Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/204 Esas
KARAR NO:2023/860
DAVA:İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:30/05/2018
KARAR TARİHİ:15/11/2023
Mahkememizde görülmekte olan İstirdat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28/03/2018 tarihinde …. İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyasından yazılan talimat uyarınca ….İcra Müdürlüğü’nün … talimat sayılı dosyasından müvekkili şirkete hacze gelindiğini, takip dosyalarının müvekkili ile alakası olmadığını, müvekkili firmanın 3. kişi konumunda olduğunu, dosya borçlusu … Lojistik Hiz. Ltd. Şti’nin ticaret sicil adresinin müvekkili firma ile aynı olması nedeniyle hacze gelindiğini, müvekkilinin tesiste çalışan makinelerle sürekli olarak üretim halinde olduğunu, makinelerin haczedilmesinin müvekkili geri dönüşü olmayan zarara sokacağından müvekkilinin haciz baskısı altında davalıya 163.500,00 TL ödeme gerçekleştirmek zorunda kaldığını, haciz esnasında borçlu firma yetkilisi olan …’a ulaşılamadığını, daha sonra ulaşıldığında …’un piyasada bulunan borcunun çok fazla olduğunu ve hacizlerin devam edeceğinin bilgisinin alındığını, o günden sonra müvekkili firmaya bir çok hacze gelindiğini, müvekkili firmanın makinelerinin ve idari işlerini yürüttüğü ofis malzemelerinin muhafaza altına alındığını, davalı … A.Ş’nin haciz ve muhafaza işlemi yaptığı icra dosyası ile ilgili icra müdürlüğü İİK 99 kararı verdiğini, davalının sürelerden feragat edip süresi içerisinde dava açmayarak istihkak iddialarını kabul ettiğini ve bu şekilde muhafaza altına alınan malların iade alındığını, icra dosyası borçlusu … Lojistik şirketinin adresle ilgisi kendisine kiralanmış olan 25 m2 odayı kullanmış olması ve dolayısıyla eski ticaret sicil adresinin bu adres gözükmesinden kaynaklandığını, bu nedenle müvekkili şirketin borçla bir ilgisinin bulunmadığını, yalnızca ticaret sicilde bulunan adres nedeniyle müvekkili şirkete hacze gelindiğini beyan ederek davanın kabulü ile icra baskısı altında ödenen 163.500,00 TL’nın avans faiziyle istirdatını, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davanın konusu itibariyle istihkak davası olduğunu, istihkak davalarına bakmakla görevli mahkemenin icra mahkemeleri olduğunu, davanın görev yönünden reddine karar verilmesi gerektiğini, istirdat istemine konu …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasından davacı adresinde haciz ve muhafaza işlemi yapılmadığını, davacı şirket yetkilisinin haciz zaptını hiç bir ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin imzaladığını, davacının haciz ve muhafaza baskısı olduğunu ispat etmek adına müvekkil şirketin alacaklı olduğu başkaca bir icra dosyasını emsal gösterdiğini, ancak her dosyanın kendi özelinde değerlendirilmesi gerektiğini, müvekkilin alacaklı olduğu dosyada sürelerden feragat etmesinin nedeninin davacı ile harici şifahi anlaşma yapıldığını ve müvekkil alacaklının tüm alacağının haricen ödeneceğinin şifahen taahhüt ettiğini, borçlu ile 3. şahıs olan davacı şirket arasında iddiaların aksine çok açık bir şeklide organik bağ bulunduğunu, ödeme emrinin borçlu tarafa haciz yapılan adreste tebliğ edildiğini, ödeme yapılan adresin borçlunun fatura ve sözleşmede beyan ettiği adres olduğunu ve borçlunun çekteki kaşe adresi olduğunu, borçlu şirket yetkilisinin kendisine ait işletmesi bulunmasına rağmen davacı şirkette sigortalı çalışan olarak göründüğünü, ödemenin davacı borçlu tarafından hiçbir itirazi kayıt ileri sürülmeksizin borçlu adına yapıldığını beyan ederek davacının istirdat talebinin reddine karar verilmesini, davacının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, üçüncü kişi tarafından icra dosyasına yapılan ödemenin haciz ve muhafaza tehdidi altında gerçekleştirildiğinden bahisle istirdatı istemine ilişkindir.
Davacı yanca delil olarak, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas ve …. İcra Müdürlüğü’nün … Talimat dosyaları, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına ait İİK md.99 kararı, …. İcra Müdürlüğünün … Talimat dosyasına ilişkin haciz tutanağı, …. İcra Müdürlüğünün … Talimat dosyasına ilişkin haciz tutanağı, …. İcra Müdürlüğünün … Esas, …. İcra Müdürlüğü’nün … Talimat dosyasına ilişkin haiz zaptı ve bu dosyaya ilişkin açılan …. İcra Hukuk mahkemesinin … Esas sayılı istihkak davası, İİK 99 kararı verilen …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ilişkin …. İcra Hukuk mahkemesi’nin 04/04/2018 tarih ve … Esas … karar sayılı kararı, basında çıkan haberler, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ilişkin haciz zaptı, İİK 99 kararı ve malların teslimi için yazılan talimat yazısı, davacının ve bağlı olduğu … Holding’in sicil kayıtları, tapu kayıtları, çalışma ruhsatı, borçlu … Lojistik Hiz. Ltd. Şti’ne ait yoklama fişi, borçlu şirketle yapılmış kira sözleşmeleri ve kira ödemelerine ilişkin dekontlar, tüm faktoring şirketlerine uyarı amaçlı gönderilen ihtarlar, kamera kayıtları gösterilmiş ve bu kapsamda bir kısım belge ibrazında bulunulmuştur.
… İcra Müdürlüğünün … Esas, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyaları ile celbi talep edilen ticaret sicil kayıtları, vergi kayıtları ve SGK kayıtları dosyamıza getirtilmiş, taraflarca sunulan dilekçe ve belgeler ile celbolunan kayıtlar incelenmiştir.
Mahkememizin 30/06/2021 tarihli ve … Karar sayılı kararıyla; ” eldeki davada, alacaklısı davalı … A.Ş, borçluları … A.Ş, … Loj. Hiz. Ltd. Şti, … olan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına istinaden üçüncü kişi sıfatıyla davacı tarafından davalı takip alacaklısına yapılan 163.500,00 TL ödemenin haciz ve muhafaza tehdidi altında yapıldığı ve borçlular ile arasında organik bağ bulunmadığından bahisle istirdatının talep edildiği, mahkemece alınan kök ve ek raporda, davacı ile davalının icra borçluları arasında organik bağ bulunduğu, bu bakımdan yapılan ödemenin iadesinin istenemeyeceği tespitlerinde bulunulduğu, dayanılan sebepler ile talep sonucuna nazaran davanın, icra dosyasına istinaden yapılan ödemenin istirdatı istemine ilişkin olduğu, istidat davasına ilişkin olarak İİK’nun 72/7. maddesinde, icra dosyasında takibe itiraz etmeyen veya itirazı kaldırılan ve bu yüzden borçlu olmadığı bir parayı ödeyen kişinin ödediği tarihten itibaren bir sene içinde paranın geri alınması için dava açabileceğinin düzenlendiği, anılan yasal düzenlemede açıkça vurgulandığı üzere istirdat davasını açma hakkının, borçlu olmadığı bir parayı ödeyen takip borçlusuna tanındığı, dosya davacısının davanın konusunu oluşturan ödemeye esas icra dosyasında borçlu değil üçüncü kişi konumunda olup, lehine yaptığı ödemeyle borçtan kurtardığı takip borçlusuna karşı sebepsiz zenginleşme davası açması veyahut TBK’nun 195 ve devamı maddeleri kapsamında rücu etmesi imkanının mevcut olduğu ancak takip alacaklısına karşı istirdat davası açma hakkı bulunmadığı, davacının eldeki istirdat davası bakımından aktif husumet ehliyetinin bulunmadığı” gerekçesiyle; davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. İstinaf incelemesini yapan İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesi tarafından 17/03/2022 tarihli 2021/… esas ve 2022/… karar sayılı ilamı ile “… İİK’nın 72/7. madde hükmüne göre; “Takibe itiraz etmemiş veya itirazının kaldırılmış olması yüzünden, borçlu olmadığı bir parayı tamamen ödemek mecburiyetinde kalan şahıs, ödediği tarihten itibaren bir sene içerisinde, umumi hükümler dairesinde mahkemeye başvurarak paranın geri alınmasını isteyebilir.” hükmü düzenlenmiştir. Uyuşmazlığa konu dava ise borçlu tarafından açılan İİK 72/7 maddesine dayalı istirdat davası niteliğinde değildir. Davacı tarafça ilgisi bulunmadığı halde adresine gelinerek haciz ve muhafaza yapılması nedeniyle ödeme yapıldığı ileri sürülmüştür. Emsal Yargıtay kararlarında da açıklandığı üzere, bu durumda davacının dava açmakta hukuki yararı ve aktif dava açma ehliyeti bulunduğundan (bkz Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 19/12/2017 tarihli 2016/… Esas-2017/… Karar, 17/12/2018 tarihli 2017/… Esas-2018/… Karar sayılı kararları ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29/11/2021 tarihli, 2021/… Esas-2021/… Karar sayılı ilamları) davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dosyanın haciz tutanağının onaylı örneği, davacı tarafça yapılan ödemeye ilişkin banka kayıtları, istihkak iddiası ve akıbetine ilişkin belgelerin celbi ile, tüm deliller değerlendirildikten sonra hasıl olacak sonuca göre karar verilmek üzere mahkemesine gönderilmesine,…” şeklindeki gerekçeyle Mahkememiz hükmünün kaldırılmasına karar verilmiştir.
İstinaf kaldırma kararı uyarınca; …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası aslı ile …. İcra Müdürlüğünün … talimat sayılı dosyalarındaki 28/03/2018 tarihli haciz tutanakları, …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas … karar sayılı dosyasının uyap kayıtları celp edilmiştir.
Dosyadan temin edilen kök ve ek raporlar ile …. Aliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından alınan raporlar arasındaki tespit sonuçları bakımından çelişki olduğundan çelişkinin giderilmesi bakımından yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi heyeti 31/07/2023 tarihli raporunda; incelenen, mevcut ticari defterler ve tüm dosya kapsamı üzerinden elde edilen olgular birlikte değerlendirildiğinde, istirdat talep eden davacı şirket ile borçlu … … Hiz. Ltd. Şti. arasında organik bağ bulunmadığı, üçüncü kişinin borcunu ödeyen davacının, ödediği tutarı davalıdan talep edebileceği şeklinde tespitlerde bulunumuştur.
Yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde,
Bilirkişi heyeti raporunda yapılan tespitler ve dosya kapsamına göre davalı/alacaklı tarafından dava dışı borçlusu ile ilgisi olmadığı halde, davacı adresine gelinerek haciz ve muhafaza baskısı altında davacı şirketten tahsilat yapıldığı, davacı şirket ile dava dışı borçlu şirket arasında herhangi bir organik bağın dosya kapsamı ile tespit edilemediği, davacı şirketin haciz esnasında fiili bir müzayaka altında olduğu kabul edilmesi gerektiği, haksız haciz ve muhafaza işlemini engellemek için ödeme yapmış olmasının makul ve olağan olduğu, …. İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyasından 28/03/2018 tarihinde davacı şirket iş yerinde yapılan haciz sırasında haciz mahallinde bulunan davacı şirket yetkilisinin hem haciz tutanağına hem de banka aracılığı ile yapılan havale işleminde dekont açıklamasına ihtirazi kayıt sürmemesinin yapılan ödemenin dosya borcuna mahsuben 3. kişi tarafından yapılmış bir ödeme olduğunu göstermeyeceğini, keza haciz tutanağının incelenmesinde hacze saat 12:10 da başlandığı, haczin bitiş tarihinin belirtilmediği, ödeme dekontunda ödeme saatinin 14:41 olarak belirtildiği, bu haliyle davacı iş yerinde yaklaşık iki buçuk saat kalındığı, ödeme alınması üzerine alacaklı tarafından başka işlem yapılmayarak haciz mahallinden ayrılındığı, ardından davacı işyerine 30/03/2018 tarihinde … İcra Müdürlüğünün … Talimat sayılı dosyası ile hacze gelindiği ve 19 sayfalık haciz tutanağı düzenlendiği davacı şirket vekili tarafından yapılan usulsüz hacze karşı haciz tutanağının 19. Sayfasında hukuki ve cezai haklarının saklı olduğuna dair beyan bulunduğu, haciz işleminin 30 Mart 2018 Cuma günü yapıldığı, 2 Mart 2018 Pazartesi günü davacının İİK 99. Maddesi uyarınca takibin durdurularak alacaklı vekiline istihkak davası açmak için süre verilmesi ve haczedilen menkullerin müvekkili şirket yetkilisine teslimini talep ettiği, akabinde icra müdürlüğü tarafından davalı/alacaklıya istihkak davası açmak için 7 günlük süre verildiği görülmekle haciz ve muhafaza baskısı altında davacıdan tahsil edilen ödemenin iadesini talep için davacının dava açmakta hukuki yararı ve aktif dava açma ehliyeti bulunduğu dolayısıyla davacı tarafından haciz ve muhafaza baskısı altında yapılan ödeme ile davalının sebepsiz yere zenginleştiği yani davalı zenginleşmesinin geçerli olmayan bir sebebe (haksız haciz ve muhafaza baskısı) dayandığı, bu hali ile davalının almış olduğu ödemeyi iade etmesi gerektiği anlaşılmakla davacının davasının kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacının davasının KABULÜ ile; 163.500,00 TL alacağın 30/05/2018 dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Davalının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
3-Alınması gereken 11.168,69-TL nispi karar ve ilam harcından peşin olarak yatan 2.792,18-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 8.376,51-TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
Davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.792,18-TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 26.160,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 35,90 TL, bilirkişi ücreti 5.300,00 TL, posta gideri 756,00 TL olmak üzere toplam 6.091,90 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nın 341/1 ve 345. maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.15/11/2023
Katip …
e-imzalıdır .
Hakim …
e-imzalıdır .
e-imzalıdır . e-imzalıdır .