Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/210 E. 2023/323 K. 18.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2022/210 Esas
KARAR NO : 2023/323

DAVA : Banka Teminat Mektubundan Kaynaklanan Davalar (Finans İhtisas) (Tazminat)
DAVA TARİHİ : 11/02/2022
KARAR TARİHİ : 18/04/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Banka Teminat Mektubundan Kaynaklanan Davalar (Finans İhtisas) (Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 01/04/2020 düzenleme tarihli çekin müvekkil tarafından …’ya takas için ibraz edildiği ancak … tarafından 02/04/2020 tarihinde çekin karşılıksız olduğu gerekçesi ile iade edildiğini bunun üzerine müvekkilin 03/04/2020 tarihinde uzun yıllardır müşterisi olduğunu ve çalışanlarını şahsen tanıdığını, …’ın Emek Şubesi’ne muhatap bankanın karşılıksız çekten sorumlu olduğunu, 2.250,00 TL’nin tahsili için başvurduğunu ancak banka tarafından söz konusu çekin sahte olduğunu be sebeple işleme alınmadığını ifade ettiğini ve akabinde çeke el konulduğunu savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu bunun üzerinde polis karakolunda müvekkilini ifadesi alındığını ardından serbest bırakıldığını, çekin akıbeti ile ilgili bilgi almak için 2 ay sonra polis karakoluna gittiğinde çekin adli emanete teslim edildiğini, yapılan kriminal incelemede çekin sahte olmadığının görüldüğünü ancak ilerleyen süreçte çekin bulunamaması üzerinde savcılığın soruşturma başlattığını, soruşturma başlatılan dosyada kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğini, çekin söz konusu kararın verilmesinden dört ay sonra müvekkilin eline geçtiğini, müvekkilin tacir olması sebebiyle, davalı yanın gerçekleştirdiğini haksız işlem neticesinde uzunca bir dönem şüpheli sıfatıyla bulunduğunu, çekin eline 504 gün boyunca geçmediğini, ticaret hayatının gerektirdiği hız ihtiyacı ve güven ortamına uygun düşmediğini manevi zarara uğradığını, mahkemece re’sen gözetilecek hususlarla talepleri doğrultusunda haklı davanın kabulü ile davalı aleyhine olay tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte 50.000,00 TL manevi tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafından, yetkili hamil sıfatı ile keşidecisi dava dışı …Ltd. Şti. olan 01.04.2020 keşide tarihli ve 92.350,00-TL bedelli çeki takas yolu ile tahsil için dava dışı …A.Ş.’ ye ibraz edildiğini ve ibraz edilme sonrası adı geçen çekin bağlı bulunduğu hesapta karşılığı çekte yazılı olan miktarın kısmen veya tamamen karşılıksız çıkması sebebi ödemekle yükümlü olunan bedelin tahsili için müvekkili bankaya başvurulduğunu, ancak müvekkili banka tarafından yükümlülüğü yerine getirmek üzere başlatılan işlem sırasında, davaya konu çek ile aynı keşideciye ait ve davaya konu çek ile aynı seri numarasına sahip fakat farklı keşide tarihi ile farklı bedelde bir başka çek bilgisi uyarısı verildiğinden adı geçen çekin ikiz çek / sahte çek olabileceği şüphesi ile çeke el konularak ilgili Emniyet müdürlüğüne teslim edildiğini, çekin ibrazında müvekkili banka / muhatap bankanın bir takım yükümlülükleri bulunmakta olduğunu, kendisine ibraz edilen çekin sahte veya tahrif edilmiş olup olmadığını incelemekle yükümlü olduğunu, kendisine ibraz edilen çekin sahte veya tahrif edilen anlar veya en azından şüphe duyarsa hamile çek bedelini ödememe durumunda kalabileceğini, zira müvekkili banka ancak düzenleyene atfedilecek bir kusur bulunması halinde, sahte veya tahrif edilmiş çekten dolayı sorumluluktan kurtulabileceğini, aksi halde müvekkili banka bu tür bir çeki ödediği takdirde doğan zarardan dolayı kusursuz sorumluluğu bulunmakta olduğunu, davaya konu sahteliğinden şüphelenilen çek ile aynı keşideciye ait ve davaya konu çek ile aynı seri numarasına sahip fakat farklı keşide tarihi ile farklı bedelde bir başka çek bilgisi uyarısı verildiğinden adı geçen çekin ikiz çek / sahte çek olabileceği şüphesi ile çeke el konulduğunu, basiretli bir tacir gibi hareket ederek çekleri işleme almadığını, müvekkili Bankada bulunan kayıtlar ile ibraz olunan çek arasında uyumsuzluk dikkate alındığında ödeme yapmaması ve sahte çek ile ilgili işlemlere başlamış olması nedeniyle bankanın kusuru bulunmamakta olduğunu, müvekkili firma yönünden davanın haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın öncelikle usul, ardından esastan reddine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, dava konusu icra dosyası celp edilmiş, … CBS’ne ait…Esas 2021/56281 Karar sayılı dosyası celp edilmiş, davacının SED raporu celp edilmiş, dava konusu çekin ibraz bilgileri sorulmuştur.
Dosyamız davalısının sahte çek ihbarı üzerine başlatılan …CBS’nin … esas Numaralı Soruşturma dosyasının incelenmesinde, dosyamız davacısı…ve…hakkında şüpheli sıfatıyla soruşturma başlatıldığı, dosyamız davacısının soruşturma kapsamında yaklaşık 1 saat kadar göz altında kaldığı, akabinde salıverildiği, alınan kriminal rapor ile çekin sahte olmadığının ortaya çıkması üzerine soruşturma sonunda Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği anlaşılmıştır.
Sahtelik iddiasına konu çekin incelenmesinde, dosyamız davacısı …’in son ciranta hamil olduğu, çekin 01.04.2021 tarihinde takas sisteminde ibraz edildiği, karşılıksız çıktığı, akabinde 03.04.2020 tarihinde banka asgari sorumluluk tutarının ödenmesi için davalı bankaya ibraz edildiği, çekin sahte olduğundan bahisle işleme alınmadığı anlaşılmıştır.
Taraf beyanlarından çekten dolayı banka sorumluluk tutarının 25.08.2021 tarihinde davalı banka tarafından ödendiği, dosyamız davacısı tarafından dava konusu çek alacağının tahsili amacıyla, dava dışı borçlulara karşı 90.125,00 TL asıl ve toplam alacak üzerinden 01/10/2021 tarihinde İstanbul Anadolu …İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Davacı tarafça, davalı bankanın şikayetinin haksız olduğu, bu şikayet nedeniyle soruşturma geçirdiği, alacağını geç aldığı, kişilik haklarının zedelendiği ileri sürülerek davalıdan 50.000,00 TL manevi manevi tazminat isteminde bulunulmuştur.
Davalı banka tarafından ise, çek ibraz edildiğinde müşterilerine karşı sorumluluklarının doğmaması adına yasal düzenlemeler çerçevesinde bankanın kontrol yükümlüğünün bulunduğu, çekin sistem kontrolü sırasında sahte olduğundan şüphelenildiğini, bu kapsamda durumun bir tutanakla tespit edilerek Cumhuriyet Savcılığına ihbarda bulunulduğu, kendilerinin bir kusurunun olmadığı, soruşturma sonunda çekin sahte olmadığı ortaya çıkınca banka asgari sorumluluk tutarının ödendiği savunularak davanın reddi talep edilmiştir.
Şikayet hakkı, diğer bir deyimle hak arama özgürlüğü; Anayasa’nın 36. maddesinde; “Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir” şeklinde yer almıştır. Hak arama özgürlüğü bu şekilde güvence altına alınmış olup; kişiler, gerek yargı mercileri önünde gerekse yetkili kurum ve kuruluşlara başvurmak suretiyle kendilerine zarar verenlere karşı haklarının korunmasını, yasal işlem yapılmasını ve cezalandırılmalarını isteme hak ve yetkilerine sahiptir.
Anayasa’nın güvence altına aldığı hak arama özgürlüğünün yanında, yine Anayasanın “Temel Haklar ve Hürriyetlerin Niteliği” başlığını taşıyan 12. maddesinde herkesin kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez temel hak ve özgürlüklere sahip olduğu belirtildikten başka, 17. maddesinde de, herkesin yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahip bulunduğu da düzenleme altına alınmış bulunmaktadır. Türk Medeni Kanunu’nun 24. maddesinde, kişilik haklarına yapılan saldırının unsurları belirtilmiş ve hukuka aykırılığı açıklanmıştır, 25. maddesinde, kişilik haklarına karşı yapılan saldırının dava yolu ile korunacağı belirtilmiş, TBK’nın 58. maddesinde ise saldırının yaptırımı düzenlenmiştir.
Hak arama özgürlüğü ile kişilik haklarının karşı karşıya geldiği durumlarda; hukuk düzeninin bu iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Daha az üstün olan yararın, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında o olayda ve o an için korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir. Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişi salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamaz. Bu hakkın hukuken korunabilmesi ve yerinde kullanıldığının kabul edilebilmesi için şikayet edilenin cezalandırılmasını veya sorumlu tutulmasını gerektirecek yeterli kanıtların mevcut olması da zorunlu değildir. Şikayeti haklı gösterecek bazı emare ve olguların zayıf ve dolaylı da olsa varlığı yeterlidir. Bunlara dayanarak başkalarının da aynı olay karşısında davalı gibi davranabileceği hallerde şikayet hakkının kullanılmasının uygun olduğu kabul edilmelidir. Aksi halde şikayetin hak arama özgürlüğü sınırları aşılarak kullanıldığı, kişilik değerlerine saldırı oluşturduğu sonucuna varılmalıdır.
Somut olayda, davalı banka tarafından çekin davacı tarafından ibrazında sahte olabileceğinden şüphelenildiği, çekin sahte olduğundan bahisle işleme alınmadığı, Cumhuriyet Savcılığına hitaben yazılan ihbar dilekçesi ile şüpheli adı belirtilmeksizin sahte çek ihbarında bulunulduğu, ihbar üzerine … CBS’nin …esas Numaralı Soruşturma dosyası ile dosyamız davacısı… ve dava dışı …hakkında şüpheli sıfatıyla soruşturma başlatıldığı, dosyamız davacısının soruşturma kapsamında yaklaşık 1 saat kadar göz altında kaldığı, akabinde salıverildiği, alınan kriminal rapor ile çekin sahte olmadığının ortaya çıkması üzerine soruşturma sonunda Kovuşturmaya Yer Olmadığına dair karar verildiği, soruşturmada verilen karar sonrası davalı bankanın çekten dolayı ödemekle yükümlü olduğu asgari çek sorumluluk tutarını ödediği, davalı bankanın ihbar dilekçesinde davacının ismini belirtmediği, davacının CBS dosyasında alınan beyanında kimseden şikayetçi olmadığı anlaşılmakla ve davalının çek ibrazında yasal düzenlemeler kapsamında kontrol yükümlülüğünün de bulunduğu değerlendirildiğinde, davalının şikayetinin-ihbarının hak arama özgürlüğü kapsamında kaldığı, davacının kişilik haklarına ve değerlerine saldırı niteliği taşımadığı kabul edilerek davacı tarafça açılan davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 853,88-TL harçtan mahsubu ile bakiye 673,98-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/04/2023

Katip
 e-imzalıdır

Hakim
 e-imzalıdır