Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/322 E. 2022/624 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/322 Esas
KARAR NO:2022/624

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:26/08/2016
KARAR TARİHİ:11/10/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle; müvekkili … geçirdiği trafik kazası sonucu uzun süre tedavi gördüğü ve bunun sonucunda sürekli ve geçici iş gücü kaybına uğradığı. müvekkiline vekâleten davalı sigorta şirketine, K.T.K.’nm zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçesine göre mesul olduğu tazminat tutarını ödemesi için 09.08.2016 tarihli dilekçe alma haberli posta yolu ile başvuruda bulunulduğunu, söz konusu dilekçenin Davalı Sigorta Şirketine 10.08.2016 tarihinde ulaşmış olduğunu bu güne (26.08.2016) kadar başvuru ile ilgili olarak her hangi bir geri dönüş yapılmadığını. 14/4/2016 tarihli 6704 sayılı Kanunun 5. Maddesinin 26.04.2016 tarihinde yürürlüğe girmesi ile değişikliğe uğrayan 2918 sayılı K.T.K.’nm 97. Maddesi uyarınca sayın mahkemeye başvurma gereğinin hasıl olduğunu, sürücü … … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı (H) otomobili ile şevki esnasında belirtilen noktaya geldiği esnada otomobilinin ön sağ far tampon ve ön koput sağ bölümü ile yaya …’e yaya geçidi önünde gidişe göre sol 3. Şeritte çarparak ve çarpma sonucu yayanın otomobilin 17 m. Fren yaparak durması ve yayanın şerit içerisine düşmesi neticesi yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğini, meydana gelen trafik kazasından sonra müvekkili … … … … … Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırılarak burada ilk müdahalesi yapıldığını, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere. trafik kazası nedeni ile müvekkili için belirlenecek maddi tazminat tutarlarının hüküm altına alınması talebinde bulunulduğu, asgari 200 TL sürekli / kalıcı îş gücü kaybı nedeniyle 100 TL mutad iştigalinden geri kaldığı ve çalışmayarak geçi o iş göremez hale gelmesi ve gelir kaybına uğraması nedeniyle de 100 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmektedir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı huzurdaki dava ile müvekkili şirketçe 16.11.2012-16.11.2013 vadeli … sayılı Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası ile sigortalı … plakalı aracın 07.05.2013 tarihinde kendisine çarpması sonucu meydana gelen kazada yaralandığını ileri sürerek, geçici iş göremezlik tazminatına ilişkin 100-TL, sürekli iş göremezlik tazminatına ilişkin 100-TL olmak üzere şimdilik toplam 200-TL sigorta tazminatı talep ettiği, dava şartının yerine getirilmemesi sebebi ile davanın usul yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafından müvekkil şirkete eksik evrak ile başvuru yapıldığını, başvuru şartının yerine getirilmiş kabul edilebilmesi için gerekli belgelerin tamamının sigorta şirketine ibraz edilmesi ve ödeme süresi dolmasına rağmen ödeme yapılmamış olması gerektiğini, davaya cevap verilebilmesi için öncelikle H.M.K. 121 md. gereği delillerin tebliğ edilmesi gerektiğini, sigortalı araç sürücüsünün tam kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediğini, davacının talebine konu geçici iş göremezlik tazminatından, 6111 Sayılı yasanın 59. maddesi ile değiştirilen ktk 98 düzenlemesi gereği, müvekkil sigorta şirketi değil sosyal güvenlik kurumu sorumlu olduğunu, geçici iş göremezlik tazminatı bakımından talep edilen geçici iş göremezlik tazminatı da tedavi giderleri kapsamında değerlendirilmekte olduğunu, her durumda davacının “daimi maluliyet” tazminatına yönelik taleplerinin tespitinde, tazminatın ödenebilmesi için davacının maluliyet oranı ve maluliyet oranına göre zararlarının uzman bilirkişilerce hesap ettirildikten sonra sonuca göre karar verilmesi gerektiğini, sonuç olarak davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden, zaman aşımına uğramış olan davanın reddini yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa bırakılmasına karar verilmesini talep etmektedir.
G E R E K Ç E /
Dava; Trafik kazasında davacının yaralanmasından dolayı maddi tazminat istemine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce yapılan yargılama sonunda, 2016/… Esas ve 2019/… karar sayılı 10/04/2019 tarihli kararı ile, “Dosyada muhteviyatı doğrultusunda ZMMS’lı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde %75 oranında kusurlu olması 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 85/1 maddesi uyarınca kusur oranında ve davalı sigorta şirketinin poliçe limiti dahilinde davalı tarafın sorumluluk kapsamında kalıyor olması sebebiyle davacıda meydana gelen maluliyet sonucu oluşan geçici ve sürekli iş göremezlik maluliyetinin gerçek zarar olup tazmini gerekmesi ve poliçe limiti bakımından bilirkişilerce hesaplanan miktar üzerinden davalı şirkete başvuru tarihinin 10.08.2016 olması ve KYTK md. 97 uyarınca 15 iş günlük süre hitamı olan 01.09.2016 tarihinin temerrüt tarihi olduğu tespitiyle davanın kabulüne karar vermek gerekmiştir” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Mahkememizce verilen hükmün davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf incelemesini yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi’nin 28/04/2022 tarihli 2019/2675 Esas 2022/571 Karar sayılı ilamıyla; “Dava, trafik kazasından kaynaklanan iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Somut olayda, kaza tespit tutanağında, davacının karşıya geçmeye çalıştığı yaya geçidinin bulunduğu yerde trafik ışıklarının da bulunduğu, ancak hangi tarafa kırmızı ışık yandığı tespit edilemediğinden kusur tespiti yapılamadığı belirtilmiş olup, dava konusu kazaya ilişkin olarak … Cumhuriyet Başsavcılığı’nın … soruşturma numaralı dosyasında şikayet yokluğundan koğuşturmaya yer olmadığına karar verildiği görülmüştür.
Yerel mahkemece hükme esas alınan 14.12.2019 tarihli raporda ise, hangi tarafa kırmızı-yeşil yandığı belirlenememiş olsa da, bütün sürücülerin yaya geçitlerine yaklaşırken çok dikkatli olmaları gerektiği, sürücünün yaya geçidine yaklaşırken hızını azaltması, yayayı gördüğünde fren tedbirine başvurması gerekirken yaya geçidinde 3. şeride ulaşmış yayaya çarpmakla %75 asli kusurlu, davacı yayanın ise sol taraftan gelerek kavşağa yaklaşmakta olan sürücüyü gördüğünde beklemesi ve güvenli zamanda geçmesi gerekirken bu kurala uymadığından %25 tali kusurlu olduğunu belirtmiştir.
Eldeki davada, davacı yaya … soruşturma dosyasındaki beyanında, yolun boş olduğunu görünce geçiş yaptığını, sonrasını hatırlamadığını; sürücü … ise kendisine yeşil ışık yandığını, aniden yola çıkan yayayı gördüğünde frene bastığını, ancak çarpmayı önleyemediğini beyan etmiş olup,dosya kapsamına göre kazanın meskun mahalde, gündüz vakti, ışıklı yaya geçidinin sol 3. şeridinde meydana geldiği, aracın 17 metre fren yaparak durabildiği anlaşılmıştır.
Bu durumda yerel mahkemece, … görevli 3 kişilik bilirkişi heyetinden tarafların kusur durumlarının değerlendirildiği açıklayıcı, ayrıntılı, taraf ve yargı denetimine açık rapor alınması, kırmızı ışıkta geçen tarafın net bir şekilde belirlenememesi durumunda tarafların %50’şer kusurlu oldukları kabul edilerek işin esası ile ilgili deliller toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz bilirkişi raporuna göre yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. (Yargıtay 17. HD’nin 2015/2416 Esas, 2017/8915 karar sayılı ilamı)
Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile HMK 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, kaldırma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır.
“Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf itirazlarının kısmen kabulü ile HMK 353/1.a.6. maddesi gereğince kararın kaldırılmasına, kaldırma sebep ve şekline göre davalı vekilinin sair istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği sonuç ve kanaatine varılmıştır. ” gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle KISMEN KABULÜ ile, mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma ilamına uyulmuştur.
Davacı vekili 06/10/2022 tarihli beyan dilekçesinde davalı taraf ile anlaştıklarını, bu nedenle davadan feragat ettiklerini, davalı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talepleri bulunmadığını belirtmiştir.
Davalı vekili dosyaya sunmuş olduğu 06/10/2022 tarihli beyan dilekçesi ile; davacı tarafın sulh kapsamında maddi tazminat taleplerinin karşılandığını, davacı tarafın davadan feragat ettiğini, davacı tarafın feragati üzerine, kendilerininde davacı taraftan vekâlet ücreti ve yargılama gideri taleplerinin bulunmadığını belirtmiştir.
Usulüne uygun vekaletname sunan davacı vekilinin vekaletnamesi incelendiğinde, davadan feragat etme yetkisi bulunduğu görülmüştür.
Feragat yapıldığı andan itibaren maddi anlamda “kesin hükmün” tüm neticeleri ile doğuran ve davayı esastan sona erdiren bir hukuki işlemdir. Mahkemenin yaptığı ise bu durumun tespitinden ibarettir. Davacının davasından feragat ettiği, davanın kamu düzenine ilişkin bir dava da olmadığı anlaşıldığından, 6100 Sayılı HMK’nun 307 ve devamı maddeleri gereğince, davanın feragat nedeni ile reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın Feragat Nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin ve tamamlama yoluyla yatırılan 127,90 TL’den mahsubu ile fazladan alınan 47,20-TL’nin karar kesinleştiğinde talebi halinde davacıya iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama masraflarının davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı tarafından yapılan yargılama masraflarının, talep olmadığından, davalı üzerinde bırakılmasına,
5-Talep olmadığından davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-HMK 120 maddesi gereğince davacı ve davalı tarafından yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen davacı ve davalı tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/10/2022

Katip …
 e-imzalıdır

Hakim …
 e-imzalıdır