Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/29 E. 2023/579 K. 11.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/29 Esas
KARAR NO :2023/579

DAVA:Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/04/2016
KARAR TARİHİ:11/07/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı müvekkili firmanın, davalı kurumun … abone numaralı … Mah. … Mevkii, … Sk. No;30-32 adresindeki asfalt şantiyesinin elektrik abonmanı olduğunu, bugüne kadar tüm elektrik faturalarını muntazam olarak gününde ödediğini ve hiçbir borcunun olmadığını, son olarak dilekçeleri ekinde sundukları 31.03.2016 tarihli … dönemine ait 01.01.2016 – 05.04.2016 dönemleri arası olan 2.658,000 ilk endeks, 2.975,728 son endeks 38.127,360 tüketim olarak gösterilen 180.941,60 TL tutarlı faturanın tahakkuk ettirilerek tahsil edilmek istendiğini, müvekkili şirket tarafından faturaya kış döneminde asfalt santralinin çalışmadığı, üretim yapılmadığı, dolayısıyla bu kadar faturayı gerektirecek tüketimin mümkün oimadığı gerekçesinin ileri sürerek itiraz edildiğini, ancak davalı işletme tarafından önceki sayacın 07.07.2015 tarihinde söküldüğünü yerine yeni sayacın takıldığını 01.01.2016 tarihi ile 05.04.2016 tarihleri arası gerçekleşen tüketim bedelinin 7.661,07 TL olduğunu, geriye kalan meblağın ise eski sayacın arızalı olabileceğini, bu nedenle 08.07.2014 tarihi ile sayacın değiştirildiği 08.07.2015 tarihleri arası en yüksek fatura baz alınarak bunun tüm sene ile çarpılarak tahmini bir bedel tahakkuk ettirildiğini ileri sürerek faturadaki meblağın bundan dolayı fazla olduğu söylenerek tahakkuk ettirilen faturanın iptal ettirilerek bu faturadan dolayı müvekkili firmanın borçlu olmadığının tespitinin gerektiğini, eski sayacın arızalı olmasının, eksik göstermesinin sorumluluğunun bakımını ve kontrollerini düzgün yapmayan davalı işletmeye ait olduğunu, davalı işletmenin ne sayaç değişiminden müvekkili şirketin haberdar edilmediğini, davacı müvekkili firmanın yazın belirli bazı aylarda çalışma yaptığını ve geriye kalan aylar ile kışın tamamen devre dışı kaldığını ve hiçbir faaliyet göstermediğini, davalı işletmenin ise kesmiş bulunduğu bu tahmini fatura ile usulsüz olarak tüm sene boyunca en yoğun kapasitede çalıştığı varsayılarak faturalandırma yoluna gittiğini, bu hususun sayacın değişim tarihi olan 07.07.2015 tarihinden sonra gelmiş olan son faturada Ocak, Şubat, Mart 2016 aylarına ait gerçek kullanım bedelinin 7.661,07 TL belirlenmesinden dahi en iyi biçimde anlaşıldığını, işbu nedenlerden dolayı müvekkili firmanın aleyhine tahakkuk ettirilen faturanın kullanım bedelinin dışındaki geri kalan 173.280,53 TL bedelden borçlu olmadığının tespitine, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davalıdan tahsilline karar verilmesi talep ve dava edilmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle: Davalı vekili özetle; davacı ile müvekkili kurum arasında elektrik tüketimine ilişkin … no’lu abonelik ilişkisinin bulunduğunu, davacının 31.03.2016 tarihli … dönemine ait faturasını dava konusu ettiğini, davacının … seri numaralı … marka sayacının müvekkili kurum tarafından 08.07.2015 tarihinde değiştirildiğini, yapılan incelemeler sonucunda sayacın hatalı okuma yaptığının tespit edildiğini ve müvekkili kurumca eksik tüketime ilişkin mevzuata uygun olarak ilave tüketim hesabının yapıldığını ve … dönem faturasına yansıtıldığını, davacının yeni takılan sayaç tarihinden itibaren 08.07.2015 ile 31.12.2015 tarihleri arası tüketimleri referans alınarak 08.07.2014 ila 08.07.2015 tarihleri arasına 567.605,23 kWh ilave tüketim hesabının yapıldığını, Elektrik Piyasası Tüketim Hizmetleri Yönetmeliği md. 13/6-a-l “Tüketim miktarının hesabında esas alınacak süre; doğru bulgu ve belgenin bulunması halinde 12 ayı aşamaz” hükmüne amir olduğunu, müvekkili kurumca yapılan hesaplamanın işbu hükme ve mevzuata uygun olduğunu, dava tarihinin 15.04.2014 olmakla, davacının müvekkili kurumla 02.05.2016 tarihinde dava konusu borca ilişkin taksitlendirme protokolü imzaladığını, davacının borcu ödemeyi sözleşmeyi imzalamak suretiyle taahhüt ettiğinden işbu davayı açmakta herhangi bir hukuki yararının kalmadığını, davacının açmış olduğu menfi tespit davasının hukuki yararının bulunmadığından reddine, yargılama giderleri ücret-i vekaietin davacıdan tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava, davacıya yansıtılan fatura kapsamında 173.280,53 TL bedel yönünden menfi tespit talebine ilişkin olarak açılmış olup, davacı vekilince sunulan 25/12/2017 havale tarihli ıslah dilekçesi ile müvekkilinin elektrik kesintisi ve icra takibi baskısı altında kalması tehdidiyle karşı karşıya olması nedeniyle talep edilen bedelin ödendiği ve davaya 173.280,53 TL bedel yönünden istirdat davası olarak devam ettiklerini bildirmeleri üzerine davaya İ.İ.K. Madde 72/6 kapsamına göre istirdat davası olarak devam edilmiştir.
Mahkememizce … sayılı 29/09/2020 tarihli kararı ile, “Taraflar arasında … Mah … Mevkii … Sok. No:30-32 … İstanbul adresinin elektrik tüketimine ilişkin … numaralı abonelik ilişkisi bulunduğu;
Davacının itiraz edip ve davasına konu etmiş olduğu faturanın 31/03/2016 tarihli … numaralı KDV dahil 180.941,60 TL meblağlı fatura olduğu;
Taraflar arasında dava tarihinden sonra tanzim edilen 02/05/2016 tarihli taksitlendirme protokolünün yapıldığı, taksitlendirme neticesinde toplam 160.356,12 TL’ nin davacı şirket tarafından davalı kuruma ödenmesi hususunda anlaştıkları ve ödemenin banka vasıtasıyla yapıldığı, ayrıca bu protokolden önce ancak yine davadan sonra ise davacı tarafından davalı kuruma 29/04/2016 tarihinde 30.000,00 TL ödendiği, toplamda ise ödenen miktarın 190.356,12 TL olduğu; görülmüştür ki bu hususlar taraflar arasında da çekişmesizdir.
Uyuşmazlık; davalı yanca davacıya düzenlenen faturanın yerinde olup olmadığı, yani faturanın yüksek düzenlenip düzenlenmediği, fatura kapsamında ödenen bedelden davacı talebi ile bağlı kalınmak suretiyle 173.280,53 TL. bedelin davacı yana iadesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Öncelikli olarak, davalı yanın “davacı tarafça ödenen fatura bedelinin ihtirazı kayıt ileri sürülmeden ödendiği, davayı açmakta hukuki yararın bulunmadığı, ödenen bedelin talep edilemeyeceği” yönündeki savunmaların değerlendirilmesi gerekmiştir;
Elde ki davamız 15.04.2016 tarihinde menfi tespit davası olarak açılmıştır. Gerek taraflar arasında yapılan protokol kapsamında yapılan toplam 160.356,12 TL’ lik ödemeler gerek ise 29/04/2016 tarihinde yapılan 30.000,00 TL’ lik ödeme dava tarihinden sonra yapılmıştır. Yapılan protokol tarihi de davadan sonradır. Dosyamızdan verilen bir ihtiyati tedbir kararı da bulunmamaktadır. İ.İ.K.’ nun 72/6 maddesinde “borçlunun menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç ta ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edileceği” açıkça vurgulanmıştır. Bu açıklamalar ışığında davacının davadan sonra yapmış olduğu ödemelerde ihtirazı kayıt ileri sürmemesinin davacının dava açmaktaki hukuki yararının varlığını etkilemeyeceği sadece menfi tespit olarak açılan davaya istirdat davası olarak devam edileceği, davalı yanca emsal olarak sunulan kararların davadan önce ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin yapılan ödemelere ilişkin olduğu, davamıza emsal alınamayacağı sonucuna ulaşılmış, davalı yanın bu savunmalarına itibar edilmemiştir.
Dava konusu faturanın yerinde olup olmadığı, ödenen bedellerin istirdatının gerekip gerekmediği hususlarının değerlendirilmesinde;
Davacının iş yerindeki elektrik sayacının, arızalı olduğundan bahisle davalı kurumca değiştirildiği, ancak dosyamıza sayacın arızasının ne olduğuna, nasıl ve ne kadar eksik ölçtüğüne dayanak olacak bilgi, belge ve bir rapor sunulmamıştır. Dava konusu fatura içeriğinin bilirkişilerce incelenmesinde, yeni takılan sayaç tarihinden itibaren 08.07.2015 – 31.12.2015 tarihleri tüketimleri referans alınarak 08.07.2014 – 08.07.2015 tarihleri arasına 567.605,23 kWh ilave tüketim hesabı yapıldığının görüldüğü, bu hesabın farazi bir hesap olduğu, somut bir veriye dayanmadığı, bu hususta ispat külfetinin davalı kuruma ait olduğu;
Dava konusu 31.03.2016 tarih … no’lu elektrik faturasının toplam tutarının 180.941,60 TL, olduğu, bu tutar içerisinde (38.127,36 kWh x 0,200934 TL) 7.661,07 TL’ sının davacı şirketin 01.01.2016-05.04.2016 tarihleri arasındaki elektrik enerjisi tüketimine ait olduğu, 107.157,23 TL’ sının (567.605,23 kWh x0,188788 TL) ise davalı kurumun savunma dilekçesinden anlaşıldığı üzere 08.07.2014 -08.07.2015 tarihleri arası 567.605,23 kWh “İlave Tüketim Bedeli” olduğu, ayrıca trafo kaybı 387,49 TL, kapasitif bedeli 976,23 TL, dağıtım bedeli 32.550,08 TL, enerji fonu 1.152,06 TL, TRT Payı 2.304,12 TL, BTV tutarı 1.152,06 TL olarak hesaplandığı;
Dava konusu faturaya ilişkin olarak davacı tarafça davalı kuruma yapılan ödemelerin, 02.05.2016 tarihli taksitlendirme protokolü kapsamında 02.06.2016 tarihinde 31.038,57 TL, 01.07.2016 tarihinde 31.574,39 TL, 02.08.2016 tarihinde 32.060,95 TL, 02.09.2016 tarihinde 32.581,06 TL, 03.10.2016 tarihinde 33.101,15 TL olmak üzere toplam 160.356,12 TL olduğu, ayrıca 29.04.2016 tarihinde de 30.000,00 TL olmak üzere toplam 190.356,12 TL olduğu;
Bilirkişi heyetince davacı şirketin 2014 ve 2015 yıllarında … Şantiyesinden yapmış olduğu asfalt satış miktarları (Ton) ile bu dönemlerde kullanmış olduğu elektrik enerjisi (kWh) dönemler itibariyle aylık olarak tespit edildiği, karşılaştırmalı olarak tabloda gösterildiği, davacı şirketin 08.07.2014 -08.07.2015 tarihleri arasında yapmış olduğu 5.112,50 Ton asfalt satışı mevcutken karşılığında 93.874,32K kWh tüketimin tahakkuk ettirilmiş olduğu, neticede davacı şirketin asfalt satışları için hesaplanan eksik tüketim bedelinin bulunmadığının tespit edildiği;
Davalı kurum tarafından davacı şirket adına düzenlenen dava konusu 31.03.2016 tarih … no’lu elektrik faturasının toplam tutarının 180.941,60 TL olduğu, bu tutar içerisinde, yeni takılan sayaç tarihinden itibaren 08.07.2015 – 31.12.2015 tarihleri tüketimleri referans alınarak 08.07.2014 – 08.07.2015 tarihleri arasına 567.605,23 kWh ilave tüketim hesabı yapıldığının görüldüğü, davacı şirketin dava dosyasında mübrez mali tabloları ve asfalt satış faturaları ile elektrik enerjisi tüketim faturaları üzerinde yapılan inceleme neticesinde, davacı şirketin 08.07.2014 – 08.07.2015 tarihleri arasındaki asfalt satışları miktarının, ilave tüketim hesabı yapılmasını gerektirmediğinin tespit edildiği, dava konusu faturanın içeriğinin 01.01.2016 – 05.04.2016 tarihleri arasındaki 38.127,36 kWh elektrik enerjisi tüketimine ait olması gerektiği, T.C. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun “Fatura Hesaplama Programı” üzerinden yapılan hesaplama neticesinde, 01.01.2016 – 05.04.2016 tarihleri arasındaki 38.127,36 kWh elektrik enerjisi tüketimine ait dava konusu fatura tutarının 12.793,86 TL olması gerektiği, bu durumda daha önce davalı kurum tarafından davacı şirkete fatura edilen 180.941,60 TL bedelli faturadan, EPDK Fatura Hesaplama programı üzerinden hesaplanan 12.793,86 TL fatura bedeli mahsup edildiğinde davalı tarafından davacı firmaya fazladan (180.941,60 -12.793,86 =) 168.147,74 TL faturalandırma yapıldığı, ancak davaya konu fatura ile ilgili olarak davacının davalıya ödemiş olduğu toplam miktarın 190.356.12 TL olduğu dikkate alındığında, davacının davalıya yapmış olduğu 177.562,26 TL ödemenin yersiz olduğu, davacının dava açmakta haklı olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı yanın istirdat talep ettiği toplam miktar 173.280,53 TL.’ dir. Davacı vekiline bu dava konusu miktarın hangi tarihli ödemeleri hangi oran ve miktarda kapsadığına dair açıklama yapması bakımından süre verilmiştir.
Davacı vekili uyaptan sunduğu 19.03.2020 tarihli dilekçesi ile açıklamada bulunmuş, beyanında, Toplam 173.280,53 TL. ‘nin; 02.06.2016 tarihli 31.038,57 TL, 01.07.2016 tarihli 31.574,39 TL, 02.08.2016 tarihli 32.060,95 TL, 02.09.2016 tarihli 32.581,06 TL, 03.10.2016 tarihli 33.101,15 TL ödemelerin tamamı ile geriye kalan kısmının ise 29.04.2016 tarihindeki ödemeye ilişkin olduğunu açıklamıştır.
Tarafların tacir olduğu, her bir ödeme için ödeme tarihinde temerrütün oluştuğu, her bir ödeme için ödeme tarihlerinden itibaren ticari avans faizi talep edilebileceği değerlendirilerek davanın kabulü ile ” Toplam 173.280,53 TL. ‘nin 31.038,57 TL’sinin 02/06/2016 ödeme tarihinden, 31.574,39 TL’sinin 01/07/2016 ödeme tarihinden, 32.060,95 TL’sinin 02/08/2016 ödeme tarihinden, 32.581,06 TL’sinin 02/09/2016 ödeme tarihinden, 33.101,15 TL’sinin 03/10/2016 ödeme tarihinden, 12.924,41 TL’sinin 29/04/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizleri ile birlikte davalı yandan alınarak davacı yana verilmesine dair karar verildiği” gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Davalı vekili tarafından istinaf talebi bulunması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2021/566 esas ve 2021/3450 karar sayılı 22/12/2021 tarihli kararı ile “Tacir sıfatını haiz davacı şirketin, dosya kapsamında yer alan taksitlendirme protokolünde, bilerek ve isteyerek hiç bir ihtirazi kayıt koymaksızın sorumlu olduğu borcu taksitlendirdiğini, dava ile ihtirazi kayıt koymaksızın ödenen bedelin istirdatının talep edildiğini, ihtirazi kayıt olmadan, (hatta dosyamızda olduğu üzere ödeme protokolü yapılan, taksitler için bono düzenlenerek) yapılan ödemeler üzerine açılan davanın reddi gerektiğini, davacı tarafın herhangi bir zorlama ve baskı altında olmaksızın, serbest iradesi ile ihtirazi kayıt olmaksızın sorumlu olduğu borca dair taksitlendirme protokolü imzaladığı ve ödeme yaptığını,dairenin emsal kararlarında da bildirildiği üzere; davacı yanın aksini ispat etmediği sürece protokol kapsamında yapmış olduğu ödemeleri istemesi mümkün değildir. İlk derece mahkemesince aksi yönde yapılan değerlendirmelerin hatalı olduğunu,
-Davacı yana ait … nolu tesisattaki … seri numaralı … marka sayaç 08.07.2015 tarihinde değiştirildiğini, sayaç laboratuvar muayenesi sonucunda ”Optik haberleşme sağlanamadı.” tespiti yapıldığını, sayacın eksik tüketim kaydettiği tespiti üzerine mevzuat hükümleri uyarınca eski-yeni sarfiyat tetkikine istinaden 08.07.2015/31.12.2015 tarihleri arası tüketimler referans alınarak 08.07.2014/08.07.2015 tarihleri arasına 567.605 kwh ilave tüketim hesabı yapılarak davacının dönem faturasına yansıtıldığını, elektrik mühendisi bilirkişi Doç. Dr. … tarafından tanzim edilen raporda,” tüketim endekslerinin tetkikinde sayacın eksik tüketim kaydettiği görülmekle, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği’ne uygun olarak yapılan hesaplama sonucu eksik tüketim miktarı 567.945,04 kWh olarak hesaplanarak müvekkil şirket hesaplamalarının doğruluğu ve yapılan işlemin mevzuata uygun olduğunun” tespit edildiğini, davanın teknik bir inceleme gerekmeksizin hukuki olarak reddi gerektiği ni, mahkemece yapılan teknik incelemelerin de hatalı olduğunu, dosyada ilk alınan elektrikçi bilirkişi Doç Dr. … raporunda müvekkili şirket uygulamasının yerinde olduğu tespit edildiğini, ikinci olarak Mali Müşavir bilirkişi … raporunda 24.602,46-TL tüketim bedeli tespit ettiğini, hükme esas alınan üçüncü rapor ise 12.793,86-TL tüketim bedeli tespit edildiğini, mali müşavir raporunun afaki mahiyette olduğunu, elektrik bilirkişileri raporları arasında ise 173.280,53-TL ile 12.793,86-TL bedeller arasında uçurum bulunduğundan uzlaştırma raporuna ihtiyaç olduğunu, uzlaştırma raporu alınmaksızın dosyada alınan son ve hatalı rapor hükme esas alınarak verilen karar hatalı olduğunu, elektriğin bir uzmanlık alanı olduğunu, hükme esas alınan raporda elektrikçi bilirkişi üyenin katkısı bulunmadığının açık olduğunu, raporun 10. Sayfasında fatura hesaplamasının EPDK sayfasından yapılmasının da bunun işareti olduğunu, ton başına ortalama elektrik tüketiminin verildiği 9.sayfada 1,13 ile 18,93 kwh/ton arasında dağlar kadar uçurum bulunmasına rağmen elektrikçi ve makineci bilirkişi bunun izahını yapması gerektiğini, raporda ortalamaların bütünüyle asfalt üretimine bağlandığını, oysaki ortalama değişkenliğinden anlaşılacağı üzere davacının taş kırma, eleme vs. başkaca birçok kalem iş yapması söz konusu olduğunu, yöntem olarak EPDK yönetmeliğine göre sıralı yöntemlere başvurulması gerektiğini, aksine bir çalışma yapılacak ise de; davacının tüm çalışmaları bir bütün olarak ele alınarak kayıtsız çalışma ihtimali de değerlendirilerek, davacının başkaca makine ekipmanlarının neler olduğu, ne gibi işler yapılabileceği, istihdam edilen işçilerin sayısı, maaş ve mesai ödemeleri, nakliye bizzat yapılmakta ise taşıyıcı kamyonlar ile yükleme yapan araçların akaryakıt giderlerinin, doğalgaz ve su sarfiyatının dönemlere göre miktarı ve davacının diğer Sultangazi işletmesi ile de mukayese edilmesi gibi diğer belge ve bilgilerle desteklenen bulgulara ulaşılması gerektiğini, defterler yeterli olmayacağından mahallinde keşif yapılarak bu usul doğrultusunda keşfen inceleme yapılması gerektiğini ileri sürmüştür.
Dava, sayaç arızası nedenine dayalı olarak tahakkuk ettirilen ek tüketim tahakkuku nedeniyle menfi tespit ve istirdat talebine ilişkindir.
Dosya kapsamından; davacıya ait tesisatta kullanılan … numaralı tesisatta kullanılan sayacın davalı tarafça değiştirildiği, sayaç laboratuvar raporunun bilirkişi raporlarında değerlendirilmediği, davalı tarafça 01.01.2016-05.04.2016 tarihleri arasında 7.761,07 TL tüketim ve 08.07.2014-08.07.2015 tarihleri arasındaki dönem için ilave tüketim bedeli tahakkuk ettirildiği, davacı tarafça yargılama sırasında taksitlendirme protokolü ile faturaların ödendiği, bilirkişiler tarafından 2014 ve 2015 yılındaki asfalt satış miktarlarına göre fatura hesabının yapıldığı görülmektedir.
Davalı tarafından sayacın değiştirildiği konusunda ihtilaf bulunmamakla birlikte sayaç raporu değerlendirilmemiş, önceki ve sonraki tüketim miktarları ile karşılaştırma yapılmamıştır.
Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin (EPMHY) “Sayacın tüketim kaydetmemesi’ başlıklı 19.maddesi hükmünde, sayacın, müşterinin kusuru dışında herhangi bir nedenle tüketim kaydetmediğinin tespit edilmesi halinde, varsa müşterinin aynı döneme ait sağlıklı olarak ölçülmüş geçmiş dönem tüketimleri dikkate alınarak, yoksa, sayaç çalışır duruma getirildikten sonraki müşterinin ödeme bildirimine esas ilk iki tüketim dönemine ait tüketimlerinin ortalaması alınarak geçmiş dönem tüketimleri hesaplanacağı; perakende satış lisansı sahibi tüzel kişi tarafından yapılan tahakkuk işleminde sayacın tüketim kaydetmediği dönem birim fiyatları kullanılır ve gecikme faizi uygulanmayacağı; ikili anlaşmalar kapsamında elektrik enerjisi tüketen bir müşterinin sayacının doğru tüketim kaydetmemesi durumunda dağıtım lisansı sahibi tüzel kişi tarafından bu madde kapsamında işlem yapılacağı açıklanmıştır.
Buna göre mahkemece sayaç laboratuvar raporu da getirtilmek suretiyle iki elektrik ve bir makine bilirkişisinden oluşan bilirkişi heyetinden rapor alınarak sayaç öncesi ve sonrası tüketimleri karşılaştırır, yönetmelik 19. Maddesine uygun, dava konusu yerdeki üretim harici tüketimleri de değerlendirir şekilde inceleme yapılarak rapor alınması gerekirken yetersiz bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesi usul ve yasaya uygun değildir.
Bu itibarla, davalının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a-6 maddesi uyarınca kararın kaldırılmasına, yukarıda belirtilen şekilde inceleme yapılarak hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere dava dosyasının mahkemesine gönderilmesi gerektiği anlaşılmakla aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle; Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine,” gerekçesiyle mahkememizce verilen karar kaldırılmış ve yeniden yargılama yapılmak üzere mahkememize gönderilmiştir.
Mahkememiz İstinaf Mahkemesi kararı ile bağlı olduğundan İstinaf Mahkemesi kaldırma kararı doğrultusunda araştırmalar yapılmış, ilgili kurumlara müzekkereler yazılmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyetinden alınan 11/09/2022 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; Sayaç değişimi sonrasında elektrik enerjisi tüketiminin aniden yükseldiği, 2014 yılında da diğer yıllara göre, düşük tüketimin gerçekleştiğinin tespit edildiği, bu kapsamda, sayacın hatalı (eksik) kaydettiğini, yeni sayaç dönemine ilişkin (08.7.2015-29.09.2015 arası:83 gün) ortalama günlük enerji tüketiminin, 1.810,64 kWh /gün olarak gerçekleştiğini, 365 günlük enerji tüketiminin ise, 1 Yıllık tüketim: 365 gün *(1.810,64 kWh/gün)=660.883,60 kWh olduğunu, eski sayaç dönemindeki günlük ortalama tüketim ise, 08/2014 -08/2015 dönemleri arasındaki toplam enerji tüketim miktarı: 92.938,56 kWh olduğu, Dolayısıyla, 08/2014 -08/2015 dönemleri arasındaki dönem için eksik tüketim miktarının, Eksik Tüketim Miktarı: 660.883,60 kWh-92.938,56 kWh=567.945,04 kWh olduğunu, sayaç değişimi sonrasındaki ortalama elektrik enerjisi tüketimleri ile eski sayaç dönemindeki ortalama elektrik tüketimleri farkının, 1 yıllık süre için (Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği kapsamında) hesaplanan yaklaşık toplam tüketim miktarının, davalı kurum tarafından tahakkuku yapılan faturadaki tüketim miktarı ile hemen hemen aynı olduğunu, dolayısıyla, davalı kurum tarafından düzenlenen faturaya ilişkin bir hata tespit edilemediğini ve uygun olarak düzenlendiği sonucu ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti raporunun istinaf kaldırma kararına uygun inceleme ve değerlendirme yapılarak hazırlanmadığı anlaşıldığından bilirkişi heyetinden ek rapor alınmıoştır.
Bilirkişi heyetinden alınan 24/04/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Davalı kurum tarafından, davacıya ait sökülen sayacın arızalı olmadığı ve doğru kayıt yaptığının (kurumun onaylı rapor sonuç tutanağı belgesi kapsamında) tespit edildiğini, davalı kurum tarafından, “sayaç arızasına bağlı eksik tüketim” hesabı kapsamında yapılan 167.472,23 TL lik fatura tahakkukunun, Mart 2016 dönemine ait fatura ile birlikte düzenlenmesi sonucunda, davacı şirket tarafından bu faturadan yapılan kısmi ödeme (tahsil edilen kısmi bedel) miktarının , 28.605,05 TL olduğunu, {[taksitlendirme protokolünde asıl alacak miktarı, 152.336,55 TL olduğu ve Mart 2016 dönemi faturası 180.941,60 TL olduğu, aradaki farkın (180.941,60 TL-152.336,55 TL), davacı tarafından daha önce ödendiği… Ayrıca, Eksik tüketime dayalı fatura bedelinin 167.472,23 TL olduğu, bu bedelden de, taksitlendirme protokolü öncesi (167.472,23 TL-152.336,55 TL) 15.135,68 TL’lik kısmi ödeme yapıldığını, özet olarak, Taksitlendirme protokolünde yapılan ve gecikme bedeli uygulanan 5 adet takside ilişkin davalı kurum tarafından yapılan tahsilat bedeli (taksitlendirme sebebiyle, 152.336,55 TL yerine, 160.356,12 TL tahsil edilmiştir.) ile birlikte, taksitlendirme öncesi, eksik tüketim bedeli için yapılan kısmi ödeme miktarı (15.135,68 TL) olmak üzere, [fazlaya ilişkin haklar, sayın mahkemenizin takdirlerinde olmak üzere], davalı…tarafından fazladan tahsil edilen ve davacıya ödenmesi gereken asıl alacak miktarının, 175.491,8 TL [160.356,12 TL+15.135,68 TL] olduğunu, davacı şirketin, menfi tespit talebinin isabetli ve yerinde olduğu sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinin ek raporunun istinaf kaldırma kararına uygun olarak hazırlandığı anlaşılmakla, dosya kapsamında karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
Dosya kapsamında toplanan deliller ve istinaf kaldırma kararı sonrası alınan ve karar vermeye uygun bulunan bilirkişi raporuna göre yapılan değerlendirmede;
Taraflar arasında … Mah … Mevkii … Sok. No:30-32 … İstanbul adresinin elektrik tüketimine ilişkin … numaralı abonelik ilişkisi bulunduğu; Davacının itiraz edip ve davasına konu etmiş olduğu faturanın 31/03/2016 tarihli … numaralı KDV dahil 180.941,60 TL meblağlı fatura olduğu; Taraflar arasında dava tarihinden sonra tanzim edilen 02/05/2016 tarihli taksitlendirme protokolünün yapıldığı, taksitlendirme neticesinde toplam 160.356,12 TL’ nin davacı şirket tarafından davalı kuruma ödenmesi hususunda anlaştıkları ve ödemenin banka vasıtasıyla yapıldığı, ayrıca bu protokolden önce ancak yine davadan sonra ise davacı tarafından davalı kuruma 29/04/2016 tarihinde 30.000,00 TL ödendiği, toplamda ise ödenen miktarın 190.356,12 TL olduğu; görülmüştür ki bu hususlar taraflar arasında da çekişmesizdir.
Uyuşmazlık; davalı yanca davacıya düzenlenen faturanın yerinde olup olmadığı, yani faturanın yüksek düzenlenip düzenlenmediği, fatura kapsamında ödenen bedelden davacı talebi ile bağlı kalınmak suretiyle 173.280,53 TL. bedelin davacı yana iadesinin gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır.
Öncelikli olarak, davalı yanın “davacı tarafça ödenen fatura bedelinin ihtirazı kayıt ileri sürülmeden ödendiği, davayı açmakta hukuki yararın bulunmadığı, ödenen bedelin talep edilemeyeceği” yönündeki savunmaların değerlendirilmesi gerekmiştir;
Elde ki davamız 15.04.2016 tarihinde menfi tespit davası olarak açılmıştır. Gerek taraflar arasında yapılan protokol kapsamında yapılan toplam 160.356,12 TL’ lik ödemeler gerek ise 29/04/2016 tarihinde yapılan 30.000,00 TL’ lik ödeme dava tarihinden sonra yapılmıştır. Yapılan protokol tarihi de davadan sonradır. Dosyamızdan verilen bir ihtiyati tedbir kararı da bulunmamaktadır. İ.İ.K.’ nun 72/6 maddesinde “borçlunun menfi tespit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç ta ödenmiş olursa davaya istirdat davası olarak devam edileceği” açıkça vurgulanmıştır. Bu açıklamalar ışığında davacının davadan sonra yapmış olduğu ödemelerde ihtirazı kayıt ileri sürmemesinin davacının dava açmaktaki hukuki yararının varlığını etkilemeyeceği sadece menfi tespit olarak açılan davaya istirdat davası olarak devam edileceği, davalı yanca emsal olarak sunulan kararların davadan önce ihtirazı kayıt ileri sürmeksizin yapılan ödemelere ilişkin olduğu, davamıza emsal alınamayacağı sonucuna ulaşılmış, davalı yanın bu savunmalarına itibar edilmemiştir.
Dava konusu faturanın yerinde olup olmadığı, ödenen bedellerin istirdatının gerekip gerekmediği hususlarının değerlendirilmesinde;
Davacının iş yerindeki elektrik sayacının, davalı kurumca değiştirildiği, davalı kurumca verilen cevap dilekçesinde yapılan kontrollerde sayacın hatalı ölçüm yaptığının savunulduğu ancak dosyamıza sayacın arızasının ne olduğuna, nasıl ve ne kadar eksik ölçtüğüne dayanak olacak bilgi, belge ve bir rapor sunulmamış olduğu; Dava konusu 31.03.2016 tarih … no’lu faturada 567.605,23 kWh üzerinden ilave tüketim hesabı yapıldığının görüldüğü, bu hesabın farazi bir hesap olduğu, somut bir veriye dayanmadığı, bu hususta ispat külfetinin davalı kuruma ait olduğu; Dava konusu 31.03.2016 tarih … no’lu elektrik faturasının toplam tutarının 180.941,60 TL, olduğu, bu tutar içerisinde 567.605,23 kWh “İlave Tüketim Bedeli-Eksik Tüketim Bedeli” olduğu, istinaf kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi heyeti ek raporundaki hesaplamalara göre eksik tüketim bedelinin 167.472,23 TL olarak hesaplandığı; Dava konusu faturaya ilişkin olarak davacı tarafça davalı kuruma yapılan ödemelerin, 02.05.2016 tarihli taksitlendirme protokolü kapsamında 02.06.2016 tarihinde 31.038,57 TL, 01.07.2016 tarihinde 31.574,39 TL, 02.08.2016 tarihinde 32.060,95 TL, 02.09.2016 tarihinde 32.581,06 TL, 03.10.2016 tarihinde 33.101,15 TL olmak üzere toplam 160.356,12 TL olduğu, ayrıca 29.04.2016 tarihinde de 30.000,00 TL olmak üzere toplam 190.356,12 TL olduğu; İstinaf kaldırma kararı sonrası alınan bilirkişi heyeti ek raporuna göre, davalı kurum tarafından, davacıya ait sökülen sayacın arızalı olmadığı ve doğru kayıt yaptığının (kurumun onaylı rapor sonuç tutanağı belgesi kapsamında) tespit edildiği, davalı kurum tarafından, “sayaç arızasına bağlı eksik tüketim” hesabı kapsamında yapılan 167.472,23 TL lik fatura tahakkukunun, Mart 2016 dönemine ait fatura ile birlikte düzenlenmesi sonucunda, davacı şirket tarafından bu faturadan yapılan kısmi ödeme (tahsil edilen kısmi bedel) miktarının 28.605,05 TL olduğunu, taksitlendirme protokolünde asıl alacak miktarı, 152.336,55 TL olduğu ve Mart 2016 dönemi faturası 180.941,60 TL olduğu, aradaki farkın (180.941,60 TL-152.336,55 TL), davacı tarafından daha önce ödendiği, Eksik tüketime dayalı fatura bedelinin 167.472,23 TL olduğu, bu bedelden de, taksitlendirme protokolü öncesi (167.472,23 TL-152.336,55 TL) 15.135,68 TL’lik kısmi ödeme yapıldığı, Taksitlendirme protokolünde yapılan ve gecikme bedeli uygulanan 5 adet takside ilişkin davalı kurum tarafından yapılan tahsilat bedeli (taksitlendirme sebebiyle, 152.336,55 TL yerine, 160.356,12 TL tahsil edilmiştir.) ile birlikte, taksitlendirme öncesi, eksik tüketim bedeli için yapılan kısmi ödeme miktarı (15.135,68 TL) olmak üzere, davalı BEDAŞ tarafından fazladan tahsil edilen ve davacıya ödenmesi gereken asıl alacak miktarının, 175.491,80 TL (160.356,12 TL+15.135,68 TL) olduğu anlaşılmakla ve değerlendirilmekle, davalı tarafından davacıdan 175.491,80 TL fazladan tahsilat yapıldığı, davacı tarafça istirdata konu edilen bedelin 173.280,53 TL olduğu, bu bedel yönüyle davacının dava açmakta haklı olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı yanın istirdat talep ettiği toplam miktar 173.280,53 TL.’ dir. Davacı vekiline bu dava konusu miktarın hangi tarihli ödemeleri hangi oran ve miktarda kapsadığına dair açıklama yapması bakımından süre verilmiştir.
Davacı vekili uyaptan sunduğu 19.03.2020 tarihli dilekçesi ile açıklamada bulunmuş, beyanında, Toplam 173.280,53 TL. ‘nin; 02.06.2016 tarihli 31.038,57 TL, 01.07.2016 tarihli 31.574,39 TL, 02.08.2016 tarihli 32.060,95 TL, 02.09.2016 tarihli 32.581,06 TL, 03.10.2016 tarihli 33.101,15 TL ödemelerin tamamı ile geriye kalan kısmının ise 29.04.2016 tarihindeki ödemeye ilişkin olduğunu açıklamıştır.
Tarafların tacir olduğu, her bir ödeme için ödeme tarihinde temerrütün oluştuğu, her bir ödeme için ödeme tarihlerinden itibaren ticari avans faizi talep edilebileceği değerlendirilerek davanın kabulü ile ” Toplam 173.280,53 TL. ‘nin 31.038,57 TL’sinin 02/06/2016 ödeme tarihinden, 31.574,39 TL’sinin 01/07/2016 ödeme tarihinden, 32.060,95 TL’sinin 02/08/2016 ödeme tarihinden, 32.581,06 TL’sinin 02/09/2016 ödeme tarihinden, 33.101,15 TL’sinin 03/10/2016 ödeme tarihinden, 12.924,41 TL’sinin 29/04/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizleri ile birlikte davalı yandan alınarak davacıya verilmesine dair aşağıdaki şekilde karar verilerek yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACI TARAFÇA AÇILAN DAVANIN KABULÜ İLE; Toplam 173.280,53 TL. ‘nin 31.038,57 TL’sinin 02/06/2016 ödeme tarihinden, 31.574,39 TL’sinin 01/07/2016 ödeme tarihinden, 32.060,95 TL’sinin 02/08/2016 ödeme tarihinden, 32.581,06 TL’sinin 02/09/2016 ödeme tarihinden, 33.101,15 TL’sinin 03/10/2016 ödeme tarihinden, 12.924,41 TL’sinin 29/04/2016 ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizleri ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 11.836,79-TL nispi karar ve ilam harcından peşin olarak yatan 2.959,20-TL harcın mahsubu ile eksik kalan ‭‭‭8.877,59-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacı tarafça peşin olarak yatırılan 2.959,20 TL peşin harç parasının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 29,20 TL başvurma harcı parası, 353,00 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 6.100,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 6.482,2‬0 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
4-Davalı tarafça yapılan masrafların kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 26.992,08 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,

Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.11/07/2023

Katip …
 e-imzalıdır

Hakim …
 e-imzalıdır