Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/263 E. 2023/662 K. 21.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/263
KARAR NO:2023/662

DAVA:Alacak
DAVA TARİHİ:11/01/2021
KARAR TARİHİ:21/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; …. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasından 03.12.2020 tarihinde borçlu … A.Ş.’nin konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini ve buna ilişkin ilanın Basın İlan Kurumu Resmi İlan Portalında … tarihinde yayınlandığını, borçlunun, alacaklarına itirazıyla ve konkordato projesi değerleme raporu ve bilirkişi raporu arasındaki çelişkiler giderilmeden, eksik inceleme ve hatalı değerlendirmelerle mahkemece konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini ve buna karşı istinaf yoluna başvurduklarını, borçlu şirketin alacaklarının 956.311,26-TL’lik kısmına itirazı nedeniyle arabuluculuk başvurusu yaptıklarını, ancak yapılan toplantıda ise anlaşma sağlanamadığını, davalı şirketin, müvekkili bankanın … Girişimci Şubesi’nden kredi kullandığını ve 22.05.2018, 10.04.2017 , 22.07.2014 tarihli Genel Kredi Sözleşmeleri gereğince müvekkili bankaya borçlu olduğunu, borcun vadesinde ödenmemesi nedeniyle hesapların kat edilerek, 10.12.2018 hesap kat tarihi itibari ile müvekkili bankanın, alacağının 1.811.819,48-TL, 239.107,47-EUR, 21.253,87-USD olduğunu belirten ihtarname gönderdiğini, borçlu şirketin ise ihtarnameyi tebellüğ etmesine karşın verilen sürede borcu ödemediğini ve itirazda da bulunmadığını, alacağı rehinle teminat altına alınmamış olan müvekkili bankanın alacağına 18.04.2019 kesin mühlet tarihine kadar faiz işletilmesini, borçlu şirket hakkında konkordato dosyasından 18.04.2019 tarihi itibari ile 1 yıl kesin mühlet verilmesinden dolayı, müşterek ve müteselsil kefil … hakkında 30.04.2019 tarihinde 3.686.162,77-TL toplam alacak üzerinden, genel haciz yoluyla ilamsız takip başlatıldığını, konkordato komiserliğinin borçlunun defter ve kayıtları ile alacaklı tarafından sunulan bilgi ve belgeleri inceleme ve mahkemeye görüş bildirme yükümlülüğü yerine getirilmemesi sebebi ile müvekkil kamu bankasının zararına sebebiyet verilmesi halinde, komiserler/ilgililer hakkında her türlü dava, şikayet ve tazminat talep haklarımızı saklı tuttuklarını, borçlu firmanın konkordato projesi bankalarınca değerlendirilerek iltihak süresi içerisinde red oylarını Konkordato Komiserliği’ne sunduklarını, 23.10.2020 tarihli bilirkişi raporunda borçlu şirketin borca batık olduğu, projenin gerçekleşemeyeceğinin belirtildiğini, borçlu şirketin 30.06.2020 tarihi itibariyle hazırlanan rayiç değerler bilançosuna göre; özkaynaklarının 36.200.275,26-TL olduğu ve borca batık olduğunun ve konkordatonun teklif edilen tutarın konkordato talep eden borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartının gerçekleşmediği sonucuna varıldığını, komiser heyeti nihai raporunda 23.10.2020 tarihli bilirkişi raporunun dikkate alınmadan çelişkili rapor hazırlandığını rapora itiraz dilekçelerinin de nazara alınmadığını, komiser raporlarında borçlu firmanın rayiç değerlere göre düzenlenmiş bilançosuna göre borca batık olmadığının belirtildiğini, ancak aynı komiser raporlarında ticari alacakların tamamına yakınını oluşturan 3 firmadan (…, … ve …) alacakların tahsilatlarında sıkıntı yaşandığı ve konkordato süreci boyunca herhangi bir tahsilat yapılamayacağı görüşlerine yer verildiğini, dosya kapsamında hangi tarihte hangi alacaklıya hangi miktarda ödeme yapılacağını gösteren ödeme planı bulunmadığını, bu hususun 24.11.2020 Bilirkişi Heyeti Raporu’nda da belirtildiğini, …. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyasından verilen konkordatonun tasdikine ilişkin kararın hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, ticari defter ve kayıtlarının incelenerek, konkordato dosyasından alacaklarının itiraza uğrayan 956.311,26-TL kısmı hakkında alacaklarının faiz ve ferileriyle birlikte tespiti ve işlemiş ve işleyecek faiz, ferileriyle birlikte borçludan tahsili, müvekkilinin toplam 3.825.711,48-TL alacağın kayıt tarihi olan 14.05.2019 tarihi itibariyle alacaklılar listesine kaydedilmesini, mahkemece tasdik olunan konkordato projesi doğrultusunda ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; müvekkili şirketin konkordato sürecinde olduğunu, konkordato tasdikine ilişkin …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasından müvekkili şirket hakkında 05/12/2018 tarihinde geçici mühlet; 18/04/2019 tarihinde kesin mühlet ve 03/12/2020 tarihinde konkordato tasdiki kararı verildiğini, davacı tarafın, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasından verilen 03/12/2020 tarihli konkordato tasdiki kararının eki niteliğindeki 01/12/2020 tarihli komiser heyeti raporunda belirtilen ödeme planına tabi alacak tutarı bakımından bu davayı açmakta hukuki yararının bulunmadığını, öte yandan konkordato tasdiki kararının ekindeki bilirkişi raporundaki tutarı aşan alacak taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, müvekkili şirket hakkında bir icra takibi yapılmış gibi alacak kalemlerinin talep edilmesinin hukuka aykırı olduğunu, alacak taleplerinin haksız, mesnetsiz ve fahiş olduğunu, öte yandan talep edilen faiz taleplerinin külliyen reddinin gerektiğini, bu durumun yapılacak bilirkişi incelemesi ile anlaşılacağını, konkordato sürecinde bildirilmesi gereken alacakların, konkordato mühletinin verilmesinden önce doğmuş olan alacaklar olduğunu, alacak bildiriminde bulunulurken konkordato geçici mühletinin verildiği andaki tutarın esas alınmasının yasa gereği olduğunu, davacı tarafça, hem kefil hakkında yapılan icra takip dosyası alacak kalemlerini içerir şekilde 15/04/2019 tarihi itibariyle yapılan hesabı; hem de bildirim tarihi olan 15/04/2019 tarihindeki iddia ettiği alacak ve faiz talebinde bulunduğu, sonrası için de faiz talep edildiğinin görülmekte olduğunu, konkordato sürecinde faiz işlemeyeceğinin kanunun açık hükmü olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydı ile gerek akdi ve gerekse de temerrüt faiz oranlarının hukuka aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın usul yönünden hukuki yarar yokluğu nedeniyle ve esastan reddini talep etmiştir.
Mahkememizin 15/02/2021 tarihli, 2021/19 esas ve 2021/84 karar sayılı kararı ile, mahkememiz dosyasının Hakimler ve Savcılar Kurulu Birinci Dairesi’nin 03/04/2018 tarihli ve … sayılı kararı gereğince …., 2., ve 3. Asliye Ticaret Mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere Hukuk Mahkemeleri Tevzi Bürosu’na gönderilmesine karar verilmiş, dosyanın tevzi olduğu…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/06/2021 tarihli, 2021/… esas ve 2021/… karar sayılı kararı ile, mahkemelerinin HSK kararı ile görevli olmadığından dava dosyasının iş dağılımı gereği mahkememize gönderilmesine karar verilmiş, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi’nin 17/03/2022 tarihli, 2021/1840 esas ve 2022/705 karar sayılı kararı ile, mahkememizin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verilmiş ve dosya mahkememizin 2022/263 esas sırasına kaydedilerek, yargılamaya mahkememizce devam olunmuştur.
Dava, tasdik edilen konkordato nisabına dahil edilmeyen alacağın, nisaba dahil edilmesi istemine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce, dosyaya sunulan ve celbedilen tüm deliller hep birlikte incelenmiştir.
Davacı vekili mahkememizin 21/09/2023 tarihli celsesinde; davalı tarafla sulh olduklarını, davalı taraftan herhangi bir yargılama gideri, vekalet ücreti ve arabuluculuk ücreti taleplerinin olmadığını, davanın konusuz kaldığını beyan etmiş, konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili mahkememizin 21/09/2023 tarihli celsesinde; davacı vekilinin beyanlarına katıldıklarını, kendilerinin de yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığını beyan etmiştir.
Usulüne uygun vekaletname sunan taraf vekillerinin vekaletnameleri incelendiğinde, sulhe yetkilerinin bulunduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nun 315/1. maddesi, “Sulh, ilgili bulunduğu davayı sona erdirir ve kesin hüküm gibi hukuki sonuç doğurur. Mahkeme, taraflar sulhe göre karar verilmesini isterlerse, sulh sözleşmesine göre; sulhe göre karar verilmesini istemezlerse, karar verilmesine yer olmadığına karar verir.” hükmünü içermektedir. Taraf vekillerince sulhe göre karar verilmesi talep edilmediğinden, tarafların anlaşmış oldukları, bu anlamda açılan davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla, konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
2-Davacı banka 4389 Sayılı Kanunun 14/5-c gereğince harçtan muaf olduğundan, harç alınmasına yer olmadığına; davacı tarafça yatırılan 16.331,41-TL peşin harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …(…)’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden karşılandığı anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, davacı tarafın talebi doğrultusunda davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin, talebi doğrultusunda kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Taraflarca vekalet ücreti talep edilmediğinden, bu hususta karar verilmesine yer olmadığına,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; Taraf vekillerinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/09/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır