Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/200 E. 2023/686 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/200 Esas
KARAR NO :2023/686

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:24/03/2022
KARAR TARİHİ:03/10/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari iş ilişkisi kurulduğunu, taraflar arasında yapılan ”… …” işleminde mal hizmet toplam tutarı 250.000 TL olup %18 üzerinden hesaplanan KDV 45.000 TL olduğunu, Ancak davalı tarafından düzenlenen fatura sahte olup KDV bedeli vergi dairesine ödenmediğini, bu durum üzerine müvekkili şirket KDV mahsup kaydı kurumunu kullanamamakla birlikte gider kaleminde de gösterememekte olduğunu, oluşan bu kayıp üzerine davalı şirket adına …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas numaralı dosyasından icra takibi başlatıldığını, ancak Davalı Şirketin herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini, müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarından, davalı şirketin müvekkili şirkete 45.000 TL borçlu olduğu anlaşılmasına karşın icra takibi öncesi ve sonrasında davalı borçlunun borcunu ödememekte ısrar ettiğini, anılan mal hizmet bedeli olarak taraflar arasında 250.000 TL’lik bedel kararlaştırıldığını, kararlaştırılan bedele istinaden %18 KDV oranı olarak 45.000 TL de dahil toplam 295.000 TL’nin davalı şirket ve yetkilisi …’a ödendiğini, devam eden süreçte müvekkili şirket yetkilisi ile davalı şirket yetkilisi arasında görüşmeler neticesinde taraflarına fatura kesildiğini, yapılan ödeme neticesinde e fatura aracılığıyla müvekkili şirkete tüm alacak kalemlerini detaylı olarak içeren fatura kesildiğini, fakat söz konusu faturanın vergi dairesine bildirilmediğini, onaylanmadığı böyle bir faturanın hiç var olmadığı şirket muhasebesi tarafından anlaşıldığını, mezkur fatura vergi dairesi tarafından da doğrulanamadığını, yapılan sözleşmenin akabinde müvekkili şirketin genel ticari işleyişinin gereği olarak ödenilen 45.000 TL’lik KDV tutarının vergi dairesine gider olarak gösterilmesi gerektiğini, bunun üzerine vergi dairesine beyanname yollandığını fakat olumsuz cevap alındığını, vergi dairesinden özetle şuan gelir olarak herhangi bir giriş olmadığı kendilerine şüpheli şirket ve … tarafından ödeme yapıldığına dair bildirim olmadığını ve tahakkuk fişi kesilmediğinin görüldüğünü, bunun üzerine müvekkili şirket yetkilisi tarafından …’a ulaşıldığını ve kendisine durum izah edildiğini, bu devam eden süreçte vergi dairesinde şüpheli şirket adına sorgulama yapıldığını ve davalı şirketin Vergi Dairesi tarafından kara listeye alındığı görüldüğünü, borçlunun yaptığı haksız ve hukuka aykırı itirazın iptali ile takibin devamına karar verilmesini, borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın %20’ından az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini, davalı şirketin kayıtlı menkul, gayrimenkul ve araçları ile banka hesapları üzerine mevzuat hükümleri uyarınca ihtiyati haciz konulmasını, dava harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin karşı yana tahmilini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin davacıya halihazırda herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, bu sebeple, icra takibine yapılan itiraz yerinde olup kaldırılmasını gerektirecek bir husus bulunmamakta olduğunu, müvekkili şirket ile davacı arasında geçmişte kurulan ticari ilişki nedeniyle mal ve hizmet toplam tutar KDV hariç 250.000,00-TL olarak anlaşma sağlandığını, bu kapsamda davacı tarafından ödenen 250.000,00-TL, kurulan ilişkinin KDV hariç bedeli olduğunu, davacı taraf KDV tutarını müvekkiline ödemeden müvekkilinden fatura talep etmekte olduğunu, müvekkili şirket de pek tabi KDV tutarı ödenmeyen satışa ilişkin fatura kesmediğini, ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın KDV tutarını ödediğini ispat etmek mecburiyetinde olduğunu, kararlaştırılan bedele istinaden %18 KDV oranı olarak 45.000,00-TL dahil toplamda 295.000,00-TL ödeme yaptığını iddia eden davacı taraf ödemeye ilişkin herhangi bir somut delil sunamadığını, bu nedenle davacı taraf iddiasını ispatlayamadığını, anılan ödeme sonucunda müvekkili şirkete KDV bedelinin ödenmemesi nedeniyle davacıya fatura kesilmediğini, bu itibarla müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, aksi yöndeki dava dilekçesini ve müvekkili hakkında başlatılan icra takibini kabul etmesinin mümkün olmadığını, hiçbir surette kabul etmemekle birlikte, bir an için borcun varlığı kabul edilse bile, faiz istenebilmesi için öncelikle müvekkile ihtar çekilmiş olması, yani temerrüde düşürülmüş olması gerektiğini, oysa davacı tarafından müvekkiline çekilen ihtar bulunmamakta olduğunu, olmayan bir borcun üzerine hiçbir vade ve ihtar olmaksızın bir de çok yüksek meblağlarda faiz istendiğini, davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olarak takip başlatan davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine; yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Davacı şirket tarafından davalı şirkete karşı KDV mahsup alacağı zararının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, dava konusu icra dosyası, ticaret sicil kayıtları, Ba ve Bs formları, CBS dosyası celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası icra takip dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı KDV mahsup alacağı zararı açıklaması ile 45.000,00 TL asıl alacak, 3.419,38 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 48.419,38 TL alacak üzerinden 13/03/2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 24/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 24/09/2021 tarihinde takibe itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
İstanbul CBS’nin 2021/… Soruşturma dosyasının incelenmesinde; Dosyamız davacısının müşteki olduğu, davalı şirket yetkilisi …’ın şüpheli olduğu, suçun Vergi Usul Kanuna Muhalefet olduğu, soruşturma sonunda 04.08.2021 tarihinde görevsizlik kararı verilerek, evrakın takdir ve ifası için İstanbul Defterdarlığına gönderilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Ticaret Sicil Kayıtlarının incelenmesinde; …’ın davalı şirketin yetkilisi ve ortağı olduğu,isim değişikliği ile 15.12.2022 tarihinde … … Şirketi olduğu anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına sunulan ve dava konusu uyuşmazlığın temelini oluşturan KDV dahil 295.000,00 TL tutarlı faturanın 19.05.2020 tarihli olduğu, faturanın … …Limited Şirketi tarafından davacıya düzenlendiği, faturayı düzenleyen şirketin …Ticaret Sicil Müdürlüğünün 01.04.2022 tarihli cevabi yazısına göre, ticaret sicilde kayıtlı bir şirket olmadığı, bu şirketin faturadaki vergi numarasının davacı şirketin vergi numarası ile aynı olduğu anlaşılmıştır.
SMMM bilirkişi …’dan alınan 17/05/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle;
… … Şirketi Sahte Belge Düzenlemeden dolayı incelemede olduğundan, Davacı taraf “191 İndirilecek KDV” tutarını İndirim Konusu yapamadığı görüldüğü şeklinde kayıt atarak İndirim Konusu yapması gereken KDV’yi KKEG yaparak vergi matrahını artırdığı ya da zararını azalttığını, böylece doğrudan ya da dolaylı olarak vergi yükünü artırdığı
Görüldüğünü, Çek Çıkış Bodrosu, Çek Takas Provizyon Dekontları, Çek ve Tahsilat Makbuzları incelendiğinde; 2 adet 100.000 TL, 1 adet 95.000 TL olmak üzere toplamda 295.000 TL’lik çekin, Çek Takas Provizyonu ile Halkbank İkitelli şubesinden davalı … … Şirketi (… … Şirketi) tarafından tahsil edildiği görüldüğünü, davacı tarafın ticari defterlerinin kendi lehine delil olarak kabul edilebileceğini, davalı tarafın ticari defterlerinin kendi lehine delil olarak kabul edilebileceğini, davacı tarafın 295.000 TL tutarındaki çek bedelini ödediğini, davacı tarafın 45.000 TL’lik KDV’yi indirim konusu yapamadığı, dolayısı ile Kanunen Kabul Edilmeyen Tutar mahiyetinde vergi matrahına eklendiği ya da zarar tutarını artırdığını, neticeten bu tutarın vergi yükünü artırıcı etkisi olduğu bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporu bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası icra takip dosyası ile, davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı KDV mahsup alacağı zararı açıklaması ile 45.000,00 TL asıl alacak, 3.419,38 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 48.419,38 TL alacak üzerinden 13/03/2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 24/09/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 24/09/2021 tarihinde takibe itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
Davacı vekilince, dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra takibine yönelik davalı tarafça yapılan itirazların haksız ve kötü niyetli olduğu ileri sürülerek, davalının vaki itirazın iptaline, takibin devamı ve davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı vekilince, davaya cevap dilekçesi ile, müvekkili şirket ile davacı arasında geçmişte kurulan ticari ilişki nedeniyle mal ve hizmet toplam tutar KDV hariç 250.000,00-TL olarak anlaşma sağlandığı, bu kapsamda davacı tarafından ödenen 250.000,00-TL’nin kurulan ilişkinin KDV hariç bedeli olduğu, davacı taraf KDV tutarını müvekkiline ödemeden müvekkilinden fatura talep etmekte olduğu, müvekkili şirket de pek tabi KDV tutarı ödenmeyen satışa ilişkin fatura kesmediği, ispat yükü kendisinde olan davacı tarafın KDV tutarını ödediğini ispat etmek mecburiyetinde olduğu, kararlaştırılan bedele istinaden %18 KDV oranı olarak 45.000,00-TL dahil toplamda 295.000,00-TL ödeme yaptığını iddia eden davacı tarafın ödemeye ilişkin herhangi bir somut delil sunamadığı, bu nedenle davacı tarafın iddiasını ispatlayamadığı, anılan ödeme sonucunda müvekkili şirkete KDV bedelinin ödenmemesi nedeniyle davacıya fatura kesilmediği, bu itibarla müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmamakta olduğunu, bir an için borcun varlığı kabul edilse bile, faiz istenebilmesi için öncelikle müvekkile ihtar çekilmiş olması, yani temerrüde düşürülmüş olması gerektiği, oysa davacı tarafından müvekkiline çekilen ihtar bulunmamakta olduğu savunularak, davanın reddine, haksız ve kötü niyetli olarak takip başlatan davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi talep edilmiştir. İcra takibine itiraz dilekçesi ile, davacı alacaklı tarafa herhangi bir borcunun olmadığı savunularak, icra takibinde talep edilen borca, faiz ve ferilerine itiraz edilmiştir.
İİK’nın 67/1 maddesi uyarınca itirazın iptali davası, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıl içinde açılacaktır. İtiraz dilekçesi ve dava tarihi dikkate alındığında eldeki davanın 1 yıllık yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır.
Eldeki davada, dava şartlarının tam olduğu, incelenecek bir ilk itiraz veya süreler yönünden bir itiraz olmadığı anlaşılmakla davanın esasına girilmiştir.
Dava itirazın iptali davası olup, itirazın iptali davalarında kural olarak ispat külfeti öncelikli olarak davacı alacaklı tarafa ait olup, taraflar arasındaki ilişkinin ve alacağın varlığının ispatlanması gerekmektedir. Bu ispat yerine getirildiği takdirde ispat külfeti davalı borçlu tarafa geçecek ve borcun istenebilir olmadığını, ödendiği hususlarını ispat etmesi gerekecektir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın 2. Fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
TTK’nun 21/2 maddesine göre, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeri kabul etmiş sayılır.
Somut olayda, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporuna göre; Davacı şirket ile davalı şirket arasında ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasında yapılan ”… …” işleminde mal hizmet toplam tutarı 250.000 TL olup %18 üzerinden hesaplanan KDV 45.000 TL olduğu, bu konuda taraflar arasında bir ihtilaf olmadığı; Davalı tarafça, davacı tarafından ödeme yapılmadığından fatura düzenlenmediği, bu kapsamda davacının icra takibindeki talebinin yerinde olmadığının savunulduğu, ancak, dosya kapsamına sunulan ve dava konusu uyuşmazlığın temelini oluşturan KDV dahil 295.000,00 TL tutarlı faturanın 19.05.2020 tarihli olduğu, faturanın … …Limited Şirketi tarafından davacıya düzenlendiği, faturayı düzenleyen şirketin İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün 01.04.2022 tarihli cevabi yazısına göre, ticaret sicilde kayıtlı bir şirket olmadığı, bu şirketin faturadaki vergi numarasının davacı şirketin vergi numarası ile aynı olduğu, fatura tarihinden sonra vadeli 3 adet çek ile davacı tarafından davalı şirkete toplamda 295.000,00 TL ödeme yapıldığı, davalı şirketin Sahte Belge Düzenlemeden dolayı incelemede olduğu hususları dikkate alındığında bu savunmaya itibar edilemeyeyeceği; Davalı şirketin Sahte Belge Düzenlemeden dolayı incelemede olduğundan, Davacı tarafın “191 İndirilecek KDV” tutarını İndirim Konusu yapamadığı, davacı tarafın 295.000 TL tutarındaki çek bedelini ödediği, davacı tarafın 45.000 TL’lik KDV’yi indirim konusu yapamadığı, bu tutarın davacının vergi yükünü artırdığı, davacının bu bedeli davalıdan talep etmekte haklı olduğu anlaşılmakla ve değerlendirilmekle; Davacının davalıdan icra takibinde talep ettiği 45.000,00 TL asıl alacak talebinin yerinde olduğu, takipten önce davalının temerrüte düşürüldüğüne dair dosya kapsamına bir belge sunulmadığından temerrütün takip tarihinde oluştuğu, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi talep edilebileceği, takip tarihindeki avans faiz oranın yıllık %16,75 olduğu, takipte de davacı tarafça tahsil tarihine kadar bu orandan faiz talep edildiği, bu kapsamda asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,75’ten fazla olmamak üzere değişen oranlarda avans faizi talep edilebileceği, davalının bir ödeme iddiası ve ispatı olmadığından icra takibine tespit edilen miktar yönüyle itirazlarının yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Bu nedenler ile, Davacı Tarafça Açılan Davanın Kısmen Kabulü İle; Davalının, dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının 45.000,00 TL asıl alacak yönünden iptaline, Takibin 45.000,00 TL asıl alacak üzerinden ve bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,75’ten fazla olmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle devamına, Fazlaya dair istemin reddine, alacak likit olduğundan hükmolunan 45.000,00 TL alacağın %20’si oranında olmak üzere hesaplanan 9.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş, bu kapsamda aşağıdaki şekilde hüküm kurularak yargılama sonuçlandırılmıştır.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACI TARAFÇA AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; Davalının, dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazlarının 45.000,00 TL asıl alacak yönünden İPTALİNE, Takibin 45.000,00 TL asıl alacak üzerinden ve bu asıl alacağa takip tarihinden itibaren yıllık %16,75’ten fazla olmamak üzere değişen oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Hükmolunan 45.000,00 TL alacağın %20’si oranında olmak üzere hesaplanan 9.000,00 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Alınması gereken 3.073,95‬-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 827,16-TL’nin mahsubu ile bakiye 2.246,79‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşinen karşılanan 827,16-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan 80,70 TL başvurma harcı parası, 105,75 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 1.500,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.686,45‬ yargılama masrafının davanın kabul ret oranı göz önünde bulundurularak hesaplanan 1.567,35-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, fazlasının kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 17.900,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Davalı yan kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddolunan dava değeri üzerinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesaplanan 3.419,38-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.600,00-TL arabuluculuk giderinin, 1.487,01 TL’sinin davalıdan, 112,99 TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
9-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2023

Katip …
 e-imzalıdır

Hakim …
 e-imzalıdır