Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/240 E. 2023/611 K. 20.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/240 Esas
KARAR NO :2023/611 Karar

DAVA:6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (İtirazın İptali)
DAVA TARİHİ:08/04/2022
KARAR TARİHİ:20/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktöring Ve Finansman Şirketleri Kanunundan Kaynaklanan (İtirazın İptali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 04.02.2015 tarihinde Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Sirketleri Kanunu
çerçevesinde …. Noterliğince …yevmiye ve … sözleşme nosu ile davalılar
… ve müteselsil kefili … arasında 34.500 EUR (KDV hariç)
tutarında makina finansal kiralaması yaptığını, davalı yanların söz konusu sözleşmeden
kaynaklanan borçlarına teminen bonolar düzenlendiğini, bunların imzalandığını, davalıların
sözleşmeden kaynaklanan borçlarını ödemeyerek temerrüde düşdüğünü, ….
Noterliğince 29.01.2016 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarname çekerek, 16.726,90 TL
kira borcu, 683,15 TL gecikme faizi ve 288,53 TL masrafın 60 gün içinde ödenmesini,
ödenmediği takdirde sözleşme gereği bütün finansal kira borçlarının muaccel hale geleceğini
ve 61.818,91 TL lık tüm kira borç tutarı, 683,15 TL gecikme faizi, 1.740,06 TL sigorta ve
288,53 TL lık masrafın 60 günlük süreyi takip eden 3 gün içinde ödenmesini istemiş, aksi
halde sözleşmenin feshedileceğini ve feshin yasal sonuçlarının doğacağını bildirmiş, kiralanan
malları geri alınacağı, alacakların tahsili için yasal yollara başvurulacağı, emniyeti
suistimalden dava açılacağı, teminatların paraya çevrilmesi yolu ile takibe geçilebileceği,
diğer hukuki yollara başvurulacağı, sözleşmelerden doğan borçlara sözleşmelerin ilgili
maddelerinde yazılı oran üzerinden temerrüt faizi tahakkuk ettirileceği, ihbar ve ihtar
edilmiştir. Ancak verilen kanuni süre içerisinde borç ödenmediğinden sözleşme feshedilmiş davalıların tüm borçları muaccel hale gelmiş, borcun tahsili için davalılar aleyhine,
davalılardan alınan bonolar takibe dayanak belge olarak gösterilerek 20.07.2016 tarihinde
…. İcra Dairesi … Esas (Kambiyo senetlerine mahsus) icra takibi
başlatılmış, sonrasında 56.837,74 TL tahsilat sağlansa da 01.04.2021 tarihinde ise tahsil
edilemediği ileri sürülen kısım için işlemiş faizler dahil toplam 75.534,79 TL tutarında
…. İcra Müdürlüğü … E. sayılı dosyasından ilamsiz takip açıldığını,
davalılar/borçlular yetkiye, zamanaşımına, borca, faize ve ferilerine itiraz ettiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, alacağın %20’sinden az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalılar aleyhine başlatılmış olan …. İcra Müdürlüğünün … E sayılı dosyası
üzerinden baslatılan icra takibi için; ilamsiz icra takiplerinde genel yetki kurallarına göre
genel yetkili icra dairesinin borçlunun yerleşim yerindeki icra dairesi olduğu, Mehmet
Sarıgül’ün ikametgahının …, …’ün ise … ilçesinde bulunduğu, davacı
tarafın yaptığı yetki sözleşmesinde yetkili yerin Cağlayan Mahkemeleri olduğu, HMK 17.
maddesinde sadece tacir veya kamu tüzel kişilerinin yetki sözlesmesi yapabileceği, davalının
tacir olmaması nedeniyle yetki itirazı yönünden beyanların yersiz olduğu, borcu kesinlikle
kabul etmedikleri, zaman aşımına uğramış bononun genel haciz yolu ile takibe konulduğu,
faiz başlangıcının bonodaki vade tarihi olamayacağı, kambiyo senedi vasfını yitiren senet ile
ilgili ticari faiz de istenemeyeceği, talep edilmesi gereken faizin adi yasal faiz olması
gerektiği, bu nedenle faizin baslangıç tarihine itiraz ettikleri, icra takibine dayanak
yapılmadığı, ve hiçbir şekilde takipte açıklama yapılmadığı ancak dava dilekcesinin ekinde
sunulan “finansal kiralama ödeme planında” gösterildiği üzere borcun toplam KDV dahil
109.734,57 TL olduğu, yapılan ödemelerin 29.142,24 TL ve davacı vekili Av….’na … Bankası kanalıyla gönderilen 17.000,00 TL ile …. İcra
Müdürlüğü … E dosyasından 56.837,74 TL ödeme yapıldığı ve borcu bulunmadığı,
davacının icra takibinde alacak dayanağı olmayan 2 adet senet vasfı taşımayan belge
sunduğu, taraflar arasında temel ilişki bulunmadığı, takibin haksiz ve kötü niyetli olduğu,
takip konusu alacağın % 20 sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesi yönünde
talepleri olduğu, karsı itirazlarının haklı olup, davacının davasının reddi gerektiğini ileri
sürerek davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, …. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyası, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi raporu, Sulhe ilişkin beyan ve karşı beyan dilekçeleri ile tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
…. İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, iki adet senet alacağı dayanak gösterilmek suretiyle, 43.512,00TL asıl alacak, 31.942,79 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 75.454,79 TL alacağın tahsili için icra takibi yaptığı ve davalı/borçlunun süresi içerisinde, yetkiye, borca, faize ve tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
Dava, finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplandığı, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katıldığı, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacaklarının ortaya konulduğu ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırıldığı ve mahkememizce dosyanın konusunda uzman bankacı bilirkişi marifetiyle inceleme yaptırılarak rapor alınmıştır.
Davalılar vekili tarafından 05/07/2023 tarihli “Davanın sulh ile sonlandırılması talebinden ibarettir” konulu dilekçe sunulduğu ve dilekçe ekine sulh protokolünün eklendiği, davacı ile müvekkillerinin sulh olduğu, sulh kapsamında ödemeler yapıldığı, iş bu sebeple davanın sulh ile kapatılmasını, sulh protokolü kapsamında gerek kendilerinin gerekse de davacı tarafın yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi bulunmadığı şeklinde beyanda bulunduğu, davalılar vekilinin dilekçesinin davacı yana usulüne uygun tebliğ edildiği, iş bu kerre davacı vekili tarafından da 07/07/2023 tarihli dilekçe ile; “…davalı taraf ile sulh olmaları nedeniyle dava dosyasından vazgeçtiklerini, ayrıca sulh protokolü kapsamında yargılama gideri ve vekalet ücreti taleplerinin bulunmadığı” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşıldı.
Tüm bu açıklamalar ve beyanlar kapsamında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, finansal kiralama sözleşmesinden kaynaklanan bakiye alacağa dayanarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, davanın, tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edilebilecek nitelikte olduğu, dava konusu hakkında tarafların mutabakata vardıkları ve sulh oldukları anlaşılmış olup, konusuz kalan davanın esası karar verilmesine yer olmadığına ve yargılama giderlerine ilişkin olarak da taraf beyanları ve sulh protokolü kapsamında, yargılama giderlerinin davacı yan üzerinde bırakılmasına, ayrıca vekalet ücretine ilişkin olarak da taraflarca karşılıklı olarak talepte bulunulmadığından vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, ve ayrıca; 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanununun 18/ A-14 nolu bendinin; “Bu madde uyarınca arabuluculuk bürosu tarafından yapılması gereken zaruri giderler; arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılması hâlinde anlaşma uyarınca taraflarca ödenmek, anlaşmaya varılamaması hâlinde ise ileride haksız çıkacak taraftan tahsil olunmak üzere Adalet Bakanlığı bütçesinden karşılanır.” şeklinde, yine aynı kanunun 18/A. maddesinin 13. Bendinin de; “Arabuluculuk faaliyeti sonunda taraflara ulaşılamaması, taraflar katılmadığı için görüşme yapılamaması veya iki saatten az süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâllerinde, iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde uyuşmazlığın konusu dikkate alınarak Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır.” şeklinde olduğu, Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliğinin 26/2. Maddesinin ise; “Arabuluculuk faaliyeti sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde iki saatlik ücret tutarı Tarifenin Birinci Kısmına göre Bakanlık bütçesinden ödenir. İki saatten fazla süren görüşmeler sonunda tarafların anlaşamamaları hâlinde ise iki saati aşan kısma ilişkin ücret aksi kararlaştırılmadıkça taraflarca eşit şekilde, Tarifenin Birinci Kısmına göre karşılanır. Bakanlık bütçesinden ödenen ve taraflarca karşılanan arabuluculuk ücreti, yargılama giderlerinden sayılır. Dava açılması hâlinde mahkeme tarafından dava öncesi ödenen arabuluculuk ücretlerine ilişkin makbuz dosyaya eklenir. Yargılama giderleri olarak hükmedilen tutar 6183 sayılı Kanuna göre tahsil edilir” şeklinde düzenleme kapsamında, yargılama giderlerinden sayılan Arabuluculuk ücretinin, davacı yanca yargılama gideri talebi bulunulmadığından ve bu hususta taraflar arasında bir anlaşma da bulunmadığından, davacı yan aleyhine hükmedilmesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, bakanlıkça suçüstü ödeneğinden ödenen arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsiline karar verilerek, tüm dosya kapsamına ilişkin olarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: yukarıda açıklanan nedenlerle:
1-Konusuz kalan davada, davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Alınması gereken 269,85 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 2.150,95 TL harçtan mahsubu ile fazla yatırılan 1.881,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Taraflar sulh protokolü kapsamında karşılıklı olarak vekalet ücreti talep etmediklerinden, vekalet ücreti konusunda karar verilmesine yer OLMADIĞINA,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13.maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.560,00-TL ARABULUCULUK GİDERİNİN, DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-HMK 120. maddesi gereğince; taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde taraflara İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; tarafların yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İSTANBUL BÖLGE ADLİYESİ MAHKEMESİ NEZDİNDE İSTİNAF KANUN YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE karar verildi. 20.07.2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır