Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/333 E. 2023/142 K. 22.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/333 Esas
KARAR NO :2023/142

DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:14/12/2016
KARAR TARİHİ:22/02/2023

Mahkememizde görülmekte olan menfi tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin GSM abonesi olduğunu, , davalının fahiş miktarlarda fatura tahakkuk etmesi nedeniyle GSM hattının başka operatöre taşın- dığını, bundan sonra davalı tarafından hukuka aykırı olarak 07/09/2017 tarihli ve 6.684,77 TL tuta- rında fatura düzenlendiğini,bu faturaya öncelikle … nezdinde itiraz edildiğini, ancak geri dönüş yapılmadığını,davalının haksız kazanç elde etmek istediğini, müvekkili Arap kökenli olup sözleş- menin imzalanması sırasında tercüman bulunmadığını, sözleşmede müvekkili aleyhine yer alan hü- kümlerin hukuka aykırı olduğunu beyanla 6.684,00 TL’lik fatura nedeniyle borçlu olmadığının tespiti ile faturanın iptalini talep ve dava edilmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının kullanmakta olduğu GSM numaralarını açıklamadığını, davacının ünvanı üzerinden yapılan sorgulamada böyle bir müşteri kaydına ulaşılamadığını, davacının dava dilekçesini açıklamasını müteakıben yapılan incelemede ise , davacının … nolu GSM hattı ile ilgili olarak aylık 750,00 TL bedel ve 24 ay süre ile taahhüdünün bulunduğunu, kampanya kapsamındaki hatlar başka bir operatöre taşındığından kampanya kapsamında sağlanan indirim, avantaj ve cayma bedelinin 25/08/2016 tarihli faturaya yansıtıldığını, mobil hat hizmet faturalarının sözleşme/kampanya kapsamında kararlaştırılan tutardan yüksek geldiğinden bahisle sözleşmenin feshedildiği yönündeki iddiasının dayanaksız olduğunu, davacının tebliğ edilen faturaları her hangi bir itirazi kayıt ileri sürmeksizin ödediğini, tacir sıfatının şirket yetkilisine değil, bizzat şirkete ait olduğunu, şirket yetkilisinin Türkçe bilmemesinin sonuca etkili olmayacağını beyanla davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davalı şirket tarafından davacı şirket adına düzenlenen 25/08/2016 tarihli ve 6.684,77 TL tutarlı fatura nedeniyle borçlu olunmadığının tespiti ve faturanın iptali istemine ilişkindir.
Dava dosyasında, … 6. Tüketici Mahkemesi tarafından 17/07/2017 günlü ve… sayılı kararla görevsizlik kararı verilmiş, kararın kesinleşmesi üzerine dosya … 7. Asliye Ticaret Mahkemesine tevzi edilmiştir. Dava dosyasında İstanbul Mahkemelerinin yetkili olduğu noktasında bir yetki itirazında bulunulmamasına ve bu yönde kesin yetki kuralı bulunmamasına rağmen … 7. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 12/07/2019 günlü ve 2017/… Esas, 2019/… Karar sayılı karar ile İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğundan bahisle yetkisizlik kararı verilmiş, dosya Mahkememize tevzi edilmiş ve esasın 2020/330 sırasına kaydı yapılmıştır.
Mahkememizce 24/02/2021 tarihli ve … sayılı karar ile ispat olunamayan davanın reddine karar verilmiştir. Karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesini yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından 26/04/2022 tarihli 2021/1657 esas ve 2022/1295 karar sayılı ilamı ile “… Mahkemece, her ne kadar bilirkişi incelemesi için gereken delil avansının yatırılması hususunda davacı tarafa 2 haftalık kesin süre verilmiş ise de, söz konusu delil avansının nereye yatırılacağı hususu belirtilmediğinden tesis olunan ara karar usule uygun değildir. Buna göre; mahkemece davacı tarafa, “bilirkişi ücreti olarak takdir olunan (…TL)delil avansını mahkeme veznesine yatırmak üzere (tebliğden itibaren) 2 haftalık kesin süre verilmesi, HMK 324/2 md gereğince bu süre içinde belirtilen delil avansının yatırılmaması halinde bilirkişi deline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacakları” hususunda usulen ihtarat yapılması, bilirkişi ücretinin yatırıl- ması halinde dosyanın Telekomünikasyon alanında uzman bilirkişiye tevdi ile dava konusuna ilişkin rapor aldırılması, ücretin yatırılmaması halinde dosya kapsamı ve mevcut delil durumu gözetilerek hasıl olacak sonuca göre karar tesisi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. Açıklanan nedenlerle, davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına,…” şeklindeki gerekçeyle Mahkememiz hükmünün kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememiz 24/05/2022 tarihli tensip tutanağı ile “Uyuşmazlık teknik çözümü gerektirdiğinden iddia, savunma ve toplanan tüm deliller kapsamına göre davaya konu fatura içeriği borcun varlığı ve miktarının tespiti bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, bilirkişi ücreti olarak takdir olunan 900,00 TL delil avansını mahkeme veznesine yatırmak üzere (tebliğinden itibaren) davacı vekiline 2 haftalık kesin süre verilmesine, HMK 324/2 md. gereğince bu süre içinde belirtilen delil avansının yatırılmaması halinde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına (tebliğin ihtar yerine geçmesine)” şeklinde ara karar oluşturulmuş, dosyada yeterli gider avansı bulunmadığından tebliğe çıkartılamayan tensip zaptı davacı vekiline tebliğ yerine geçmek üzere 19/10/2022 tarihli celsede elden verilmişse de davacı tarafça delil avansı yatırılmamıştır.
Dvacı vekili 08/02/2023 tarihli dilekçesi ile vekillik görevinden istifa ettiklerini bildirmişse de dosyada gider avansı bulunmadığından istifa dilekçesi davacı asile tebliğe çıkartılamamıştır.
Vekilin azli veya istifasının şeklini düzenleyen 6100 sayılı HMK’nın 81. maddesinde; vekilin azli veya istifasının, mahkeme ve karşı taraf bakımından hüküm ifade edebilmesi için, bu konudaki beyanın dilekçeyle bildirilmesi veya tutanağa geçirilmesi ve gerektiğinde ilgilisine yapılacak tebligat giderinin de peşin olarak ödenmesinin zorunlu olduğu, aynı Yasanın 82. maddesinde de; istifa eden vekilin vekâlet görevi, istifanın müvekkiline tebliğinden itibaren iki hafta süreyle devam edeceği düzenlenmiştir.
Davacı vekili tarafından vekillikten istifa dilekçesi sunulmuşsa da dosyada yeterli gider avansı bulunmadığı gibi anılan yasal düzenleme uyarınca davacı asile yapılacak tebligat için gider avansı yatırılmadığından istifanın hüküm ifade etmediği, davacı vekilinin vekalet görevinin devam ettiği kabul edilmiştir.
Davacı yanca 22/02/2023 tarihli celsede hazır bulunulmamışsa da dosya davalı vekili tarafından takip edilmiş, davacı yanca gider ve delil avansı yatırılmadığından davanın reddi talep edilmiştir. Uyap üzerinden yapılan kontrolden verilen ihtaratlı kesin sürelere riayet edilmediği gibi 22/02/2023 tarihli karar duruşmasında dahi avans ikmali yapılmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’da deliller için taraflarca avans yatırılması gerektiği hususu düzenlenmiş olup, “Delil ikamesi için avans” başlıklı 324/1.fıkrasında “Taraflardan herbiri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin sürede yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.”, ikinci fıkrasında ise ” Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır. ” düzenlemesi getirilmiştir. Yine Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 205/4. Maddesinde de; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Delil avansı, tarafların dayandıkları delillerin giderlerini karşılamak üzere mahkemece belirlenen kesin süre içinde ödemeleri gereken meblağı ifade eder. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler. Taraflardan biri avans yükümlülüğünü yerine getirmediğinde, diğer taraf bu avansı da yatırabilir. Delil avansını yatırmayan taraf, o delilin ikamesinden vazgeçmiş sayılır. Tarafların üzerinde tasarruf edemeyecekleri dava ve işlerle, kanunlardaki özel hükümler saklıdır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; iddia ve savunma noktasında taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü için bilirkişi incelemesinin elzem olması, anılan düzenlemeler karşısında davacı vekilinin usulüne uygun ihtaratla verilen kesin süreye rağmen delil ikamesi için gerekli avansı yatırmaması sebebiyle bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılması ve dosya kapsamındaki delillerden davacının menfi tespit isteminin yerinde olup olmadığının anlaşılamaması nedeniyle ispat olunamayan davanın bu nedenle reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İspat olunamayan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90-TL maktu karar ve ilam harcından peşin harç olarak alınan 112,97-TL’nin mahsubu ile eksik kalan 66,93 TL’nin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalının yaptığı posta masrafına yönelik 50,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı vekille temsil olunduğundan karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 6.684,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davalı vekilinin yüzüne karşı, davacı taraf yokluğunda, HMK’nın 341/1 ve 345. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 22/02/2023

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .