Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO:2022/196 Esas
KARAR NO :2023/657
DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:24/03/2022
KARAR TARİHİ:21/09/2023
Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili … A. Ş.’nin Sermaye Piyasası Kurulu’nun G-…(K-…) nolu 01/02/2016 tarihli belgesi geniş yetkili aracı kurum olarak sermaye piyasalarında faaliyet gösterdiğini, bu faaliyet çerçevesince müvekkilinin müşterilerinin sermaye piyasalarında yapacağı işlemlere aracılık ettiğini, müvekkili ile davalı arasında … müşteri no ile 07/07/2020 tarihinde Sermaya Piyasası İşlemleri Genel Çerçeve Sözleşmesi imzalandığını ve davalının risklere karşı bilgilendirildiğini, aydınlatıldığını, uygunluk ve yerindelik incelemeleri yapıldığını, davalının hesabının açılmasından sonra 21/07/2020 tarihinde elektronik ortamda Alım-Satıma Aracılık Çerçeve Sözleşmesi, Repo ve Ters Repo Çerçeve Sözleşmesi, İnternet Vasıtası ile Yapılacak İşlemlere Dair Sözleşme, Yatırım Danışmanlığı Sözleşmesi, … Araçların Alım Satımına Aracılık Çerçevesi Sözleşmesinin imzalandığını, … da teminat yatırarak çeşitli işlemler yapan davalı müşterinin işlemlerinde Aralık 2021 döneminde büyük bir hız ve volatiteyle değişen USD kurundaki ani dalgalanmalar sonucu davalının hesabında bulundurması gerekli/yeterli teminatın davalı tarafından tamamlanmadığını, hesabın eksi bakiyeye geçtiğini, davalının hesaplarının sözleşme’nin 8.2 maddesine göre ” info başka bir ihbara veya bildirime gerek olmaksızın pozisyonlarının bir kısını veya tamamını ters işlem ile tasfiye edebilir, Müşteri İnfo tarafından pozisyonun ters işlem ile kapatılması veya ters işlem yapılamaması neticesinde hesabında oluşan tüm borçları İnfoya ödemekle yükümlüdür” maddesine uygun olarak tasfiye edildiğini, davalının hesabının zarar etmesi ve …’ta teminat tamamlama işlemi yapılması gerekmesi sebebiyle …’da davalı müşteri adına ödenmesi gereken teminat tamamlama tutarları eksik teminatların müvekkilince ödendiğini, davalının arandığını, ayrıca mail olarak da paranın ödenmesinin talep edildiğini, ancak davalı tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığını, davalının borcunu ödemeyeceğini de beyan etmesi üzerine …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … D.iş sayılı dosyası ile ihtiyati haciz talep edildiğini, %15 oranında teminat karşılığında davalının mallarına ihtiyati haciz konulmasına karar verildiğini, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ancak davalı tarafından takibe yapılan itiraz nedeniyle takibin durduğunu belirterek, davalının icra takip dosyasına yaptığı itirazın iptali ile takip çıkışının %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; öncelikle yetki ve görev yönünden itirazlarının olduğunu, yetkili mahkemenin İzmir mahkemeleri olduğunu, görevli mahkemeninde Asliye Hukuk Mahkemeleri olduğunu, ticari davalarda her iki tarafında tacir olması gerektiğini, müvekkilinin memur olduğunu, tacir ünvanının olmadığını, ayrıca müvekkili ile davacı şirket arasında yapılan sözleşmede diğer tarafı aydınlatma yükümlülüğünün hiçbir şekilde yerine getirilmediğini, aracılık sözleşmesi incelendiğinde eski tabirle gabin, yeni metindeki ifadeye göre sömürü diye nitelendireceği haksız fiillerden birinin nasıl meydana geldiğinin görüleceğini, zorda kalan veya acemi olan birinin davacı şirkete böyle bir yetki veren sözleşme imzalayabileceğini, dava konusu borç olan 4.463.642,57-TL’nin nasıl tecelli ettiği daha doğrusu nasıl oluştuğu konusunda davacı tarafından yeterli bir açıklama yapılmadığını, bu nedenle borcun kaynağı konusunda büyük bir şüphe oluştuğunu, teminat tamamlama işlemi altında ortaya çıkarılan böylesine yüksek miktardaki borcun bu ve benzeri sözleşmelerde geçen “en fazla baştaki miktar kadar” olması gerekli ve zaruri iken bu miktarın çok ama çok üstünde bir miktara çıkarılmasının sözleşme hukukunu çiğneyen bir eşlem olduğunu, bu durumun hem hukuka hem teamüllere hem de vicdana aykırı bir işlem olduğunu, müvekkilinin kendisine bu denli kredi açılarak borçlandırılmasından haberdar olmadığını, bu hususta davacının müvekkilini bilgilendirmediğini, kredi kartlarında dahi Yargıtay’ın, izinsiz habersiz limit artışlarında tüketicinin sorumlu olmayacağını belirttiğini bu nedenle müvekkilinin bu denli bir borç altına sokulmasının kabul edilemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davalı ile davacı aracı şirket arasında akdedilen sermaye piyasası işlem sözleşmeleri ve sermaye piyasası faaliyetleri çerçeve sözleşmesine dayalı olarak, yapılan borsa işlemleri neticesinde davalı kayıplarının teminatını aştığı, teminatın davacı şirket tarafından ödendiği, davacı şirket tarafından … A. Ş.’ye yapılan ödemelerin davalı tarafça geri ödenmediğinden bahisle, davacı şirketin …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce sermaye piyasası faaliyetleri çerçeve sözleşmeleri genel hüküm ve şartlarına dair ön bilgilendirme formu, sermaye piyasası faaliyetleri çerçeve sözleşmesi, … araçların alım satımına aracılık faaliyeti özel şartlar, … Anonim Şirketi vadeli işlem ve opsiyon piyasası çağrısız pozisyon kapama seviyesi formu, … araçların alım satımına aracılık faaliyeti özel şartlar ve … Anonim Şirketi vadeli işlem ve opsiyon piyasası çağrısız pozisyon kapama seviyesi formunun elektronik olarak imzalandığına ilişkin log kayıtları, … Anonim Şirketi … teminat oranının artırıldığına dair Kamuyu Aydınlatma Platformu duyurusu, … Bankası Anonim Şirketi ödeme dekontu, nakit ekstresi ve …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası dosyamız arasına alınmış, SPK uzmanı bilirkişiden rapor temin edilmiştir.
…. Asliye ticaret mahkemesinin … D.iş sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı şirketin davalı adına ” sermaye piyasası İşlemleri Genel Çerçeve sözleşmesi, … araçların alım satımı aracılık Çerçevesi sözleşmesine dayalı olarak ihtiyati haciz talep edildiği, … d.iş, 2022/83 karar, 17/01/2022 tarihli kararı ile %15 teminat karşılığında ihtiyati haciz konulmasına karar verildiği görülmüştür.
…. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasının incelenmesinden, alacaklı davacı şirket tarafından, 27/01/2022 tarihinde davalı borçlu aleyhine … d.iş sayılı dosyasına dayalı 4.463.642,57-TL asıl alacak, 11.717,06-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.475.359,63-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı/borçluya 03/02/2022 tarihinde e-tebligat yolu ile tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 04/02/2022 tarihinde borca, yetkiye, faize, faiz oranlarına ve tüm ferilere itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
SMMM ve SPK uzmanı bilirkişi … tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 22/05/2023 havale tarihli rapor ile; davacı aracı kurumun, davalı müşterisinin hesabında, davalının yaptığı işlemler ve aldığı yatırım pozisyonlarından kaynaklanan zarar sebebiyle oluşan 4.463.642,57-TL açık tutarın, dosyada örnekleri bulunan dekontlar karşılığında 22/12/2021 tarihinde … Bankası Anonim Şirketi hesabına davacı tarafından ödenmiş olması sebebiyle, davacının, davalıdan rücuen alacak talebi olan 4.463.642,57-TL ana paranın icra takip talebindeki faizi ve icra takip tarihi sonrası için hesaplanacak faizi ile birlikte davalı tarafından davacıya ödenmesini talep etme hakkının bulunduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre; taraflar arasında düzenlenen Yatırım Hizmet ve Faaliyetleri Çerçeve Sözleşmesi, … Araçların Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi içeriği ve hükümleri, 6502 sayılı kanunun 3. maddesindeki tüketici tanımı, somut olayda taraflar arasındaki … Araçların Alım Satımına Aracılık Çerçeve Sözleşmesi uyarınca yapılan işlemlerin SPK mevzuatına tabi işlemlerden olup, davalı …’ın da, söz konusu işlemleri yapmak üzere … A. Ş. bünyesinde yatırım hesabı açarak, amacının aracı kurum üzerinden döviz ve borsada işlem gören hisse senetlerine yatırım yaparak kâr elde etmek olması, bir işlemin tüketici işlemi olarak nitelendirilebilmesi için işlemi yapan taraflardan birinin ticari veya mesleki olmayan amaçla (kâr elde etme amacı olmaksızın) hareket etmiş olmasının gerekmesi, buna göre tarafların amacı ve aralarındaki sözleşmenin niteliği gözetildiğinde 6102 Sayılı TTK’nın 4. ve 5. maddeleri gereğince açılan davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olması karşısında Mahkememizin davaya bakmaya görevli olduğu anlaşılmıştır(benzer yönde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/05/2018 tarih ve 2017/…-… E,, 2018/… K. Sayılı kararı). Yine davalı tarafça icra takibinde icra müdürlüğünün yetkisine ve açılan davada Mahkememizin yetkisine itiraz edilmişse de; 2004 Sayılı İİK’nın 50. maddesinde; “Para veya teminat borcu için takip hususunda Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun yetkiye dair hükümleri kıyas yolu ile tatbik olunur. Şu kadar ki, takibe esas olan akdin yapıldığı icra dairesi de takibe salahiyetlidir.” şeklindeki düzenleme uyarınca yetkili icra müdürlüğünün belirlenmesi hususunda HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine atıfta bulunulmuştur. 6098 Sayılı TBK’nun 89/1. maddesine göre de, para borçları, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edilecektir. Talep dayanağı para borcu olup, borcun götürülecek borçlardan olmasından dolayı TBK’nın 89/1. ve HMK’nın 10. maddeleri uyarınca alacaklının kendi yerleşim yeri icra dairesinde ve HMK’nın 6. maddesi uyarınca da borçlunun yerleşim yeri icra dairesinde talepte bulunulabilecektir. Ayrıca, İİK’nın 50. maddesi uyarınca sözleşmenin yapıldığı yer icra müdürlükleri de yetkilidir. Alacaklının yerleşim yeri olan Şişli ilçesinin İstanbul Ticaret Mahkemelerinin yetki sınırları içerisinde kaldığı anlaşılmaktadır. Bu nedenlerle davalı borçlunun, icra müdürlüğünün yetkisine yönelik itirazının yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Aynı gerekçelerle, davalı borçlunun Mahkememizin yetkisine yönelik itirazının da yerinde olmadığı değerlendirilmiştir. Sermaye piyasasında faaliyet gösteren aracı kurum olan davacı şirket ile davalı müşterisi arasında akdedilen sermaye piyasası işlem sözleşmeleri ve sermaye piyasası faaliyetleri çerçeve sözleşmesine dayalı olarak davalı tarafın, vadeli işlem opsiyon borsasında işlem yaptığı, bu kapsamda davalının yaptığı işlemler ve aldığı yatırım pozisyonları nedeniyle zarar oluştuğu, davacı kurumun, davalı müşterisine hesabındaki pozisyonların o andaki fiyatlarına göre zarar miktarını; bu meblağın şirketlerine ödenmesi gerektiğini ve ödenmediği takdirde pozisyonların satılacağını ve buna göre oluşacak bakiyenin davalı tarafından şirketlerine ödenmesi gerekeceğinin bildirdiği anlaşılmaktadır. Davalı gibi yatırımcıların oluşan teminat eksiğini veya teminat eksiğini aşan hesap açığını kapatmaları ve bunun için teminat tamamlama çağrısı üzerine ödemek zorunda oldukları tutarı aracı kuruma ödemeleri gerekmektedir. Ancak aracı kurumun teminat eksiğini veya hesap açığını kapatma yükümlülüğü … Bankası Anonim Şirketi’ne karşı devam etmektedir. Bu kapsamda eldeki dosyada teminatın tamamlanmaması üzerine önceki borç bakiyesi ile birlikte toplam 4.463.642,57-TL açık tutarın, dosyada örnekleri bulunan hesap hareket raporundan anlaşılacağı üzere 22/12/2021 tarihinde … Bankası Anonim Şirketi’ne kendi hesabından ödenmesi sebebiyle davacının, davalıdan rücuen alacak talebinde bulunduğu, borcun ödenmemesi üzerine alacaklı davacı şirket tarafından, 27/01/2022 tarihinde davalı borçlu aleyhine … d.iş sayılı dosyasına dayalı 4.463.642,57-TL asıl alacak, 11.717,06-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 4.475.359,63-TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ancak borçlu vekili tarafından 04/02/2022 tarihinde borca, yetkiye, faize, faiz oranlarına ve tüm ferilere itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır. Mahkememiz dosyası davalısı tarafından davacı aracı kuruma herhangi bir borcu bulunmadığı belirtilerek icra takibine itiraz edilmişse de, dosya kapsamında toplanan deliller ve bilirkişi … tarafından düzenlenen 22/05/2023 havale tarihli bilirkişi raporu ile davalının, davacı aracı kuruma raporda belirtilen miktar kadar borcunun bulunduğu anlaşılmıştır. Davalı borçlu, söz konusu borcun ödendiğine ilişkin herhangi bir delili dosyaya sunmuş da değildir. Bu itibarla davalı borçlunun, icra takibine itirazında haksız olduğu anlaşılmakla, davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
2004 sayılı İcra İflas Kanunu 67/2. maddesi icra inkâr tazminatını düzenlemektedir. Bu maddeye göre, borçlu itirazında haksız görülürse davacı tarafından açıkça talep edilmiş olması şartıyla icra inkâr tazminatına hükmedilecektir. Borçlunun itirazında haklı veya haksız olması ise alacağın likit(belirli) olup olmamasına bağlıdır. Eğer alacak likit(belirli) ise borçlu itirazında haksızdır; alacak likit(belirli) değilse borçlu itirazında haklıdır. Borçlunun inkâr tazminatına mahküm edilebilmesi için onun ödeme emrine kötü niyetle itiraz etmiş olması şart değildir. İtirazının haksızlığına karar verilen borçlu, iyi niyetle itiraz etmiş olsa bile, icra inkâr tazminatına mahküm edilecektir. Eldeki dosyada, davacı alacaklı şirket tarafından taraflar arasındaki yatırım sözleşmesine dayalı alacak isteminde bulunulmuş, aynı zamanda borcun ödenmesi için davalıya farklı zaman dilimlerinde bildirimlerde de bulunmuştur. Bu durumda davalı/borçlu alacağın miktarını bilmektedir, yani icra takibi başlatıldığı sırada ne kadar bir borç miktarını alacaklıya vermesi gerektiğini bilmektedir. Bu itibarla alacak likit(belirli) bulunmaktadır. Bu nedenle kabul edilen alacak miktarı üzerinden davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebinin de kabulüne karar verilmesi gerekmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın KABULÜ ile, davalı borçlunun …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın İPTALİNE, takibin takip talebindeki şartlarla kaldığı yerden DEVAMINA,
2-2004 Sayılı İİK’nun 67/2. maddesi gereğince kabul edilen alacak miktarı üzerinden % 20 oranında belirlenen 895.071,92-TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gerekli 305.711,81-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 76.427,96-TL harcın mahsubu ile bakiye 229.283,85 TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına; davacı tarafça peşin olarak yatırılan 76.427,96 -TL harcın, davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-11-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenecek olan 1.560,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan 80,70-TL başvurma harcı, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 175,00-TL posta ve tebligat gideri olmak üzere toplam 2.255,70-TL yargılama giderinin, davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 335.507,19-TL vekâlet ücretinin, davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.21/09/2023
Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır