Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/730 E. 2023/575 K. 10.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/730 Esas
KARAR NO:2023/575 Karar

DAVA:Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:13/11/2021
KARAR TARİHİ:10/07/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Trafik kazasından kaynaklanan maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 21/03/2020 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde, sürücüsü davalı … olan , malik davalı… olan … plaka sayılı aracın seyir halindeyken müvekkillerinin çocuğu olan müteveffa …’i aracın altına alarak ezmesi sonucunda müvekkillerinin müşterek çocuklarının vefat ettiğini, müvekkillerinin olay nedeniyle büyük bir yıkım yaşadığı gibi ileride kendisine olacak desteğinden de yoksun kaldığını belirterek; müvekkili … kızının vefatından dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.-TL maddi tazminat (destekten yoksun kalma tazminatı) ve 20.000-TL manevi tazminat , müvekkili … … kızının vefatından dolayı fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.-TL maddi tazminat (destekten yoksun kalma tazminatı) ve 20.000-TL manevi tazminat olmak üzere toplam, 40.020.-TL maddi ve manevi tazminatın davalılardan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı … Sigorta A.Ş vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluğunun poliçe limiti ile sınırlı olup, sigortalı araç sürücünün kusuru oranında ve zarar nispetinde olduğunu, poliçe limiti üzerindeki zararlardan müvekkilinin sorumluluğunun olmadığını, araç işleteninin ve sürücünün kusursuz olduğu hallerde sigortacının tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmadığını, bilirkişi incelemesi yapılması halinde hazırlanacak raporda TRH 2010 yaşam tablosu ve %1,8 teknik faiz oranı esas alınması gerektiğini, dava konusu kazadan dolayı müvekkilinin sorumluluğu bulunmadığından davanın reddi gerektiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte ; müteveffa açısından destekten yoksun kalma tazminatı talep davacıların müteveffa ölmeden önceki sürekli ve düzenli desteğini maddi olgularla ispat etmesi gerektiğini, kaza yapan aracın müvekkili şirkete zorunlu mali mesuliyet sigortası ile sigortalı olup, davacı yanın manevi tazminat taleplerinden gerek karayolları trafik kanunu gerekse zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi gereğince müvekkili şirketin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar … vekili cevap dilekçesinde özetle; usül yönünden yetki ve görev ile zaman aşımı itirazlarında bulunmuş, esasa ilişkin olarak da; kazanın oluşumunda müvekkili …’in kusurlu olmayıp müteveffanın kusurlu bulunduğunu, Borçlar Kanunu 52.maddesi gereğince davacıların söz konusu taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkili…’in bahsi geçen kazada ne kusuru ne de sorumluluğu bulunduğunu belirterek; davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, beyan dilekçeleri ve ekleri, cevabi yazı içerikleri, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
Dava; TBK’nın 53 md. gereğince açılmış, çift taraflı trafik kazasından kaynaklı ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma maddi tazminatı ile manevi tazminat istemine ilişkindir.
Somut olayda hukuki ihtilaf ise; davacıların kaza nedeni ile davalı yandan maddi (destekten yoksun kalma) ve manevi tazminat talep edip edemeyeceği ile talep edebilecek iseler miktarının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Karayolu Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği; KTK 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılmasının zorunlu olduğu, yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girdiği, Genel şartlar C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının yürürlükten kaldırıldığı, Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartların, yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacağı, bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanının bulunmadığı, Karayolları Trafik Kanununun 93. maddesi gereği zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartları, teminat tutarları ile tarife ve talimatlarının Hazine Müsteşarlığının bağlı bulunduğu Bakanlıkça tespit edildiği ve Resmi Gazetede yayımlandığı, böylece Hazine Müsteşarlığı’nın kanundan aldığı yetki ile zorunlu sigorta genel şartlarını belirlediği, Sigortacılık Kanunu’nun Sigorta Sözleşmeleri başlıklı 11. Maddesi birinci cümlesinde yer alan; “Sigorta sözleşmelerinin ana muhtevası, Müsteşarlıkça onaylanan ve sigorta şirketlerince aynı şekilde uygulanacak olan genel şartlara uygun olarak düzenlenir.” İfadesi ile yapılacak sözleşmelerin (poliçeler) genel şartlara uygun olmak zorunda olduğu, bu nedenle zorunlu sigorta genel şartlarını Türk Borçlar Kanunu’nun 20 maddesinde düzenlenen genel işlem koşulu kapsamında değerlendirmenin mümkün olmadığı, TBK 20. maddede belirtildiği üzere önceden, tek başına hazırlayarak karşı tarafa sunduğu sözleşme hükümleri genel işlem koşulu kapsamında olduğu, oysa Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Genel Şartlarının, sözleşmede taraf olmayan Hazine Müsteşarlığı tarafından kanundan aldığı yetkiye dayalı olarak belirlendiği, ayrıca Genel şartları, Türk Borçlar Kanunu 20. maddesinin son fıkrasında yer alan; “Genel işlem koşullarıyla ilgili hükümler, sundukları hizmetleri kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle yürütmekte olan kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelere de, niteliklerine bakılmaksızın uygulanır” düzenlemesi kapsamında da düşünmenin mümkün olmadığı, çünkü kanunda açıkça belirtildiği üzere kanun veya yetkili makamlar tarafından verilen izinle kişi ve kuruluşların hazırladıkları sözleşmelerin yürütmekte oldukları bir hizmet ile ilgili olması gerektiği, oysa Hazine Müsteşarlığı, zorunlu mali sorumluluk sigortası hizmeti veren bir kuruluş olmadığı gibi hizmeti alan taraf ile bir sözleşme ilişkisi içerisinde de bulunmadığı, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın uygulanmasının, Karayolları Trafik Kanunu’nun 95. maddesinde belirtilen; tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran hallerin zarar görene karşı ileri sürülemeyeceği ilkesine aykırı olduğunu da söylemenin mümkün olmadığı, bu ilkenin uygulanabilmesi için her iki tarafın özgür iradesi ile poliçe düzenlendikten sonra zarar görenin aleyhine tazminatın kaldırılması yada azaltılmasını gerektirecek değişikliklerin yapılması durumunda geçerli olacağı, oysa 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları, yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen poliçelerde geçerli olacağından, poliçenin düzenlendiği tarih itibarı ile Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası’nın kapsamının tüm taraflarca bilinmekte olduğu, sigortacı, işletenin sorumluluğunu poliçe ve genel şartlar kapsamında üstlendiğine göre, sonradan bir değişiklikten bahsetmenin de mümkün olmayacağı, kaldı ki 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1423 maddesine göre sigortacı, sigorta sözleşmesine ilişkin tüm bilgileri, sigortalının haklarını, sigortalının özel olarak dikkat etmesi gereken hükümleri, gelişmelere bağlı bildirim yükümlülüklerinden oluşan aydınlatma yükümlülüğünü sigortalıya karşı yerine getirmese dahi sigortalı, sözleşmenin yapılmasına 14 gün içinde itiraz etmemiş ise; sözleşmenin poliçede yazılı şartlar ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlar kapsamında yapılmış olacağı, Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatının kapsamının, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirleneceği, 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde; “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir” şeklinde belirlendiği, sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. Maddesinde; “Sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır” Şeklinde düzenlenmiş olduğu, kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise, Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı; “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır” Şeklinde ifade edildiği, Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde; “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde; “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” Zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatının dışında kalan hallerden sayıldığı, Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. Maddesinin (a) ve (c) bentleri, Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.1. maddesi, A.3. maddesi, A.5. maddesinin (ç) bendi, yine A.6. maddesinin (c) ve (d) bentleri birlikte değerlendirildiğinde bir motorlu aracın işletilmesi sırasında destekten yoksun kalınan zararın, zorunlu mali sorumluluk sigortasının kapsamında olması için; “a)Talep edilen destek tazminatı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk ve sorumluluk riski çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin olmalıdır. Sigortalının hukuki sorumluluğu olmayan veya sigortalının sorumluluk riski içinde bulunmayan tazminat taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmayacaktır.
b)Motorlu aracın işletilmesinden dolayı ölen kişinin üçüncü kişi olması gerekir. İşleten ve işletenin sorumlu olduğu şahısların dışında bir üçüncü kişinin ölümü neticesi, destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmaktadır. Bunun sonucu olarak, poliçede taraf olan işleten (sigortalı) yada işletenin eylemlerinden sorumlu bulunduğu kişilerin ölmesi durumunda ölen kişi, üçüncü kişi sayılmayacağı için desteğinden yoksun kalanların zararından sigortacı sorumlu olmayacaktır.
c)Sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinden sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır. Bir başka anlatımla desteğin kendi kusurundan kaynaklanan destek zararlarından sigortacının sorumluluğu bulunmamaktadır.” şartlarının gerçekleşmesi gerekmektedir.
Tüm bu bağlamda, dava konusu somut olaya ilişkin olarak, taraflarca sunulan deliller ile başka yerden getirtilmesi gereken tüm deliller toplanmış, gelen yazı cevapları dosyamız içerisine katılmış, ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmış ve mahkememizin 21/09/2022 tarihli ara kararı ile; “Dosyanın … Trafik Kürsüsünde görevli 3 kişilik heyete tevdi ile; davaya konu somut olayda taraf iddia ve savunmaları ile dosyaya celp olunan … CBS’nin … Soruşturma sayılı dosyası mündericatı da değerlendirilmek suretiyle, 21/03/2020 tarihinde meydana gelen kazada davacıların murisi müteveffa Küçük … ile Davalı …’in kusur oranlarının Oranlı olarak tespit ile rapor düzenlenmesinin istenmesine” şeklinde karar verilmiş, dosya bilirkişi heyetine tevdi edilerek rapor alınmış olup, bilirkişi heyeti tarafından da 10/12/2022 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememize ibraz edilmiş olup, raporunun incelenmesinde özetle; “Tüm dosya kapsamı, ifadeler, … CBS … nolu dosyasında yer alan raporlar değerlendirildiğinde;
2918 sayılı KTK’na göre;
Yayaların uyacakları kurallar:
Madde 68 – Yayaların uyacakları kurallar aşağıda belirtilmiştir.

c) Yaya yollarında, geçitlerde veya zorunlu hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların, trafiği engelleyecek veya tehlikeye düşürecek şekilde davranışlarda bulunmaları veya buraları saygısızca kullanmaları yasaktır.
2918 sayılı KTK’na bağlı Yönetmeliğe göre:
Madde 138- Yayaların uyacakları kurallar aşağıda belirtilmiştir.

d) Yaya yollarında, geçitlerde veya mecburi hallerde taşıt yolu üzerinde bulunan yayaların, trafiği engelleyecek, tehlikeye düşürecek davranışlarda bulunmaları, dikkatsiz hareket etmeleri, oynamaları veya bu yerleri saygısızca kullanmaları yasaktır.
Buna göre kazanın meydana geldiği tarihte 3 yaşında olan müteveffa …’in, araçların geçiş yaptığı yol üzerinde dikkatsiz ve tedbirsiz bir şekilde bulunduğu, kendi can güvenliğini tehlikeye attığını, yaşının küçüklüğü nedeniyle özen yükümlülüğünün farkında olmadığı, yukarıda mezkur kanun maddelerini ihlal ettiği, bu sebeple kendi vefatı ile sonuçlanan kazanın oluşumunda davranış faktörlerinin asli derecede % 100 etken olduğu olduğu;
… plakalı araç sürücüsü …’in, her ne kadar davacı vekili kazanın oluşumunda kusurlu olduğunu iddia etse de, dosya ve … CBS dosyasında bu iddiayı destekleyecek bir delil bulunmadığı, bu sebeple sürücü …’in meskun mahal şartlarında aracıyla seyir halinde iken hızının mahal şartlarının gerektirdiğinin üzerinde olmadığı, kazanın olmaması için korna tedbirine başvurmuş olduğu, kornayı duyan çocukların yoldan çekildiği, seyrine devam ettiği esnada araca doğru koşan ve aracın önüne geçen yaya …’e aracının sağ ön tampon ve sağ ön lastik kısımları ile çarpması neticesi oluşan kazada, kazayı engellemek için yapabileceği ek bir tedbir kalmamış olmakla, kazanın meydana gelmesinde atfı kabil kusurunun olmadığı;
Sonuç olarak da; … plakalı araç sürücüsü …’in kusurunun olmadığı, müteveffa yaya …’in kendi vefatı ile sonuçlanan kazada davranış faktörlerinin asli derecede %100 etken olduğu” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Davacılar vekili tarafından bilirkişi raporuna yönelik itiraz edilmiş ise de; mahkememizin 10/07/2023 tarihli celsesinde verilen ara kararla; “Davacılar vekilinin belge celbi ve İstanbul Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas dairesinden yeniden rapor alınması isteminin Mahkememizce … trafik kürsüsünden üçlü bilirkişi heyetinden alınan raporun ayrıntılı ve dosya kapsamına uygun olduğu anlaşıldığından reddine” karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizde görülüp karara bağlanan davanın, TBK’nın 53 md. gereğince açılmış, çift taraflı trafik kazasından kaynaklı ölüm nedeni ile destekten yoksun kalma maddi tazminatı ile manevi tazminat istemlerine ilişkin olduğu, davaya konu somut olayda, kazanın meydana geldiği tarihin 21/03/2020 tarihi olduğu, davalı Sigorta şirketi ile diğer davalı sigortalısı arasında düzenlenen düzenlenen poliçenin teminat başlangıç ve bitiş tarihlerinin, 20/04/2019-2020 tarihleri olduğu, bu haliyle davalı sigorta şirketinin sorumluluğunun kapsamının 01.06.2015 tarihinde, yani poliçenin teminat başlangıç tarihi olan 20/04/2019 tarihinden önce yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’na göre belirleneceği, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.6. maddesi (d) bendine göre destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat kapsamı dışında tutulduğu, somut olayda davacıların desteği müteveffa küçük …’in mahkememizce … trafik kürsüsünden oluşan üçlü bilirkişi heyetinden alınan kusur raporu ile %100 oranında kusurlu olduğu ve az yukarıda ayrıntıları yazılı mevzuat hükümleri kapsamında da murisin tam kusuruna isabet eden destek tazminatı talebinin sigorta teminatı kapsamında olmadığı, ayrıca davalı sigorta şirketi dışında kalan ve sigorta şirketi ile müştereken ve müteselsilen sorumlu olan araç sürücüsü davalı … ile araç işleteni davalı… yönünden de sorumluluğun kusur sorumluluğuna dayandığı ve meydana gelen zarardan ancak kusurları oranında sorumlu oldukları, ancak meydana gelen kazada araç sürücüsü davalı …’in kusursuz olduğu ve sürücünün kusuru oranında sorumlu olan araç işleteni…’in de bu haliyle herhangi bir sorumluluğun doğmadığı ve ayrıca somut olayda kusursuz sorumluluğa ilişkin hükümlerin uygulanamayacağı sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, davacılar tarafından açılan maddi ve manevi tazminat davasının, tüm davalılar yönünden ayrı ayrı reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacılar tarafından açılan maddi tazminat davasının tüm davacılar yönünden ayrı ayrı REDDİNE,
2-Davacılar tarafından açılan manevi tazminat davasının tüm davacılar yönünden ayrı ayrı REDDİNE,
3-Alınması gereken 179,70 TL nispi karar ve ilam harcının peşin alınan 59,30 TL harçtan mahsubu ile eksik kalan 120,60 TL harcın davacılardan alınarak Hazineye GELİR YAZILMASINA,
4-Davacıların yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalılar, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. ve 13/2. Maddelerine göre taktir olunan 10,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara VERİLMESİNE,
6-Davalılar, davacı … tarafından açılan maddi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. ve 13/2. Maddelerine göre taktir olunan 10,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara VERİLMESİNE,
7-Davalılar, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. maddesine göre taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara VERİLMESİNE,
8-Davalılar, davacı … tarafından açılan manevi tazminat davasında kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3/2. maddesine göre taktir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalılara VERİLMESİNE,
9-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, DAVACILARDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
10-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının, kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa İADESİNE,
11-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalıların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 10.07.2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır