Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/785 E. 2021/880 K. 08.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/785 Esas
KARAR NO:2021/880 Karar

DAVA:Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ :19/07/2018
KARAR TARİHİ:08/12/2021

DAVA :
Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının, …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile müvekkilleri aleyhine icra takibi başlatıldığını, İcra takibinin müvekkillerine tebliğ olunduğunu, ancak takibin hukuka aykırı olduğunu, müvekkillerinin davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesi gerektiğini, davalının, müvekkillerden …’dan kendisinden nakten 50.000 USD borç verildiği iddiası ile 16.08.2017 düzenleme ve 18.09.2017 vade tarihli bono alındığını, ancak gerçek durum bu şekilde olmadığını, müvekkillerinden …’ın, davalı firmanın gerçekte şube Müdürü olarak çalışanı olduğunu, ancak (kabul anlamına gelmemek üzere) davalı firmanın müvekkili …’a muvazaalı bir şekilde acentelik sözleşmesi imzalattığını, keza bu hususa ilişkin olarak …. İş Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında iddia olunan acentelik sözleşmesinin muvazaalı olduğunun tespiti ve işçilik alacaklarının ödenmesi konulu dava açıldığını ve iş bu davanın halen daha derdest olduğunu, zira müvekkiline muvazaalı olarak imzalatılan acentelik sözleşmesinin teminatı olarak alınan iş bu davaya konu bononun, düzenleme ve vade tarihleri boş olmak üzere teslim edildiğini, yani muvazaalı acentelik sözleşmesinin TEMİNATI olarak teslim edilmiş bir bono olduğunu, yoksa davalı tarafından nakden müvekkiline 16.08.2017 tarihinde 50.000 USD borç verilmediğini, keza takibe konu edilen miktarın 24.218,60 TL olduğunu ve söz konusu miktar ile alakası olmadığını, davacı müvekkillerinden …’ün ise iş bu bonoda keşideci olarak görünen …’e kefil olduğunu, ancak asıl borçlu bakımından şartların yerine getirilmemesinden kaynaklı olarak kefile karşı da işlem yapılamayacağını, sonuç olarak da davacı müvekkillerinin, davalı firmaya herhangi bir borcu olmaması sebebi ile anılan iş bu icra takibinde borçlu olmadıklarının tespiti ile öncelikle İİK. Md 72 kapsamında teminatlı ya da teminatsız bir şekilde takibin durdurulmasına bilahare takibin iptaline, kötüniyetli ve haksız icra takibi sebebi ile davalının ana alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davada Müvekkili Şirketin defter ve kayıtları kesin delil niteliğini haiz olup, yalnızca ve başlı başına dikkate alınmak gerektiğini, davacının iddialarının tamamı haksız ve mesnetsiz olduğunu, müvekkili Şirket ile davacılardan … arasında imzalanmış olan 20.01.2015 tarihli Acentelik Sözleşmeleri, Acentelik Sözleşmesi Ek Protokolü, Cari Hesap Sözleşmesi niteliğindeki Ek Protokol ve Alt Kira Sözleşmeleri ile Müvekkil, Şirkete ait Meclis Şubesinin (İrtibat Büro Müdürlüğü) Acente olarak devredildiği ve işletmesine bırakıldığını, davacı tarafından ödenmesi gerekirken ödenmeyen acentenin kendi personeline ait kıdem tazminatı, aylık ücreti (maaşları) ve personel yemek ücreti, vadesi geçmiş süspan ve hatta acentenin faaliyetinde kullandığı araçların bakım ve tamir giderleri veya bu araçlar nedeniyle kesilen idari para (trafik cezalan), sürücü maliyeti gibi giderler acentenin sorumluluğunda olan bedeller olup, gerek Acentelik Sözleşmesi hükümlerine uygun olarak gerekse de Acentenin vermiş olduğu muvafakatname uyarınca acente ödemez ise Müvekkili Şirket tarafından ödenmekte daha sonrasında ise acentenin hesabına borç kaydedilerek hak edişinden kesilmekte olduğunu, Acentelik Sözleşmesi ve eklerinin feshi üzerine de acente tarafından ödenmesi gereken ancak ödenmeyen işbu bedeller ile davacı acentenin sorumluluğundaki kendi dönemine ait vadesi geçtiği halde tahsil edilmeyerek tahsil kabiliyetini yitiren fatura bedellerinden kaynaklı kasa açığına ilişkin davacı tarafın, Müvekkili Şirketin uğradığı zararlara karşılık icra takibine konu senedi verdiğini, senedin vadesi geldiği halde ve tüm görüşmelere rağmen Müvekkili şirket alacağının davacı tarafından hiçbir şekilde ödenmediğini, bunun üzerine mezkur senedin, …. İcra Müdürlüğümün …. sayılı dosyası ile takibe konulmuş olduğunu ve müvekkili şirketin henüz alacağına kavuşamamış olduğundan takibin halen devam etmekte olduğunu, kasa açığına ve müvekkili şirketin acente adına yapmak zorunda kaldığı diğer ödemelere istinaden de davacı tarafın, müvekkili şirkete uğranılan zararlara karşılık icra takibine konu senedi verdiğini, senet vadesinde ödenmediği için de müvekkili şirketin yasal hakkını kullanmak suretiyle bu senetleri icra takibine koyduğunu, davacının, takipten sonra ikame ettiği işbu menfi tespit davasında, kasa açığı ve müvekkili şirket tarafından acente adına yapılan ödeme tutarına karşılık vermiş olduğu senedin teminat senedi olduğunu iddia ettiğini, davacının bu iddiasının tamamen gerçeğe aykırı olduğunu ve haksız davanın külliyen reddini, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçeleri ve ekleri, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Yargılamanın devam ettiği sırada; davacı … vekilinin, 03/03/2021 tarihli dilekçe ile; “Yukarıda esas numarası verilen dosyada müvekkil tarafından … 5. Noterliği’nin 01.03.2021 tarih ve … yevmiye numaralı azilnamesi ile azledildik.
İş bu nedenle UYAP’tan kaydımızın silinmesi ile bundan sonra yapılacak tebligatların asile yapılmasını talep etme zorunluluğumuz doğmuştur.” şeklinde beyanda bulunduğu, davacılar vekili Av. …’in dilekçesinin, davacı asile yeni duruşma gün ve saati birlikte tebliğe çıkartıldığı ve tebliğ edildiği, ancak davacı asilin 12/07/2021 tarihli celseye iştirak etmediği, mazeret de bildirmediği, davalı vekili tarafından da aynı celseye mazeret gönderildiği, ancak davacı tarafından katılım sağlanmaması halinde davayı takip etmeyeceklerinin bildirildiği, aynı celsede; “Davacılardan … tarafından açılan davanın; Taraflarınca takip edilmemesi nedeniyle dosyanın HMK.150/1 .maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına” karar verildiği, diğer davacı … vekili Av….’in de aynı celseye mazeret ve vekillikten çekilme dilekçesi sunduğu ve istifa dilekçesinin davacı asile tebliğinin talep edildiği, celse ara kararı ile de; “Davacı … vekilinin istifa dilekçesinin davacı asile tebliğine” karar verildiği, istifa dilekçesinin davcıya yeni duruşma gün ve saati ile birlikte tebliğ ediliği, ancak takip eden 06/12/2021 tarihli celsede de; iş bu kerre davacı …’ün de duruşmaya iştirak etmediği ve mazeret de bildirmediği, aynı celsede hazır bulunan davalı vekilinin de; “Davacı … tarafından açılan davayı takip etmiyoruz, dosyanın işlemden kaldırılmasına ve ayrıca diğer davacı … tarafından açılan ve 12/07/2021 tarihinde işlemden kaldırılan ve yasal süresi içerisinde yenilenmeyen davanın da açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep ediyoruz” şeklinde beyan bulunduğu ve yine aynı celsede; “Davacı … tarafından açılan davanın iş bu dosyadan tefriki ile mahkememizin sıradaki esasına kaydının yapılmasına ve yargılamaya bu esas üzerinden devam edilmesine” karar verildiği ve mahkememizin iş bu esas sırasına kaydedildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; Davacı … tarafından açılan davanın 12/07/2021 tarihinde işlemden kaldırılmış olması ve yasal süresi içerisinde de yenilenmemiş olması nedeniyle, davacının açmış bulunduğu davanın, 6100 sayılı HMK 150/1-5 uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açmış bulunduğu davanın 6100 sayılı HMK 150/1-5 uyarınca AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Alınması gereken 59,30 TL ret karar ve ilam harcının davacıdan alınıp, Hazineye GELİR YAZILMASINA,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 5.100,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-HMK 120.maddesi gereğince; davacı tarafından yatırılan gider avansının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; davacı yanın yokluğunda HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 08.12.2021

Katip …
E-imzalıdır

Hakim …
E-imzalıdır