Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/386 E. 2023/550 K. 20.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/386 Esas
KARAR NO:2023/550

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:03/06/2022
KARAR TARİHİ:20/06/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin nezdinde …-…-… numaralı … İşyerim Sigorta Poliçesi ile sigortalı … … ve Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’nin kullanımında olan … … / İSTANBUL riziko adresli mahalde, 14.12.2020 tarihinde, sigortalı mahalin olduğu sokaktaki rögar kapağının taşması akabinde sigortalı mahalin ve eşyaların zarar görmesi neticesinde sigortalı iş yerinde maddi hasar meydana geldiğini, müvekkiIi şirkete vaki hasar ihbarına müteakip hazırlatılan Ekspertiz Raporuna istinaden meydana gelen hasar 3.559,50-TL olarak belirlenmiş ve bu tazminat bedeli 05.02.2021 tarihinde sigortalı … … ve Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ne ödediğini, ödenen 3.559,50-TL tutarındaki tazminatın ödeme tarihi olan 05.02.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkil Sigorta Şirketi, TTK m. 1472 hükmü gereği sigortalısının haklarına halef olduğunu, dava konusu olay sonucu sigortalı mahalde meydana gelen zarara ilişkin müvekkili şirket tarafindan tanzim ettirilen ekspertiz raporundan da anlaşılacağı üzere davalı/borçlu tarafın, ödenen tazminattan Borçlar Kanunu’nun 49. Maddesi ve … Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkında 2560 sayılı Kanunun 2. Maddesi gereğince sorumlu olduğunu, zararın tahsili için davalı/borçlu aleyhine….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı/borçlu yasal süresi içinde borca, faize ve tüm fer’ilerine itiraz ettiğini belirterek davalı/borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, arabuluculuk ücreti ile yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Öncelikle zamanaşımı ve hak düşürücü süre itirazında bulunduklarını, davada idari yargı yerinin görevli olduğunu, söz konusu adreste müdürlüklerince yapılan incelemede sigortalı … … ve Turizm San. Ve Tic. Ltd. Şti nin kullanmakta olduğu atıksu hattının ilgisi tarafından …’ye ait Fenni Kanala bağlı olmadığı, bağlantının eski ve yine ilgilisi tarafından yapıldığı, tedbiren yapması zorunlu çamur tutucusunun mevcut olmadığının tespit edildiğini, ayrıca atıksu kalanı, atıksu bağlantısı, yağmur suyu sarnıcı ve gir/mor şebeke yapım şartlarına uygun yapılmadığını, binada gerek inşaat teknikleri açısından gerekse yönetmelik doğrultusunda zaruri olan su yalıtımı ve drenaj sisteminin bulunmadığı ve suyun binaya bu nedenle sirayet ettiğini, zararı meydana getiren sebeplerin ve kusur durumunun tespiti ile binaya ait yapı ruhsatı ve projelerin getirtilmesi, binanın projesine uygun yapılıp yapılmadığının, imar mevzuatına ve … Mevzuatına uygun olup olmadığının tespit edilmesi gerektiğini ayrıca söz konusu adreste yağmur sularından dolayı bir zarar meydana gelmişse oluşan zararın, yağmur sularının uzaklaştırması ile ilgili tesislerin yapılması veya bu tesislerin işletilmesinden yasa gereği sorumlu olan Büyükşehir Belediyesi veya ilgili ilçe belediyesi tarafından tazmininin gerektiğini bu nedenle oluşan zararda muhatabın müvekkili değil İstanbul Büyükşehir Belediyesi veya ilgili ilçe belediyesi olduğunu,, davacının davasını kabul anlamına gelmemek üzere, sigortacı ve sigortalının kusur durumunun irdelenmesi, kusur oranlarının tespitinin gerektiğini, ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceğini savunarak davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Davacı tarafından, 14.12.2020 tarihinde sigortalı iş yerinde meydana gelen hasarlanma nedeniyle dava dışı sigortalısına ödenen bedelin, davalıdan rücuen tazmini amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, hasar dosyası, poliçe, dava konusu icra dosyası uyap kayıtları celp edilmiş, keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmıştır.
Dava konusu ….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya karşı, 14.12.2020 tarihinde sigortalı iş yerinde meydana gelen hasarlanma nedeniyle davacı alacaklı tarafından dava dışı sigortalısına ödenen bedelin, davalı borçludan rücuen tazmini amacıyla 3.559,50 TL asıl alacak, 258,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.818,45 TL alacak üzerinden 26.11.2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 26.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından 30.11.2021 tarihli itiraz dilekçesi, zamanaşımı def’inde bulunulduğu, icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Poliçe ve hasar dosyasının incelenmesinde; Davacı sigorta şirketi tarafından, dava dışı … … ve Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ ne ait … Mah. … Cad/Sok. No: …/ İstanbul riziko adresinde bulunan işyerinin, dava konusu olay tarihini kapsar şekilde, başlangıç tarihi 17/06/2020 , bitiş tarihi 17/06/2021 olan Ticari İşyerim Poliçesi ile sigortalandığı, hasar dosyası kapsamında yaptırılan ekspertiz raporu sonucunda davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına 05.02.2021 tarihinde 3.959,50 TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır.Mahallinde keşifte yapılmak suretiyle bilirkişi heyetinden rapor alınmıştır.
Sigorta Uzmanı Bilirkişi Prof. Dr. … ve İnşaat Mühendisi Gayrimenkul Değerleme Uzmanı Bilirkişi …’tan alınan 27.04.2023 tarihli bilirkişi heyeti raporunda özetle;
İnceleme ve değerlendirmeler çerçevesinde, hukuki nitelendirme ve nihai takdir Sayın Mahkemenize ait olmak üzere; Mahallinde yapılan incelemede açıkta herhangi bir bağlantı görülmemekle birlikte, hasarın tamir edildiği, olaya ait herhangi bir emareye rastlanmamakla birlikte; olay zamanı yapılan tetkik sonucu hazırlana ekspretşz raporunda sigortalı işyeri önünde bulunan rögarın tıkanarak taşması sonucu foseptiğin, işyerinin araç rampa zeminine kaplattığı kauçuk zemin kaplamasını kapladığı, rampa yüzeyine uygulanmış olan kauçuk zemin kaplamasının kullanılamaz duruma geldiği tespit edildiği, Atık su bağlantı kanalı, parsel sahiplerinin mülkünde ve sorumluluğunda olup, en az Ø 20 cm. çapında muflu beton boru ile minimum 1/50 eğimle, fen ve sanat kaidelerine uygun döşenerek yatayda 45°- 60° açı ile akış yönünde atık su şebeke kanalına bağlanması gerektiği, Dere yatağı, vadi tabanı vb. su taşkını riski olan güzergâhlarda bulunan yerlerin parsel bacası taban kotu ile şebeke kanalı bağlantı noktasındaki ana kanal akar kotu arasında en az 50 cm kot farkı olması, bodrum katlarında ıslak zeminlerin bulunmaması, bulunması halinde bu katların parsel bacasına pompa marifetiyle bağlanmasının esas olduğu, Binaların atık suları, doğal akış ile şebeke kanalına akıtılabilse dahi, taşınmaz sahibi parsel çıkış bacasında binaların su basman seviyesi altında kalan kısımlarında atık suyun geri gelmesini önleyecek çek valf vb. ekipman ile önlem almalı gerektiği, İdarece onaylanan projede atık suyun geri gelmesini önleyici tedbirlerin ilgilisince alınması gerektiğinin zorunlu tutulmasına rağmen uygulamada dikkate alınmamasından kaynaklı zarar ve ziyandan yapı sahiplerinin sorumlu olduğu, bu hususlar göz önüne alındığında, Olay günü mevcut bağlantının ve taşkın olan dükkanın sokak kotu altında kaldığı, her ne kadar olay günü aşırı yağış yağsa da çek valf sistemi olsaydı ya da varsa bile görevini yerine getirecek şekilde çalışsaydı taşınmaza suyun girmeyeceği, bu bağlamda ana taşınmazdan sokağa bağlanan borunun varsa bile çek valf sisteminin çalışmaması sebebi ile yol kotu altında kalan sigortalı taşınmaza su baskını olduğu, olayın üzerinden uzun zaman geçmesi, keşif anında olayın oluş şekli ile ilgili emarelerin görülmemesi gibi durumlar da göz önüne alınarak, bunun yanı sıra yapının eski ve yıpranmış olması, her halükarda geri tepme valfi ile birlikte yapıdaki drenaj ve yalıtımın da iyi yapılması gerektiği, ekspertiz raporunda olayın oluş şekli ile ilgili detaylı açıklamanın yer almaması sebebi ile, …’nin kusurunun olamayacağı (Takdiri tamamıyla Sayın Mahkemenin olmak üzere), bu sebeple de olayın meydana gelmesinde yapı ya da yapı sahibinin sorumlu olduğu sonucuna varılmış olunduğu, Bunun yanı sıra; 50,00 m2 kauçuğa belirlenen 3.559,50 TL bedelin malzeme, yapıştırıcı, nakliiye, montaj ve genel temizlik olarak makul ve uygun olduğu şeklinde rapor düzenlenmiştir.
Bilirkişi raporunun ayrıntılı ve denetime elverişli olduğu, hukuki değerlendirmeler mahkememize ait olmak üzere dosya kapsamında karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Dava konusu….İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı tarafından, davalı borçluya karşı, 14.12.2020 tarihinde sigortalı iş yerinde meydana gelen hasarlanma nedeniyle davacı alacaklı tarafından dava dışı sigortalısına ödenen bedelin, davalı borçludan rücuen tazmini amacıyla 3.559,50 TL asıl alacak, 258,95 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.818,45 TL alacak üzerinden 26.11.2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 26.11.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu tarafından 30.11.2021 tarihli itiraz dilekçesi, zamanaşımı def’inde bulunulduğu, icra dairesinin yetkisine, borca ve ferilerine itiraz edildiği, itiraz üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı alacaklı vekili tarafından dava dilekçesi ile, davalı borçlunun dava konusu icra takibine vaki itirazlarının haksız olduğu savunularak dava konusu icra takibine vaki itirazın iptali ve takibin devamı talebinde bulunulmuştur.
Davalı borçlu vekili tarafından, cevap dilekçesi ile, Zamanaşımı ve hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiği, davada idari yargı yerinin görevli olduğu, davalı kuruma kusur izafe edilemeyeceği, husumet yöneltilemeyeceği, ancak dava tarihinden itibaren faiz talep edilebileceği savunularak davanın usulden ve esastan reddi talep edilmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. Maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 53. Maddesinde; ölüm halinde uğranılan zararların, cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemiş ise tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar olduğu, 54. Maddesinde; Tazminat talep edilebilecek bedensel zarar kalemlerinin, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu, 56. Maddesinde; Hakimin , bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. Maddesinde; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, 91. Maddesinde; İşletenlerin bu kanunun 85. Maddesinin 1. Fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, 97. Maddesinde; Zarar görenin ZMMS sigortacısına başvurabileceği; 99. Maddesinde; trafik sigortacısının, hak sahibinin başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ZMMS kapsamındaki miktarları ödemek zorunda olduğu, 109. Maddesinde de; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin , zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrenmesinden itibaren iki yılın her durumda kaza tarihten itibaren 10 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanunun bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş ise bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde uygulanacağı, düzenlenmiştir.
Türk Ticaret Kanunun 1472. Maddesinde, Sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının, gerçekleşen zarar zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın, tazmin ettiği bedel kadar, sigortacıya intikal edeceği… düzenlenmiştir.
Türk Borçlar Kanunu’nda haksız fiil sorumluluğunda zamanaşımı 72. maddede ” Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her halde fiilin işlendiği tarihten itibaren on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar. Ancak, tazminat ceza kanunlarının daha uzun bir zamanaşımı öngördüğü cezayı gerektiren bir fiilden doğmuşsa, bu zamanaşımı uygulanır…” şeklinde düzenlenmiştir. Aynı yasanın 73. Maddesinde de, rücu isteminin, tazminatın tamamının ödendiği ve birlikte sorumlu olduğu kişinin öğrenildiği tarihten başlayarak iki yılın ve herhalde tazminatın tamamının ödendiği tarihten itibaren 10 yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrayacağı düzenlenmiştir.
2560 Sayılı … Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun “Görev ve Yetkiler” başlıklı 2. Maddesinde” … Kullanılmış sular ve yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması, zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması… ” şeklinde düzenleme bulunduğu anlaşılmıştır.
Öncelikli olarak, eldeki davada, dava şartları, ilk itirazlar ve süreler bakımından değerlendirme yapılması gerekmiştir.
Davalı tarafın idari yargı yolu görev itirazının incelenmesinde; Davanın haksız fiil nedeniyle ödenen bedelin rücuen tazmini nedeniyle başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali davası olduğu bu kapsamda Adli yargı görevli olduğu anlaşıldığından yerinde görülmeyen itirazın reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafın icra dairesinin yetkisine itirazının incelenmesinde; İcra takibine vaki itiraz dilekçesinde, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş ise de, yetkili icra dairesi belirtilmediğinden, bu kapsamda usulüne uygun bir yetki itirazı bulunmadığından, yerinde görülmeyen itirazın reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafın husumet itirazının incelenmesinde; 2560 Sayılı … Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun “Görev ve Yetkiler” başlıklı 2. Maddesindeki yasal düzenleme kapsamında, dava konusu olaydaki gibi, kullanılmış sular ve yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması, zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması görevinin davalı kurumun görevleri arasında olduğu anlaşıldığından, yerinde görülmeyen itirazın reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafın hak düşürücü süre itirazının incelenmesinde; İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptali davası, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılacaktır. İtiraz dilekçesi ve işbu dava tarihi dikkate alındığında eldeki davanın 1 yıllık yasal sürede açıldığı anlaşıldığından yerinde görülmeyen itirazın reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafın zamanaşımı defiinin incelenmesinde; TBK’nın 73. Maddesindeki süre ile ödeme tarihi, icra takip tarihi ve dava tarihi dikkate alındığında, 2 ve 10 yıllık zamaaşımı süreleri dolmadığından yerinde görülmeyen zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptali davası, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılacaktır. İtiraz dilekçesi ve işbu dava tarihi dikkate alındığında eldeki davanın 1 yıllık yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Eldeki davada, dava şartlarının bulunduğu, başkaca incelenecek bir ilk itiraz veya süreler yönünden bir itirazın bulunmadığı anlaşılmakla ve değerlendirilmekle davanın esasına geçilmiştir.
Yukarıda yapılan açıklama ve yasal düzenlemeler ışığında dosya kapsamındaki toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre somut olayın değerlendirilmesinde; Davacı sigorta şirketi tarafından, dava dışı … … ve Turizm Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi’ ne ait … Mah. … Cad/Sok. No: …/ İstanbul riziko adresinde bulunan işyerinin, dava konusu olay tarihini kapsar şekilde, başlangıç tarihi 17/06/2020 , bitiş tarihi 17/06/2021 olan Ticari İşyerim Poliçesi ile sigortalandığı, hasar dosyası kapsamında yaptırılan ekspertiz raporu sonucunda davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına 05.02.2021 tarihinde 3.959,50 TL ödeme yapıldığı; Halefiyetin düzenlendiği 6102 sayılı TTK’nın 1472. Maddesine göre, sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde sigortalısının yerine geçeceği ve sigortalının, gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa, bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği, somut olayda halefiyet şartlarının gerçekleştiği, davacı sigorta şirketince dava dışı sigortalısına ödenen 3.559,50 TL bedelin somut olaya uygun ve makul olduğu; Davalı borçlunun, bu bedelden, somut olayda kusurunun bulunması halinde, kusuru oranınca sorumlu olacağı; 2560 Sayılı … Genel Müdürlüğü Kuruluş ve Görevleri Hakkındaki Kanunun “Görev ve Yetkiler” başlıklı 2. Maddesindeki yasal düzenleme ile, dava konusu olaydaki gibi, kullanılmış sular ve yağış sularının toplanması, yerleşim yerlerinden uzaklaştırılması, zararsız bir biçimde boşaltma yerine ulaştırılması görevi davalı kuruma verilmiş ise de, karar vermeye uygun bulunan bilirkişi raporunda detaylı bir şekilde açıklandığı üzere, yasal düzenlemeler ile taşınmaz maliklerine de bir kısım yükümlükler yüklenmiş olduğu, somut olayda zarar gören işyeri maliki dava dışı sigortalı şirketin üzerine düşen yasal yükümlülüklerini yerine getirmediği veya eksik yerine getirdiği, bundan dolayı zararın oluştuğu, somut olayda davalı kuruma yüklenebilecek bir kusurun bulunmadığı anlaşılmakla ve değerlendirilmekle; davacının sigortalısına ödediği dava ve takip konusu bedeli davalıya rücu hakkının bulunmadığı, davacının davasını ispatlayamadığı, davalının icra takibine vaki itirazında haklı olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bu kapsamda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL nispi karar ve ilam harcının peşin ve tamamlama harcı olarak alınan toplam, 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,2 TL harcın davacıdan alınıp Hazineye GELİR YAZILMASINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacının kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafça yapılan masraf olmadığından bu kapsamda HÜKÜM TESİSİNE YER OLMADIĞINA,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre taktir olunan 3.818,45 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya VERİLMESİNE,
7-HMK 333. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde yatıran taraflara İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, miktar yönünden KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 20/06/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır