Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/109 E. 2022/764 K. 23.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/109 Esas
KARAR NO :2022/764

DAVA:Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:15/02/2022
KARAR TARİHİ:23/11/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafından davacı müvekkiline karşı ….İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilamsız takip başlatılmış olup ödeme emri tebligatının Tebligat Kanunu 21/2. maddesine göre muhtara teslim edilmesinden dolayı müvekkilinin takipten haberdar olamadığını, bu sebeple hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olan bu takibe karşı 7 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz edemediğini, müvekkili hakkında başlatılan dava konusu icra takibine ilişkin takip talebi incelendiğinde görüleceği üzere borcun sebebi olarak cari hesap alacağı gösterildiğini, davacı müvekkilinin alacaklı görünen davalı şirket ile cari hesap ve borç doğuracak herhangi bir hukuksal ilişki, hukuki işlem, sözleşme ve borç ilişkisi bulunmadığını, müvekkilinin alacaklı görünen davalıyla arasında cari borç ilişkisi doğurabilecek herhangi bir sözleşme imzalamadığı gibi herhangi bir borcu bulunmadığını, müvekkili hakkında başlatılan haksız icra takibi kapsamında davacı müvekkilinin hesaplarına ve mal varlığına haciz konulduğunu, davacı müvekkilinin borçlu olmadığı halde cebri icra tehdidi altında bırakıldığını, arabuluculuk müessesesine başvurulmuş olup arabuluculuk görüşmeleri sonrasında herhangi bir sonuç alınamadığından dava açma zarureti hasıl olduğunu, beyanla, davacının ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan takipten dolayı davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, dava değerinin %20 sinden az olmamak üzere kötü niyet tazminatının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletinin davalı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin … alan adlı elektronik ticaret(e-ticaret) sitesinin tüzel kişi sahibi ve işleticisi olduğunu, müvekkili şirket sahibi bulunduğu internet sitesi üzerinden gerçekleştirdiği e-ticaret faaliyetleri kapsamında tüketicilere satıcı sıfatıyla doğrudan kendisi ürün ve hizmet satışı yaptığını, aynı zamanda aracı hizmet sağlayıcı sıfatı ile diğer üçüncü kişi tacirlere de ürünlerini tüketicilere satmaları için gerekli alt yapı ve platformu sağladığını, böylece üçüncü kişi tacirlere de … adlı internet sitesi üzerinden tüketicilerle bir araya gelmeleri adına hizmet verildiğini, müvekkili şirketin davacı gibi merchant/satıcı firmalarla imzalamış olduğu yazılı ”satıcı üyelik sözleşmesi” hükümleri uyarınca … sitesi üzerinden satıcıların satış yapabilmeleri için hizmet verdiğini, müvekkili şirket ve satıcılar arasında düzenlenen ”satıcı üyelik sözleşmesi” ile ilgili belgeler olan vergi levhası, … 4. Noterliği 20.02.2018 tarihli,… Yevmiye numaralı imza sirküleri banka bilgilerinin müvekkili şirkete davacı Neşe Şen tarafından satıcı üyelik sözleşmesi kapsamında sunulduğunu, davacı satıcı sıfatına haiz olarak müvekkili şirket … e-ticaret sitesi üzerinden ticari faaliyetini sürdürdüğünü, müvekili şirket tarafından davacı Neşe Şen’e ilişkin ….İcra Müdürlüğünce 2022/… E. Numarasıyla ilamsız icra takibi başlatıldığını, davacının söz konusu takibe ilişkin müvekkili şirket ile arasında herhangi bir sözleşme imzalamadığını, hukuki bir ilişki doğmadığını iddia ederek bu davayı ikame ettiğini, ancak davacı ve müvekkili şirket arasında hukuki bir ilişki olduğunu, nitekim söz konusu Neşe Şen ünvanlı mağazanın kendine ait olmadığını iddia etmekteyse de sadece söz konusu vergi levhası değil aynı zamanda banka hesap bilgileri de davacı Neşe Şen’e ait olduğunu, davacının ilgili banka hesabından imza beyannamesinden, vergi levhasından ve sair husulardan 4 yıl boyunca haberinin olmamasının da hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının sözleşmeye aykırı davranmasından kaynaklı olarak davalı müvekkili şirketin 49.924,07 TL zararı mevcut olduğunu, beyan ederek, davanın reddine, yargılama masraflarının davacı yan üzerinde bırakılarak vekalet ücreti takdir edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 72. maddesi uyarınca açılmış menfi tespit davasıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 1. maddesinde “Mahkemelerin görevi, ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar, kamu düzenindendir.” denilmekle, aynı yasanın 114/1-c maddesinde “Mahkemenin görevli olması” dava şartları arasında sayılmıştır. Yasal düzenlemeler kapsamında öncelikle görev yönüyle inceleme ve değerlendirme yapılması gerekmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde ticari davalar, mutlak ticari davalar, nispi ticari davalar ve herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmemesine rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olarak düzenlenmiştir.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, TTK’nın 4/1. maddesinde bentler hâlinde sayılmakla birlikte Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra ve İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmayıp TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması hâlinde ticari nitelikte sayılan davalardır. TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. Ticari iş karinesinin düzenlendiği TTK’nın 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hâle getirmez. TTK, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava hâline getirmeyecektir.
Üçüncü grup ticari davalar ise, yherhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda uyuşmazlık, cari hesaptan kaynaklı alacağın tahsili amacıyla başlatılan …. İcra Müdürlüğü’nün … Esa sayılı dosyası yönüyle davacının davalıya borçlu olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Açılan dava ve alacağın temelini oluşturan ilişki, TTK’nın 4/1. maddesinde sınırlı sayıda gösterilen hususlara ilişkin olmayıp eldeki davanın mutlak ticari dava olarak kabul edilebilmesi olanağı bulunmamaktadır. 6102 sayılı TTK’ nun 4/1. maddesi kapsamında bir davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi için uyuşmazlık kapsamında tarafların tacir olması ve işin de her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekmektedir. Davacının dosyamıza yansıyan adresleri ve sunulan vergi kayıtları kapsamında … ve … Ticaret Sicil Müdürlüğü ile … ve … Vergi Dairelerine yazılan yazılara davacının tacir ve vergi mükellefiyeti bulunmadığı yönünde cevaplar verilmiş olması ve yine davacı vekilinin 07/04/2022 tarihli dilekçesinde davacının doktor olduğunu, vergi mükellefiyetinin bulunmadığını bildirmiş olması karşısında davacının tacir olmadığı ve eldeki davanın nispi ticari dava olarak kabul edilebilmesi olanağının bulunmadığı kabul edilmiştir. Bununla birlikte uyuşmazlık konusunun yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin de olmaması nedeniyle eldeki davanın ticari dava olmadığı ve uyuşmazlığın çözümünde Asliye Ticaret Mahkemelerinin görevli olmadığına kanaat getirilmiştir. Genel görevli mahkeme, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 2. maddesinde aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesi olarak düzenlenmiştir. Mahkememizin görevli olmaması karşısında ve yine eldeki davaya ilişkin aksine bir düzenleme de bulunmamakla davaya bakmakla görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu sonuç ve kanaatiyle davanın görev yönünden usulden reddine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK’nun 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip iki haftalık süre içinde talep halinde dosyanın görevli olan İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331/2. maddesi uyarınca harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkemede DEĞERLENDİRİLMESİNE,
4-Kararın kesinleşmesinden itibaren iki haftalık süre içinde görevli mahkemeye gönderme talebinde bulunulmaması durumunda HMK’nun 20. maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.23/11/2022

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .