Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/396 E. 2022/905 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/396 Esas
KARAR NO : 2022/905

DAVA : İtirazın İptali
DAVA TARİHİ : 23/05/2022
KARAR TARİHİ : 22/12/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı …’ün müvekkili şirketin müşterisi olduğunu, anılan davalının müvekkili şirket nezdindeki yatırım işlemlerinin kendisi yanında aynı zamanda eşi olan diğer davalı … tarafından Ankara … Noterliği’nin 10/12/2021 tarih … yevmiye numaralı vekaletnamesi ile vermiş olduğu geniş yetkiler çerçevesinde ve dijital ortamda gerçekleştirildiğini, davalı …’ün müvekkili şirketin tasarrufa yetkili vekili konumunda olduğunu, müvekkili şirket ile davalılar arasındaki ilişkinin hukuki temelini Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri Çerçeve Sözleşmesinin oluşturduğunu, anılan sözleşmenin davalı … tarafından 05/12/2018 tarihinde müvekkili şirketin Mecidiyeköy Şubesi nezdinde bulunan bireysel internet bankacılığı üzerinden onaylandığını, davalıların müvekkili şirket nezdinde gerçekleştirdikleri uzun ve kısa vadeli çok sayıda farklı Vadeli işlem ve opsiyon borsası işlemlerinden 2021 yılı sonuna dek 2.600.000,00-TL’nin üzerinde kazanç elde ettiklerini, davalıların … Prime platformu üzerinden pek çok sözleşme akdettiğini, döviz kurlarının hareketli olduğu 20/12/2021 tarihinde Cumhurbaşkanlığınca açıklanan ekonomik kararlar neticesinde USD/TL kurunun %20 düşerek 14,70-TL seviyesine kadar gerilediğini, vadeli işlem sözleşmelerinde uygulanan %10 oranındaki alt fiyat limitinin 21/12/2021 günü için %80’e çıkartılmasını müteakip davalıların Ocak ve Şubat vadeli USD ile Şubat ve Nisan vadeli Altın sözleşmelerinde taşımış olduğu pozisyonlarda ana paralarını kaybettiklerini, 5.528.268,27-TL eksi bakiyeye düştüklerini, müvekkili şirketin Yatırım Hizmet Ve Faaliyetleri Çerçeve Sözleşmesi gereğince derhal kapatma yetkisine sahip olduğunu ancak bu yetkiyi hemen kullanmayarak davalılara hesaplarındaki eksi bakiyeyi …’a aktarmaları için süre verildiğini, davalıların kendilerine tanınan bu süreye rağmen anılan tutarı hesaplarına aktarmadıklarını, müvekkili şirketin… Türev Araçlar Takas Ekibi ile yazılı olarak temas ederek ve davalılara bilgi vererek 5.488.961,76-TL tutarındaki nakit teminatı …’a ödeyerek davalılar tarafından açılan Ocak ve Şubat vadeli USD ile Şubat ve Nisan vadeli Altın sözleşmelerini kapattığını, bunun üzerine akdedilen kontratlar nedeni ile oluşan 5.488.961,76-TL tutarındaki zararın 5 gün içerisinde tazmini konusunda hesap sahibi davalı …’e Üsküdar … Noterliği’nin 24/12/2021 tarih …yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edildiğini, davalı tarafça müvekkiline yönelik taleplerin karşılanmayacağına yönelik Ankara … Noterliği’nden 29/12/2021 tarih …yevmiye numaralı cevabi ihtarnamenin keşide edildiğini, cevabi ihtarname üzerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinden 28/01/2022 tarihinde davalılar aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalıların 09/02/2022 tarihli itirazları üzerine takibin durduğunu belirterek davanın kabulü ile müvekkili şirketin dava neticesinde el de edeceği hak ve alacaklarının karşılıksız kalmamasını teminen davalıların menkul gayrimenkul mal ve hak varlıkları ile 3. Kişilerdeki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczine, davalıların müvekkili şirket tarafından aleyhlerine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün …esas sayılı dosyası üzerinden girişilen icra takibine vaki itirazlarının iptali ile takibin devamına, itirazında haksız ve kötü niyetli davalıların %100 icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesi ile; açılan davada tüketici mahkemelerinin görevli olduğunu, mahkemenin yetkisiz olduğunu, yetkili mahkemenin Ankara Mahkemeleri olduğunu, müvekkilinin 05/12/2018 tarihinden 20/12/2021 tarihine kadar VİOP işlemleri yaptığını, 20/12/2021 tarihinde borsa İstanbuldan kamuya Aydınlatma Platformuna yapılan açıklamaya göre; “vadeli işlem ve opsiyon piyasasında işlem gören USD/TL, EURO/ TL RUB /TL VE CNH /TL döviz vadeli işlem sözleşmeleri ile gram/TL altın vadeli işlem sözleşmelerinde uygulanan yüzde 10 oranındaki alt fiyat limiti bugün için yüzde 80’e çıkarılmıştır, bu karar 21/12/2021 tarihinde yalnızca 1 gün süreyle uygulanmıştır” şeklindeki açıklama nedeniyle müvekkilinin yıllardır işlem yaptığı piyasada bütün ana parasını kaybettiği gibi neredeyse 2 katı eksiye düştüğünü, 21/12/2021 tarihinde davacı şirket tarafından müvekkilinin arandığını, müvekkilinin açık pozisyonları kapatmayı reddettiğini ve işlem yapmaya devam edeceğini bildirdiğini, davacı şirketin piyasalarda yaşanan bu akıl almaz değişikliği müvekkiline bildirmediğini, bütün öz kaynaklarını kaybettikten sonra teminat tamamlama çağrısı üzerine müvekkillerini durumdan haberdar ettiğini, müvekkilinin 20/12/2021 tarihinde yapılan işlemlerin hiçbirinde emir ve talimat vermediği gibi bu işlemlerden haberdar da olmadığını, 24/12/2021 tarihinde çekilen ihtar ile teminatın tamamlanması istenmiş ise de miktarın müvekkili tarafından ödenmesi ihtimalinin olmadığını, talebin hukuka ve ahlaka aykırı olduğundan ödenmediğini, yatırımcının piyasa koşullarından dolayı teminatından daha fazla zarara uğraması halinde söz konusu zararın genel müşteriden ve talebe dayalı profesyonel müşteriden talep edilemeyeceğini, kaldıraç oranının tek taraflı değiştirildiğini ve müvekkilinin onayının alınmadığını, tüm işlemlerden hesap sahibi …’ün yetkili olduğunu, diğer müvekkili …’ın sadece vekil konumunda olduğunu, …’ün açılan davada husumet ehliyetinin bulunmadığını belirterek açılan davanın öncelikle usul yönünden olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı şirket tarafından İstanbul …İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine karşı davalılarca yapılan itirazın iptali talebine ilişkin bulunmaktadır.
İtirazın iptali davasına bakan mahkeme; kendi yetkisiz olsa dahi; öncelikle icra müdürlüğünün yetkisine olan itiraz hakkında karar vermek durumundadır. Zira itirazın iptali davasının ön koşulu usulüne uygun yapılmış bir icra takibi ve bu takibe usulüne uygun yapılmış bir itiraz olmalıdır.
Davalı /borçlular icra müdürlüğünün yetkisine itiraz etmiş olmakla ve davacı /alacaklı da taraflar arasında yetki sözleşmesi bulunduğunu beyan ve belgelemekle öncelikle yetki sözleşmesinin geçerli olup olmadığı incelendiğinde; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun (HMK) 17. maddesinde “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Söz konusu düzenleme ile ilgili olarak belirtilmesi gereken bir başka husus da, yetki sözleşmesi yapılmasında, tarafların tacir veya kamu tüzel kişisi olmasının aranmasıdır. Diğer bir anlatımla, maddedeki tacirden anlatılmak istenen, işin ticari nitelikte olması değil, tarafların kanunlarda tacir olarak tanımlanan kişiler olmasıdır. Sözleşmenin konusunun ticari iş olması gerçek kişilere yetki sözleşmesi yapma imkanı vermemektedir.
Dosya kapsamında temin edilen davalılara ait SGK kayıtları ile diğer kayıtlardan, davalıların yasanın aradığı anlamda tacir veya tacir sayılan kişilerden olmadığından yetki sözleşmesi(taraflar arasındaki sözleşmedeki yetki şartı) geçersizdir. Davalı/borçlular seçimlik haklarını kullanarak, genel yetki kuralını tercih ettiğine göre icra takibinin Ankara İcra Müdürlüğü nezdinde yapılması gerektiği açıktır.
Ayrıca davacı alacaklının yerleşim yeri Ümraniye/İstanbul olması nedeniyle, 6098 Sayılı TBK’nın 89. Maddesi gereğince de İstanbul İcra Müdürlükleri, başlatılan icra takibinde yetkili değillerdir.
Bu haliyle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz usulüne uygun ve itirazda gösterilen icra dairesi de 6100 Sayılı HMK’nın 6. maddesi uyarınca genel yetkilidir. Tüm bu hususlar dikkate alınarak, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmaması nedeniyle, 6100 sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın, 6100 sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebi ile davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 67.269,69-TL’den mahsubu ile, fazladan yatan 67.188,99-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin, kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin, davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/12/2022

Başkan
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Üye
e-imzalıdır

Katip
e-imzalıdır