Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/74 E. 2022/621 K. 10.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/74 Esas
KARAR NO:2022/621 Karar

DAVA:Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:21/10/2014
KARAR TARİHİ:10/10/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile davalı arasında 03/09/2012 tarihli Elektrik Enerjisi Satış Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilinin sözleşmeyi 2 yıl süreyle devam ettikten sonra müvekkilinin fiyat anlaşmazlığı nedeniyle karşılıklı olarak fesih edildiğini sözleşme sonrası enerji dengesizliği adı altında bir faturanın müvekkiline gönderildiğini itirazların olmasına rağmen bankanın otomatik olarak borcu ödediğini, 2012 yılında enerji dengesizliği konusunda zarar doğmadığını müvekkiline dengesizlik ihbarı ve fatura çıkarılmadığını 2013 ve 2014 yıllarında davalı yanın tanımladığı tüketim husuların da farkların bulunmadığını belirtildiğini sözleşmenin fes edildiği anda yaşanan sorunun davalının kötü niyetli olduğunu gösterdiğini, haklı davanın kabulü ile taraflarınca haksız olarak tahsil edilen 23.523,23 TL’nin tahsil edildiği tarihten itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte taraflarına ödenmesine, yargılama harç ve masrafları ile davalı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının dava konusu faturaya yasal süresi geçtikten sonra itiraz ettiğini, itiraz etmesine rağmen fatura bedelinin tümünü ödediğinden bu nedenle faturayı kabul etmiş sayıldığını, davacının iadesini talep ettiği bedelin mevzuatta tanımı ve uygulaması yer alan idarenin elektrik arz – talebi arasındaki dengesizlik nedeniyle müvekkilinin elektrik satış şirketlerine tahakkuk ettirdiği bir maliyet olup bu maliyetin önlenmesi amacıyla taraflar arasındaki sözleşme ile davacıya elektrik talebinde oluşabilecek +/- % 10 ve üzeri oranındaki değişiklikleri müvekkiline bildirim yükümlülüğü getirildiğinden bu bildirim yapılmadığı taktirde idarenin tahakkuk ettirdiği enerji dengesizliği bedelinden davacının sorumlu olduğunu davacının sözleşmenin 9.8 maddesinin fiilen uygulanmasının imkansız olduğunu davacının iddiasının tamamen dayanaksız olduğundan davanın reddi ile vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İSTİNAF KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMA:
Mahkememizin, … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucu; “…Talep, Taraflar arasında imzalanan 03/09/2012 tarihli Elektrik Satış Sözleşmesi ve ek protokoller kapsamında enerji dengesizliği adı altında tahsil edilen miktarın iadesi istemine ilişkin bulunmaktadır. Taraflar arasındaki akdi ilişkinin varlığı ve ayrıca iki yıllık süre sonunda sözleşmenin 4 maddesi kapsamında taraflarca akdi ilişkinin sona erdirildiği hususları uyuşmazlık dışıdır. Davalı tarafça tanzim olunan 30/09/2014 tarihli e-faturanın, bu niteliği itibariyle ve düzenlendiği tarihte borçluya tebliğ edildiği, ancak davacı yanın 13/10/2014 tarihli ihtarnameyle ve süresinden sonra faturaya itiraz ettiği ve keza fatura bedelinin de davalı yana ödenmiş olduğu görülmektedir. 4562 sayılı Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu 5 maddesinde; OSB, müteşebbis heyetin başvurusu üzerine bakanlıkça verilen kamu yararı kararı ve sınırları belirlenmiş yetki çerçevesinde kamulaştırma işlemleri de yaptırabilen bir özel hukuk tüzel kişisi olduğu ifade edilmiş olup, davacı tacirin itiraz ettiği enerji dengesizliği enerji açığı veya fazlasını; elektrik enerjisi arz ve talebi arasındaki dengesizliği ifade etmekte olup, arz ve talep dengesini sağlamak yükümlülüğü lisans sahipleri-elektrik satış şirketleri üzerinde bulunmaktadır. Buna göre dengesizlik halinde oluşan maliyette bu şirketler üzerinde bulunmaktadır. Ancak bu dengenin sağlanması davacı gibi yüksek miktarda elektrik tüketen kişilerin tüketecekleri elektrik miktarındaki değişikliklerin öngörülebilir olması halinde mümkün bulunmaktadır. Buna göre de taraflar arasında yapılan sözleşmenin 9.1.8 maddesinde (aylık yük çekiş miktarı 1000 MWh’nin üzerinde olan tüketicilerin yük çekiş ihtarındaki oluşabilecek +/- %10 ve üzeri değişimleri tedarikçiye en az 2 hafta öncesinden yazılı olarak bildirmekle yükümlü oldukları, bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde tüketicinin bu nedenle tedarikçinin uğrayacağı tüm zararları üstlenmeyi kabul ettiği) hüküm altına alınmıştır. Bu noktada bilirkişi kurulu raporunda Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinin 88.3 maddesi ile sözleşmenin 9.1.5 maddesine atıfla değerlendirme yapılmış olmakla birlikte dava konusu olayda günlük tüketim tahminini düzenleyen 9.1.5 maddenin değil, aylık yük çekiş miktarındaki +/-%10 değişikliklere ilişkin 9.1.8 maddenin uygulanması gerektiği, davalı tarafça da bu hüküm doğrultusunda tahakkuk yapıldığı görülmektedir. Bu nedenle bilirkişi kurulunun 9.1.5 maddesinde yer alan tüketim tahminlerinin yazılı olarak istenmesi gerektiğine ilişkin yükümlülüğün, olaya uygulanması gereken 9.1.8 maddesi hükmüne nazaran dava konusu talep bakımından dikkate alınması mümkün olmayıp anılan 9.1.8 maddesinde yazılı talepte bulunma şartı da söz konusu değildir. Kaldı ki bilirkişi kurulunca dayanılan 9.1.5 madde günlük tüketim tahminlerine ilişkin olup, dava konusu olay yük çekiş miktarındaki artışa ilişkin bulunmaktadır. Açıklanan bu sebeple aylık yük çekiş miktarındaki artış / azalış halinde ve sözleşmenin 9.1.8 maddesi gereğince davacıya 2 hafta önceden bildirim yükümlülüğü getirilmiş olmakla ve davalı yana bu yönde yazılı talepte bulunma bakımından ayrıca verilmiş bir yükümlülük de söz konusu olmamakla davacı talebinin yerinde olmadığı kanaatine varılmış, açıklanan tüm bu sebeplerle yerinde görülmeyen davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yerinde görülmeyen davanın REDDİNE…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İLAMI:
Mahkememizce verilen, 08/05/2018 tarih ve … Esas-… Karar sayılı kararın davalı yanca İstinaf edilmesi üzerine kararı inceleyen BAM 3. H.D. 2018/2507 Esas-2020/1801 Karar ve 08/12/2020 tarihli ilamı ile; “…Dosyadaki bilgi ve belgelere göre taraflar arasında imzalanan 03/09/2012 tarihli Elektrik Satış Sözleşmesinin, iki yıllık süre sonunda sözleşmenin 4. maddesi kapsamında taraflarca akdi ilişkinin sona erdirildiği, davalı tarafça tanzim olunan 30/09/2014 tarihli e-faturanın, davalıya tebliğ edildiği, davacı yanın 13/10/2014 tarihli ihtarnameyle faturaya itiraz ettiği , fatura bedelinin davalıya ödenmiş olduğu anlaşılmaktadır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümü yönünden ,öncelikle 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’na dayanılarak çıkarılan 14 Nisan 2009 tarihinde yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliği’ne göre düzenlenen sözleşmenin ilgili hükümlerinin incelenmesi gereklidir.
Taraflar arasında düzenlenen Elektrik Satış Sözleşmesi’nin “tarafların hak ve yükümlülükleri başlıklı ” 9 maddesinin ,
9.5.1 maddesi hükmü “tüketici günlük tüketim tahminlerini tedarikçinin yazılı talebi doğrultusunda ,günlük/aylık/yıllık olarak bildirimekle yükümlüdür”düzenlemesi ,
9.8.1 maddesi :aylık yük çekiş miktarı 1000 mwh üzerinde olan tüketicilerin,yük çekiş miktarında oluşabilecek +-%10 değişimleri tedarikçiye en az 2 hafta öncesinden yazılı olarak bildirmekle yükümlüdür. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde tüketici bu nedenle tedarikçinin uğrayacağı tüm zararları üstlenmeyi kabul eder.
Tüketici, tedarikçinin bu sebeple ödemek zorunda kalacağı her türlü bedeli ,talep üzerine en geç 3 gün içerisinde tedarikçiye ödemekle yükümlüdür ” şeklinde düzenleme bulunmaktadır.
Mahkemece, yargılamada bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi kurulunca raporda Elektrik Piyasası Dengeleme ve Uzlaştırma Yönetmeliğinin 88.3 maddesi ile sözleşmenin 9.1.5 maddesine atıfla değerlendirme yapıldığı görülmüştür.
Dava konusu olayda ise, davalı tarafça günlük tüketim tahminini düzenleyen 9.1.5 maddenin değil, aylık yük çekiş miktarındaki +/-%10 değişikliklere ilişkin 9.1.8 maddedeki düzenleme doğrultusunda tahakkuk yapıldığı görülmektedir.
Yukarıdaki incelenen sözleşme hükümlerine göre, taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliği itibarıyla , uygulanacak hüküm mahkemenin de kabulünde olduğu gibi, sözleşmenin 9.8.1 maddesindeki düzenlemedir. Buna göre, aylık yük çekiş miktarındaki artış / azalış halinde ve sözleşmenin 9.1.8 maddesi gereğince davacıya 2 hafta önceden bildirim yükümlülüğü getirilmiş olup, davalı yönünden ise yazılı talepte bulunma yükümlüğü öngörülmediği anlaşılmaktadır.
Ne var ki, istinaf konu davada sözleşmenin aynı maddesinde düzenlendiği üzere, “bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde tüketici bu nedenle tedarikçinin uğrayacağı tüm zararları üstlenmeyi kabul eder. Tüketici, tedarikçinin bu sebeple ödemek zorunda kalacağı her türlü bedeli ,talep üzerine en geç 3 gün içerisinde tedarikçiye ödemekle yükümlüdür” şeklindeki müeyyide ve düzenleme yönünden, davalı tarafça uğradığı zarar veya ödemek zorunda kaldığı her türlü bedel yönünden somutlaştırma yapılmadığı gibi,mahkemece de bu yönde araştırma ve inceleme yapılmamıştır.
Bu eksiklik HMK 353/1-a-6. maddesine aykırılık oluşturmakla, davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yukarıda açıklandığı üzere yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davacının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İSTİNAF KALDIRMA KARARI SONRASI YAPILAN YARGILAMADA:
Mahkememizce İstinaf kaldırma kararı sonrası tensip zaptı düzenlenerek, yeni duruşma gün ve saati ile birlikte taraflara tebliğ edilmiş ve mahkememizin 17/05/2021 tarihli celsesinin 1 nolu ara kararı ile; “Davalı yana BAM kaldırma kararı doğrultusunda aralarında akdedilen sözleşmenin 9.1.8 maddesi gereğince; uğradığı zararı ve ödemek zorunda kaldığı her türlü bedeli açıklamak ve bu husustaki talebini somutlaştırmak ve varsa belgeleri ibraz etmek üzere 2 haftalık kesin süre verilmesine, verilen kesin sürede beyanda bulunulmadığı takdirde beyanda bulunmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtarına” şeklinde ara karar kurulduğu, taraflarca beyanda bulunulmasına müteakiben, mahkememizin 11/02/2022 tarihli ara kararının 1 nolu bendi kapsamında; “Dosyanın daha önce kök raporu düzenleyen bilirkişi heyetine tevdi ile İstanbul BAM.3.HD’nin 2018/2507 esas, 2020/1801 karar sayılı kaldırma kararı ve sonrasında dosyaya sunulan beyanlar ve kayıtlar hep birlikte değerlendirilmek suretiyle dosya üzerinde ayrıntılı, gerekçeli ve dosya kapsamına uygun rapor düzenlenmesinin istenilmesine” şeklinde karar verildiği, dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği ve bilirkişi heyeti tarafından da, 11/04/2022 tarihli bilirkişi raporu tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup; raporun incelenmesinde özetle; “Davacı ile Davalı yanlar arasında, 03.09.2012 tarihinde, Elektrik Satış Sözleşmesi ve ek protokoller imzalanmış ve anılan tarih itibariyle de ilişkiler başlatıldığını, davacı yan, EPDK’dan İlisanslı elektrik tedarikçisi olup, serbest tüketicidir.Bu dava dosyasında tüketici olarak taraftır. Davalı yanda, lisanslı, … toptan Satış A.Ş olup bu dava dosyasında tedarikçidir.3/3/2001 tarih ve 24335 Mükerrer sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4628 sayılı kanun ve ikincil mevzuat olan, Elektrik Piyasası Serbest Tüketici Yönetmeliğine, davalı ve davacı yanlar arasında sözleşme yapılacak ve ticari ilişkilerin bu sözleşme sonrasında başlayacağı, davalı yan arasında imzalanan, iki yıllık sözleşmenin, 9.1.5 şıkkı, davalı yana (tedarikçiye) günlük/aylık/yıllık tüketim tahminlerini yazılı olarak isteme yükümlülüğü, Davacı yana da (tüketiciye), davalı yanın(tedarikçi) yazılı olarak istediği günlük/aylık/yıllık tüketim tahminlerini bildirmek üzere yükümlü kılmıştır. Bu madde kapsamında, davalı tedarikçi (… Toptan Satış A.Ş.), davacıdan (tüketici) günlük/aylık/yıllık tüketim tahminlerini yazılı olarak istememiştir. Bu bilgi, adı altında, davacı yandan edilen 23.523.23TL’nin haksız olarak tahsil edilen davacı yana iadesi kanaatimizdir. Ticari faiz hesabının, mali müşavir bilirkişi eliyle hesaplanması kanaatimizdir. istinaf mahkemesinin (BAM.3.H.D)’nın 2018/2507 Esas, 2020/1801 karar sayılı görüşüne göre hukuki değerlendirme sayın mahkemenin taktirinde olduğu” şeklinde tespitler yapıldığı, raporun taraflara tebliği edildiği, davacı vekili tarafından rapora yönelik beyanda bulunulduğu, faiz hesabı yapılmak üzere dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdi ile rapor alınmasının, davalı vekili tarafından da rapora yönelik beyan ve itirazda bulunulduğu, raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığından yeni bir bilirkişi heyetinden rapor alınmasının talep edildiğinin anlaşıldığı, taraf beyan ve itirazları kapsamında yapılan değerlendirme sonucu mahkememizin 09/05/2022 tarihli celsesinin 1 nolu ara karar ile; “Davacı vekilinin mali müşavir bilirkişiden rapor alınması isteminin reddine” 2 nolu ara karraı ile de; “Dosyanın bilirkişi heyetine tevdii ile; davalı yan itirazları tek tek irdelenmek suretiyle ek rapor düzenlenmesinin istenilmesine” karar verildiği, dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edildiği ve ek rapor alındığı anlaşılmış olup, bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilerek mahkememize sunulan 29/06/2022 tarihli bilirkişi ek raporunun incelenmesinde özetle de; “Davacı ile Davalı yanlar arasında, 03.09.2012 tarihinde, özgür irade ile İki yıllık Elektrik Satış Sözleşmesi ve ek protokollerinin imzalanmış ve anılan tarih itibariyle de, ticari işkiler başlamıştır. İnceleme ve değerlendirmelerde açıklandığı üzere, sözleşme maddelerinden 9.1.5 şıkkı, davalı yan tarafından yerine getirilmemiştir. Bu madde yerine getirilseydi. davacı yan günlük/aylık/yıllık tüketim tahminle yazılı olarak davalı yana verilecek böylelikle sözleşmenin 9.8.1 şıkkının teknik olarak uygulanmasına ihtiyaç kalmayacaktır. Bu nedenle bir önceki görüşümüz değişmemiştir. Bir önceki görüşümüz aşağıda tekrar verilmiştir. Davalı yanın, Enerji dengesizliği adı altında, davacı yandan tahsil edilen 23.523,23TL’nin haksız olarak tahsil edildiği, dolayısıyla davacı yana iadesi kanaatimizdir. Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesinin 2018/2507 Esas, 2020/1801 kararı uyuşmazlığın niteliği itibariyle uygulanacak hükmün, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi sözleşmenin 9.8.1 maddesi olduğunu belirtmiştir. Bu madde hükmüne göre konu değerlendirildiğinde, davalı yanın, Enerji dengesizliği adı altında, davacı yandan tahsil ettiği 23.523,23TL’nin haksız olmadığı kanaatini doğrular nitelikte olduğu açık ve net bir şekilde anlaşılmıştır. Ancak, bilirkişi heyetimiz bu görüşe katılmamaktadır. Sayın mahkemenin nihai kararına göre faiz hesabının, mali müşavir bilirkişi eliyle hesaplanması kanaatimizdir” şeklinde görüş bildirilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, taraflar arasında imzalanan 03/09/2012 tarihli Elektrik Satış Sözleşmesi ve ek protokoller kapsamında enerji dengesizliği adı altında tahsil edilen miktarın iadesi istemine ilişkin olduğu, mahkememizce davanın reddi yönünde verilen kararın İstanbul BAM 3.H.D.’nin 08/12/2020 tarih ve 2018/2507 Esas-2020/1801 sayılı kaldırma kararı ile kaldırıldığı, BAM kaldırma kararı sonrası, Kaldırma Kararı kapsamında ara kararlar kurulduğu, taraflarca beyan dilekçeleri ve ekli belgeler sunulduğu, akabinde mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği ve bilirkişi heyeti tarafından da az yukarıda ayrıntılı özeti verilen 11/04/2022 tarihli kök ve 29/06/2022 tanzim tarihli ek raporların tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği; raporlarda bilirkişi heyeti tarafından İstinaf kaldırma kararı sonrası alınan kök ve ek raporlarda önceki görüş ve kanaatlerinde herhangi bir değişiklik olmadığının bildirildiği ancak, Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’nin 2018/2507 Esas-2020/1801 Karar sayılı kaldırma kararında uyuşmazlığın niteliği itibariyle uygulanacak hükmün, mahkemenin de kabulünde olduğu gibi sözleşmenin 9.8.1 maddesi olduğunun belirtildiği, bu minvalde yapılan değerlendirmede de, madde hükmüne göre davalı yanın, Enerji dengesizliği adı altında, davacı yandan tahsil ettiği 23.523,23 TL’nin haksız olmadığı kanaatini doğrular nitelikte olduğunun açık ve net bir şekilde anlaşıldığının tespit edildiği, bu haliyle yapılan değerlendirmede de, İstinaf kaldırma kararı sonrası dosyaya celp olunan kayıtlar, alınan bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre yapılan değerlendirme sonucu, davalı yanın dava konusu olan ve Enerji dengesizliği adı altında, davacı yandan tahsil ettiği 23.523,23 TL’nin haksız olmadığı sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, ispatlanamayan davanın reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70-TL harçtan peşin alınan 401,75-TL’den mahsubu ile fazla yatırılan 321,05-TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından yapılan 1.500,00 TL bilirkişi ücreti ve 3,80 TL vekalet harcı gideri toplam 1.503,80 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya VERİLMESİNE,
5-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince hesap ve taktir olunan 9.200,00 TL ücreti vekaletin davacıdan tahsili ile davalı yana VERİLMESİNE,
6-Taraflarca HMK 120 madde gereğince yatırdıkları gider avansından kalan miktarın karar kesinleştiğinde talep halinde taraflara İADESİNE,
Dair, davacı ile davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolu açık olmak üzere karar verildi.10.10.2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır