Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/726 E. 2022/91 K. 22.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/726 Esas
KARAR NO :2022/91

DAVA:Sigorta (Hayat Sigortası Kaynaklı)
DAVA TARİHİ:11/11/2021
KARAR TARİHİ:22/02/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan sigorta davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: müvekkilleri murisi …, … Bankası … Ereğlisi Şubesinden 05.04.2019 tarihinde kredi kullanmış olduğu, … poliçe numarası ile hayat sigortası yaptırdığı ve sigorta primini peşin olarak ödediğini, … … A.Ş.’nin unvanı birleşme devralma süreci sonrasında … … A.Ş. olarak değiştiğini, müvekkilleri murisi 25.10.2021 tarihinde vefat etmiş olduğu, vefat ettiği tarihe kadar kredi borcunu eksiksiz olarak ödediğini, müvekkillerinin bakiye kredi borcunun ödenmesi için başvuru yaptığında sigorta şirketi tarafından müvekkillerinin murisinin ölüme neden olan hastalığı gizlediği gerekçesiyle ödeme yapmadığını, kredi borcunu kapatmadığını, müvekkillerinin, murisin vefatından itibaren bakiye kredi taksitlerini ödediğini, davalının yükümlülüklerine aykırı hareket etmesi neticesinde, müvekkillerinin ödemek zorunda kaldıkları kredi taksitlerinin müvekkillerine ödenmesi gerekmekte olduğunu savunarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere Toplam 101.960 TL olmak üzere, bakiye kredi borcu olan 61.560 TL ile müvekkillerinin bugüne kadar ödemiş oldukları kredi taksitleri olan 40.400 TL’nin işleyecek faizi ile birlikte müvekkillere ödenmesine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Dava konusu uyuşmazlık davacılar murisinin tüketici işlemi olan banka kredisi ile birlikte imzalanan hayat sigortası sözleşmesinden kaynaklandığından, öncelikle uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesi’nde görülüp sonuçlandırılması gerektiğini, işbu davada görevli mahkeme Tüketici Mahkemesi olduğundan görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, HMK’nın 15/2 maddesi uyarınca davacıların muruisinin adresine bakıldığında Bakırköy Mahkemelerinin yetkili olduğunu, müvekkili şirket ile … Bankası arasında yapılmış olan … Sigorta Sözleşmesi uyarınca birinci derece hak sahibinin dain-i mürtehin sıfatına haiz lehtarın TC … Bankası AŞ olduğunu, davacılarının sigorta tazminatı talep hakkı olmadığını, bu nedenle husumet itirazlarının bulunduğunu, sigortalı olan davacılar murisi …’un vefat tarihi itibariyle şirket nezdinde; 05.04.2019 başlangıç tarihli, … poliçe numaralı, 57.000,00-TL vefat teminat tutarlı “Uzun Süreli Tüketici Kredisi … Sigortası” bulunmakta olduğunu, 11.12.2017 tanı tarihli felç hastalığının bulunduğunu, … … Hastanesi tarafından verilen epikriz raporundan tespit edildiğini, sigorta öncesinde Sağlık Beyan Formu’nda yer alan hastalıklardan herhangi biri bulunan kişiler ile herhangi bir tetkik sonrası bu hastalıklara ilişkin bulgu tespit edilmiş olan kişilerin sigorta kapsamına alınmayacağının sigortalı bilgisine sunulduğunu, davacılar murisi sigortalının, sigorta öncesinden gelen hastalığını müvekkili şirkete bildirmeyerek beyan yükümlülüğüne aykırı davranmış olduğunu, müvekkili şirketin tazminat ödeme borcunun bulunmadığını, davanın kabulü anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin sorumluluğunun poliçe teminatı ile sınırlı olduğunu savunarak davanın usulden ve esastan reddine kararı verilmesini, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Davacıların murisinin kullanmış olduğu bireysel tüketici kredisi nedeniyle yapılan Hayat sigortası poliçesinden kaynaklanan tazminat istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nın 1. Maddesine göre, mahkemelerin görevi ancak kanunla düzenlenir. Göreve ilişkin kurallar kamu düzenindendir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında resen ele alınması gerekir.
11.11.2021 dava tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4. maddesinde, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işleri ile tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın, bu kanunda öngörülen hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağı açıkça düzenlenmiştir.
28.11.2013 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan ve 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un (TKHK) 2. maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanun’un “tanımlar” başlıklı kısmında 3/1-k maddesinde tüketici ” ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” , 3/1-l maddesinde tüketici işlemi de ” mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ile tüketici arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlem” olarak tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73/1. maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanun’un 83/2. maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda, dava, davacıların murisinin kullanmış olduğu bireysel tüketici kredisi nedeniyle yapılan Hayat sigortası poliçesine dayanmaktadır. Açıklanan yasal düzenlemeler ışığında, davada görevli mahkeme tüketici mahkemesidir.
Mahkememizin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan mahkememizin görevsizliğine, davanın HMK 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddine dair aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan Mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar oluşturulmasına,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtaratına,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.22/02/2022

Katip …
E-İMZA

Hakim ….
E-İMZA