Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/738 E. 2022/184 K. 22.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/738 Esas
KARAR NO:2022/184

DAVA:Menfi Tespit ( Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:17/11/2021
KARAR TARİHİ:22/03/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Müvekkili hakkında davalı sigorta şirketi tarafından, 18/04/2018 tarihinde …. İcra Müdürlüğü’nün… esas sayılı icra takibi başlatıldığını, takibin halen derdest olduğunu, 03/11/2012 tarihinde müvekkilinin sevk ve idaresindeki … plakalı aracı ile … … de seyir halinde iken sinyal verip dönüşünü yaptığı esnada aynı istikamette seyir halinde olan … idaresinde bulunan … plakalı motorun müvekkili aracının sol ön kısmına çarptığını, bu kaza sonucunda yaralanan …’ın, müvekkili sigorta şirketi olan davalıdan, …. Asliye Ticaret Mahkemesine dava açarak ve dava dışı anlaşma yolu maddi zararını karşıladığını, ancak davalı Sigorta şirketinin müvekkili …’a ödediği 17.328,91 asıl alacak 3.302,94 TL işlemiş faizi ile toplamda 20.631,85 TL’yi …. İcra Müdürlüğü… sayılı dosyası ile haksız bir şekilde rücu ettiğini, davalı sigorta şirketinin …’a ödemiş olduğu maddi tazminatın müvekkiline rücu edilebilmesini gerektiren mevzuattan kaynaklı herhangi bir gerekçenin olmadığını ileri sürerek davanın kabulü ile müvekkili …’nın davalıya borcu olmadığının tespitine, davalının icra emrinde yer alan değer üzerinden %20 tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Davanın görevli mahkemede ikame edilmemiş olduğunu, işbu davada görevli mahkemenin Tüketici Mahkemeleri olup görevsizlik kararı verilerek davanın usulden reddi gerektiğini, dava konusu olayın davacının kusuru ile meydana geldiğini, müvekkili şirketin, davacı yandan sigorta hukuku mevzuatı ve hükümleri doğrultusunda ödediği tazminatı talep etme hakkının mevcut olduğunu, bu bağlamda davacı yanın iddialarının haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu ve dava dışı 3. şahsa ödenen tazminatın yerinde olduğunu ve sigortalı ile sigortalı araç sürücüsünden tahsili gerektiğinden takibin de yerinde olduğunu, zarar gören 3. Şahsın %8 maluliyeti göz önüne alınarak ve sigortalı araç sürücüsünün %75 kusuru oranında toplam 17.328,91-TL tazminat ödemesi mevcut olduğunu, tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte tahsilinin izahtan vares olduğunu, müvekkili şirketin ödediği meblağın rücuen tahsili nedeniyle yasal sürecin başlamasından önce davacı tarafa, ödenen tazminatı ödemesi için ödeme talebinde bulunduğunu ancak davacıdan herhangi bir cevap alınamadığını, müvekkili şirket tarafından davacı aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı icra dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığını, zararın tazmini amacıyla davacı aleyhine başlatılan takibe davacının süresi içerisinde itirazını gerçekleştirmemesi neticesinde kesinleştiğini, ancak davacının dava konusu zararı ödemekten kurtulmak amacıyla huzurdaki davayı açtığını savunarak, davanın reddine, davacı tarafından talep edilmiş bulunan kötü niyet tazminat talebinin reddine, davacı borçlunun müvekkil şirket lehine takip tutarının %20’sinden az olmamak üzere tazminat ödemeye mahkum edilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ile birlikte avukatlık ücretinin de davacı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; ZMMS sigortacısı davalı sigorta şirketinin, sigortalısı araç sürücüsü davacı …’nın karıştığı kaza nedeniyle, dava dışı 3. kişiye ödediği bedelin, sigortalısı ve sigortalı araç sürücüsü davacıdan rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğünün… E. Sayılı icra takip dosyasının incelenmesinden; alacaklı … Sigorta A.Ş. tarafından, borçlular … Tic. San. Ltd. Şti. ve … aleyhine ödenen tazminatın rücusuna dayalı alacak talebiyle 05/04/2018 tarihinde 17.328,91 TL asıl alacak, 3.302,94 TL işlenmiş faiz olmak üzere toplam 20.631,85-TL ve toplam alacağın icra gideri, vekalet ücreti ve takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek yıllık %9 faiz alacağın tahsili amacıyla, ilamsız icra takibi başlatıldığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı HMK’nın 1. Maddesine göre, mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gerekir.
TTK’nın 3. maddesine göre; bu Kanun’da düzenlenen hususlarla bir ticari işletmeyi ilgilendiren bütün işlem ve fiiller ticari işlerdendir.
Kanun’un 4. maddesinde mutlak ticari davalar;
“(1) Her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın;
a) Bu Kanunda,
b) Türk Medenî Kanununun, rehin karşılığında ödünç verme işi ile uğraşanlar hakkındaki 962 ilâ 969 uncu maddelerinde,
c) 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun malvarlığının veya işletmenin devralınması ile işletmelerin birleşmesi ve şekil değiştirmesi hakkındaki 202 ve 203, rekabet yasağına ilişkin 444 ve 447,  yayın sözleşmesine dair 487 ilâ 501, kredi mektubu ve kredi emrini düzenleyen 515 ilâ 519, komisyon sözleşmesine ilişkin 532 ilâ 545, ticari temsilciler, ticari vekiller ve diğer tacir yardımcıları için öngörülmüş bulunan 547 ilâ 554, havale hakkındaki 555 ilâ 560, saklama sözleşmelerini düzenleyen 561 ilâ 580 inci maddelerinde,
d) Fikrî mülkiyet hukukuna dair mevzuatta,
e) Borsa, sergi, panayır ve pazarlar ile antrepo ve ticarete özgü diğer yerlere ilişkin özel hükümlerde,
f) Bankalara, diğer kredi kuruluşlarına, finansal kurumlara ve ödünç para verme işlerine ilişkin düzenlemelerde,
öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılır. Ancak, herhangi bir ticari işletmeyi ilgilendirmeyen havale, vedia ve fikir ve sanat eserlerine ilişkin haklardan doğan davalar bundan istisnadır…” şeklinde sayılmış; 5. maddenin 1. fıkrasına göre; aksine hüküm bulunmadıkça, dava olunan şeyin değerine veya tutarına bakılmaksızın asliye ticaret mahkemesi tüm ticari davalar ile ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işlerine bakmakla görevli kılınmıştır. Bunun yanında, TTK’nın 21. maddesi gereğince her iki tarafın tacir olması ve tarafların ticari işletmesi ile ilgili olan davalar, taraflardan birinin ticari işletmesiyle ilgili olması kaydıyla Borçlar Kanunu’nun havale hakkındaki 457-462 ve vedia hakkındaki 463-482. maddelerinde düzenlenen hususlardan doğan nispi nitelikteki ticari davalar yönünden de ticaret mahkemesi görevlidir. Zira, açıklandığı üzere; TTK’nın 4. maddesinde, bu Kanun’dan doğan hukuk “davalarının” ticari dava sayıldığı, aynı Kanun’un 5. maddesinin 2. fıkrasında, bir yerde ticaret mahkemesi varsa asliye hukuk mahkemesinin vazifesi içinde bulunan ve bu kanunun 4. maddesi hükmünce ticari sayılan “davalara” ticaret mahkemesinde bakılacağı hususları düzenlenmiştir.
TTK’nın 1401 ilâ 1520. maddelerinde sigorta hukuku düzenlendiği; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun “Zorunlu sigortalar” başlıklı 13. maddesinde de sorumluluk sigortalarına ilişkin düzenleme yer aldığı görülmektedir.
28.11.2013 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde Kanun’un kapsamı “Bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmış; “tanımlar” başlıklı 3. maddesinin (l) bendinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde tanımlanmış; 73. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83. maddesinde de taraflardan birinin tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenmiş olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanun’un görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir. TKHK’nın “Geçiş hükümleri” başlıklı geçici maddenin 1. fıkrası ise “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış olan davalar açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam eder” hükmünü içermektedir.
Yukarıdaki açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Eldeki dava, zorunlu trafik sigorta sözleşmesine dayanılarak sigortacı tarafından sigortalısı ve sigortalısı araç sürücüsü aleyhine 3. kişiye ödenen bedelin rücuen tazmini istemi ile başlatılan icra takibi nedeniyle borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi davasıdır. Kazaya karışan ve ZMMS sigortasına konu aracın otomobil olup ticari araç olmadığı, davacının gerçek kişi olduğu, aracın ticari veya mesleki faaliyet için kullanımının söz konusu olmadığı gibi uyuşmazlığın ZMMS poliçesine dayandığı değerlendirildiğinde uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinin görevine girdiği sonuç ve kanaatine ulaşılarak; Mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan mahkememizin görevsizliğine, davanın HMK 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce KARAR OLUŞTURULMASINA,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA KARAR VERİLECEĞİNİN İHTARATINA,
Dair davacı vekilinin yüzüne karşı davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu, açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/03/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim …
E-İMZA