Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/855 E. 2023/869 K. 15.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/855 Esas
KARAR NO :2023/869 Karar

DAVA:İtirazın İptali
DAVA TARİHİ:31/12/2021
KARAR TARİHİ:15/11/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle;
Müvekkili şirket tarafından davalıya satışı yapılan ürünlere istinaden 06/01/2018 tarihli 7.779,80-TL bedelli fatura düzenlendiğini, davalının bu faturaya istinaden 09/11/2018 tarihinde 1.891,02-TL’lik kısmi ödeme yapıldığını ancak bakiye bedel olan 5.908,78-TL’yi ödemediğini, bakiye bedelin tahsili amacıyla …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası üzerinden takip başlattıklarını ve davalının itirazı üzerine takibin durdurulduğunu, arabuluculuğa başvurduklarını ancak anlaşamadıklarını, davanın kabulü ile itirazın iptalini, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle;
Yetkili mahkemenin … Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğundan yetki itirazında bulunduklarını, cari hesap sözleşmelerine dayanan davaların zamanaşımı süresinin 5 yıl olarak belirlendiğini ve zamanaşımına uğrayan alacak yönünden davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirket ile davacı arasında herhangi bir ticari ilişki bulunmadığını, davacı tarafından dava dilekçesinin ekinde sunulan faturanın müvekkili şirkete gönderilmediğini ve ayrıca borcun dayanağı olduğu iddia edilen faturanın içeriğinin okunmadığını, davacının alacağını ispatlaması gerektiğini, müvekkili şirketin faturaya konu mal veya hizmeti hiç bir surette almadığını, müvekkili aleyhine açılan davanın reddine, davacı aleyhine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dava, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı yanca davaya konu fatura, hesap hareketleri ile arabuluculuk tutanağı ibraz olunmuş; dava konusu takip dosyası celbedilmiştir.
…. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası incelendiğinde, davacı alacaklı tarafından davalı borçludan 5.908,78-TL fatura alacağı olmak üzere alacağın tahsili talebinde bulunulduğu, davalı borçlu tarafından süresi içerisinde sunulan 17/02/2021 tarihli dilekçe ile borcun tamamına, faize, faiz oranına ve her türlü ferilerine, icra müdürlüğünün yetkisine itiraz edildiği ve takibin davalı borçlu yönünden durduğu, borca itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğine ilişkin bilgi ve belge bulunmamakla birlikte itiraz ve dava tarihlerine nazaran davanın da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalılarca icra müdürlüğünün ve mahkemenin yetkisine itirazda bulunulmuşsa da taraflar arasında yetki şartını içeren bir sözleşme bulunmadığı, 6098 sayılı TBK’nın 89/1 maddesinde Aksine bir anlaşma yoksa, para borçlarının, alacaklının ödeme zamanındaki yerleşim yerinde ifa edileceğinin belirtildiğinin anlaşılması karşısında davalının icra müdürlüğünün ve mahkememizin yetkisine yönelik yaptığı itirazın reddine karar verilmiştir.
Mahkememizce görevlendirilen bankacı bilirkişi 18/10/2022 tarihli raporunda; tarafların ibraz olunan elektronik ticari defterlerinin açılış ve kapanış noter tasdiklerinin tam olduğu, ticari defterlerinin sahibi lehine delil vasfında olduğu, davalının ticari defterine göre davacının borç/alacağının olmadığı, davacının ticari defterlerine göre davacının 27/05/2021 takip tarihi itibari ile kaydi olarak 5.908,78-TL davalıdan alacaklı göründüğü ancak davacının takibe dayanak fatura içeriği alış ve hizmetler hakkında davalıya teslim hususunda kanaat edilememiş olmakla bu aşamada davacının alacak iddiasının ispata muhtaç olduğu, davacının alacak iddiasının benimsenmesi durumunda merkez bankası verilerinden 27/05/2021 takip tarihi itibari ile avans faizi oranının %16,75 olduğu anlaşıldığından davacının belirlenen asıl alacağına takip tarihinden itibaren %16,75 ve değişen oranlarda kademeli olarak avans faizi yürütülebileceği şeklinde rapor bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekilinin itirazları doğrultusunda heyete otomotiv mühendisi bilirkişi de eklenerek alınan 02/07/2023 tarihli ek raporda; davacının beyan ettiği 27/04/2022 tarihli beyan dilekçesi ekinde sunulan servis formlarında değişim yapıldığı iddia edilen parçaların isimleri incelendiğinde davacının dava dilekçesi ekinde sunduğu 16/01/2018 tarihli e-fatura muhteviyatı ile isim bazında eşleşen yedek parçaların bulunduğunun tespit edildiğini ancak servis formlarında tespit edilen parçaların araçlara takıldığını teyit eder ve karşılıklı imzalı teslim tesellüm sürecini ispat eder nitelikte bir belgenin, irsaliyenin, irsaliyeli faturanın varlığının tespit edilemediği, sayın mahkemenin takdirine bağlı olmakla birlikte söz konusu parçaların araçlara takıldığı kabul edilirse davacının mahkemeye sunduğu fatura içeriğinin detaylarını gösterdiğini iddia ettiği … servis formları incelendiğinde; teknik olarak parçaların isim bazında uyuştuğu ve aynı parçalar olduğu ancak adet bazında birebir uyuşmadığının görüldüğünü, toplamda servis formlarına göre 37 adet parça değişimi gözükmesine rağmen faturada 26 adet parça gözüktüğünü, daha çok parça değişmesine rağmen daha az adette parçanın faturalanması iş takibi süreçlerinde sehven yapılmış hatalar olduğu şeklinde rapor etmiştir.
Sunulan bilirkişi raporlarının dosya kapsamına, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerine ve yasal mevzuata uygun, teknik ve ayrıntılı olarak hazırlanmış olması nedeniyle rapor Mahkememizce de benimsenmiş ve hüküm kurmaya elverişli kabul edilmiştir.
Davacı şirket delil listesinde bilindirdiği yemin deliline dayanarak, davalı şirket yetkilisinin ”Müvekkil Şirket ile aralarında ticari ilişki bulunmadığı, davaya konu 16.01.2018 tarihli … numaralı KDV dahil toplam 7.799,80 TL bedelli faturaya konu ürünlerin hiçbirinin kendileri tarafından teslim alınmadığı ve bu ürünlerin hiçbirinin kendilerine ait araçlara uygulanmadığı” şeklinde yemin teklifi hazırlamış, mahkememize sunulan yemin teklifi davalı vekiline tebliğ edilmesine rağmen, davalı şirket yetkilisi yeminin icra olunacağı duruşmada hazır olmamış, ayrıca davalı şirket vekili tarafında da davalı şirket yetkilisini hazır etmeyecekleri yönünde açıkça da mahkememize beyanda bulunulmuştur.
Yapılan yargılama neticesinde tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde;
6100 Sayılı HMK’nun 225. ve devamı maddelerinde düzenlenen yemin delili kesin delillerden olup, davalı tarafça, usulüne uygun ihtaratlı tebligata rağmen mahkememize gelip yemin eda edilmeyerek yeminden kaçınıldığından, mahkememizce, davalı borçlu şirket tarafından 6100 Sayılı HMK’nun 229/1 maddesi uyarınca yemin konusu vakıaları ikrar etmiş sayılmış, bu kapsamda davacı tarafın, takibe konu borcun ödenmediği şeklindeki iddiasını ispatladığı anlaşılmakla davalı şirket tarafından yapılan itirazın iptali ile hüküm altına alınan alacağın likit ve bu yöne ilişkin itirazın haksız olması karşısında davacının icra inkar tazminatı istem koşullarının oluştuğu kanaatine varılmakla davanın kabulüne, davacı şirketin davalı şirket hakkında başlatmış olduğu takibin ise bu itibarla haksız olmadığı analaşılmakla davalı şirketin kötü niyet tazminatı istemi talebinin reddine dair mahkememizce aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KABULÜ ile; Davalının dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 5.908,78-TL Asıl alacak yönünden İPTALİNE, takibin takip talebindeki koşullar ile DEVAMINA, fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Davalılar tarafından takibe haksız olarak itiraz edildiğinden hükmolunan toplam 5.908,78-TL alacağın %20’si oranında hesap ve takdir edilen 1.181,75-TL icra inkar tazminatının İİK 67/2 maddesi gereğince davalılardan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davalının kötüniyet tazminat talebinin REDDİNE,
4-Harçlar Kanunu 22. maddesi gereğince alınması gereken 269,85-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 100,91-TL harcın mahsubu ile eksik kalan 168,95‬-TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye GELİR YAZILMASINA,
-Davacının ilk dava açarken yatırdığı 100,90-TL harç parasının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden 59,30-TL başvuru harcı, 2500,00-TL bilirkişi ücreti, 196,25-TL posta gideri olmak üzere toplam 2.755,55-TL yargılama giderinin davalıdan alınıp, davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 6. maddesine göre taktir olunan 5.908,78-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
7-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
8-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, varsa, taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
9-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, dava değeri kesinlik sınırının altında kaldığından HMK 341/2 maddesi uyarınca KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.15/11/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸