Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/733 E. 2023/400 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/733
KARAR NO:2023/400

DAVA:Ticari Şirket (Bilgi Alma Ve İnceleme Hakkı İhlali)
DAVA TARİHİ:15/11/2021
KARAR TARİHİ:11/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan ticari şirket (bilgi alma ve inceleme hakkı ihlali) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı şirketin 05/11/2021 tarihli olağan genel kurul kararının 3 numaralı bilanço ve gelir/gider hesaplarının okunduğunu, yapılan oylama sonucunda müvekkiline ait 112.884 oya karşı 3.217.571 oy ile oy çokluğuyla onaylanmasına karar verildiğini, 2018, 2019 ve 2020 yılları kârının, gerekli vergiler ve kanuni ihtiyatlar ayrıldıktan sonra kalan kısmın olağanüstü yedeklere ayrılmasına herhangi bir karar alınmamasına karar verilmesi nedeniyle müvekkili tarafından muhalefet şerhi sunulduğunu, anılan genel kurul toplantısında davalı yönetim kurulu üyelerine, genel kurulun gündeminde olan bilançoların ve gelir tablosunun görüşülmesi sırasında ilgili finansal tablolarda görülen şüpheli işlemlere ilişkin olarak; “2020 yılında kurumlar vergisi beyannamesinde şirketin 144.423.630,72-TL satış yaptığının görüldüğü” yine beyannamede satışların maliyetinin ise 140.388.599,88-TL olarak görüldüğü” bu satış işleminin/işlemlerinin ne olduğu ile satış ve maliyet tutarlarının bu denli yakın olmasının olağan olup olmadığı”, “şirketin kullanmış olduğu kredilerin detaylarının neler olduğu ile bu kredilerin ne için çekildiği ve ne için kullanıldığı”, “2020 yılında devreden 591.497,36-TL KDV’yi oluşturan satışların ve alımların neler olduğu ve bu hususa ilişkin muavin defterlerinin incelenmesi talebi”, “2018, 2019 ve 2020 bilançolarında görünen diğer borçların kapsamının ne olduğu, bunun ticari borçlardan farkının ne olduğu”, “şirket kasasında duran paranın neden bu kadar yüksek olduğu ve bu paranın neden bankaya faiz hesabına yatırılmadığı ve faiz gelirlerinden şirketin mahrum bırakıldığı”, “şirketin ortaklara neden yüksek miktarlarda borç verdiği, bu borcun hangi ortaklara verildiği” ve “kanunen kabul edilmeyen giderlerin detaylarının nelerden oluştuğu” hususlarında sorular yöneltildiğini, ancak yönetim kurulu başkanı İbrahim Çetinkaya tarafından sorularına genel geçer cevaplar verildiğini, verilen cevapların gerçekleri yansıtıp yansıtmadığı hususunun ise, davalı şirketin ticari defterlerini incelemelerine izin verilmemesi sebebiyle bilinmemekte olduğunu, davalı yönetim kuruluna yöneltilen soruların içeriğinden, tüm soruların davalı şirket yönetim kurulu tarafından hazırlanan faaliyet raporu ve bilançoya ilişkin olduğunun anlaşılacağını, yönetim kurulunun zaten bilançoda yer alan her işlemden haberdar olması ve her işlemin neden yapıldığını izah edebiliyor durumda olması ve bu işlemlere ilişkin tüm belgeleri de ibraz edebiliyor olması gerektiğini, soruların pazarlama ve satış stratejileriyle ilgili olmadığını, dolayısıyla şirket sırrı niteliğinde de olmadığını, yönetim kurulu tarafından müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakkının engellendiğini, bu durumun dürüstlük kuralına açıkça aykırı olduğunu, tüm bu nedenlerle davalı şirketin 05/11/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında müvekkilinin bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edildiğinin tespiti ile, bahsi geçen hususlara ilişkin sorularına davalı şirketin yazılı olarak gerçeğe uygun ve tam bir şekilde cevap vermesi, davalı şirketin 2018, 2019 ve 2020 yılları ticari defter ve kayıtları ile özellikle muavin kayıtlarının incelenmesi hususunda taraflarına inceleme yetkisi verilmesi ve incelemenin taraflarınca belirlenecek uzman mali müşavirler tarafından yapılması, uzmanlara şirket merkezinde çalışma yeri tahsis edilmesi ve uzmanlarca sorulacak soruları cevaplayacak bilgi ve yeteneğe sahip şirket ilgililerinin bu incelemede hazır bulundurulması ve ayrıca taraflarınca sorulan sorulara ilişkin şirket nezdinde bulunan belge ve kayıtların ilgili kısımlarının suretlerinin ya da elektronik veri taşıyıcısındaki bilgilerin kopyasının taraflarına verilmesi yönünde hüküm tesis edilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafın iddia ettiği hususların tamamen gerçek dışı olduğunu ve davanın reddinin gerektiğini, müvekkili şirketin, 05/11/2021 tarihindeki olağan genel kurul toplantısı için 18/10/2021 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde yasaya uygun bir şekilde genel kurul çağrısı yaptığını ve ortaklara davetiye ile bildirim yaptığını, incelenmek üzere şirketin finansman tabloları, diğer belge ve bilgilerin hazır tutulduğunu, davacının, olağan genel kurul toplantısı davet kağıdını tebliğ aldıktan sonra davacı vekilinin, 01/11/2021 tarihinde müvekkili şirket merkezinde, müvekkili şirket ve diğer grup şirketlerinden olan… Ve Tic. A.Ş., … A.Ş., …Ve Tic. A.Ş.’nin finansman tabloları, faaliyet raporları, bilanço ve gelir tablolarını incelediğini ve birer nüshasını aldığını, davacının, kanunun kendisine tanımış olduğu hakkı art niyetli olarak kullanmaya çalışmakta olduğunu, davacının ticari defterleri incelemediğini iddia etmekte olduğunu, oysa ki olağan genel kurul toplantısı öncesi şirketin bütün ticari defterlerinin bütün pay sahiplerine açıldığını ve davacının da vekilleri aracılığıyla 01/11/2021 tarihinde şirketin bütün defterlerini incelediğini ve birer nüshaları aldığını, genel kurulda davacının sormuş olduğu soruların detaylı bir şekilde cevaplandırıldığını, davacının amacının genel kurulu tıkamak, şirket sırlarını öğrenmek ve asıl konuşulması gereken konuları saf dışı bırakmak olduğunu, davacının, karşı oylarını bile genel kurula gelmeden önce bilgisayar ortamında hazırladığını ve daha genel kurul toplantısı başlamadan, konular tartışılıp oylamaya sunulmadan davacının karşı oyunu hazır bir şekilde genel kurula sunduğunu, davacının amacının bilgi edinmek değil; şirketin ticari sırlarını elde etmek ve davalarla yıpratmaya çalışmak olduğunu, davacının, müvekkili şirket dışında diğer pay sahibi olduğu grup şirketlere de aynı konuda dava açtığını, 05/11/2021 tarihli genel kurulda müvekkili şirket tarafından davacı tarafın; “2020 yılında 144.423.630,72 TL satış ve 140.388.589,88 TL satışların maliyeti olduğu” sorusuna “…Öncelikle satış işlemi/işlemleri konusu bellidir. Şirket demir dışı metaller sektöründe faaliyet göstermektedir ve esas olarak pirinç ve bakır ürünleri ticareti yapmaktadır. Eğer bu işlemlerin kimlere ve kimlerle yapıldığı soruluyorsa bu pazarın yani müşteri listesinin istenmesidir ki bu bilgi şirketin sırrıdır. TTK 437/III. maddesi ile bilgi alma hakkının sınırı belirlenmiştir. Bu kapsamda pay sahibinin talebi, sadece istenilen bilgi verildiği takdirde şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile reddedilebilecektir. Satışların maliyeti konusuna gelince yıllık brüt karın dört milyon Türk Lirasının üzerinde olduğu görülürse sektörel olarak makul olduğu anlaşılacaktır. Yüzde üç/dört civarında bir kar oranı gözükmektedir ki bu konu da esasen sabit bir durum değildir zira serbest piyasa koşulları, rekabet ve satış kabiliyetini sürdürebilme ayrıca Şirketin sermaye yapısının güçsüz olması nedeniyle (davacı ortaklar sermaye artışına hiç yanaşmamaktadır) varlığını sürdürebilme koşullarını her şirket kendine göre ayarlamaktadır. Birazdan Açıklayacağımız üzere toplam satış ile toplam sermaye arasındaki ilişki nedeniyle ticari devir hızını maksimize etmek için de fiyat/kar politikasını şirket kendine göre ayarlamaktadır…” şeklinde, “Şirketin kullanmış olduğu kredilerin detayları ve bunların ne için çekilmiş olduğu” sorusuna “…Bugün ülkedeki neredeyse tüm KOBİ’ler kredi ile işletme, tedarik ve üretim giderlerini çevirmektedir. Kaldı ki az önce değindiğimiz üzere Şirketin sermayesi üç milyon altı yüz otuz yedi bin TL dir. (3.637.000.) ve aktifinde Taşınma ve binek araçlar dışında kayda değer bir varlık da görüleceği üzere yoktur. Bu durum bize anlatır ki şirket bankalardan alınan krediler, satıcı/tedarikçilerimize vadeli alış nedeniyle olan borçlar ve neredeyse en fazla da şirketin ortaklarından alınan ve hiçbir şekilde faiz işletilmeyen borçlar ile faaliyetini yürütmekte olup buna rağmen alım satım sirkülasyonunu yani ticari devir hızını yüksek tutarak ve ilave olarak da fiyat/kar ilişkisini kendi varlığını sürdürmeye en elverişli şekilde ayarlayarak hayatına devam etmektedir. Şirketin yalnızca grup şirketlerinden … AŞ için Köprü Kredi olarak ellişer bin USD olarak üç ayrı defada aldığı toplam yüz elli bin USD … banktan kredisi vardır ve bunu ödeme yükümlülüğü de yine … AŞ’ye aittir…” şeklinde, “2020 yılında devreden 591.497,36 TL KDV’yi oluşturan satışların ve alımların neler olduğu” sorusuna “…ki bu soruya aslında yukarıda cevap verdik. Yine de iki ayağı var cevabımızın bunlardan birisi metal sektöründe, demir dışı metalleri kapsayan pirinç, bakır, alüminyum ve bunların karışımlarından mürekkep çeşitli alaşımlar/ürünlerdir. Bizden fatura müşteri isimleri isteniyorsa, bu bilgiler vergi dairelerine e-fatura e-defter mükellefi olduğumuz için sadece oraya verilmektedir. … bizzat kendisi olmasa da ortaklar içinde bu işi yapmakta olanlar vardır ve bu bizim için Pazar/rekabet konusudur. Bu sorunun ikinci ayağı vardır ki o da ödenecek KDV tutarıdır. Bilançoda ve alt hesap olarak da mizanda tevkifatlı satışlarımız için iki nolu KDV beyannamesi ile vergi dairesine ödenecek dokuz milyon dört yüz altmış bin iki yüz otuz beş TL seksen üç kuruş tutarında meblağ görünmektedir. Bu tutarın önemli bir bölümü henüz yerine getirilmemiş mahsuben iade taleplerimizden oluşuyorsa da devir KDV ile mütenasip bir meblağ da o döneme ait ödenecek KDV tutarıdır…” şeklinde, “2018, 2019, 2020 yılları diğer çeşitli borçların mahiyeti ve ticari borçlardan farkı” sorusuna “…’nın bu farkı bilmiyor olması olağan görünmüyor, Ticari borçlar bizim tedarikçimiz durumunda olan ve 320 satıcılar hesabı ile izlenen borçlardır. Diğer çeşitli borçlar ise adı üstünde doğrudan ana ticaret konusu ve kapsamı içinde olmayıp diğer nedenlerle oluşan, tüzel kişiliğin kullandığı başka kaynaklara olan borçlardır ki burada söz konusu olan ortaklara borçlardır. Ortaklara borçlar kaleminin de varlık nedeni yukarıda açıkladığımız üzere yıllık işlem tutarı ile öz sermaye miktarı arasındaki oransız durumdur. Yıllık satış yüksek ancak öz sermaye bunu karşılamaya yetmeyecek kadar küçük kalmaktadır ve üstelik başta davacı ortak olmak üzere bazı ortaklar sermaye artışına katılmamaktadır…” şeklinde, “Şirket kasasında bulunan paranın neden bu kadar yüksek olduğu” sorusuna “…ki bu kırk üç bin beş yüz seksen TL yirmi bir kuruş (43.580,21 TL) tutarındaki para şirketimizin günlük döngüsü bakımdan önemli bir meblağ değildir, pek çok şirketin kasasında günlük ihtiyaçlar için bu tutar bulunur. Kaldı ki yıl dönüşüdür ve kimi nakit ödemeler ertesi gün buradan yapılacaktır…” şeklinde, “Şirketin ortaklara neden yüksek rakamlı borçlar verdiği” sorusuna “…doğru değildir zira131 hesap kodu ile ortaklardan alacaklar satırı bilançoda mevcut değildir. 136 diğer çeşitli alacaklar bilançoda mevcut olmakla beraber buradaki tutarın çok büyük bölümü vergi dairesinden alacaklardır. Mahsuben iade talebimizin henüz yerine getirilmemiş olması nedeniyle bulunmaktadır. Bir de grup şirketlerinden olan alacaklar vardır ki … banktan 150.000 USD köprü kredinin … için Alındığını yukarda yazmıştık…” şeklinde ve “kanunen kabul edilmeyen giderlerin detayları nelerden oluştuğu” sorusuna ise “…kanunen kabul edilmeyen giderler adı üstünde vergi idaresinin matrahın tespitinde gelirler toplamından gider olarak düşülemeyecek kısmın bekletildiği/kaydedildiği hesaptır. Örneğin şirket matrah artışı yapmış ve bunu ödemiştir. Doğal olarak bu tutar şirketin bir gideridir lakin vergi idaresi bu giderin vergi matrahından indirilmesini kabul etmemektedir. Bu sebeble kanunen kabul edilmeyen gider kalemine alınır…” şeklinde cevap verildiğini, davacının üst üste sorulmuş olan sorulara detaylı ve açıklayıcı bir şekilde cevap verildiğini, tüm bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın reddini talep etmiştir.
Dava, davalı şirket ortağı davacının, 05/11/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısında bilgi alma ve inceleme hakkının ihlal edildiğinden bahisle, bilgi alma ve inceleme izni verilmesi istemine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce davalı şirketin ticaret sicili kayıtları, genel kurula ilişkin 05/11/2021 tarihli hazirun listesi, 05/11/2021 tarihli 2018, 2019 ve 2020 yılları olağan genel kurul toplantı tutanağı, 05/11/2021 tarihli genel kurula yöneltilen sorular, 01/11/2021 tarihli tutanağı, genel kurul çağrı kağıdı ve Ticaret Sicil Gazetesi ilanı, genel kurul tutanakları, 2018, 2019 ve 2020 yıllarına ait faaliyet raporu ve finansal tabloları ve sermaye ve ortaklık yapısına ilişki dökümler dosyamız arasına alınmış, bilirkişi heyetlerinden raporlar temin edilmiştir.
Ticaret hukuku öğretim üyesi Prof. Dr. … ve mali müşavir …’dan oluşan bilirkişi heyeti tarafından düzenlenerek mahkememiz dosyasına sunulan 06/04/2023 havale tarihli rapor ile; davacı …’nın %3,103767
pay oranı ve 127.206,00-TL tutarındaki hissesi ile davalı şirketin pay sahiplerinden biri olduğu, huzurdaki davaya konu 05/11/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısından önce, yani 01/11/2021 tarihinde davacı vekili tarafından ilan metninde belirtilen adrese gelinerek davalı şirketin 2018-2019 ve 2020 yıllarına ilişkin faaliyet raporlarının, bilançolarının ve gelir-gider tablolarının incelendiği/birer örneğinin teslim alındığı, ancak davalı şirketin ticari defterlerinin/muavin kayıtlarının incelendiğine dair herhangi bir bilgi-belge olmadığı, davacının bilgi alma hakkının ihlal edildiğini belirttiği genel kurul toplantısının 05/11/2021 tarihinde yapıldığı ve huzurdaki davanın da 15/11/2021 tarihinde yani 10 günlük süre içerisinde açıldığının görüldüğü, davacı vekilinin, TTK’nın 437. maddesinde belirtilen bilgi alma veya inceleme hakkı kapsamında, huzurdaki davaya konu 05/11/2021 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 3. maddesinde “2018, 2019 ve 2020 yılları bilanço ve gelir/gider hesaplarının müzakere edilmesi” esnasında sorduğu sorular ile ilgili olarak, davalı şirket tarafından verilen cevapların sorulan soruların karşılığı olmadığı ve/veya yeterli olmadığı ve/veya verilen cevabın ne kast ettiğinin dahi anlaşılamadığının tespit edildiği,
genel kurul toplantı tutanağında davalı şirket tarafından, davacının sorduğu sorulara cevap verildiği takdirde şirket sırlarının açığa çıkacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği nedeni ile cevap vermekten kaçınıldığı yönünde herhangi bir cevap/gerekçe yer almadığı, huzurdaki davaya konu 05/11/2021 tarihli genel kurul toplantısında, gündemin diğer maddelerinin görüşülmesi esnasında davacı vekilinin sorduğu sorulara ve dolayısıyla aldığı cevaplara rastlanmadığı, gündemin diğer maddelerinin oylaması sonucunda da, davacı …’ya ait 112.884 oya karşı 3.217.571 oy ile oy çokluğu ile onaylanmasına karar verildiği, sonrasında da davacı vekili tarafından her bir maddeye ilişkin muhalefet şerhlerinin sunulduğu, huzurdaki davaya konu 05/11/2021 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 3. maddesinde 2018, 2019 ve 2020 yılları bilanço ve gelir/gider hesaplarının görüşülmesinde, davacı vekilinin “2020’de devreden 591,497,36 TL. KDV’yi oluşturan satışları ve alımları açıklar mısınız? Bu hususa ilişkin muavin talep ederiz.” şeklinde talebiyle, şirketin alım ve satımlarına ilişkin muavin kayıtlarını talep ettiğinin anlaşıldığı, devreden KDV’nin, alış tutarlarına ait KDV ile satış tutarlarına ait KDV farkından kaynaklanmakta olduğu, devreden KDV’nin tespiti açısından alış ve satışlara ait muavin kayıtların incelenmesi gerektiği, huzurdaki davada da 2018-2019 ve 2020 yılı muavin kayıtlarının incelenmesinin talep edildiği, davalı şirketin muavin kayıtlarının şirket sırrı ya da korunması gereken diğer şirket menfaatleri niteliğinde olduğu yönünde, davalı şirket tarafından herhangi bir delil sunulmadığı, davalı şirketin 2018-2019 ve 2020 yılları kurumlar vergisi beyannameleri ekinde, ilgili yıllara ait bilanço ve gelir tablolarının mevcut olduğu, somut olay kapsamında da bu belgelerin incelenmesi yeterli olduğundan, davalı şirketin ticari defterlerinin ayrıca incelenmesine gerek duyulmadığı, aynı şekilde resmi olarak vergi dairesine sunulmuş olan bu bilanço ve gelir tablolarının, ilgili yıl/dönemde gerçekleştirilen muhasebesel tüm işlemlerin özeti/raporu niteliğinde belgeler olduğu tespit edilmiştir.
Mahkememizce tüm dosya kapsamı hep birlikte değerlendirilmiştir. Buna göre davacı …’nın %3,103767
pay oranı ve 127.206,00-TL tutarındaki hissesi ile davalı şirketin pay sahiplerinden biri olduğu anlaşılmaktadır. Dosyadaki bilgi, belge ve bilirkişi raporundan, 05/11/2021 tarihli olağan genel kurul toplantısından önce 01/11/2021 tarihinde davacı vekili tarafından ilan metninde belirtilen adrese gelinerek davalı şirketin 2018-2019 ve 2020 yıllarına ilişkin faaliyet raporlarının, bilançolarının ve gelir-gider tablolarının incelendiği/birer örneğinin teslim alındığı, ancak davalı şirketin ticari defterlerinin/muavin kayıtlarının incelendiğine dair herhangi bir bilgi-belge olmadığı, davacı vekilinin, TTK’nın 437. maddesinde belirtilen bilgi alma veya inceleme hakkı kapsamında, huzurdaki davaya konu 05/11/2021 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 3. maddesinde “2018, 2019 ve 2020 yılları bilanço ve gelir/gider hesaplarının müzakere edilmesi” esnasında sorduğu sorular ile ilgili olarak, davalı şirket tarafından verilen cevapların sorulan soruların karşılığı olmadığı ve/veya yeterli olmadığı ve/veya verilen cevabın ne kast ettiğinin dahi anlaşılamadığı,
genel kurul toplantı tutanağında davalı şirket tarafından, davacının sorduğu sorulara cevap verildiği takdirde şirket sırlarının açığa çıkacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği nedeni ile cevap vermekten kaçınıldığı yönünde herhangi bir cevap/gerekçe yer almadığı, gündemin diğer maddelerinin oylaması sonucunda da, davacı …’ya ait 112.884 oya karşı 3.217.571 oy ile oy çokluğu ile onaylanmasına karar verildiği, sonrasında da davacı vekili tarafından her bir maddeye ilişkin muhalefet şerhlerinin sunulduğu, huzurdaki davaya konu 05/11/2021 tarihli genel kurul toplantısında gündemin 3. maddesinde 2018, 2019 ve 2020 yılları bilanço ve gelir/gider hesaplarının görüşülmesinde, davacı vekilinin şirketin alım ve satımlarına ilişkin muavin kayıtlarını talep ettiği anlaşılmaktadır. Bilirkişi raporu ile devreden KDV’nin tespiti açısından alış ve satışlara ait muavin kayıtların incelenmesi gerektiği tespit edilmiştir. Davalı şirket tarafından muavin kayıtlarının şirket sırrı ya da korunması gereken diğer şirket menfaatleri niteliğinde olduğu yönünde herhangi bir delil sunulmuş değildir. Neticeten davacı ortağın bilgi alma ve inceleme hakkına ilişkin talebinin, usule uygun olarak şirket tüzel kişiliğine yapıldığı; ancak sorularına yeterli cevap verilmediği ve şirket sırrı niteliğinde olmayan alış ve satışlara ait muavin kayıtlarının incelenmesi talebinin de karşılanmadığı tespit edilmiştir. Anonim şirketlerde bilgi alma ve inceleme hakkı, 6102 sayılı TTK’ın 437. maddesinde düzenlenmiştir. Bu hak hem pay sahiplerinin; hem de yönetim kurulu üyelerinin en temel haklarından biri olup, vazgeçilmez ve devredilemez nitelikteki hakları arasındadır. Bilgi alma ve inceleme hakkının engellenmesine, taraflar arasında ihtilaf bulunup bulunmaması hususu gerekli ve yeterli bir neden de değildir. Pay sahipliği ilişkisinin güvene dayalı olduğuna ilişkin temel düşünce, işin nitelik ve önemi ve nihayet yüklendiği sorumluluk ve sorumluluğa bağlı hukuki ve cezai yaptırımlar, pay sahibinden bir bilginin saklanmasını ve esirgenmesini haklı göstermez. Yine önemle vurgulanmalıdır ki, pay sahibinin bilgi alma ve inceleme hakkı bakımından düzenleme getiren TTK’nın 437. maddesinde, tüm konularda bilgi alma ve belirli konularda inceleme yapabilme yetkisi verilirken, şirket sırlarının açıklanacağı veya korunması gereken diğer şirket menfaatlerinin tehlikeye girebileceği gerekçesi ile bu talep reddedilebilir. Açıklanan bu nedenlerle hükme esas alınabilir nitelikteki 06/04/2023 havale tarihli bilirkişi kurulu raporu göz önünde bulundurularak ve ayrıca işin uzmanlık gerektiren özelliği dikkate alınarak, davacı tarafın tayin edeceği bir mali müşavir ile bilgi alma ve inceleme hakkının kullanılması yönünde davanın kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın KABULÜ ile; davacıya, 6102 Sayılı TTK’nun 437. maddesi gereğince, davalı şirketin 2018-2019-2020 yıllarına ilişkin muavin kayıtları dahil ticari defter ve belgeleri üzerinde dava konusu 05/11/2021 tarihli genel kurulunda talep edilen bilgi alma ve inceleme hakkı çerçevesinde mali müşavir eşliğinde inceleme yapmasına İZİN VERİLMESİNE,
2-Kararın İstanbul İcra Müdürlüğü’nce icrasına,
3-Harçlar Kanunu gereğince alınması gerekli 179,90-TL karar ve ilam harcından, davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına; davacı tarafça peşin olarak yatırılan 59,30-TL harcın, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 8,50-TL vekalet harcı, 6.000,00-TL bilirkişi ücreti ve 208,60-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 6.276,40-TL yargılama giderinin, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
5-Davacı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin, davalı taraftan alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı 6102 Sayılı TTK’nun 437/5. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 11/05/2023

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır