Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/686 E. 2023/669 K. 26.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/686 Esas
KARAR NO :2023/669

DAVA:Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:25/10/2021
KARAR TARİHİ:26/09/2023

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili … … ŞİRKETİ’nin, İzmir ilaçlama firması olarak hizmet vermekte olan Sağlık Bakanlığı onaylı, halk sağlığı ilaç uygulama izin belgesine sahip, 2003 yılından beri ilaçlama sektöründe aralıksız olarak çalıştığını, Müvekkilinin resmi olarak 2010 senesinde Fransız firması olan … (… – … …) isimli ihracatçı şirket ile … Distribitörlük sözleşmesi yaparak … Türkiye distribitörlüğünü yapmaya başladığını, … ile 5 yıl süreli bir sözleşme imzaladıklarını, 12/02/2014 tarihinde müvekkili ile … ilinde bulunan davalı … ŞİRKETİ arasında bölge distribütörlüğü sözleşmesi imzalandığını, Müvekkili ile davalı taraf arasında oluşan ilişki ticari nitelikte olup her iki taraf tacir sıfatına sahip olduğunu, Davalı ile yapılan bayilik sözleşme bedelinin 250.000,00 TL olup 125.000,00 TL’sinin 29.04.2014 tarihinde … nolu fatura ile ödendiğini, kalan 125.000,00 TL için ise dava konusu 01.02.2017 tarh ve … nolu KDV dahil 147.500,00 TL faturanın düzenlenmiş olduğunu ve hala ödenmemiş olduğunu, Müvekkili şirketin 01.02.2017 düzenleme tarihli 147.500 TL bedelli fatura alacağına halen daha ulaşamamış olması sebebiyle her geçen gün daha fazla mağduriyet yaşadığını, Davalı yanın borcu kabul etmiyor olması hukuki mesnetten yoksun olduğunu bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüyle; 147.500 TL bedelli faturanın fatura tarihi olan 01/02/2017 tarihinden itibaren artan ve eksilen oranlarda işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan TAHSİLİNE karar verilmesini; yargılama giderleri ve ücret-i vekaletin karşı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı yana tebligat yasası hükümlerine uygun şekilde dava dilekçesi ve duruşma günü bildirildiği halde; cevap dilekçesi sunulmamıştır.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE /
Dava, faturadan kaynaklı alacak istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, tarafların BA, BS formları, … Genel İcra Dairesinin 2019/… Esas sayılı icra takip dosyası, … ATM’nin … Esas sayılı dosyası celp edilmiş, Davalı ve davacı ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
… Genel İcra Dairesinin 2019/… Esas sayılı icra takip dosyasının incelenmesinde; Dosyamız davası tarafından dosyamız davalısına karşı dava konusu fatura alacağının tahsili amacıyla 147.500,00 TL üzerinden 24.12.2019 tarihinde ilamsız icra takibi başlatıldığı, icra takibine itiraz edilmesi üzerine takibin durduğu anlaşılmıştır.
… ATM’nin … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Dosyamız davcısı tarafından dosyamız davalısına karşı açılan sözleşmeye aykırılık nedeniyle tazminat istemli dava olduğu anlaşılmıştır.
…. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/… sayılı talimat dosyasında alınan 20/07/2022 tarihli SMMM bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasında ticari ilişki olup olmadığı mevcut bulunan defter kayıtlarından incelendiğini, aralarında ticari ilişki bulunduğunu, ağırlıklı olarak 2014-2015 yıllarında tarafların birbirlerine karşılıklı olarak fatura düzenlendiklerini, 2014 yılı sonu itibariyle, alacılar hesabı borç bakiyesinin 10.848,17 TL si olduğu, satıcılar hesabının alacak bakiyesinin 21.655,24 TL si olduğu hesaplar mahsup edildiğinde davacının 10.807,07 TL si alacaklı olduğu, 2015 yıl sonu itibariyle, alıcılar hesaba borç bakiyesinin 0,00 TL si olduğu, satıcı hesap alacak bakiyesinin 22.904,49 olduğu, 2016 yılında 22.907,49 TL’si devreden bakiye ile ilgili açılış ve kapanış kayıtları haricende başka bir kayda rastlanılmadığını, 2017 yılında devreden 22.904,49 TL’si borç bakiyesi, 31/12/2017 tarih ve 237 yevmiye fiş numarasıyla iş bankasından ödenerek borç kapatıldığını, dava konusu olan davacı düzenlediği 01/02/2017 tarih ve … nolu KDV hariç 125.000,00 TL si tutarlı faturaya davalı şirketin 2017 yılı ticari defter ve belgeleri incelendiğinde kayıtları arasında ilgili faturaya rastlanmadığını, davalı şirketin dava konusu faturayı BA-BS formalarında bildirimde bulunmadığını, 2018 yıl sonu itibariyle davalının davacı şirketten herhangi bir alım yapmadığı cari hesap bakiyelerinin 0,00 TL si olduğu davalının defter ve kayıtlarından tespit edildiği bildirilmiştir.
SMMM Bilirkişi … alınan 06/01/2023 tarihli bilirkişi kök raporunda özetle; Dosyaya sunulu sözleşmenin Geçici 1. Maddesine göre, davalının sözleşme imza aşamasında bölge distribütörlük bedeli olarak 250.000,00 TL ödeyeceği, ancak ödeme planının karşılıklı mutabakat ile sağlanacağının kararlaştırıldığı, bu planın ne olduğu hususunda bir içerik görülemediği, davacının talep ettiği (KDV dahil) 147.500,00 TL
tutarın esasında bu sözleşmeye dayandırıldığı, mali bilirkişinin sözleşme hukuku üzerine değerlendirme yapamayacağı, faturalar esas alınmaksızın sadece sözleşmeye dayalı olarak davacının alacak hakkının doğup doğmayacağının kararının Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, • Sözleşme tarihinin 12.02.2014 olduğu, alacak iddiasında bulunulan faturanın ise 01.02.2017 olduğu, sözleşmenin Geçici 1. Maddesinde yer alan hükme göre değerlendirme yapıldığında faturanın yaklaşık 3 yıl sonra düzenlenmesinin sorgulanabileceği, ancak mali bilirkişinin sektörel yorum yapamayacağı, Davacı yanca 01.02.2017 tarihinde C-… numara ile düzenlenen (125.000 + 22.500) 147.500 TL tutarlı faturanın yine davacı yanca BS bildirim formunda Gelir İdaresi Başkanlığına beyan edildiği ve mezkûr faturanın davacı tarafın defter kayıtlarında yer aldığı, ancak aynı faturanın davalı yan kayıtlarında yer almadığının anlaşıldığı, 213 sayılı yasanın 231/5 maddesi kapsamında, davacının yedi günlük düzenleme süresine riayet edip etmediğinin tespit edilemediği, dava konusu faturanın yasal süresi içinde düzenlendiği ve davalıya teslim/tebliğ edildiğinin ispat mükellefiyetinin davacıda olduğu, hukuki değerlendirme kapsamında yer alan bu hususun mali bilirkişinin uzmanlık alanının dışında olduğu, 6102 sayılı yasanın 21/2 maddesi kapsamında, davalının sekiz günlük itiraz süresine riayet edip etmediğinin tespit edilemediği, bunun ispat mükellefiyetinin davalıda olduğu; KEP, noter ya da iade faturası yolu ile itiraz hakkının kullanılıp kullanılmadığı gibi hukuki değerlendirme kapsamında yer alan hususların mali bilirkişinin uzmanlık alanının dışında olduğu, Davalı kayıtlarında yer almayan ve davalının kabulünde olmadığı anlaşılan 147.500 TL’nin sözleşmeden kaynaklı bir alacak olarak tahakkuk ettirilmesi, sözleşmede yer aldığı için davacının alacak hakkının sözleşmeye dayandığı, dolayısı ile fatura düzenlenmesine veya bu faturanın yasal sürede davalıya tebliğine gerek olup olmadığının Sayın Mahkemece takdir edilebileceği, mali bilirkişinin sözleşme hukukunu ilgilendiren bu durum için görüş
serdedemeyeceği, Sayın Mahkemenin, davacı yanca düzenlenen C-… nolu ve 01.02.2017 tarihli faturaya istinaden davacının alacaklı olduğuna hükmetmesi durumunda, 6102 sayılı yasanın 1530/4 maddesi kapsamında 02.03.2017 tarihinden itibaren işbu raporun tarihine kadar Merkez bankası ortalama avans faizi (14,82) üzerinden 129.699,70 TL faiz hesaplandığı, Sayın Mahkemenin faiz hesaplanmasını uygun görmediği ya da ana paranın da davacı lehine alacak olarak tahakkuk etmediğini takdir etmesi halinde bu hesaplamanın dikkate alınmayacağı, Tarafların; sözleşme koşullarına uyulmadığı, işin gereği gibi yapılıp yapılmadığı, distribütörlük edimlerinin yerine getirilip getirilmediği gibi ususların eğerlendirmesinin ancak sektör uzmanlarınca ve/veya sözleşme hukuku uzmanlarınca eğerlendirilebileceği, mali bilirkişinin bu hususlarda görüş bildiremeyeceği, Nihai olarak, davacının kayıtlarına göre davalı yandan 147.500,00 TL alacaklı olunduğu, davalı kayıtlarında böyle bir borç kaydı olmadığı, hesaplanan faiz ile birlikte tutarın 277.199,70 TL olduğu, bu tutarın kesinlik kazanabilmesi için öncelikle tarafların yukarıda sıralanan ispat mükellefiyetlerini yerine getirmeleri gerektiği görüş ve kanaati bildirilmiştir.
SMMM bilirkişi …’ın yanına TBK Sözleşmeler alanında uzman bilirkişi …’ün ilavesi ile Bilirkişi heyetinden alınan 02/08/2023 tarihli bilirkişi ek raporunda özetle; Kök raporda“Dosyaya sunulu sözleşmenin Geçici 1. Maddesine göre, davalının sözleşme imza aşamasında bölge distribütörlük bedeli olarak 250.000,00 TL ödeyeceği, ancak ödeme planının karşılıklı mutabakat ile sağlanacağının kararlaştırıldığı, bu planın ne olduğu hususunda bir içerik görülemediği, davacının talep ettiği (KDV dahil) 147.500,00 TL tutarın esasında bu sözleşmeye dayandırıldığı, mali bilirkişinin sözleşme hukuku üzerine değerlendirme yapamayacağı, faturalar esas alınmaksızın sadece sözleşmeye dayalı olarak davacının alacak hakkının doğup doğmayacağının kararının Sayın Mahkemenin takdirinde olduğu, Sözleşme tarihinin 12.02.2014 olduğu, alacak iddiasında bulunulan faturanın ise 01.02.2017 olduğu, sözleşmenin Geçici 1. Maddesinde yer alan hükme göre değerlendirme yapıldığında faturanın yaklaşık 3 yıl sonra düzenlenmesinin sorgulanabileceği, ancak mali bilirkişinin sektörel yorum yapamayacağı, Davacı yanca 01.02.2017 tarihinde C-… numara ile düzenlenen (125.000 + 22.500) 147.500 TL tutarlı faturanın yine davacı yanca BS bildirim formunda Gelir İdaresi Başkanlığına beyan edildiği ve mezkûr faturanın davacı tarafın defter kayıtlarında yer aldığı, ancak aynı faturanın davalı yan kayıtlarında yer almadığının anlaşıldığı, 213 sayılı yasanın 231/5 maddesi kapsamında, davacının yedi günlük düzenleme süresine riayet edip etmediğinin tespit edilemediği, dava konusu faturanın yasal süresi içinde düzenlendiği ve davalıya teslim/tebliğ edildiğinin ispat mükellefiyetinin davacıda olduğu, hukuki değerlendirme kapsamında yer alan bu hususun mali bilirkişinin uzmanlık alanının dışında olduğu, 6102 sayılı yasanın 21/2 maddesi kapsamında, davalının sekiz günlük itiraz süresine riayet edip etmediğinin tespit edilemediği, bunun ispat mükellefiyetinin davalıda olduğu; KEP, noter ya da iade faturası yolu ile itiraz hakkının kullanılıp kullanılmadığı gibi hukuki değerlendirme kapsamında yer alan hususların mali bilirkişinin uzmanlık alanının dışında olduğu, Davalı kayıtlarında yer almayan ve davalının kabulünde olmadığı anlaşılan 147.500 TL’nin sözleşmeden kaynaklı bir alacak olarak tahakkuk ettirilmesi, sözleşmede yer aldığı için davacının alacak hakkının sözleşmeye dayandığı, dolayısı ile fatura düzenlenmesine veya bu faturanın yasal sürede davalıya tebliğine gerek olup olmadığının Sayın Mahkemece takdir edilebileceği, mali bilirkişinin sözleşme hukukunu ilgilendiren bu durum için görüş
serdedemeyeceği, Sayın Mahkemenin, davacı yanca düzenlenen C-… nolu ve 01.02.2017 tarihli faturaya istinaden davacının alacaklı olduğuna hükmetmesi durumunda, 6102 sayılı yasanın 1530/4 maddesi kapsamında 02.03.2017 tarihinden itibaren işbu raporun tarihine kadar Merkez bankası ortalama avans faizi (14,82) üzerinden 129.699,70 TL faiz hesaplandığı, Sayın Mahkemenin faiz hesaplanmasını uygun görmediği ya da ana paranın da davacı lehine alacak olarak tahakkuk etmediğini takdir etmesi halinde bu hesaplamanın dikkate alınmayacağı, Tarafların; sözleşme koşullarına uyulmadığı, işin gereği gibi yapılıp yapılmadığı, distribütörlük edimlerinin yerine getirilip getirilmediği gibi hususların değerlendirmesinin ancak sektör uzmanlarınca ve/veya sözleşme hukuku uzmanlarınca değerlendirilebileceği, mali bilirkişinin bu hususlarda görüş bildiremeyeceği, Nihai olarak, davacının kayıtlarına göre davalı yandan 147.500,00 TL alacaklı olunduğu, davalı kayıtlarında böyle bir borç kaydı olmadığı, hesaplanan faiz ile birlikte tutarın 277.199,70 TL olduğu, bu tutarın kesinlik kazanabilmesi için öncelikle tarafların yukarıda sıralanan ispat mükellefiyetlerini yerine getirmeleri gerektiği” hususlarının belirtildiğini, Taraflar arasındaki sözleşmenin incelenmesinden davacının davalıya Westrand firmasının ürettiği ürünlerin belirlenen şehirlerde ve …’e bilgi verilmesi kaydıyla tüm Türkiye’de satılmasına ilişkin distribütörlük sözleşmesinin yapıldığı anlaşıldığını, Sözleşme 31.12.2014 tarihine kadar geçerli olup sürenin biriminden üç ay öncesinden feshi ihbar edilmedikçe bir yıl süre ile uzayacağı düzenlendiğini, Sözleşmenin Geçici Madde 1 hükmüne göre, “Distribütör sözleşme imzalama aşamasında …’e 250.000,00 TL (İKİ YÜZELLİBİN TÜRK LİRASI) teminat ödemesi yapacaktır, Bu bölge distribütörlüğü bedeli olarak ödenecektir. Ödeme planı karşılıklı mutabakat ile sağlanacaktır”. Sözleşmede ayrıca 10. maddede …’in gerekli olan durumlarda distribütörden teminat olarak … veya taşınmaz ipoteği istemekte serbest olduğunun düzenlenmiş olduğunu, Davacı yan … ATM … E. s.lı dosyasında talimatla aldırılan bilirkişi raporunda davalının 29.04.2014 tarih … nolu 147.500,00 TL bedelli faturayı defterlerine işlediğini beyan etmiş olup dilekçesi ekinde sunulu belgeden bu hususun görülmekte olduğunu Davaya konu olan faturanın ise davacı yanca 01.02.2017 tarihinde C-… numara ile düzenlenen (125.000 + 22.500) 147.500 TL tutarlı fatura olduğunu, Bu faturanın davalının kayıtlarında yer almadığını, Sözleşmenin geçici 1. maddesinde …’e sözleşme bedeli olarak 250.000,00 TL ödeneceği yazılı olduğunu, Her ne kadar maddede teminat ifadesi de geçse, tarafların amacının sözleşme karşılığı …’e yapılması olduğu anlaşıldığını, 29.04.2014 tarihli faturanın kayıtlara alınmış ve bedelinin ödenmiş olması karşısında bakıye bedelin de ödenmesi gerektiği, 125.000,00 +KDV olmak üzere 147.500,00 TL’nin davalıdan istenebileceği düşünüldüğünü, Tarafların ödeme planı konusunda mutabakat sağlayacağı ifade edilmiş olmakla birlikte, taraflar arasındaki ticari ilişkinin sona erme noktasına geldiği ortamda artık mutabakattan bahsedilemeyeceğinden ikinci kısım ödemeye ilişkin olarak icra takibiyle temerrüde düştüğünü, davacının davalıdan 125.000,00 TL + KDV olmak üzere 147.500,00 TL talep edebileceği görüş ve kanaati bildirilmiştir
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi raporları bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Davacı vekilince, taraflar arasında 12/02/2014 tarihinde bölge distribütörlüğü sözleşmesi imzalandığını, davalı ile yapılan bayilik sözleşme bedelinin 250.000,00 TL olup 125.000,00 TL’sinin 29.04.2014 tarihinde … nolu fatura ile ödendiğini, kalan 125.000,00 TL için ise dava konusu 01.02.2017 tarh ve … nolu KDV dahil 147.500,00 TL faturanın düzenlenmiş olduğunu ve hala ödenmemiş olduğunu belirterek 147.500 TL fatura alacağının fatura tarihi olan 01/02/2017 tarihinden itibaren artan ve eksilen oranlarda işleyecek ticari avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı tarafça, davaya cevap verilmemiş, müteakip beyanları ile davanın reddi talep edilmiştir.
Dava, faturaya dayalı alacak istemine ilişkin olup, alacak davalarında kural olarak ispat külfeti öncelikli olarak davacı alacaklı tarafa ait olup, taraflar arasındaki ilişkinin ve alacağın varlığının ispatlanması gerekmektedir. Bu ispat yerine getirildiği takdirde ispat külfeti davalı borçlu tarafa geçecek ve borcun istenebilir olmadığını, ödendiği hususlarını ispat etmesi gerekecektir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın 2. Fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
TTK’nun 21/2 maddesine göre, bir fatura alan kişi aldığı tarihten itibaren sekiz gün içinde faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmamışsa bu içeri kabul etmiş sayılır.
Somut olayda, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan bilirkişi rapor ve ek raporlarına göre; Taraflar arasında 12/02/2014 tarihinde bölge distribütörlüğü sözleşmesi imzalandığı, sözleşme ile, davacı tarfaından davalıya Westrand firmasının ürettiği ürünlerin belirlenen şehirlerde ve davacı tarafa bilgi verilmesi kaydıyla tüm Türkiye’de satılmasına ilişkin distribütörlük verildiği, sözleşmenin 31.12.2014 tarihine kadar geçerli olup sürenin biriminden üç ay öncesinden feshi ihbar edilmedikçe bir yıl süre ile uzayacağının düzenlendiği, Sözleşmenin Geçici 1. Maddesinde, Distribütör’ün yani davalının sözleşme imzalama aşamasında …’e yani davacıya 250.000,00 TL (İKİ YÜZELLİBİN TÜRK LİRASI) teminat ödemesi yapacağının, bunun bölge distribütörlüğü bedeli olarak ödenecek olduğunun, ödeme planının karşılıklı mutabakat ile sağlanacak olduğunun, Sözleşmenin 10. maddesinde davacının gerekli olan durumlarda distribütörden teminat olarak … veya taşınmaz ipoteği istemekte serbest olduğunun düzenlenmiş olduğu; Davacı tarafça kararlaştırılan 250.000,00 TL bedelin, bayilik sözleşme bedelini olduğunun ve bu 250.000,00 TL bedelin 125.000,00 TL’sinin 29.04.2014 tarihinde … nolu fatura ile ödendiğinin, kalan 125.000,00 TL için ise dava konusu 01.02.2017 tarh ve … nolu KDV dahil 147.500,00 TL faturanın düzenlenmiş olduğunu ve hala ödenmemiş olduğunun ileri sürülerek iş bu davanın açıldığı; Sözleşmenin geçici 1. Maddesindeki düzenlemenin çelişkili olduğu, davalı tarafça ödenmesi kararlaştırılan bedelin önce teminat ödemesi olduğu ve sözleşme imzalama aşamasında ödeneceğinin yazılı olduğu, devamında bu ödemenin sözleşme bedeli olarak yapılacağının ve ödeme planının karşılıklı mutabakat ile sağlanacağının yazılı olduğu; Davalının 250.000,00 TL bedelin 125.000,00 TL’lik kısmı için düzenlenen 29.04.2014 tarih … nolu 147.500,00 TL bedelli faturayı defterlerine işlediği ve ödediği dikkate alındığında, sözleşmenin geçici 1. Maddesinde kararlaştırılan 250.000,00 TL bedelin sözleşme bedeli olarak değerlendirilebileceği, davaya konu olan faturanın ise davacı yanca 01.02.2017 tarihinde C-… numara ile düzenlenen (125.000 + 22.500) 147.500 TL tutarlı fatura olduğu ve sözleşme bedeline ilişkin düzenlendiğinin faturada yazılı olduğu, bu faturanın davalının kayıtlarında yer almadığı, sözleşmenin geçici 1. maddesinde ödeme planının karşılıklı mutabakat ile sağlanacağının kararlaştırıldığı ancak karşılıklı mutabakata varıldığına dair dosya kapsamında bir delil olmadığı, ödemenin hangi tarihte yapılacağının belli olmadığı gibi, faturanın davalı kayıtlarında yer almadığı ve faturanın davalıya iletildiğine dairde bir bir belge ve kayıt olmadığı anlaşılmakla ve değerlendirilmekle, bilirkişi heyeti ek raporundaki sonuç görüşün aksine dava konusu fatura bedelinin muaccel ve istenebilir olmadığı, davalıdan talep edilemeyeceği, davacının davasını ispatlayamadığı sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın reddine karar verilmiştir.
Bu kapsamda aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Davacı tarafça açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 269,85-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 2.518,94 -TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 2.249,09‬ TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 23.600,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/09/2023

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır