Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/98 E. 2022/334 K. 24.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO :2021/98 Esas
KARAR NO:2022/334

DAVA:İstirdat
DAVA TARİHİ:07/02/2021
KARAR TARİHİ:24/05/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İstirdat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Müvekkili şirketin, davalı … A.Ş. ile 17/07/2019 tarihinde “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi” imzaladığını, bu sözleşme kapsamında aktif … satışının sağlanması amacıyla belirli süreli ikili anlaşma yapıldığını, otomatik ödeme kapsamında, son ödeme tarihi olan 24/08/2020 tarihinde ilgili tutarın müvekkili şirket hesabından ödendiğini, davalının iddia ettiği gibi sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi durumunun varlığı kabul edildiği takdirde dahi, davalı müvekkiline bu aykırılığın giderilmesi için bildirimde bulunması gerektiğini, ancak dava konusu olayda, davalı şirket tarafından müvekkili şirkete bildirim yükümlülüğüne uygun bir bildirim yapılmadığını, davalı şirket tarafından keşide edilen faturanın açıklama kısmında Elektrik Enerjisi Satış sözleşmesi’nin süresinden önce feshedilmesi nedeniyle fesih ceza bedelinin tahakkuk ettirildiği yazıldığını, öncelikle davalı herhangi bir bildirimde bulunmadan bu bedelin doğrudan tahsilini gerçekleştirilemeyeceğini, davalı şirket tarafından tahakkuk ettirilen 182.326,28 TL fatura bedelinin hangi ölçüt esas alınarak belirlendiği muğlak olduğunu, davalının ceza bedeli tahsil edebilme ihtimalinde dahi, bu bedelin tam olarak belirlenmesi gerektiğini, bu kapsamda davalının haksız olarak tahsil ettiği tutarın mahsup edilerek, kalan kısmının müvekkiline iade edilmesi gerektiğini,14.08.2020 tarihli fatura bedelinden müvekkilinin sorumlu olmadığının tespitine, haksız olarak tahsil edilen 182.326,28 TL fatura bedelinin fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL’sinin 24.08.2020 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte müvekkiline iadesine, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Davacı tarafça açılan davanın haksız ve yersiz olduğunu, davacı tarafça fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak açılmasının mümkün olmadığını, davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili şirket yetkilileri tarafından yapılan incelemelerde görülmektedir ki davacı taraf ile yapılan ikili anlaşma 01.08.2019 ile 31.07.2020 tarihlerini kapsamakta olduğunu, davacı firmanın sözleşme süresi henüz bitmeden temmuz başlangıçlı farklı tedarikçiye geçiş yaptığını, firmaya, sözleşmeye aykırı hareket etmesi nedeniyle Ek Protokolün 4.2 maddesine istinaden ceza bedeli faturası düzenlendiğini, söz konusu faturanın yönetmelik ve müvekkili tarafından imzalanan sözleşme hükümlerine uygun olduğunu, davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmamakta olduğunu ve işbu davanın bu sebeple reddi gerektiğini, söz konusu sözleşme incelendiğinde de müvekkili şirketin yapmış olduğu işlemlerin ve hazırlanan faturaların yerinde ve usulünce hazırlandığı görüleceğini, sözleşme hükümlerine aykırı davranan davacı taraf olduğunu, davacı taraf ödediği bedellerin iadesini, mahkeme aksi kanaatte ise bile en azından ödenen tutarın gerçek borç belirlenerek mahsup edilmesini talep etmiş ise de bu taleplerinin kabulünün mümkün olmadığını, davacının ödemelerini yaparken ihtirazi kayıt öne sürmeden ödediğini, serbest irade ile ve ihtirazi kayıt konulmadan ödenen bedelin geri istenemeyeceğini savunarak haksız ve yersiz davanın esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Haksız tahsil edildiği iddia olunan 182.396,28 TL tutarındaki fatura bedelinden fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak üzere 50.000,00 TL’ sinin davalıdan ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte istirdatı istemine ilişkindir.
Davalı tarafça, açılan davanın belirsiz alacak davası olarak kısmi miktar üzerinden açılamayacağı ileri sürülmüş ise de, dava konusu faturanın usulüne uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği, istirdatı talep edilecek miktarın yargılama sonucu netleşecek olmasından ve 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesine göre, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarının yahut değerinin tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkansız olduğu hallerde alacaklının asgari bir miktar göstererek dava açabilecek olmasından dolayı bu savunmaya itibar edilmemiş, davanın esasına geçilmiştir.
Taraflarca bildirilen deliller toplanmış, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi heyeti tarafından sunulan 22/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı yanın ticari defterlerinin; yasal süresi içerisinde beyan edildiği, yasal defter
muhasebe kayıtlarını incelemeye sunduğu, davacı yan defterlerinde Yurtiçi Satıcılar
kebir hesabı altında işletmenin ticari ilişkisine ilişkin tüm cari kayıtların bir arada
… yardımcı cari hesap kodunda takip edildiği, Muhasebenin Temel
Kavramları arasında Tam Açıklama kavramının yer aldığı, Tam açıklama kavramı;
mali tabloların bu tablolardan yararlanacak kişi ve kuruluşların doğru karar vermelerine
yardımcı olacak ölçüde yeterli, açık ve anlaşılır olmasını ifade ettiği, tüm cari kayıtların
bir arada … yardımcı cari hesap kodunda takip edilmesi sebebi ile Davalı … A.Ş. nezdinde Cari Hesap Ekstresi görülemediği; Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 01.08.2019 – 31.07.2020 tarihlerini
kapsadığı, 14.08.2020 tarihinde davalı yanın davacı yana 182.396,28.-TL tutarında
ceza faturası düzenlediği, faturanın ve ödemesinin davacı yan muhasebe kayıtlarında
görüldüğü; Sözleşme’nin 4. Maddesi’nin “SÖZLEŞMENİN FESHİ VE FESİH
TAZMİNATI” başlığı altında 4.2.Maddesi’nin; “Müşteri, Sözleşmeyi ve/veya
Tedarik Protokolünü, işbu Tedarik Protokolümün 1.3’üncü maddesindeki fesih hakkı
saklı kalmak kaydı ile, Protokolün sona ermesinden önce, herhangi bir zamanda haklı
bir gerekçe olmaksızın feshederse ya da Tedarikçinin işbu Protokolü ya da Sözleşmeyi
haklı nedenle feshetmesine sebebiyet verirse, Sözleşme çerçevesinde tahakkuk
ettirilecek en yüksek elektrik faturası tutarında fesih tazminatını Tedarikçiye Ödemeyi
kabul, beyan ve taahhüt eder. Bu bedel cezai şart niteliğinde olup Tedarikçinin,
Sözleşmenin veya Tedarik Protokolünün feshi sebebiyle uğradığı/uğrayacağı tüm
zararlarını talep hakkı saklıdır.” şeklinde açıklandığı; Davalı yan nezdinde cari
hesap bakiyesi incelemeye sunulmuş olup taraflar arasında imzalanan sözleşme dönemi
içerisinde en yüksek bedelli faturanın 2020/01 döneminde 188.322,93.-TL olduğu,
Takdirinin Sayın Mahkemeye ait olduğu;
Davacı yan tarafından incelemeye sunulan taraflar arasındaki fesih sonrasında davalı
yanca davacı yana 28.08.2020/08.2020 Dönemine ait 61,10.-TL bedelli faturanın
düzenlendiği yine 29.12.2020/12.2020 Dönemine ait 62,30.-TL bedelli faturanın
düzenlendiği ve davacı yan tarafından davalı yana ödemelerinin yapıldığı; Davacı yanın sözleşme süresi henüz bitmeden Temmuz
başlangıçlı farklı tedarikçiye geçiş yaptığı hususunda yapılan incelemede, 2020 yılı
Mayıs, Haziran, Temmuz dönemlerinde … A.Ş. ve
… SA açıklamalı yevmiye kayıtlarının mevcut olduğu, ayrıca …
kayıtlarından … … Kodlu Abone’nin 2020/07 döneminde
K2-DT geçişi yaptığının tespit edildiğini, dava konusu faturanın Ağustos dönemine ait
olduğu, ilgili dönemde … A.Ş.’ye yapılan
ödemelerin görüldüğü, 2020 yılı Eylül Döneminde… açıklaması ile
yevmiye kaydı görüldüğü, ispatının taraflara, Takdirinin Sayın Mahkeme’ye ait
olduğu;
Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği md. 16/f.3, md. 20/f.2, md. 34/f.3
hükümlerinin “tüketimi düşük serbest tüketiciler” için uygulanabileceği, Yönetmelik
md. 3/y bendi kapsamında davacının tüketimi düşük serbest tüketici olarak kabul
Edilemeyeceği bildirilmiştir.
İddia, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporunun incelenmesi ve değerlendirilmesi sonucunda;
Taraflar arasında 17/07/2019 tarihinde “Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi” ve 01.08.2019- 31.07.2020 tarihleri arasını kapsayan “Tedarik Protokolü” düzenlendiği ve bu sözleşme ve protokol kapsamında davalı tedarikçi şirket tarafından davacı şirkete elektrik enerjisi verildiği;
Davalı tarafça, sözleşmenin süresinden önce feshedilmesi nedeniyle dava konusu 14.082020 fatura tarihli 24.08.2020 son ödeme tarihli 182.396,28 TL tutarlı faturanın düzenlendiği, bu faturanın davacı tarafın … Bankası hesabından 24.08.2020 tarihinde otomatik olarak davalı tarafa ödendiği;
Davacı tarafça sunulan dava dilekçesi ile, davalı tarafça düzenlenen ve tahsil edilen faturanın taraflar arasında imzalanmış olan sözleşme ile eki tedarik protokolü ve ilgili yönetmelik hükümlerine aykırı düzenlendiği, davalı tarafça cezai şart talep edilemeyeceği, tahsil edilen bedelin haksız olduğu ileri sürülerek, ödenen dava konusu fatura bedelinin şimdilik kaydıyla 50.000,00 TL’sinin 24.08.2020 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan istirdatının talep edilmiş olduğu;
Davalı tarafça açılan davanın haksız olduğu, davalının sözleşme süresi dolmadan başka tedarikçiye geçtiği, sözleşme ve protokol hükümlerini ihlal ettiği, bu kapsamda düzenlenen ve tahsil edilen faturanın taraflar arasında imzalanan sözleşme, protokol ve ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olduğu, davacı tarafça ödemenin ihtirazi kayıt ileri sürülmeden yapıldığı savunularak davanın reddinin talep edildiği;
Davacı tarafça, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği md. 16/f.3 hükmü çerçevesinde herhangi bir gerekçe göstermeden ve cezai şart ödemeden sözleşmeyi feshedebileceklerinin iddia edilmiş olduğu, ancak anılan maddedeki “Tüketimi düşük serbest
tüketici belirsiz süreli ikili anlaşmayı herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cayma bedeli
ve/veya ceza koşulu ödemeksizin istediği zaman feshedebilir”. Şeklinde yer alan düzenlemenin “tüketimi düşük serbest tüketici”ler için uygulanacak olduğu, Tüketimi düşük serbest tüketicinin
ise Yönetmelik md. 4/y maddesinde “Yıllık elektrik enerjisi tüketimi 100.000 kWh’tan düşük olan serbest tüketici” olarak
tanımlanmış olduğu, davacı şirketin yıllık elektrik … tüketimi 100.000 kWh’tan yüksek
olduğundan tüketimi düşük serbest tüketici olarak kabul edilemeyeceği,
yönetmeliğin madde 16/f.3 hükmünden davacı tarafın yararlanamayayacağı;
Davacı tarafın, tüketimi düşük serbest tüketici olmadığından, Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği md. 34/f.3 “Tüketimi düşük
serbest tüketicilere gönderilecek ödeme bildirimi veya faturalarda varsa taahhüdün süresi,
sürenin kaçıncı ayında bulunulduğu, taahhüdün sona erme tarihi ile taahhüdün bozulması
halinde uygulanacak cayma bedelinin ve/veya ceza koşulunun uygulama esaslarına ilişkin
bilginin bulunması zorunludur.” şeklindeki hükmünden ve Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği md. 20/f.2’deki “7/11/2013 tarihli ve 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun ve ilgili ikincil
mevzuat kapsamındaki tüketiciler hariç tüketimi düşük serbest tüketicinin ödeyeceği cayma
bedeli ve/veya ceza koşulu cayma tarihi ya da fesih tarihi öncesi tüketicinin son 12 aylık
tüketim toplamı ile cayma tarihinde ya da fesih tarihinde uygulanan fiyat esas alınarak
hesaplanan toplam tutarın % 10’unu geçemez.” şeklindeki hükmünden de davacının yararlanamayacağı;
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 01.08.2019 – 31.07.2020 tarihlerini
kapsadığı, davacının taraflar arasındaki sözleşme sona ermeden, 2020/07 döneminde başka bir tedarikçiye geçtiği;
Sözleşme’nin eki Tedarik Protokolünün 4. Maddesi’nin “Sözleşmenin Feshi ve Fesih
Tazminatı” başlığı altında 4.2.Maddesi’nin; “Müşteri, Sözleşmeyi ve/veya
Tedarik Protokolünü, işbu Tedarik Protokolümün 1.3’üncü maddesindeki fesih hakkı
saklı kalmak kaydı ile, Protokolün sona ermesinden önce, herhangi bir zamanda haklı
bir gerekçe olmaksızın feshederse ya da Tedarikçinin işbu Protokolü ya da Sözleşmeyi
haklı nedenle feshetmesine sebebiyet verirse, Sözleşme çerçevesinde tahakkuk
ettirilecek en yüksek elektrik faturası tutarında fesih tazminatını Tedarikçiye Ödemeyi
kabul, beyan ve taahhüt eder. Bu bedel cezai şart niteliğinde olup Tedarikçinin,
Sözleşmenin veya Tedarik Protokolünün feshi sebebiyle uğradığı/uğrayacağı tüm
zararlarını talep hakkı saklıdır.” şeklinde açıklandığı;
Davalı yan nezdinde cari
hesap bakiyesi incelemeye sunulmuş olup taraflar arasında imzalanan sözleşme dönemi
içerisinde en yüksek bedelli faturanın 2020/01 döneminde 188.322,93.-TL olduğu, davalı tarafından davacı tarafa düzenlenen faturanın ise bu miktarın altında olduğu anlaşılmakla; dava konusu faturanın taraflar arasındaki sözleşme ile eki tedarik protokolü ve ilgili yasal mevzuata uygun olarak düzenlendiği değerlendirilmiştir.
TTK’nın 21/2 maddesine göre, bir fatura alan kişi, aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeri kabul etmiş sayılır.
Dava konusu faturanın taraflar arasındaki sözleşme ile eki tedarik protokolü ve ilgili yasal mevzuata uygun olarak düzenlendiği, faturanın her iki tarafın kayıtlarında yer aldığı, dosya kapsamında faturaya davacı tarafça itiraz edildiğine, davalı tarafa iade edildiğine dair bir kayıt delil bulunmadığı, faturanın ödemesinin 24.08.2020 tarihinde davalı hesabından otomatik olarak ihtirazi kayıt ileri sürülmeden yapıldığı anlaşıldığından davacı tarafından ödenen dava konusu fatura bedelinin istirdatına dair koşulların oluşmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın reddine,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 853,88-TL harçtan mahsubu ile bakiye 773,18-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa iadesine,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 7.300,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, davacıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa iadesine,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 24/05/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA