Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2022/103 E. 2022/551 K. 22.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2022/103
KARAR NO :2022/551

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:11/02/2022
KARAR TARİHİ:22/09/2022

Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; 10/04/2021 tarihi saat 04.00 sıralarında müvekkili şirketin sigortalısı … Deri’nin üst kat komşusu olan … … tabela unvanlı kumaş yıkama ve boyama firmasından forklift vasıtasıyla metal sepetlerin taşınması ile yapılan yükleme/depolama faaliyeti sırasında yangın vanasına darbenin gerçekleşmiş olduğunu, bu hasarın oluşumunda tedbirsiz ve kusurlu davranış ile darbeye sebep taşıma işleminin gerçekleştiğini, müvekkili sigorta şirketinin sigortalısı … Deri tarafından daha evvel de üst kattan su sızıntısı tespit edilip bu hususun davalı … …’nin yöneticilerine bildirildiğini, 30/11/2020 tarihinde davalı … … yöneticilerine gönderilen mailde belirtildiği üzere üst katın kullandığı su deposunun sızıntısı hakkında … … yöneticilerine bilgilendirme yapıldığını, yine 28/12/2020 tarihinde müvekkili şirkete sigortalı şirket tarafından davalı şirket ilgilisine atılan mailde taşınma sırasında kırılan duvarın sadece tuğla koyularak kapatıldığı ve sıva dahi yapılmadığının belirtildiğini, ayrıca depo üstünden geçen su borusunun kurdele ile yanında bulunan yangın borusuna bağlanarak sabitlenmiş olduğunu, kalıcı bir çözüm sağlanmadığının bildirildiğini, nihayetinde üst katın su tesisatında yaşanan aksaklıkların müvekkili sigorta şirketi sigortalısı tarafından ihtarname vasıtasıyla konut sahibine bildirildiğini, üst katın su borusunda sızdırmaya sebep olan hasarın sağlam bir biçimde onarımı yapılmadan yalnız basit bir kurdele ile hemen yanında bulunan yangın borusuna üstünkörü bağlanarak tutturulduğun, bu durumun ileride büyük zarara yol açabileceğinin, en kısa zamanda fenni yöntemler kullanılarak sağlam bir onarım yapılması gerektiğinin; aksi halde ortaya çıkan zararların taraflarına rücu edileceğinin ihtaren bildirildiğini, bütün uyarılara rağmen üst katın su tesisatında zarara sebep olabileceği bildirilen hasarın giderilmediğini ve müvekkili sigorta şirketi sigortalısının deposundaki ürünlerde davaya konu zararın meydana geldiğini, müvekkili sigorta şirketinin, sigortalısına hasar tazminatı olarak 1.399.455,36-TL ödemek durumunda kaldığını, akabinde sigortalısının haklarına halef olması dolayısıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasından icra takibi ile alacağını tahsil etmeye çalıştığını, ancak … …’nin takibe haksız yere itiraz ederek takibin durmasına neden olduğunu belirterek, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasına yapılan itirazın iptal ile takibin devamına ve %20’den aşağı olmamak üzere davalı aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; somut olayda davacının iddiaları doğrultusunda haksız fiilin ve zararın meydana geldiği yer ve aynı zamanda müvekkilinin adresinin … ilçesi olduğunu, huzurdaki davada yetkili mahkemelerin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, dolayısıyla davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkili şirketin, 01/10/2020 tarihinden bu yana “… Mah. 3127 No: 6/9 …/İstanbul” adresinde kiracı olarak bulunmakta olup, kira ilişkisi boyunca TBK m.316 gereği hem kiralanan mecuru özenle kullanma ve komşulara saygı gösterme yükümlülüğünü, hem de sözleşmeden kaynaklanan tüm edim ve sorumluluklarını yerine getirdiğini, bu doğrultuda, oluşan ve huzurdaki davaya konu sızıntı ile ilgili de müvekkili şirket tarafından gerekli tüm tedbir ve özenin gösterildiğini ve bu doğrultuda yetkin servislerden tam profesyonel hizmet alındığını, söz konusu yetkin servisler tarafından yapılan inceleme neticesinde tanzim edilen detaylı raporda ise, dilatasyon boşluklarından ve bina ile ilgili oluşan çatlaklardan sızma olduğunu, binadaki çatlakların ise müvekkili şirketten kaynaklanmadığına yönelik tespitte bulunulduğunu, binanın yapımından kaynaklanan dilatasyon boşluklarındaki su yalıtımının uygulanmamasının, binadaki boru ve vanaların konumlandırılmasının tamamen teknik bir konu olduğunu ve ortak alanları ilgilendirmekte olduğunu, taraflarınca … 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D.İş sayılı dosyasından taspit talebinde bulunulduğunu, bunun üzerine oluşan zararın kaynağının, sebebi ve kusurun kimden kaynaklandığının tespiti için bir adet makine mühendisi ve bir adet inşaat mühendisinden oluşan bilirkişi kurulu tarafından yapılan yerinde inceleme neticesinde rapor tanzim edildiğini, raporda yangın tesisatındaki basınçlı suyun … …’nin bulunduğu kata ve alt kattaki depolara gittiği, boru çatlamasının, borunun imalatından kaynaklandığı, fabrikada imalattan çıkmış kullanılan bir borunun çatlayıp çatlamayacağı, kullanıcı tarafından bilinemeyeceği ve dolayısıyla müvekkili kiracı şirketin tedbir veya önlem almasının mümkün olmadığı, zararın oluşmasındaki sebebin bina inşaatının ilk yapıldığı andaki tesisat altyapısı ile alakalı olduğu ve inşai altyapıdan kaynaklı suyun aşağı katlara akıp zarar vermesini önleyecek hiçbir izolasyona da rastlanmadığı, sonuç olarak müvekkili şirketin hiçbir kusuru olmadığı tespitlerinde bulunulduğunu, somut olayda, müvekkili şirketin söz konusu taşınmazda yalnızca kiracı olduğunu, vuku bulan su sızıntısından ve neticesinde oluşan zararda kusuru da bulunmamakta olduğunu, bir an için müvekkili şirketin kusuru olduğu kabul edilse dahi yapı malikinin kusursuz sorumluluğu ilkesi uyarınca zarardan sorumlu olanın, binanın malikleri … olacağını, müvekkili kiracı şirketin zarardan sorumlu tutulamayacağını, bir an için müvekkili şirketin sorumluluğu kabul edilse dahi, davacının ödemiş olduğu hasar bedelinden değil, zarar nedeni ile ortaya çıkan gerçek zarardan sorumlu tutulabileceğini, dolayısıyla bilirkişi marifetiyle gerçek zararın tespit edilmesi gerektiğini, söz konusu tutarın fahiş olduğunu ve gerçek zararı yansıtmadığını belirterek, öncelikle davanın usulden reddine karar verilmesini, Mahkeme aksi kanaatte olması durumunda müvekkili yönünden pasif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesini, aksi takdirde müvekkili şirketin kusuru bulunmaması nedeniyle davanın esastan reddine ve davacı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, davacı şirketin sigortalısı bulunan dava dışı … … ve Ticaret Anonim Şirketi’nin, davalı şirketin ihmalinden kaynaklı maddi zarara uğradığından bahisle, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısı dava dışı şirkete ödenen hasar tazminatının tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce davalı şirket ile dava dışı … … ve Ticaret Anonim Şirketi’nin ticaret sicili kayıtları, …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası, … 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin … D. İş sayılı dosyası, …-0 poliçe numaralı poliçe ve hasar dosyası, … numaralı poliçe ve hasar dosyası, e-mail yazışmaları, … 30. Noterliği’nin 30/12/2020 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi, ödemeye ilişkin 04/06/2021 ve 21/06/2021 işlem tarihli dekontlar, … 14. Noterliği’nin 13/07/2021 tarihli ve … yevmiye numaralı cevabi ihtarnamesi, … 14. Noterlği’nin 27/07/2021 tarihli ve 07681 yevmiye nolu cevabi ihtarnamesi dosyamız arasına alınarak incelenmiştir.
…. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasının incelenmesinden; alacaklı … Sigorta A. Ş. tarafından, borçlu … … Boya ve Tekstil San. Tic. Ltd. Şti.(eski … … Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti.) aleyhine 10/04/2021 tarihinde meydana gelen hasar neticesinde mevzuat gereği sigortalıya ödenen tazminatın rücusuna istinaden işlemiş faiziyle birlikte toplam 1.406.010,71-TL alacağın tahsili talebiyle ilamsız icra takibi başlatıldığı, borçlu tarafından süresinde sunulan itiraz dilekçesi ile, icra müdürlüğünün yetkisine, borca ve faize itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
2004 Sayılı İİK’nın 67. maddesi uyarınca, itirazın iptali davasında takibin yetkili icra dairesinde yapılması dava şartı olup icra dairesinin yetkisine itiraz edilmesi halinde mahkemece öncelikli olarak İİK’nın 50/1 maddesi yollamasıyla, HMK’nın yetkiye ilişkin hükümlerine göre icra dairesinin yetkisine itiraz hakkında bir karar vermesi gerekir.
İcra dairesinin yetkisine yapılan itirazda, itiraz eden borçlunun yetkili icra dairesini bildirmesi gereklidir. Davalı takip borçlusu tarafından itirazında, yetkili icra dairesinin bildirilmediği takdirde ortada usulüne uygun yetki itirazı bulunmadığından taraflar yönünden takip yapılan icra dairesinin yetkisi kesinleşecektir. Davalı takip borçlusu süresi içerisinde takibe itiraz etmiş ve itirazında yetkili icra dairesinin … İcra daireleri olduğunu bildirmiştir. Bu durumda öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekmektedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu(HMK)’nun 6/1. maddesinde, genel yetkili mahkemenin, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu düzenlenmiştir. Ayrıca, HMK’nın 16. maddesine göre, haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.
Dosya kapsamındaki belgelere göre, dava dışı sigortalı … … ve Ticaret Anonim Şirketi’nin adresi Küçükçekmece/İstanbul’dur. Davalının adresi ise …/İstanbul’dur. Yine hasara neden olan yangının meydana geldiği yer de …/İstanbul’dur. Buna göre icra takibinin davalının, olayda zarar gören davacının sigortalısının yerleşim yerinde yapılmadığı gibi, haksız fiilin gerçekleştiği yerde yapılmadığı da ortadadır.
6102 Sayılı TTK.nun 1472 nci maddesine göre rücuan alacak istemine ilişkindir. Anılan maddede düzenlenen halefiyet yasal, sınırlı ve cüzi halefiyet niteliğindedir. Halefiyete dayalı rücu davası esas itibariyle sigortalının kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının onun halefi olarak sigortacı tarafından açılması olduğundan, sigortalı ile ona zarar veren arasındaki yasal hükümlere göre görülüp sonuçlandırılır. Yargıtay’ın 17.01.1972 gün 1970/2 Esas 1972/1 sayılı İçtihadı Birleştirme kararına göre, halefiyet ilkesi gereği alacağa halef olan sigorta şirketinin sahip olduğu hak ve yetkiler sigortalısının sahip olduğu hak ve yetkiler ile sınırlı olup, bu kapsamda sigorta tazminatını ödeyen sigortacının zarara sebebiyet veren aleyhinde başlattığı takipte yetkili icra dairesi, sigorta ettirenin sorumlular aleyhine yapabileceği takipte yetkili olan icra dairesi olacaktır.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu(TBK)’nun 89. maddesinindeki ifa yerine ilişkin düzenleme sözleşmeden kaynaklanan para borçlarına ilişkin olup, davacının sigortalısının adresinin Küçükçekmece/İstanbul olması karşısında ifa yerine ilişkin bu düzenleme ve dolayısıyla HMK’nın 10. maddesinin somut olayda uygulanma olanağı yoktur. Sonuç olarak icra takibi HMK ve TTK’da gösterilen yerlerden hiç birinde başlatılmamıştır. Davalı takibe itirazında davalı takip borçlusunun yerleşim yeri itibariyle bağlı olduğu yer olan … icra dairelerini yetkili icra dairesi olarak bildirmiştir. Bu haliyle icra dairesinin yetkisine yapılan itiraz usulüne uygun ve itirazda gösterilen icra dairesi de 6102 Sayılı HMK’nın 6. maddesi uyarınca genel yetkilidir. Tüm bu hususlar dikkate alınarak, icra takibinin yetkili icra dairesinde yapılmaması nedeniyle, 6100 sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilerek aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın, 6100 sayılı HMK’nun 114/2 ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
2-Davacı tarafın icra inkâr tazminatı talebi ile davalı tarafın kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar kanunu gereğince alınması gerekli 80,70-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafından peşin olarak yatırılan 25.284,03-TL’den mahsubu ile, fazladan yatan 25.203,33-TL harcın, karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan …(…)’e 1.360,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden karşılandığı anlaşıldığından, 1.360,00-TL arabuluculuk ücretinin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 18/A-13’e göre davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı taraf kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin, davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.22/09/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır