Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/356 E. 2023/912 K. 28.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/356 Esas
KARAR NO:2023/912

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/05/2022
KARAR TARİHİ:28/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin … nezdinde kurulan vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasasınında (VİOP ) faaliyet gösteren 6362 sayılı Sermaye Piyasası kanunu başta olmak üzere ilgili mevzuatın tüm gereklerini yerine getirerek lisans belgesini almış bir yatırım kuruluşu olduğunu, Sermaya Piyasası Kurulu Başkanlığınca müvekkili şirketin 16/04/2012 tarihinden itibaren işlem aracılığı faaliyeti , portföy Aracılığı Faaliyeti, Yatırım Danışmanlığı faaliyeti ve Sınırlı Saklama Hizmetinde bulunmak üzere ” Geniş Yetkili Aracı Kurum ” olarak yetkilendirilmesinin uygun görüldüğünü, davacı şirket ile davalı arasında 13/09/2017 tarihli Sermaye Piyasası Araçlarının Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi Akdedildiği, iş bu sözleşmede davacı aracı kurumun ” yatarım kuruluşu” , davalının ise ” müşteri” sıfatıyla yer aldıklarını, davalının davacı şirket ile imzaladığı 13/09/2017 tarihli sözleşme uyarınca … Aş nezdinde bulunan vadeli işlemler ve opsiyon piyasasında alım satım işlemlerini gerçekleştirmekte olduğu, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinin kaldıraç etkisi nedeniyle riskli işlemlerden olduğunu, vadeli işlem ve opsiyon sözleşmelerinde tarafların …’a sözleşme bedelinin tamamını değil belirli bir kısmını teminat adı altında ödeyip sözleşmeye konu varlığın fiyatındaki değişimlere göre teminatlarının değeri arttığında çekme hakkı veya teminat eksildiğinde eksik teminatı tamamlama yükümlülüğü altında olduğunu ,müvekkili şirket ve diğer aracı kurumların yatırımcıların …’un ilgili piyasasına teminatların yatırılmasına veya çekilmesine sadece aracılık ettiklerini, davalıya hesap açılışında bütün risklerin bildiriminin yapıldığını, davalının VİOP nezdinde almış olduğu alım ve satım pozisyonları ve pozisyon dayanağını oluşturan varlıkların fiyatlarında yaşanan değişimler nedeniyle teminatın tamamını kaybettiğini, kayıpların yatırdığı teminatı aşarak eksi bakiye miktarının 100.598,58 TL olduğunu, davalıya defalarca teminat eksiğini tamamlaması çağrısının yapıldığını ancak davalının bunların hiçbirine cevap vermediğini ve borcunu ödemekten imtina ettiğini, bu nedenle …. İcra müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının başlatılan takibe itirazı nedeniyle takibin durduğundan bahisle davalının haksız itirazının iptali ile takibin devamını, asıl alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle müvekkiline yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, Mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu, bu nedenlerle ile davanın usulden reddinin gerektiğini, taraflar arasında akdedilen Sermaye Piyasası Araçlarının alım Satımına Aracılık Çerçeve sözleşmesi, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanunun 49. Maddesinde yer edinen Finansal Hizmetlere ilişkin Mesafeli sözleşmeler kapsamına girdiğini ve müvekkilinin ticari amaçla hareket etmediğini yalnızca parasının değerlendirmek için söz konusu yatırım şirketi ile çalışmış olduğunun kabulü ile Sayın Mahkemenizce görevsizlik kararı verilerek dosyanın yetkili ve görevli Tüketici Mahkemesine gönderilmesi gerektiğini, davacı tarafça icra takibinde usule de esasa da aykırı şekilde ticari temerrüt faizi işletilmesi de açıkça hukuka aykırılık teşkil ettiğini, Finansal hizmetlere ilişkin mesafeli sözleşmelere Türk Borçlar Kanununda faiz konusunda yer alan sınırlandırmalar uygulanacak olup 6502 sayılı TKHK m. 83/1 düzenlemesi gereğince genel hükümlere göre uyuşmazlığın çözümü gerektiğini, 6502 sayılı TKHK’da tüketicinin peşinat ödemesi ve buna ilişkin borcunda temerrüde düşmesi hakkında 6098 sayılı TBK gibi ayrı bir düzenlemenin mevcut olmadığını, Peşinat ödemesinde tüketicinin temerrüde düşmesi hâlinde, taksit ödemede temerrüde ilişkin hükümlere göre sonuca ulaşılacağını, Peşinat ödemesinde tüketicinin temerrüde düşmesi hâlinde, bileşik faize meydan
vermeyecek şekilde “ayrıştırma” neticesinde asıl peşinat üzerinden temerrüt faizi yürütülmesi gerekmekte olup temerrüt faiz oranı yıllık (yasal faiz % 9 oranının % 30 fazlası olan: yıllık = % 11,70)’i geçmemeliyken müvekkil aleyhine önce 855,09-TL diğer faiz akabinde de %18,25 oranında ticari temerrüt faizi işletilmiş olduğunu, dolayısıyla borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte müvekkil aleyhine tesis edilen faiz oranı da açıkça usule ve yasaya aykırılık teşkil ettiğini bu nedenlerle davanın öncelikle usulden aksi taktirde esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Davalı ile davacı aracı şirket arasında akdedilen Sermaye Piyasası Araçlarının Alım Ve Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesine dayalı olarak yapılan borsa işlemleri neticesinde davalı kayıplarının teminatını aşması nedeniyle teminat açığının davacı şirket tarafından tamamlanmasından doğan alacağın davalıdan tahsili amacıyla davacı tarafından davalıya karşı …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının uyap kayıtları celp edilmiş, Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası icra takip dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı 100.598,71 TL asıl alacak, 855,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 101.453,80 TL alacak üzerinden 12/01/2022 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 15/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 17/01/2022 tarihinde takibe itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Bilirkişi …’tan alınan 24/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davaya konu alacak bir rücu alacağı niteliğinde olduğunu, davacı aracı kurum Davalı müşterisi adına ve hesabına …’a yatırdığı 111.665,00 TL ve 100.598,58 TL eksi hesap bakiyesi için takip talebinde 100.598,71 TL olarak talep ettiği anapara alacağı bakımından SPK ve Borsa düzenlemelerine göre mevzuat özeti ve uygulamalarının, davalının teminat eksiğini aşan hesap borcu, Mahkemece kabul gördüğü takdirde, taraflar arasındaki sözleşme kapsamında, Türk Lirası cinsinden para borcu olduğunu, borsadaki işlem tekniği olarak bu borcun emir iptali, yeni emir girilmesi vb yollarla sona erdirilmesi mümkün olmadığını, diğer bir deyişle teminat açığının aşan hesap borcu oluştuktan sonra bunun nakden ödeme dışında hedge, ters işlem vb işlemlerle kapatılması mümkün olmadığını, nakden ödeme dışardan hesaba nakit girişi şeklinde olabileceği gibi hesaplarındaki varlıkların satışı yoluyla sağlanan bir nakit girişi de olabileceğini, VİOP işlemleri, özel bir emir kabul ve teminat hesaplama sistemine tabi olduğunu, teminat oranları ve teminat açıkları, … A.Ş. (…) ve … Bankası A.Ş. (…) tarafından birlikte çalıştırılan bir elektronik sistem ile gerektiğinde bu hesaplama için bazı parametreler değiştirilmek suretiyle hesaplanmakta ve her bir müşteri bakımından sadece aracı kurum tarafından görülebilir şekilde raporlanmakta olduğunu, bu teminat oranı hesaplamasına ve teminat açığı hesaplamasına aracı kurumun ya da Davalı müşteri gibi aracı kurum müşterilerinin müdahale etmesi mümkün olmadığını, teminat hesaplaması herhangi bir dayanak varlık (hisse senedi, yabancı para, altın veya mal) bazında bu varlıkların kendi piyasalarındaki fiyat hareketleri ve bunun değişim oranları (risk değişimleri) dikkate alınarak her gün yeniden hesaplanmakta olduğunu, fiyatların çok dalgalı hareket ettiği günlerde gün içinde de Tisk değişimleri, fiyat değişim kısıtları uygulanabilmekte olduğunu, dolayısıyla oluşan teminat eksiğine ya da teminat eksiğini aşan hesap açığına davalı müşterinin herhangi bir şekilde müdahale etmesi, değiştirmesi, kabul etmeyerek ödemeden imtina etmesi teknik olarak mümkün olmadığını, öte yandan, davalı gibi yatırımcıların oluşan teminat eksiğini veya teminat eksiğini aşan hesap açığını kapatmaları ve bunun için teminat tamamlama çağrısı üzerine ödemek zorunda oldukları tutarı aracı kuruma (Davacıya) ödemeleri gerekmekte olduğunu, ancak aracı kurumun teminat eksiğini veya hesap açığını kapatma yükümlülüğü …’a karşı devam etmekte olduğunu, aracı kurum, aracılık fonksiyonuna binaen müşterisinden alacağı parayı …’taki müşteri hesabına aktaracağını, eğer müşterisi (Davalı) aracı kuruma (Davacı) ödemesi gereken teminat eksiği veya hesap açığı tutarını ödemez ise aracı kurum bu tutarı kendi hesabından …’a yatırmak zorunda olduğunu, nitekim dava dilekçesinde Davacı tarafın beyanı Davalı tarafından ödenmeyen teminat açığı tutarının Davacı tarafından …’a ödendiğini ve bu sebeple Davalının Davacıya borçlu olduğu yönünde olduğunu, türev işlemler vadeli işlemler olduklarından işlem sonucu vade gününde ortaya çıkan ve ancak vadeye kadar da kâr veya zararı hesaplanabilen sözleşme olduğunu, spot işlemler olmadıklarından bir alış ve satış işlemi ile o anda sonuç doğurma imkânı olmadığını, Davalının … A.Ş. Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası (VİOP)’ta kendi yaptığı işlemler sonucunda ortaya çıkan teminat eksiğini veya hesap açığını tamamlamamış olması sebebiyle Davacı kurumun …’a Davalı adına ödediği tutarı Davalı Davacıya ödemekle yükümlü olduğunu, (https://…/tr) yer alan … Bankası A.Ş.’nin … A.Ş. vadeli işlem ve opsiyon piyasası’nda yürüteceği merkezi karşı taraf hizmeti ve bu hizmete ilişkin takas esasları yönergesi ve … Bankası A.Ş.’nin … A.Ş vadeli işlem ve opsiyon piyasası’nda yürüteceği merkezi karşı taraf hizmeti ve bu hizmete ilişkin takas esasları prosedürü metinlerine dayanmakta olduğunu, bu hukuk metinlerinden madde alıntıları yapmak yerine konunun özetlenerek yukarıdaki şekilde daha anlaşılabilir olacağı düşünüldüğünü, Sonuç: arz ve izah edilen tespitler çerçevesinde, Davacı aracı kurumun yaptığı uygunluk testi sonucuna göre Davalıdan emir kabul etmemesi ve işlem yaptırmaması gereken VİOP işlemleri üzerinden, Davacının kendi karar ve iradesiyle elektronik yollarla gerçekleştirdiği işlemler sonucunda Davacı aracı kurumun Davalı müşterisi adına ve hesabına …’a yatırdığı 111.665,00 TL ve 100.598,58 TL eksi hesap bakiyesi için takip talebinde 100.598,71TL olarak talep ettiği anapara alacağı için Davalı müşteri tarafından Davacı aracı kuruma ödenmesine ve Davalının itirazının iptaline karar verilmesinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu bildirilmiştir.
Mahkememizin 13/06/2023 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı gereğince ek rapor alınmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen ek raporda özetle; Sayın Mahkemenizce görülmekte olan 2022/356 esas sayılı Davanın 13/06/2023 tarihli 3 sayılı celsesinde diğer hususların yanı sıra verilen karar gereğince Bilirkişiliğimize 16/06/2023tarihinde teslim edilen dava dosyasına ilişkin yaptığımız tespit ve incelemeler neticesinde, nihai takdiri Sayın Mahkemenize olduğunu, Davacı aracı kurumun Davalı müşteri adına Davalı müşterinin eksi bakiyesini kapatmak için NET olarak ödediği 100.598,58 TL’nin alacak olarak oluştuğu tarihin, Davacı aracıkurumun … A.Ş.’ye Davalı müşteri adına ödeme yaptığı 22/12/2021 tarihi olduğu, Davacı aracı kurumun Davalı müşteri adına ödeme yaptığı tarihten İcra Takibinin başlatıldığı güne kadar işlemiş faizin 949,40 TL olduğu, Borçlunun icra takibine itirazının Mahkemece iptali halinde takibe kaldığı yerden devam edileceğinden, icra takibi sonrası faiz hesabı ihmal edilecek olursa, Anapara tutarı olan 100.598,58 TL’ye icra takip tarihine kadar işleyen faiz toplamı olan 949,40 TL’nin de eklenmesi suretiyle Davacının Davalıdan faiziyle birlikte toplam alacağının, icra takip tarihi itibariyle, 101.547,98 TL olarak hesaplandığı, İcra Takibinin başlatıldığı günden Davanın açıldığı tarihe kadar işlemiş faizin 5.853,58 TL olduğu, bu faizin yukarıda icra takip tarihine kadar hesaplanan toplam alacak tutarına eklenip eklenmeyeceğinin takdirinin Mahkemeye ait olduğu tespit ve kanaatine varılmıştır.
Bilirkişi rapor ve ek raporunun bir bütün olarak değerlendirildiğinde, hukuki değerlendirmeler mahkememize ait olmak üzere dosya kapsamında karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi rapor ve ek raporu bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası icra takip dosyası ile ,Davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı 100.598,71 TL asıl alacak, 855,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 101.453,80 TL alacak üzerinden 12/01/2022 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 15/01/2022 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 17/01/2022 tarihinde takibe itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptali davası, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılacaktır. İcra dosyası içeriğinde itiraz dilekçesinin tarihi ve dava tarihi dikkate alındığında davanın 1 yıllık yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafça, dava dilekçesi ile, dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı sayılı takip dosyasına davalı tarafça yapılan itirazın haksız olduğu savunularak, dava konusu icra takibine davalının vaki itirazların iptali ile takibin devamına karar verilmesi, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
Davalı tarafça davaya cevap dilekçesi ile, mahkemenin görevine ve yetkisine itiraz edilerek davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesi talep edilmiş, icra takibine itirazlarında da, icra dairesinin yetkisine ve sebep belirtilmeksizin borcunun olmadığı savunularak icra takibindeki borca ve ferilerine itiraz edilmiştir.
Öncelikli olarak, dava şartları ve ilk itirazlar değerlendirilmiştir.
Davalı tarafça, mahkemenin görevine, yetkisine ve icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiştir. Bu itirazların incelenmesinde; Taraflar arasında düzenlenen Sermaye piyasası Araçlarının Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi içeriği ve hükümleri, 6502 sayılı kanunun 3. maddesindeki tüketici tanımı, somut olayda taraflar arasındaki Sermaye piyasası Araçlarının Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi uyarınca yapılan işlemlerin SPK mevzuatına tabi işlemlerden olup, davalının da, söz konusu işlemleri yapmak üzere davacı şirket bünyesinde yatırım hesabı açarak, amacının aracı kurum üzerinden döviz ve borsada işlem gören hisse senetlerine yatırım yaparak kâr elde etmek olması, bir işlemin tüketici işlemi olarak nitelendirilebilmesi için işlemi yapan taraflardan birinin ticari veya mesleki olmayan amaçla (kâr elde etme amacı olmaksızın) hareket etmiş olmasının gerekmesi, buna göre tarafların amacı ve aralarındaki sözleşmenin niteliği gözetildiğinde 6102 Sayılı TTK’nın 4. ve 5. maddeleri gereğince açılan davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olması karşısında Mahkememizin davaya bakmaya görevli olduğu anlaşılmıştır(benzer yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/05/2018 tarih ve 2017/… E,, 2018/… K. Sayılı kararı). Yine davalı tarafça icra takibinde icra müdürlüğünün yetkisine ve açılan davada Mahkememizin yetkisine itiraz edilmişse de; 2004 Sayılı İİK’nın 50. maddesinde; “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” şeklindeki düzenleme uyarınca yetkili icra müdürlüğünün belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. 6098 Sayılı TBK’nun 89/1. maddesine göre de, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir. Talep dayanağı para borcu olup, borcun götürülecek borçlardan olmasından dolayı TBK’nın 89/1. ve HMK’nın 10. maddeleri uyarınca alacaklının kendi yerleşim yeri icra dairesinde ve HMK’nın 6. maddesi uyarınca da borçlunun yerleşim yeri icra dairesinde talepte bulunulabilecektir. Ayrıca, İİK’nın 50. maddesi uyarınca sözleşmenin yapıldığı yer icra müdürlükleri de yetkilidir. Alacaklının yerleşim yeri olan Sarıyer ilçesinin İstanbul Ticaret Mahkemelerinin ve İcra Dairelerinin yetki sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davalı borçlunun, icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Aynı gerekçelerle, davalı borçlunun Mahkememizin yetkisine yönelik itirazının da yerinde olmadığı değerlendirilmiştir.
Eldeki davada dava şartlarının tam olduğu, incelenecek başkaca bir ilk itiraz veya süreler yönünden bir itiraz olmadığından davanın esasına geçilmiştir.
SMMM ve SPK uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan rapor ve ek raporu ile, davacı aracı kurumun, davalı müşterisinin hesabında, davalının yaptığı işlemler ve aldığı yatırım pozisyonlarından kaynaklanan zarar sebebiyle 100.598,58 TL açık oluştuğu, 22.11.2021 tarihinde … Bankası Anonim Şirketi hesabına davacı tarafından 11.051,00 TL ve 100.614,00 TL ödenmiş olduğu, davacının 22.11.2021 tarihinde ödediği 11.051,00 TL ve 100.614,00 TL bedeller ile birlikte ve davalı tarafın hesabının 100.598,58 TL TL eksi bakiyeye düştüğü, davacının icra takip tarihi itibarı ile asıl alacağının 100.598,58 TL, işlemiş faiz alacağının 949,40 TL, toplam alacağının 101.547,98 TL olduğu, davacının bu bedeli davalıdan talep etme hakkının bulunduğu tespit edilmiştir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi rapor ve ek raporuna göre; Taraflar arasında düzenlenen Sermaye piyasası Araçlarının Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi içeriği ve hükümleri uyarınca yapılan işlemlerin SPK mevzuatına tabi işlemlerden olduğu; Davalının, söz konusu işlemleri yapmak üzere davacı şirket bünyesinde yatırım hesabı açarak, Sermaye piyasasında faaliyet gösteren aracı kurum olan davacı şirket ile davalı müşterisi arasında akdedilen Sermaye piyasası Araçlarının Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesine dayalı olarak davalı tarafın, vadeli işlem opsiyon borsasında işlem yaptığı, bu kapsamda davalının yaptığı işlemler ve aldığı yatırım pozisyonları nedeniyle zarar oluştuğu, davacı kurumun, davalı müşterisine hesabındaki pozisyonların o andaki fiyatlarına göre zarar miktarını, bu meblağın şirketlerine ödenmesi gerektiğini ve ödenmediği takdirde pozisyonların satılacağını ve buna göre oluşacak bakiyenin davalı tarafından şirketlerine ödenmesi gerekeceğinin bildirdiği; Davalı gibi yatırımcıların oluşan teminat eksiğini veya teminat eksiğini aşan hesap açığını kapatmaları ve bunun için teminat tamamlama çağrısı üzerine ödemek zorunda oldukları tutarı aracı kuruma ödemeleri gerekmekte olduğu; Aracı kurumun teminat eksiğini veya hesap açığını kapatma yükümlülüğünün … Bankası Anonim Şirketi’ne karşı devam etmekte olduğu; Bu kapsamda eldeki dosyada teminatın tamamlanmaması üzerine davacı aracı kurumun, davalı müşterisinin hesabında, davalının yaptığı işlemler ve aldığı yatırım pozisyonlarından kaynaklanan zarar sebebiyle 100.598,58 TL açık oluştuğu, 22.11.2021 tarihinde … Bankası Anonim Şirketi hesabına davacı tarafından 11.051,00 TL ve 100.614,00 TL ödenmiş olduğu, davacının 22.11.2021 tarihinde ödediği 11.051,00 TL ve 100.614,00 TL bedeller ile birlikte ve davalı tarafın hesabının 100.598,58 TL TL eksi bakiyeye düştüğü, davacının icra takip tarihi itibarı ile talep edebileceği asıl alacağının 100.598,58 TL olduğu, ancak davacının takip talebinde tespit edilenden fazla olmak üzere 100,598,71 TL asıl alacak talebinde bulunduğu, fazlaya dair asıl alacak isteminin yerinde olmadığı, davacının asıl alacağa TTK’nın 1530/7 maddesi uyarınca faiz talebinin yerinde olmadığı, asıl alacağa yıllık değişen oranlarda avans faizi talep edilebileceği, davacının takip tarihi itibarıyla, işlemiş faiz alacağının 949,40 TL olduğu, ancak davacının takip talebinde 855,09 TL işlemiş faiz talebinde bulunduğu, taleple bağlılık ilkesi gereği 855,09 TL işlemiş faiz talebinde bulunabileceği, 855,09 TL işlemiş faiz talebinin yerinde olduğu, davacının davalıdan takip tarihi itibarıyla 100.598,58 TL asıl alacak, 855,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 101.453,67 TL alacak talep edebileceği, davacının takip tarihinden itibaren asıl alacağa yıllık değişen oranlarda avans faizi talep edilebileceği; Davalı tarafça, davanın reddi savunulmuş ise de, davalının sözleşmeyi özgür iradesi ile imzaladığı, kendisine gereken tüm bilgilendirmelerin yapıldığı, bilirkişi tarafından tespit edildiği üzere hesaptaki işlemlerin tamamının davalı tarafından elektronik araçlarla işlem platformuna bağlanılarak gerçekleştirildiği, davalının savunmalarının ve icra takibindeki itirazlarının yerinde olmadığı, davalının tespit edilen 100.598,58 TL asıl alacak, 855,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 101.453,67 TL alacak alacak bedelinin ödendiğine, istenebilir olmadığına ilişkin bir iddia ve ispatının bulunmadığı anlaşılmakla ve değerlendirilmekle; Davacı tarafından açılan davanın 100.598,58 TL asıl alacak, 855,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 101.453,67 TL alacak üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu 67/2. maddesi icra inkâr tazminatını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, borçlu itirazında haksız görülürse davacı tarafından açıkça talep edilmiş olması şartıyla icra inkâr tazminatına hükmedilecektir. Borçlunun itirazında haklı veya haksız olması ise alacağın likit(belirli) olup olmamasına bağlıdır. Eğer alacak likit(belirli) ise borçlu itirazında haksızdır; alacak likit(belirli) değilse borçlu itirazında haklıdır. Borçlunun inkâr tazminatına mahküm edilebilmesi için onun ödeme emrine kötü niyetle itiraz etmiş olması şart değildir. İtirazının haksızlığına karar verilen borçlu, iyi niyetle itiraz etmiş olsa bile, icra inkâr tazminatına mahküm edilecektir. Eldeki dosyada, davacı alacaklı şirket tarafından taraflar arasındaki yatırım sözleşmesine dayalı alacak isteminde bulunulmuş, aynı zamanda borcun ödenmesi için davalıya farklı zaman dilimlerinde bildirimlerde de bulunmuştur. Bu durumda davalı/borçlu alacağın miktarını bilmektedir, yani icra takibi başlatıldığı sırada ne kadar bir borç miktarını alacaklıya vermesi gerektiğini bilmektedir. Bu itibarla alacak likit(belirli) bulunmaktadır. Bu nedenle kabul edilen alacak miktarı üzerinden davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) DAVACI TARAFÇA AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davalı borçlunun dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının, 100.598,58 TL asıl alacak, 855,09 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 101.453,67 TL alacak yönünden İPTALİNE, Takibin bu toplam alacak miktarı üzerinden ve 100.598,58 asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazlaya dair istemin REDDİNE
2)Hükmolunan 101.453,67 TL alacağın %20’si oranında hesap ve takdir edilen 20.290,73 TL icra inkar tazminatının davalı borçludan alınarak davacı alacaklıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 6.930,30 TL nispi karar ve ilam harçtan peşin olarak alınan 1.225,31 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.704,99 TL harcın davalıdan alınıp, Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacı tarafından yatırılan 1.225,31 TL harcın davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden 80,70 TL başvuru harcı, 135,25 TL posta ve 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.135,25 TL yargılama giderinin tamamının, davalının arabuluculuk görüşmelerine mazeretsiz olarak katılmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca, davalıdan alınıp davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 17.900,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş ise de; davalının arabuluculuk görüşmelerine mazeretsiz olarak katılmadığı anlaşıldığından 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11. maddesi ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca davalı lehine vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA,
7-Davalının arabuluculuk görüşmelerine mazeretsiz olarak katılmadığı anlaşıldığından, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00 -TL arabuluculuk giderinin tamamının davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-HMK 333. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
9-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.28/11/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır