüt tarihi olan 13/05/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahislini her türlü başvuru ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmektedir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın görevsiz mahkemede ikame olduğunu görev yönünden davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davanın konusu sigorta şirketi ile sigortalısı arasında akdedilmiş kasko poliçesinden kaynaklanmakta olduğunu kasko poliçesine konu araç hususi bir araç olup ticari bir niteliği bulunmadığını araç maliki …’ın tacir olmadığını bu nedenle davanın Tüketici Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacı tarafça ibraz olunan tek taraflı tanzim olunmuş temlik sözleşmesinin yasal koşulları ihtiva etmediğini bu nedenle davanın reddinin gerektiğini, müvekkilinin hasar miktarının tamamını karşıladığını davacının herhangi bi alacağı bulunmadığını, ekspertiz incelemesi sonucunda araçta 33.983,48 TL hasar tespiti olduğunu bu bedelin müvekkili tarafından ödendiğini müvekkilinin kara araçları kasko sigortası genel şartları hükümlerine ve yasaya uygun şekilde ödeme yapıldığını davacı tarafın bunun üzerindeki fahiş taleplerinin haksız olduğunu, sonuç itibariyle açıklanan nedenlerle öncelikle davanın görev yönnden reddine karar verilmesini esas yönünden de yasal ve hukuki dayanaktan yoksun bulunan davanın reddine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini cevaben talep etmektedir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi raporunda özetle; dava dışı sürücü … plaka sayılı mercedes benz marka araç sürücüsü …’ın kusursuz olduğunu, davacı tarafa kasko sigortalı araç sürücüsü … plaka sayılı … … marka …’ın %100 oranında kusurlu olduğunu, 08/02/2017 tarihinde meydana gelen kazaya ait trafik kazası tespit tutanağındaki tespitlerin … plakalı araçta meydana gelen maddi hassar ile uyumlu olduğu hasarın durumunun kazanın oluş şekline alınan darbelere uygun olduğu, davacı tarafa ait … plaka sayılı … … marka tip 2016 model araçta meydana gelen toplam hasarın KDV dahil 40.100,50 TL olabileceği, sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bilirkişi ek raporunda özetle; dava konusu … plaka sayılı otomobilin 08/02/2017 tarihinde meydana gelen hasarı ile ilgili dosya muhteviyatında ibraz edilen ve sigorta eksperi Saim Kalkan tarafından onarım süreci boyunca araç üzerinde 4 kez yerinde yapılan tespitler sonucu hazırlanan 09/02/2017 kayıt tarihli 10/… dosya nolu delil niteliğindeki kasko kesin ekspertiz raporunda” servis yetkilisi … Bey %12 iskonto ile parçaları kendilerinin almak istediğini tarafımıza bildirmeleri üzerine aracın onarımına başlatıldığı 02/03/2017, 14/03/2017, 10/04/2017 tarihlerinde toplam 4 kez onarım kontrolü ve aracın onarımı bitmiş son kontrolünün yapıldığı”nın belirtildiği servis yetkilisi tarafından ekspertiz esnasında talep edilen ve hasarlı olduğu kontroller esansında hasarlı olup değiştirildiği tespit edilen yedek parçalar dikkate alınarak hasar ekspertiz raporunun düzenlendiği belirtilmiş, ekspertiz raporundaki tespitlere ve hasar onarım fotoğraflarına istinaden yedek parça ve işçilik fiyatları toplamı dikkate alınarak Kök Raporunda değerlendirme yapılmış oldup itirazlar doğrultusunda hasar onarım tutuarı tekrar değerlendirildiğinde iskontolu ve iskontosuz hasar onarım tutarı hesaplanmış olup itirazlar da dikkate alındığında bu husustaki hukuki değerlendirme ve takdir mahkemeye bırakılmak üzere iskontolu parça malzeme işçilik tutarı 40.100,50 TL iskontosuz parça malzeme işçilik tutarı toplam 44.646,20 TL olabileceği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizin 2017/… esas, 2019/… karar, 13/03/2019 tarihli kararı ile; “Mahkememizce temlik veren dava dışı kasko sigortalısı ile davalı sigorta şirketi arasında yer alan sigorta ilişkisi gereği davaya konu aracın hasara uğraması nedeniyle onarım için yapılan masraflar için talep olunan tazminat miktarı bakımından 3.400,00 TL üzerinden kasko poliçesi teminat ve limiti dahilinde kalıyor olması nedeniyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Zamanaşımı nedeniyle reddolunan 41.246,20 TL bakımından ise davacı tarafça hasar miktarına dair dava açılmadan önce bağımsız şirketçe ekspertiz yaptırılmış olduğu iddiası olup hatta davada alacak kalemi olarak da bu ekspertiz masrafının da talep edilmiş olması nedeniyle davanın açılış tarihi itibariyle zararının objektif olarak davacı tarafça belirlenebilir hale gelmiş bulunduğu ve dava dilekçesinde açıkça toplam hasar tanzim bedelinin 58.909,33 TL olduğunun yazılmış olmasıyla davaya konu olarak 3.400,00 TL’nin edilmiş olması bu sebeple de belirsiz alacak davası olarak nitelendirmenin mümkün olmadığı, kısmi dava olarak nitelendirilmesinin usulen yerinde olacağı kanaatine varılmıştır. Keza Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas No: 2016/…-…, Karar No: 2018/… sayılı ilamında ” Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hâli, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen, miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkânsızlığa dayanmalıdır. Madde gerekçesinde; “bu davanın kabul edilmesinin artık salt hukukî korumanın ötesine geçilerek “etkin hukukî koruma”nın gündeme gelmiş olmasının da bunu gerektirdiği belirtildiği gibi, hak arama durumunda olan kişi, talepte bulunacağı hukukî ilişkiyi, muhatabını ve bu ilişkiden dolayı talep edeceği miktarı asgarî olarak bilmesine ve tespit edebilmesine rağmen, alacağının tamamını tam olarak tespit edemeyebilecektir. Belirsiz alacak ve tespit davalarına ilişkin hükümlerin mukayeseli hukukta da yer aldığı dikkate alınarak, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklının, hukukî ilişki ile asgarî bir miktar ya da değer belirterek belirsiz alacak davası açabilmesi kabul edilmiştir. Alacaklının bu tür bir dava açması için, dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmaması ya da bu objektif olarak imkânsız olmalıdır. Belirsiz alacak veya tespit davası açıldıktan sonra, yargılamanın ilerleyen aşamalarında, karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu (örneğin, bilirkişi ya da keşif incelemesi sonrası), baştan belirsiz olan alacak belirli hâle gelmişse, davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tâbi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilmesi benimsenmiştir. Miktarı belirsiz alacaklarda zamanaşımının dolmasına çok kısa sürenin varolduğu hallerde yalnızca tespit yahut kısmi edâ ile birlikte tespit davasının açılabileceği genel olarak kabul edilmektedir. Alacaklı, yalnızca edâ davası veya yalnızca tespit davası yahut kısmi edâ ile birlikte külli tespit davası açabilme seçeneklerine sahip olduğu, hak-arama özgürlüğünün (Any.m.36, İHAS.m.6) özünde varolan bu seçenekler, yasa veya içtihat yoluyla yasaklanamayacağı, esasen tam veya kısmi olmasına bakılmaksızın her edâ davasının temelinde bir külli tespit unsuru bulunduğu, başka deyimle edâ hükmünde tertip olunan her durumun arkasında sorumluluk saptanmasını içeren bir zorunlu ön tespit kabulü mevcuttur.” şeklindeki açıklamayla, alacağın belirsiz olup olmadığı ile ilgili olarak bazı kriterler kabul edilmiştir.
Bu kriterler, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin;
1-Davacının kendisinden beklenememesi,
2-Bunun olanaksız olması,
3-Açıkça karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olması olarak belirtilmektedir.
Belirsiz alacak davasının getirdiği en önemli etkin koruma, usul ekonomisi ve hak arama özgürlüğüne hizmet etmesi yanında, davacının yüksek yargılama giderlerine katlanma ve dava konusu hakkın zamanaşımına uğrama riskini azaltmasıdır.” kararına yer verilmiştir.
Dava konusu olayımızla aynı mahiyette hasar ve değer kaybına dair tazmin talebini içeren dosyada Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/…, Karar No: 2017/… sayılı kararıyla “dosyanın incelenmesi neticesinde davacının dava dilekçesinde davasını kısmi dava şeklinde açtığının anlaşıldığı, 2918 sayılı Yasanın 109/1. maddesi motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve her halde kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davacının olay tarihi ve ıslah tarihleri dikkate alındığında davalı sigorta yönünden alacağın talebi aşan kısmı yönünden zamanaşımına uğramış olduğu anlaşılmıştır” içtihadına yer verilmiştir. ( Kısmi dava nitelendirilmesiyle ilgili olarak aynı yönde bkz; Yargıtay 17. Hukuk Dairesi Esas No : 2015/…, Karar No: 2016/… sayılı ilamı ) Bu açıklamalar doğrultusunda her ne kadar davacı taraf 12.02.2019 tarihinde ıslah talebinde bulunarak 41.246,20 TL bakımından harç yatırmış ise de açılan davanın kısmi dava olarak nitelendirilmesi, kaza tarihinin 08.02.2017 olması nedeniyle TBK md. 72/1 ve KYTK md. 109/1 uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu, zamanaşımı definin de ıslah talebinin tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde bulunulduğu görülmekle 41.246,20 TL bakımından davanın zamanaşımı nedeniyle, ekspertiz ücretine dair 250,00 TL bakımından ise fatura aslının tahkikat aşamasına geçişte mahkememizce verilen kesin süre içinde dosyaya ibraz olunmaması, suret fatura mahkememizce yeterli bulunmaması nedeniyle bu kalem bakımında da ispat bulunmadığından ve davaya konu araç davacı tarafça onarılmış olup hasar miktarı onarım sebebiyle düzenlenen faturalardan anlaşılabileceğinden dava açılmadan önce hasar miktarının tespitine dair ekspertiz işlemi yapılmasında hukuken korunmaya değer fayda bulunmadığından davanın reddine karar vermek gerekmiştir. ” gerekçesiyle, Davanın KISMEN KABULÜ, KISMEN REDDİ İLE; Dosyada mevcut bilirkişi raporuna göre hesaplanan 44.646,20 TL bakımından 41.246,20 TL için davanın kısmi dava olması nedeniyle zamanaşımı define dayalı olarak bu miktar bakımından zamanaşımı nedeniyle, fazlaya ilişkin ekspertiz masrafına dair 250,00 TL bakımından ispat bulunmadığından davanın REDDİNE, 3.400,00 hasar bedelinin 13.05.2017 tarihinden itibaren avans faiziyle beraber davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, dair karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen karara karşı, davacı ve davalı vekilleri tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine, İstanbul BAM 8. Hukuk Dairesinin 2019/… esas, 2022/… karar sayılı ilamı ile; “Bilindiği üzere, HMK’nın 107.maddesi kapsamında açılan belirsiz alacak davalarında, davanın açılması ile birlikte (dava tarihinde) alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olmakla davasını belirsiz alacak davası olarak açanın bunu açıkça dava dilekçesinde belirtmesi gerikir.
Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde; “taraflar arasındaki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edilebilecek alacak miktarını, bilirkişi incelemesi neticesinde belirlenecek miktar kadar artırmak üzere, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 3.400,00 TL hasar bedelinin ve 250 TL eksperiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketinin temerrüt tarihi olan 13/05/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir. Dava dilekçesi içeriğinden davanın açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığının anlaşılması ve belirsiz alacak davalarında dava tarihinde alacağın tamamı için zamanaşımı süresinin kesileceği göz önüne alındığında, ilk derece mahkemesinin; ıslah istemine konu alacağın zaman aşımına uğradığı yönündeki kabulü ve kararı hatalıdır.
Bundan ayrı, davalı sigorta şirketi vekili hasar bedelinin sigortalıya ödendiği, mahkemece gerekçeli kararda bu hususa değinilmediği iddia edilmiş olup, ilk derece mahkemesince bu husus araştırılmadan, ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise sigortalının başvurusunun temlik alan davacının başvurusundan önce olup olmadığı belirlenmeden karar verilmiş olması da hatalıdır.
Sonuç olarak; az yukarıda açıklanan hatalı uygulama ve noksanlıkların ikmali ile toplanan ve toplanacak delillerin birlikte değerlendirilmesi ile oluşacak duruma göre karar verilmesi için davacı vekili ile davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile kararın HMK’nın 353/1-a/6. maddesi hüküm uyarınca kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine ilişkin aşağıda yazılı olduğu şekilde karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesiyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilerek dosyanın mahkememize gönderildiği anlaşılmıştır.
İstinaf Mahkemesi kaldırma kararı sonrasında, eksik hususlar giderilerek, iddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Dava; kasko sigorta sözleşmesine dayanılarak açılmış araç hasar bedeli ile ekspertiz ücretinin davalı sigorta şirketinden tahsili isteğine ilişkindir.
Dosya içeriğinden; Davalı sigorta şirketi nezdinde 18/08/2016- 18/08/2017 tarihleri arasını kapsar biçimde kasko sigortalı bulunan ve kullanım amacı yolcu nakli olan sigortalı …’a ait … plaka sayılı aracın, … plaka sayılı otobüse arkadan çarpması neticesinde meydana gelen 08/02/2017 günlü trafik kazasında hasarlandığı, kasko sigortalı araçta oluşan hasar bedelinin poliçe kapsamında giderilmesi için davalı sigortacıya yazılı biçimde başvuruda bulunulduğu, bu talebin karşılanmadığı ve eldeki davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı 24/08/2017 tarihinde açtığı davasında fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 3.400,00-TL tazminat isteminde bulunmuş; 12/02/2019 tarihli ıslah dilekçesiyle talebini 44.646,20 TL’ye yükseltmiş; davalı vekili ise, 01/03/2019 tarihli dilekçesiyle, ıslah edilen bölüm için zamanaşımı def’ini ileri sürmüştür.
Bilindiği üzere, HMK’nın 107.maddesi kapsamında açılan belirsiz alacak davalarında, davanın açılması ile birlikte (dava tarihinde) alacağın tamamı için zamanaşımı kesilir. Belirsiz alacak davası niteliği gereği istisnai bir dava türü olmakla davasını belirsiz alacak davası olarak açanın bunu açıkça dava dilekçesinde belirtmesi gerekir.
Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde; “taraflar arasındaki hasar bedeline ilişkin uyuşmazlık sebebi ile talep edilebilecek alacak miktarını, bilirkişi incelemesi neticesinde belirlenecek miktar kadar artırmak üzere, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 3.400,00 TL hasar bedelinin ve 250 TL eksperiz ücretinin poliçe limitleri dahilinde muhatap şirketinin temerrüt tarihi olan 13/05/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini” talep etmiştir. Dava dilekçesi içeriğinden davanın açıkça belirsiz alacak davası olarak açıldığının anlaşılması ve belirsiz alacak davalarında dava tarihinde alacağın tamamı için zamanaşımı süresinin kesileceği göz önüne alındığında, ıslah istemine konu alacağın zaman aşımına uğramadığı, davalının zamanmaşımı def’inin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
TTK’nın 1426/1 maddesinde, sigortacının, sigorta ettiren, sigortalı yada lehtar tarafından rizikonun tazminatın veya bedel ödeme borcunun kapsamının belirlenmesi amacıyla yapılan makul giderleri, bunlar faydasız kalmış olsalar bile ödemek zorunda olduğu, düzenlenmiştir.
TTK’nın 1429. Maddesinde, sigortacının, aksine sözleşme yoksa, sigorta ettirenin, sigortalının, lehtarın ve bunların hukuken fiilinden sorumlu bulundukları kişilerin ihmallerinden kaynaklanan zararları tazminle yükümlü olduğu, düzenlenmiştir.
Yine aynı yasanın 1459. Maddesinde, sigortacının, sigortalının uğradığı zararı tazmin edeceği düzenlenmiştir.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının 3.3.4.1 maddesinde, sigortacının, hasar ihbarı üzerine talep ettiği belgelerin kendisine eksiksiz olarak verilmesi ve zararın eksper vasıtasıyla tespiti kararlaştırılmış ise eksper raporunun tesliminden itibaren en geç 10 iş günü içinde Genel ve Özel şartlar kapsamında incelemeleri tamamlamak ve ödemeye engel bir durumun bulunmaması halinde tazminat miktarını tespit edip ödemek zorunda olduğu, tazminat ödeme borcunun her halde hasarın ihbarından itibaren 45 gün sonra muaccel olacağı, düzenlenmiştir.
TBK’nın 183 ila 190. Maddelerinde alacağın devri (temlik) düzenlenmiştir.
23.03.2017 tarihli temlik sözleşmesi ile dava dışı sigortalı … tarafından, 08.02.2017 tarihinde meydana gelen kazadan dolayı sigorta şirketinden alacaklı olduğu ekspertiz ücreti ve makul giderler de dahil olmak üzere hasar tazminat tutarı, değer kaybı, kazanç kaybı, ikame araç bedeli vb. tüm alacaklarının tamamını ve dava ve takip haklarını davacı … … San ve Tic Ltd Şti’ne BK 183. Maddesi ve devamı hükümleri gereğince devir ve temlik edildiği, Temliğin usul ve yasaya uygun olduğu, davacının aktif dava (husumet) ehliyetinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davacı şirket tarafından davalı sigorta şirketine temlik sözleşmesi ile birlikte 03.05.2017 teslim tarihli dilekçe ile başvuru yapılmıştır. Davalı sigorta şirketi tarafından davacıya herhangi bir ödeme yapılmadığı yapılmadığı anlaşılmıştır.
Dava dışı sigortalı … tarafından da, davalı sigorta şirketine başvuru yapıldığı, davalı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalı …’a temlikten ve temlik alan davacı şirketin davalı sigorta şirketine başvurusundan sonra olmak üzere 14.09.2017 tarihinde 33.983,48 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.
Dava dışı sigortalı … ve davacı şirket arasında yapılan alacağın devri (temlik) sözleşmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, temlik ile dava konusu alacağa ilişkin talep hakkının davacı şirkete geçtiği, alacağın temlik edildiği hususunun davacı şirket tarafından davalı sigorta şirketine bildirilerek alacak başvurusunda bulunulduğu, ödemenin ise bu bildirim ve başvurudan sonra dava dışı sigortalı …’a yapıldığı, bu kapsamda davalı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin iyi niyetli yapılan ifa olduğu ileri sürülerek borcundan kurtulamayacağı, davacı şirkete karşı sorumluluğunun devam ettiği değerlendirilmiştir.
Alınan ve karar vermeye uygun bulunan bilirkişi rapor ve ek rapor raporundaki iskontolu olarak temin edilen yedek parça ve malzemelere göre yapılan hesaplama sonucu dava konusu araç hasar bedelinin 40.100,00 TL olduğu, araç rayiç değerinin 100.000,00 TL olduğu, yedek parça ve malzemeler iskontolu olarak tedarik edildiğinden, davacının gerçek zararı 40.100,00 TL olduğundan, davalı sigorta şirketinin davacının tespit edilen 40.100,00 TL gerçek zararından Genişletilmiş Kasko poliçesi kapsamında araç rayiç değerinin altında olmasından dolayı sorumlu olduğu, davacının ekspertiz masrafına ilişkin 750,00 TL tutarlı faturayı dosyamıza sunduğu, eldeki davada 250,00 TL ekspertiz ücreti talep edildiği, TTK 1426 maddesinde yer alan makul gider kapsamında 250,00 TL ekspertiz ücretinin makul olduğu, yargılama gideri olarak talep edilebiceği değerlendirilmiştir.
Yukarıdaki açıklamalar ve yasal düzenlemeler ışığında; davacı yanın, dava konusu aracın meydana gelen kazadaki hasarı nedeniyle araçtaki hasar bedeline ilişkin olarak 40.100,00 TL talep edebileceği, ayrıca makul gider olarak 250,00 TL ekspertiz ücreti talep edebileceği, davalı sigorta şirketinin Genişletilmiş Kasko Sigorta poliçesi teminat limitleri içinde kalan bu bedellerden sorumlu olduğu, temerrütün davacının sigortaya başvurusundan 10 iş günü sonrası 13.05.2017 tarihinde oluştuğu, temerrüt tarihinden itibaren avans faizi talep edilebileceği, davalı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalıya yapılan ödemenin iyi niyetli yapılan ifa olduğu ileri sürülerek borcundan kurtulamayacağı, davacı şirkete karşı sorumluluğunun devam ettiği sonuç ve vicdani kanaate ulaşılmış ve davanın 40.100,50 TL üzerinden kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuş ve TTK’nın 1426/1 maddesi ve yerleşik yargıtay uygulamaları gereği makul gider olarak tespit edilen 250,00 TL Ekspertiz ücreti yargılama giderlerine dahil edilmiştir.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; 40.100,50 TL hasar bedelinin 13/05/2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle beraber davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
Fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 2.739,27TL nispi karar ve ilam harçtan peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam, 767,34‬ TL harcın mahsubu ile bakiye 1.971,93 TL harcın davalıdan alınıp HAZİNEYE GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan 767,34‬ TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden 31,40 TL başvuru harcı, 184,40 TL posta gideri, 600,00 TL bilirkişi ücreti gideri, 121,30 istinaf kanun yoluna başvuru gideri, 250,00 TL ekspertiz ücreti gideri olmak üzere toplam:1.187,10 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre yapılan hesaplamaya göre 1.066,23 TL’sinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalının yaptığı yargılama giderlerinden 42,65 TL posta gideri ve 121,30 istinaf kanun yoluna başvuru gideri olmak üzere toplam: 163,95 TL yargılama giderinin davanın red ve kabul oranına göre yapılan hesaplamaya göre 16.69 TL’sinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davalı üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre taktir olunan 4.545,70TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
7-HMK 333. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 12/09/2023

Katip ,,,
e-imzalıdır

Hakim ,,,
e-imzalıdır