Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/94 E. 2022/395 K. 13.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/94 Esas
KARAR NO:2022/395 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/02/2021
KARAR TARİHİ:13/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında gerçekleşen ticari ilişki içerisinde davacı tarafından icra takibine konu edilen 2 adet fatura keşide edildiği, davalının söz konusu borcunu ödememesi sebebi ile …. İcra Müd. … Esas sayılı dosya nosu ile icra takibi başlattığı ancak davalının itirazı ile takibin durduğu belirtilerek; arz olunan nedenler ile davalının haksız olarak borca itirazının iptali ile alacağın reeskont faizi ile tahsiline, davalı aleyhine %20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, masraf ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı cevap dilekçesinde özetle; Davacı her ne kadar davalı müvekkil şirketten alacaklı olduğu iddiası ile icra takibi başlatmış ve bahsi geçen takibe yapmış olduğumuz itirazımızın iptali talebiyle Sayın Mahkemeniz huzurunuzdaki davayı ikame etmiş ise de taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden davalı müvekkili şirket tarafından davacıya ödemelerin eksiksiz ve zamanında gerçekleştiğini, bu anlamda davalı müvekkil şirketin, davacı alacaklıya icra takibi dosyasında bulunan ödeme emrinde veya başkaca herhangi bir sebeple borcu bulunmadığını, dolayısıyla icra takibinin haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olarak başlatılmış olması sebebiyle davanın reddi gerektiği, bununla birlikte icra takibi ile talep edilen faizin de hukuki dayanağının bulunmaması sebebiyle icra takibi haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacı her ne kadar icr inkâr tazminatı talep etmiş ise de davalı müvekkil şirketin davacıya herhangi bir borcunun bulunmaması sebebiyle icra takibine itiraz edilmiş olması sebebiyle icra inkâr tazminatının hukuki şartlarının oluşmadığını, aksine icra takibinin haksız ve hukuka aykırı ikame edilmiş olması sebebiyle davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, beyan dilekçeleri, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası, bilirkişi kök ve ek raporları, taraflara ait BS-BA kayıtları ile tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dosyamız mündericatında aslı yer alan, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde, davacı/alacaklının, davalı/borçlu hakkında, iki adet faturaya dayanılarak 7.080.-TL asıl alacak ve 98,61 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam; 7.178,61 TL alacağın tahsili için 7 Örnek ilamsız icra takibi yaptığı ve davalı/borçluların süresi içerisinde, borcun tamamına, işlemiş ve işleyecek faiz ve diğer tüm fer’ilere itiraz ederek takibi durduğu görülmüştür.
Dava, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlen fatura alacağına dayanarak başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu somut olayda, dava konusu uyuşmazlığın; ticari ilişkiye istinaden düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacak nedeni ile yapılan icra takibine vaki itirazın iptali ile takibin devamı istemine ilişkin olması hasebiyle, davacının kendi ticari kayıtlarında dayanak belgeleri olmadan, alacaklı olarak gözükmesi, davalıdan alacağı bulunduğunu göstermeyecektir (Yargıtay 19. H.D. 09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Diğer yandan, fatura tek başına alacağın varlığını kanıtlamayacaktır (Yargıtay 19. H.D. 06/06/2018 tarih ve 2016/18445 Esas-2018/3268 Karar sayılı kararı).
Yine faturanın davalıya tebliğ edilmiş olması da, malın davalıya teslim edildiğinin veya fatura konusu hizmetin verildiğinin belgesi değildir. Bu durumda malın tesliminin veya hizmetin verildiğinin ispat külfeti davacı yanda olup, malın teslimini veya hizmetin verildiğini usulüne uygun delillerle kanıtlanmalıdır (Yargıtay 19.H.D.09/02/2016 Tarih ve 2015/10255 Esas 2016/1919 Karar sayılı kararı).
Bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine alınmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve ayrıca taraf iddia ve savunmalarının değerlendirilmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yaptırılarak rapor alınmıştır.
Bilirkişi SMM … tarafından tanzim edilen 09/01/2022 tarihli kök bilirkişi raporunda özetle; “Davacı yanca ibraz edilen yasal defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapılmış olduğu, kazıntı ve silintiye rastlanmadığı ve sahibi lehine deli olma özelliğine haiz olduğu, Davacı tarafından 2 adet faturanın keşide edilerek davalıya GİB portal üzerinden tebliğ edildiği, keşide edilen faturalardan 5.000,00-TL üzerinde olan 1 adet faturanın BA/BS Formları ile her iki tarafça da beyan edildiği ancak davaya konu olan diğer fatura bedelinin KDV hariç 5.000,00-TL beyan sınırı altında kalması sebebi ile beyan edilmediği, her iki şirketin de e-fatura mükellefi olduğu ve davacı tarafından keşide edilen ve davaya konu edilen faturalara davalının yasal süresinde ya da sonrasında itiraz etmediği yahut iade faturası keşide etmediği, Davacının başlatmış olduğu icra takibinde faiz talebinde bulunduğu ancak, davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin dava dosyası içeriğinde herhangi bir belgeye rastlanmadığından Borçlar Kanunu 117. Maddeye göre takip tarihinden itibaren 7.080.-TL asıl alacak için davacının faiz talep edilebileceği” şeklinde görüş ve kanaat bildirilmiştir.
Kök rapor sonucu dosyamızın incelenmesinde; mahkememizin 20/09/2021 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile, “….taraf vekillerine 2020 yılına ilişkin ticrai defter ve kayıtları sunmak veya mahallinde inceleme talep edecek iseler bulundukları yeri bildirmek üzere iki haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede ticari defter ve kayıtlar sunulmaz veya mahalinde inceleme talep edilip bulundukları yer bildirilmezse bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ve mevcut delil durumuna göre karar verileceğinin ihtarına – davacı vekiline ihtar yapıldı.Davalı yana yapılacak ihtarın duruşma zaptının tebliğinden itibaren yapılmış sayılmasına…” şeklinde ara karar kurulduğu, aynı celsede davacı vekilinin hazır bulunduğu ve kendisine ihtar yapıldığı ve davacı vekili tarafından defter ve kayıtların sunulduğu, ancak davalı yana duruşma zaptının sehven tebliğe çıkartılmadığı anlaşılmış olup, mahkememizin 17/01/2022 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile; “Davalı vekiline, müvekkiline ait 2020 yılına ilişkin ticari defter ve kayıtları sunmak veya mahallinde inceleme talep edecek iseler bulundukları yeri bildirmek üzere iki haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede ticari defter ve kayıtlar sunulmaz veya mahalinde inceleme talep edilip bulundukları yer bildirilmezse bu delile dayanmaktan vazgeçmiş sayılacaklarının ve mevcut delil durumuna göre karar verileceğinin ihtarına- Davalı yana yapılacak ihtarın duruşma zaptının tebliğinden itibaren yapılmış sayılmasına” 3 nolu ara kararı ile de; “2 nolu ara karar kapsamında davalı vekili tarafından defter ve kayıtların sunulması ya da mahallinde inceleme talep edilmesi halinde dosyanın önceki raporu düzenleyen bilirkişiye tevdii ile davalı yan kayıt ve defterleri incelenmek suretiyle ek rapor alınmasına” karar verilmiş olup, davalı vekili tarafından 26/01/2022 tarihli beyan dilekçesi ile müvekkiline ait 2020 yılı defter ve kayıtların bulunduğu mahal adresi bildirilmiş ve dosya yeniden kök raporu düzenleyen bilirkişiye tevdi edilerek, davalı defter ve kayıtları da incelenmek suretiyle ek rapor alınmıştır.
Mali Müşavir bilirkişi tarafından tanzim edilerek mahkememize ibraz olunan 09/01/2022 tarihli ek raporun incelenmesinde özetle de; “Davacı tarafından 2 adet faturanın keşide edilerek davalıya GİB portal üzerinden tebliğ edildiği, keşide edilen faturalardan 5.000.-TL üzerinde olan 1 adet faturanın BA/BS Formları ile her iki tarafça da beyan edildiği ancak davaya konu olan diğer fatura bedelinin KDV hariç 5.000.-TL betan sınırı aİtında kalması sebebi ile beyan edilmediği, Her iki şirketin de e-fatura mükellefi olduğu ve davacı tarafından keşide edilen ve davaya konu edilen faturalara davalının yasal süresinde ya da sonrasında itiraz etmediği yahut iade faturası keşide etmediği,Takip tarihi olan 27.10.2020 tarihinde davalının 7.080.-TL alacaklı olduğu, davaya konu edilen 2 adet faturanın da davalı defterlerinde kayıtlı olduğu, davalının yasal süresinde ya da sonrasında faturalara itirazda bulunmadığı, Davacının başlatmış olduğu icra takibinde faiz talebinde bulunduğu ancak, davalıyı temerrüde düşürdüğüne ilişkin dava dosyası içeriğinde herhangi bir belgeye rastlanmadığından Borçlar Kanunu 117. Maddeye göre takip tarihinden itibaren 7.080.-TL asıl alacak için davacının faiz talep edilebileceği” şeklinde tespitlerler yapılmıştır.
Bilirkişi kök ve ek raporlarının incelenmesinde de, raporların hukuki nitelendirmeleri mahkememize ait olmak üzere, yapılan mali tespitler bakımından ayrıntılı ve dosya kapsamına uygun oldukları anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden düzenlenen faturalardan kaynaklanan alacağının tahsili için yapılan ilamsız icra takibine vaki itirazın İİK’nın 67. maddesi hükmü gereği iptali ile icra inkar tazminatı istemine ilişkin olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı sayılı icra dosyası üzerinden davalı borçlu aleyhine 7.080.-TL asıl alacak ve 98,61 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam; 7.178,61 TL alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya tebliğinin üzerine davalın süresinde asıl alacağa, faize ve tüm ferilerine itiraz ettiği, alacaklı vekilinin yasal süresi içerisinde itirazın iptaline ve davalı aleyhine icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava ettiği, mahkememizce bilirkişi incelemesine ilişkin ara karar kurulduğu, taraflara ait ticari defter ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırıldığı, dosyaya ibraz edilen, dosya kapsamına ve bilimsel gerçeklere uygun olan ve hukuki yönleri ayrık olmak üzere yapılan mali tespitler açısından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılan bilirkişi kök ve ek raporları sonucu, taraf defter ve kayıtlarının açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olarak yapıldığı, davacının icra takibinin dayanağı olan iki adet faturanın, hem davacı hem de davalının ticari defter ve belgelerinde TTK, VUK ve Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkeleri gereği kayıt altına alındığı, her iki tarafın ticari defter kayıtlarının birbirini desteklediği ve faturaların herhangi bir itiraza uğramadığının belirlendiği, davalı yanca her ne kadar özetle, taraflar arasındaki ticari ilişkiye istinaden davalı müvekkili şirket tarafından davacıya ödemelerin eksiksiz ve zamanında gerçekleştirildiği ve davalı müvekkili şirketin, davacı alacaklıya icra takibi dosyasında bulunan ödeme emrinde veya başkaca herhangi bir sebeple borcu bulunmadığı beyan edilmiş ise de, az yukarıda izah edilen defter ve kayıtlara ilişkin mali tespitler karşısında davalı yanın bu yöndeki savunmalarına itibar edilmediği ve davalı yanın ödeme iddiasını da usule uygun delillerle ispat edemediği ve sonuç olarak da davacının dava ve icra takibi konusu faturaların içeriği malların ve hizmetin teslim edildiğini usulüne uygun delillerle ispatlandığı ve bu haliyle de; davacının icra takibi itibariyle davalıdan 7.080,00-TL alacaklı olduğu ve ayrıca davacının iş bu miktar (7.080,00 TL asıl alacak) üzerinden takip ve dava açmakta da haklı ve hukuki yararının bulunduğu anlaşıldığından davanın asıl alacak miktarı yönünden kabulüne, ayrıca davacı tarafça her ne kadar takip öncesi faiz istenmiş ise de davalının takipten önce, TBK’nın 117. maddesi uyarınca usulüne uygun olarak temerrüde düşürülmediği anlaşıldığından, takip öncesi işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebinin reddine ve ayrıca, takip konusu alacak likit olduğundan, itirazın iptaline karar verilen alacağın %20 si oranında hesaplanan icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
Davanın KISMEN KABULÜ ile;
1-Davalı-borçlunun, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasına yönelik itirazın KISMEN İPTALİ ile; takibin 7.080,00 TL asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlar ile aynen DEVAMINA,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
-Hükmolunan alacağın (7.080,00 TL) %20’si oranında hesaplanan, 1.416,00 TL icra-inkar tazminatının davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Alınması gereken 483,63 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 86,71 TL harcın mahsubu ile bakiye 396,92 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacının ilk dava açarken yatırdığı 86,71 TL harç parasının davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden başvuru harcı 59,30 TL, vekalet harcı 8,50 TL, posta gideri ve bilirkişi ücreti gideri 993,00 TL olmak üzere toplam: 1.060,80 TL yargılama giderinin davanın kabul ve ret oranına göre yapılan hesaplamaya göre 1.047,92 TL’sinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE, bakiye kısmın oranlamaya göre davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL ücreti vekaletin davalılardan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/2 maddesine göre hesaplanan 98,61 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk görüşmelerinde arabulucu olarak atanan … (…)’a 1.320,00-TL ödeme yapılmasına karar verildiği, ödemenin suçüstü ödeneğinden karşılandığı anlaşıldığından 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu madde 18/A-11 ve 18/A-13’e göre, 1.301,52-TL’sinin davalıdan alınarak, 18,48-TL’sinin davacıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA,
7-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, varsa, taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
8-Aslı dosyamız arasında yer alan, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra dosyasının karar kesinleştiğinde ilgili icra müdürlüğüne İADESİNE,
9-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı HMK’nın 341/2 vd. maddeleri uyarınca; miktar itibariyle KESİN olmak üzere karar verildi. 13/06/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır