Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/203 E. 2022/385 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/203
KARAR NO:2022/385

DAVA:Feshin Haksız ve Geçersiz Olduğunun Tespiti
DAVA TARİHİ:02/03/2016
KARAR TARİHİ :09/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan Feshin Haksız ve Geçersiz Olduğunun Tespiti davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı … ile müvekkili şirket arasında 02/04/2014 tarihinde … 32. Noterliği’nin … yevmiye numarası ile taşınmaz satış vaadi ve limited şirket pay devri sözleşmesi imzalandığını, anılan sözleşme uyarınca davacının, sözleşmenin imza tarihi itibari ile 1900/5000 payına sahip olduğu …. İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin maliki olduğu … İli, … İlçesi, … Mah. … Mevkiinde kain, 75 pafta, 2 ada, 64 parselde kayıtlı 216.917,89 metrekare büyüklüğündeki arazinin tamamını veya her ne suretle olursa olsun maliki ve/veya doğrudan ya da dolaylı satış, devir ve temlik olanağına sahip olacağı paylarının mülkiyetini müvekkili şirkete satıp, devir ve temlik etmeyi yükümlendiğini ve sözleşme konusu taşınmazın 38/100 payını 20.000.000,00-USD karşılığı 42.954.000,00-TL bedelle müvekkili şirkete satmayı, tapu kütüğünde devir, temlik ve ferağını vermeyi vaat ettiğini, sözleşmenin imzalanmasının ardından …. İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi Sermayesinin 5.000,00-TL’den 10.000,00-TL’ye çıkarılması sebebiyle 08/07/2014 tarihli, … 32. Noterliği’nin … yevmiyesinde kayıtlı limited şirket esas sermaye pay devir sözleşmesi” imzalandığını, 02/04/2014 tarihli, taşınmaz satış vaadi ve limited şirket pay devri sözleşmesinin 5. maddesi ile devir işlemi bedeli olarak 20.000.000,00-USD kararlaştırıldığını, sözleşmenin 5.2. maddesi uyarınca davalıya 10.000.000,00-USD’nin sözleşmenin düzenlenmesi anında nakden ve defaten ödendiğini ve sözleşmenin 8. maddesi uyarınca sözleşmenin imzalandığı tarihi takip eden aydan başlamak ve her ayın 5. gününde olmak üzere müvekkili şirket lehine düzenlenen teminat bonosu mukabilinde olmak kaydı ile davacıya her ay 7.000,00-USD ödeme yapıldığını, anılan sözleşmenin imzalanmasının ardından, mezkur şirket nezdinde gerçekleştirilen sermaye artırımı sebebiyle imzalanan 08/07/2014 tarihli limited şirket esas sermaye pay devir sözleşmesi uyarınca 500.000,00-TL ödendiğini, davalı … tarafından müvekkili şirkete keşide edilen … 3. Noterliği’nin 19/11/2015 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile maddi gerçeklerden uzak ve mesnetsiz şekilde sözleşmenin 8. maddesi uyarınca yapılması kararlaştırılan aylık 7.000,00-USD tutarındaki ödemenin Nisan 2014 ve Şubat 2015 ayları arasında sözleşmeye uygun şekilde yapıldığı, ancak Mart 2015’ten mezkur ihtarnamenin müvekkil şirkete keşide edildiği tarihe kadar olan 9 aylık toplam 63.000,00-USD’nin ödenmediği iddiası ile ihtarname gönderildiğini, davalı tarafça sözleşmesel yükümlülüklere aykırı davranılmak sureti ile müvekkil şirket lehine bono tanzim ve teslim edilmemeye başlandığını, taraflar arasındaki tam iki tarafa borç yükler nitelikteki sözleşmenin tek taraflı fesih beyanı ve ihbarı ile feshinin mümkün olmadığı göz önüne alındığında davalı tarafça gerçekleştirilen feshin haksız ve hukuka aykırı şekilde gerçekleştirildiğini ve geçersiz olduğunun sabit olduğunu belirterek, taraflar arasındaki 02/04/2014 tarihli, … 32. Noterliği’ nin … yevmiye numarası ile taşınmaz satış vaadi ve limited şirket pay devri sözleşmesi ile … 32. Noterliği’nin 08/07/2014 tarihli, … yevmiye numaralı Limited şirket esas sermaye pay devir sözleşmesinin haksız ve geçersiz şekilde feshedildiğinin tespiti ile feshin iptaline ve bu husustaki muarazanın men’ine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; açılan davada ticaret mahkemesinin görevli olduğunu, İstanbul mahkemelerinin yetkili olduğunu, taraflar arasında 02/04/2014 tarihli, … yevmiye numaralı sözleşmenin akdedildiğini, davalıya sözleşme ile yüklenilen tek ödeme kalemi olan aylık 7.000USD’nin sözleşmenin yapıldığı tarihten itibaren 9 ay süre ile senet karşılığında ödendiğini, ancak akabinde ödemelerin kesildiğini, ödeme için defalarca şirkete gidildiğini ancak ödeme yapılmadığını, bunun üzerine … 3.Noterliği’nin 19/11/2015 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesinin keşide edilerek 9 aylık toplam 63.000USD’nin 3 gün içinde ödenmesinin talep edildiğini, sözleşmede vade kararlaştırıldığından ve vadede borç ödenmediği için davacının temerrüde düştüğünü, uygun süre vermesini gerektirmeyen halin olduğunu [TBK m. 124,b.l), davacının davalının alacaklının temerrüdüne düştüğünü iddia etmesine rağmen davacının TBK m. 107 hükmünce tevdi ederek borcundan kurtulma yoluna başvurulmadığını, davalıya bu yönde bir ihtarname bile gönderilmediğini, davacının TBK m. 97 hükmüne gidemeyeceğini, çünkü karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde edimler aynı anda muaccel hale gelmekteyse diğer tarafın öncelikle ifa yükümlülüğünün olmadığını, sözleşmenin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi olmadığını, sözleşmenin taşınmaz satış vaadi olması dolayısıyla noter ihtarnamesi ile tek taraflı olarak feshedilebileceğini, davacı şirketin ödeme yapmaması üzerine … 3.Noterliği’nin 04/12/2015 tarihli ve 15000 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile sözleşmenin geçmişe etkili olarak feshedildiğini, ayrıca sözleşme uyarınca kendisine 10.000.000,00 USD ve 500.000,00 USD ödeme yapılmadığını, tek gerçek ödeme kaleminin 7.000,00 USD olduğunu, bilahare, müvekkilinin 10 Aralık 2015 tarihinde de, … İç ve Dış Ticaret Ltd. şti de hissedarı olduğu, % 38 hisseyi, şirkete ait taşınmazın tamamının bedelini ödediği şirket kayıtlarından anlaşılan …’nın talimatı üzerine, …’ye devrettiğini, devir sözleşmesinin … 31. Noterliği’nin 10 Aralık 2015 tarih ve … yevmiye numaralı sözleşme ile nominal bedel üzerinden gerçekleştirildiğini, bu devir işleminin 11 Aralık 2015 tarih ve 2015/3 Ortakları Kurulu Kararı ile onaylandığını ve … 31. Noterliği’nin 11 Aralık 2015 tarih ve … Yevmiye Numaralı işlemi ile de onaylandığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki 02/04/2014 tarihli … 32. Noterliği’nin … yevmiye numaralı taşınmaz satış vaadi ve limited şirket pay devir sözleşmesi ile … 32. Noterliği’nin 08/07/2014 tarihli ve 16420 yevmiye numaralı limited şirket esas sermaye pay devri sözleşmesinin feshinin gerçersizliğinin tespiti ile sözleşmenin feshine ilişkin çekişmenin men’i ile feshin iptaline ilişkin bulunmaktadır.
Yargılamaya ilk olarak …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile başlandığı, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 06/05/2016 tarihli, … esas ve … karar sayılı birleştirme kararıyla dosyalarının, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleştiği, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas ve …karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyalarının, görevli …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/612 esas sırasına kayıt edildiği, yapılan yargılama sonucunda 27/11/2019 tarihli, 2017/612 esas ve 2019/1139 karar sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, kararın istinaf edilmesi üzerine İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi’nin 16/02/2022 tarihli, 2020/72 esas ve 2022/244 karar sayılı kararı ile yerel mahkeme kararının kaldırılması ile dosyanın yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri’ne gönderilmesine karar verilmesi neticesinde dosyanın mahkememize tevzi olması sonucunda yargılamaya mahkememizde devam olunmuştur.
…. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası ile birleşen, …. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında dava, … 32. Noterliği’nin düzenlenme şeklinde taşınmaz vaadi ve limited şirket pay devri sözleşmesi ile davacı şirkete devredilen sözleşme konusu hisselerin davalı …’nın talimatı ile muvazaalı şekilde …’ye devredilmesine ilişkin 10.12.2015 tarihli limited şirket hessi devri sözleşmesi ve devrin davalı …. İç ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin 11/11/2015 tarihli olağanüstü ortaklar genel kurul toplantısında davalı şirket ortağı …, … Geliştirme ve Yatırım Limited Şirketi ve …’ın katılımı ile oy birliğiyle onanmasına ilişkin muvazaalı ve hileli işlemlerin iptali talebine ilişkin bulunmakta ise de; …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 11/10/2017 tarihli celsesinde tefrikine karar verildiği ve tefrik edilen dosyanın, mahkemelerinin … esasına kayıt edildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dosya kapsamında toplanan deliller ve tanzim edilen bilirkişi raporları hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; taraflar arasında … 32. Noterliği’ninde 7268 yevmiye numarasıyla 02/04/2014 tarihli “Taşınmaz Vaadi ve Limited Şirket Payı Devri” başlıklı bir sözleşme imzalandığı, sözleşmenin imzalanması müteakiben Şirket’in sermayesini 5.000,00-TL’dan 10.000,00-TL’na artırması sonucu davalıya düşen 3.800,00-TL karşılığı 152 adet pay da … 32. Noterliği’nin 08/07/2014 tarh ve 16420 yevmiye numaralı Limited Şirket Esas Sermaye Pay Devir Sözleşmesi ile davalıya devredildiği, anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki 02/04/2014 tarihli “Taşınmaz Vaadi ve Limited Şirket Payı Devri” sözleşmesi hükümleri birlikte değerlendirildiğinde bu sözleşmenin karma nitelikte bir sözleşme olduğu, noterde düzenleme şeklinde yapılmakla geçerli olarak kurulduğu anlaşılmaktadır. Davacı taraf, davalının bu sözleşmeyi tek taraflı olarak ve de noter ihtarnamesi ile sonlandıramayacağını ileri sürmektedir. Ancak dava konusu sözleşme, “taşınmaz satış vaadi” sözleşmesi niteliğinde olduğundan ve içeriği itibariyle arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi unsurları taşımadığından Yargıtay tarafından kabul edilen “dava yolu ile sonlandırılma” mecburiyetinin uyuşmazlıktaki sözleşme bakımından uygulama yeri bulunmadığı Mahkememizce kabul edilmiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 22/02/2012 tarih ve 2011/11-693 Esas, 2012/88 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; “Sözleşme özgürlüğü kuralı, sözleşmeyi kurma ve değiştirme özgürlüğü kadar sözleşme ile bağlı kalmama özgürlüğünü de içerir….sözleşme özgürlüğü, irade özerkliğinin bir sonucu olup, kural olarak sözleşmenin kurulmasına hizmet ettiği kadar, sözleşme ile bağlı kalmamayı da, yani tek taraflı irade beyanıyla (haklı veya haksız surette) sözleşmenin sona erdirilmesini de kapsar….kural olarak kişinin sözleşmenin feshi yoluna gitme konusunda irade özerkliği sonucu takdir hakkı bulunmakla birlikte… “…irade özerkliğinin bir sonucu olarak haklı bir sebep olmadan da tek taraflı bozucu yenilik doğuran bir irade beyanıyla kullanılabilen fesih hakkına engel olunamayacağı benimsenmiştir.” Söz konusu karar da dikkate alındığında, davalının, davacıya gönderdiği ve 08/12/2015 tarihinde davacıya ulaşan noter ihtarnamesi ile, 02/04/2014 tarihinde kurulan “Taşınmaz Vaadi ve Limited Şirket Pavı Devri” sözleşmesini tek taraflı olarak sona erdirebileceğinde duraksama bulunmamaktadır. Dolayısıyla davalının tek taraflı olarak “bozucu yenilik doğuran hakkını kullanarak “dönme/fesih (sözleşmeyi sonlandırma)” yolundaki irade beyanının (davacı muhataba gönderilen 04/12/2015 tarihli noter ihtarnamesinin) dosya kapsamından davacı muhataba 08/12/2015 tarihinde vardığı anlaşılmakla sözleşmenin 08/12/2015 tarihinde “haklı bir sebep olmasa bile” sona erdiği açıktır. Sözleşme’nin 8. maddesi uyarınca “Alıcı, lehine düzenlenecek teminat bonosu mukabilinde bedele mahsuben sözleşmenin imzalandığı tarihi takip eden ayın başından başlamak ve her ayın besinci gününde olmak üzere Satıcıya 7.000USD ödeyecektir. Hükümdeki “her ayın beşinci” günü ifadesinden taraflarca “belirli vade’nin kararlaştırıldığı, bu bakımdan da vade geldiğinde borcunu ödemeyen borçlunun TBK m. 117/11 hükmünce “temerrüt ihtarına gerek kalmaksızın” temerrüde düştüğü, buna rağmen davalının, davacıya 19/11/2015 tarihinde gönderdiği noter ihtarnamesi ile (davacı muhataba 20/11/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.) sözleşmenin 8. maddesi gereği her ayın beşinci günü ödenmesi gereken 7.000USD’nin Mart 2015’ten itibaren 9 ay ödenmediğini ve toplam 63.000USD.’nin ihtarnamenin tebliğinden itibaren üç gün içerisinde ödenmesini ihtar ettiği görülmektedir. Ardından da davalının davacıya 04/12/2015 tarihinde gönderdiği noter ihtarnamesi ile (Davacı muhataba 08/12/2015 tarihinde tebliğ edilmiştir.) sözleşmesinin 16. maddesine dayanarak sözleşmenin, temerrüdün gerçekleştiği tarihten itibaren feshedildiği bildirmiştir. Davalının, davacıya gönderdiği ihtarnameler incelendiğinde davalının sözleşmede kararlaştırılan belirli vadeye rağmen temerrüt ihtarında bulunarak uygun süre verdiği, ardından da davacı tarafından borcun ödenmemesi üzerine TBK m. 125 hükmündeki seçimlik haklarından “sözleşmeden dönme” yolunu seçtiği: böylece davalının TBK m. 117 vd. hükümleri uyarınca sözleşmeyi sonlandırdığı anlaşılmaktadır. Davacı tarafından davalıya gönderilen 24/11/2015 tarihli noter ihtarnamesinde, sözleşme uyarınca aylık ödemelerin yapılabilmesi için teminat bonolarının davalı tarafından düzenlenmesi gerektiği, ancak bir süreden beri anılan sözleşmede belirtilen aylık ödemelerin yapılabilmesi amacıyla gerekli işlemleri yapmak için davacı şirkete gelinmesi hususunda şirketçe defalarca uyarılar yapılmasına karşın davalının, davacı şirketi oyalayarak davacı şirkete gelmediği ihtar edilmiştir. Davacı, TBK m. 106/1 hükmünce davalı tarafından “ifaya hazırlık fiili” nin yerine getirilmediğinden bahisle kendi edimini ifa etmediğini iddia etmektedir. Ancak dosya kapsamında, davacının, davalı tarafından 19/11/2015 tarihinde kendisine gönderilen noter ihtarnamesi ile borcun ödenmesi talep edilmeden önce davalının alacaklı temerrüdüne ilişkin hazırlık fiillerinden kaçındığını ihtar ettiğine yönelik bir delile rastlanamamıstır. Dolayısıyla davacının bu iddiasının, sözleşmenin davalı tarafça tek taraflı sona erdirildiği yönündeki değerlendirmeye bir etkisi bulunmamaktadır. Davacının sözleşmenin 8. maddesindeki borcunu ifa etmemesi sebebiyle temerrüde düştüğünden bahisle, davalının sözleşmeyi sonlandırma yönünde haklı sebebi olduğu, kaldı ki davalının haklı sebebinin olmadığı kabul edilse bile sözleşmenin sonlandırılılabileceği ve davalı tarafından sözleşmenin sonlandırıldığı anlaşılmakla, yerinde olmayan ve ispat edilemeyen davanın reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harcın, davacı tarafça dava açılışı sırasında peşin olarak yatırılan 170,78-TL ve tamamlama harcı olarak yatırılan 1.006.342,92-TL olmak üzere toplam 1.006.513,70-TL’den mahsubu ile, fazladan yatırılan 1.006.469,30-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 676.625.000,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı taraflara verilmesine,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 267,00-TL posta ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine
Dair, davacı vekili, davalı asıl ve davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.09/06/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır