Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/95 E. 2021/279 K. 07.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/226
KARAR NO:2021/267

DAVA:Kıymtli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))
DAVA TARİHİ:31/03/2021
KARAR TARİHİ:05/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali) davasının tensiben yapılan incelemesi sonucunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin çek hesabının bulunduğu … /… Şubesinin … ıban numaralı hesabına ait, 31.03.2021 keşide tarihli … seri numaralı 15.628-TL çek rızamız dışında tanzim ve imza olunduğunu, çek altındaki imza müvekkilim şirket yetkilisine ait olmadığını, çek altındaki imza şirket yetkilisine ait olmadığı gibi müvekkilin bilgisi ve rızası hilafına tanzim edilmiş doldurulmuş ve imza edildiğini, esasen çekte hamil görünen taraf ile müvekkilin ticari ilişkisi mevcut olup bu çekin şirket tarafından verildiğinden ve imza edildiğinden şirket yetkilisinin bilgisi bulunmadığını belirterek; müvekkil şirket yetkilisinin imzasını taşımayan ve haricen tanzim edilerek imza edilen Müvekkilim şirketin çek hesabının bulunduğu … /… Şubesinin … ıban numaralı hesabına ait, 31.03.2021 keşide tarihli … seri numaralı 15.628-TL çek hakkında öncelikle çekin kötü niyetli hamil veya cirantalar vasıtası ile bankaya ibraz edilmek suretiyle tahsili cihetine gidilmesi durumunda telafisi imkansız zararların doğmasını önlemek adına söz konusu çek hakkında ödeme yasağı kararı verilmesini, yargılama neticesinde yapılacak inceleme sonucu imzanın şirket yetkilisine ait olmadığının tespiti ile çek iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri ile tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev ve yetki açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu anlaşılmıştır
Davaya konu somut olayda davacı, dava konusu 31.03.2021 keşide tarihli … seri numaralı 15.628-TL bedelli çekin keşidecisi konumundadır.
Dava herhangi bir kişiye husumet yöneltilmeksizin, Hasımsız olarak açılmış ve hukuki olarak da, “Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))” olarak nitelendirilmiştir.
Davacı yanca, dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında özetle ise; “dava konusu çek hakkında ödeme yasağı kararı verilmesini ve yargılama neticesinde yapılacak inceleme sonucu, dava konusu çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığının tespiti ile çekin iptaline karar verilmesini” talep ve dava edilmiştir.
6100 sayılı HMK’nun 33. maddesi uyarınca; “Hakim, Türk Hukukunu re’sen uygular.” Aynı kanunun 31. maddesi hükmü gereğince de; davanın hukuki niteliğini belirlemek ve davayı aydınlatmak görevi hakime aittir. Buna göre davadaki iddia, davacının talebine münhasır olup, belirtilen madde hükümleri gereğince hukuki nitelendirme hakime aittir. Bu nedenle bir davada hukuki sebebin gösterilmemiş olması ya da hatalı olarak gösterilmiş olmasının usul hükümleri bakımından bir müeyyidesi bulunmamaktadır.
Yine 6100 sayılı HMK’nun, “Tarafta iradî değişiklik” madde başlıklı 124. Maddesi:
“(1) Bir davada taraf değişikliği, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkündür.
(2) Bu konuda kanunlarda yer alan özel hükümler saklıdır.
(3) Ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hâkim tarafından kabul edilir.
(4) Dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, hâkim karşı tarafın rızasını aramaksızın taraf değişikliği talebini kabul edebilir.
…” hükmünü içermektedir.
Ayrıca, gerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve gerek se yargılama hukukumuzda; zorunlu dava arkadaşlığı dışında “dahili dava” şeklinde bir müessese bulunmayıp, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişi, dava açıldıktan sonra dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı gibi, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliği mümkün değildir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Mahkemizde açılan dava herhangi bir kişiye husumet yöneltilmeksizin, Hasımsız olarak açılmış ve hukuki olarak da, “Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız))” olarak nitelendirilmiş ise de, Hakimin, Türk Hukukunu re’sen uygulayacağı, davanın hukuki niteliğini belirlemek ve davayı aydınlatmak görevinin hakime ait olduğu, bir davada hukuki sebebin gösterilmemiş olması ya da hatalı olarak gösterilmiş olmasının usul hükümleri bakımından bir müeyyidesi bulunmadığı, davacı yanca, dava dilekçesinin sonuç ve istem kısmında özetle, dava konusu çek hakkında ödeme yasağı kararı verilmesini ve yargılama neticesinde yapılacak inceleme sonucu, dava konusu çekteki imzanın şirket yetkilisine ait olmadığının tespiti ile çekin iptaline karar verilmesinin talep ve dava edildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de davanın, hukuki niteliği itibarıyla kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit ve çek iptali istemine ilişkin olduğu, iş bu davanın hukuki niteliği itibariyle de hasımsız olarak açılamayacağı, ayrıca, gerek 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu ve gerek se yargılama hukukumuzda; zorunlu dava arkadaşlığı dışında “dahili dava” şeklinde bir müessese bulunmayıp, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişinin, dava açıldıktan sonra dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı ve yine ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin mümkün olmadığı ve ayrıca HMK’nun, “Tarafta iradî değişiklik” madde başlıklı 124. Maddesi hükmünün de mahiyeti gereği ancak dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi halinde uygulanacağı, davalı tarafın hiç gösterilmediği iş bu davada HMK 124. Maddesinin de uygulama alanı bulamayacağı anlaşıldığından, davacı tarafından açılan davanın iş bu nedenlerle reddine, ayrıca mahkememizin davanın, kambiyo senedinden kaynaklanan menfi tespit ve çek iptali istemine ilişkin olduğuna yönelik hukuki nitelendirmesine yönelik kanaatinde bir değişiklik olmamakla birlikte, davanın Kıymetli Evrak İptali (Çek İptali (Hasımsız)) davası olarak nitelendirilmesi halinde dahi, dava konusu, 31.03.2021 keşide tarihli, … seri numaralı, 15.628-TL bedelli çekin keşidecisi konumunda bulunan davacının iş bu davayı açamayacağı (Yargıtay … H.D. 28/02/2019 Tarih ve …/… Esas- …/… Karar sayılı kararı), bu tür bir davayı açma yetkisinin hamile ait olduğu ve bu haliyle de çek iptali davası yönünden de davanın işbu gerekçeyle reddine karar verileceği anlaşıldığından, davanın tüm gerekçelerle reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi ve ayrıntısı yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harç peşin alınmış olduğundan yeniden alınmasına yer OLMADIĞINA,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davanın mahiyeti gereği üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; davacının yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/04/2021

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır