Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/722 E. 2023/448 K. 23.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/722 Esas
KARAR NO:2023/448

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:10/11/2021
KARAR TARİHİ:23/05/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin turizm sektöründe yolcu taşımacılığı işi yapmakta olduğunu, müvekkili tarafından davalı şirkete 2021 yılı içerisinde yolcu taşıma hizmeti verildiğini, bu hizmet karşılığı 4 adet fatura düzenlendiğini, davalı şirketin yasal süresi içinde faturalara itiraz etmeyerek borcu kabullendiğini ancak ödeme yapmadığını, harici görüşmelerden de sonuç alınamadığını, bunun üzerine davalı hakkında …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından takibe haksız yere itiraz edildiğini belirterek açıklanan nedenlerle; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı tarafın yasal süresi içerisinde usulüne uygun bir cevap dilekçesi sunmadığı anlaşıldı.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Mahkememizde açılan dava öncelikle, görev, yetki, taraf sıfatı ve diğer dava şartları açısından incelenmiş ve mahkememizin görevli ve yetkili olduğu ve ayrıca diğer dava şartlarının da bulunduğu anlaşılmış olduğundan davanın esasına geçilmiştir.
…. İcra Dairesi … Esas dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı tarafından davalı borçluya karşı 06/10/2021 tarihinde toplam 210.869,99 TL bedelli 4 adet faturaya istinaden Toplam 210.869,99 TL üzerinden ilamsız icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 11.10.2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 13.10.2021tarihinde takibe, borca ve fer’ilerine itiraz etmesi üzerine takibin durduğu görülmüştür.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Dava, tacir yada tacir sayılan taraflar arasında hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
İtirazın iptali davalarında kural olarak ispat külfeti öncelikli olarak davacı alacaklı tarafa ait olup, taraflar arasındaki ilişkinin, hizmetin veya malın verildiğinin ve alacağın varlığının ispatlanması gerekmektedir. Bu ispat yerine getirildiği takdirde ispat külfeti davalı borçlu tarafa geçecek ve borcun istenebilir olmadığını, ödendiği hususlarını ispat etmesi gerekecektir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın 2. Fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
TTK’nun 21/2 maddesine göre, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeri kabul etmiş sayılır.
Davacı tarafça, davalıya 2021 yılı içerisinde yolcu taşıma hizmeti verildiği, bu hizmet karşılığı 4 adet fatura düzenlendiği, davalı şirketin yasal süresi içinde faturalara itiraz etmeyerek borcu kabullendiği ancak ödeme yapmadığı, bunun üzerine davalı hakkında …. İcra Müdürlüğünün … sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalı tarafından aksız yere itiraz edildiği ileri sürülerek icra takibine davalının itirazın iptali ile takibin devamı ve davalı aleyhine alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talep edilmiştir.
Davalı tarafça davaya cevap verilmemiş, icra takibine itirazında da borcunun olmadığı savunularak takibe, borca ve ferilerine itiraz edilmiştir.
Davacı ticari defter ve kayıtları üzerinde talimat yoluyla yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda sunulan 21.07.2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı şirketin 2021 yılı yasal defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, dava ve icra takip konusu faturaların davacı kayıtlarına satış faturası olarak yansıtıldığı, icra takip tarihi itibarıyla davacı şirketin davalı şirketten 210.869,99 asıl alacak tutarında bakiye kaydının olduğunun tespit edildiği bildirilmiştir.
Dosya kapsamında celp edilen tarafların BA ve BS formlarının incelenmesinde, tarafların 2021 yılı bildirimlerinde ilgili vergi dairelerine toplam 261148,14 TL bildirimde bulundukları görülmüştür.
Taraflarca bildirilen BA, BS formlarından fatura içerikleri tespit edilemediğinden, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler ışığında davacı kayıtlarının tek başına hizmetin verildiğini ve alacağın varlığını ispata yeterli olmadığından, davacı kayıtlarının, davacı lehine delil olarak değerlendirilebilmesi için davalı kayıtları ile uyuşması gerektiğinden, Mahkememizce yapılan 25/10/2022 tarihli celsenin 2 nolu ara kararı ile davalı kayıtları üzerinde ve dosya kapsamında bilirkişi incelemesine karar verildiği, Bilirkişiye 1500,00 TL ücret tayin ve takdir edildiği ve davacı vekiline 1.500,00-TL delil avansını ikmal etmek üzere 2 haftalık kesin süre verildiği, verilen kesin süre içerisinde delil avansı yatırılmadığı takdirde bilirkişi incelemesi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, ara kararın davacı vekiline tebliğ edildiği; ancak davacı vekili tarafından verilen kesin süreye rağmen eksik delil avansının ikame edilmediği gibi, iki haftalık kesin sürede herhangi bir beyanda da bulunulmadığı anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun “Delil ikamesi için avans” başlıklı 324’üncü maddesi; “(1) Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorundadır. Taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak öderler.
(2) Taraflardan birisi avans yükümlülüğünü yerine getirmezse, diğer taraf bu avansı yatırabilir. Aksi hâlde talep olunan delilin ikamesinden vazgeçilmiş sayılır.
(3) Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyeceği dava ve işler hakkındaki hükümler saklıdır.” hükmünü içermekte olup, iş bu yasal düzenleme incelendiğinde de; tarafların dinlenmesini istedikleri tanık ve bilirkişinin veya yapılmasını istedikleri keşif ve sair işlemlerin masraflarını, mahkeme veznesine yatırmaya mecbur oldukları, hakim tarafından verilen sürede gerekli masrafı vermeyen tarafın talebinden sarfınazar ettiğinin kabul edileceği, hakimin, bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmayacağı, kesin sürenin tarafların yanında hakimi de bağlayacağı ve uyulmaması halinde de, gereğinin hakim tarafından hemen yerine getirilmesi gerektiği anlaşılmaktadır.
Tüm bu açıklamalar ışığında, Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, tacir yada tacir sayılan taraflar arasında hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkin olduğu, itirazın iptali davalarında kural olarak ispat külfeti öncelikli olarak davacı alacaklı tarafa ait olup, taraflar arasındaki ilişkinin, hizmetin veya malın verildiğinin ve alacağın varlığının ispatlanmasının gerekmekte olduğu, bu hususların tespitinin de tamamen teknik bilirkişi incelemesi sonucu tespit edileceği, bu minvalde davacı yana mahkememizin 25/10/2022 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile bilirkişi incelemesinde kullanılmak üzere eksik olan 1500.00,00 TL delil avansını ikmal etmek üzere 2 haftalık kesin süre verildiği ve ayrıca verilen kesin süre içerisinde delil avansı yatırılmadığı takdirde bilirkişi incelemesi deliline dayanmaktan vazgeçmiş sayılacağının ihtar edildiği, ara kararın davacı vekiline tebliğ edildiği, ancak davacı vekili tarafından verilen kesin süreye rağmen eksik 1.500,00 TL delil avansının ikame edilmediği gibi, iki haftalık kesin sürede herhangi bir beyanda da bulunulmadığı bu haliyle de ispat külfeti kendisinde olan davacının, ispat külfetini yerine getiremediği sonuç ve vicdani kanaatine varılmış ve açıklanan bu sebeplerle ve davacı tarafın dava dilekçesi ve delil listesinde dayandıkları “deliller” ve tüm dosya kapsamı da dikkate alınarak, ispatlanamayan davanın reddine ilişkin aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin alınan 2.546,79 TL harçtan mahsubu ile fazladan yatırılan 2.366,89‬ TL harcın karar kesinleştiğinde talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5–6100 sayılı kanunun HMK 333. maddesi gereğince; varsa taraflarca yatırılan gider avansı ile varsa delil avasının arta kalan kısmının karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
6-HMK Yönetmeliğinin 58/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, tarafların yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 23/05/2023

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .