Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/671 E. 2022/229 K. 05.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/671 Esas
KARAR NO:2022/229

DAVA:Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:18/10/2021
KARAR TARİHİ:05/04/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Davalı şirketin, sözleşme öncesinde pay devri gerçekleştirmiş, pay devri karşılığında taraflar arasında 2 yıl süreli “Tek Satıcılık Niteliğinde” Bayilik Sözleşmesinin 29 Eylül 2020 tarihinde davalı şirket ile müvekkili şirket arasında imzalandığını, işbu sözleşmenin, davalı şirketin üretimini yaptığı TC. Sağlık Bakanlığı ve Tarım Bakanlığından ruhsatları alınmış olan ürünlerin satışı için, müvekkili şirkete Türkiye Cumhuriyeti ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin çalışma bölgesi olarak belirlendiği bölgelerde, sözleşmenin imzalanmasından itibaren 2 yıl süre ile “tek bayilik” hakkı tanıdığı ve bu sözleşme süresi içerisinde, davalı şirketin müvekkili şirket haricinde başka bayi atayamayacağını, satış fiyatının bayi tarafından belirlenmesi kaydı ile davalı şirketin sözleşmede belirtilen şekilde kamu kurumları ve bazı tüzel kişiliklere ve kendi e-ticaret sitesinde bizzat satış yapabileceğini, sözleşme süresi sonuna kadar davalı şirketin müvekkili şirkete toplam 220.000 litre ürün satmayı taahhüt ettiğini ve sözleşmenin içeriği itibarıyla “sui generis” yapıda olan “tek satıcılık sözleşmesi” niteliğinde olduğunu, söz konusu bayiilik sözleşmesinin 2.4. maddesinde “Üreci, bu sözleşme süresince TC ve KKTC hudutlarında başka bayii atayamaz.” maddesi bulunduğunu, ancak davalı şirketin müvekkili şirkete … 2. Noterliği’nce gönderdiği … yevmiye sayılı ve 23.12.2020 tarihli ihtarnamede; “Sayın Muhatap, şirketimiz ile tarafınız arasında 29 eylül 2020 tarihinde imzalanmış olan bayilik sözleşmesini fesh ediyoruz. Sözleşmenin fesih tarihi 23 aralık 2020’dir. Sözleşmemizde feshin sonuçları ile ilgili maddelere uygun olarak gereğini yapmanızı fazlaya ilişkin her türlü haklarımızı saklı tutarak ihtar ederiz.” denilerek, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında akdedilen mezkur tek satıcılık niteliğindeki bayilik sözleşmesinin hiçbir haklı neden gösterilmeksizin davalı şirket tarafından Anayasa, TTK, TBK. ve ilgili Yargıtay İçtihatları ve Doktrindeki tüm görüşlere tamamen aykırı olarak haksız olarak feshedildiğini, sözleşmenin feshinden önce müvekkili şirkete davalı Nanoksia’nın teslim ettiği ürünlerin büyük bir kısmının ayıplı mal olduğunu, ürünler teslim edildikten sonra teslim edilen dezenfektanların mantarlaşmış olduğunun tespit edildiğini, bu hususta davalı şirket ile görüşüldüğünü ve durum ifade edilmişse de bir sonuç alınamadığını, müvekkilinin haksız fesihten dolayı zarara uğradığını, ayıplı ifa ve sözleşmeyi tek taraflı ve haksız feshinden doğan nedenlerle müvekkili şirketin uğramış olduğu menfi ve müspet zararlar, yoksun kalınan kar, maddi ve portföy tazminatı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 10.000 TL alacağın yasal faizi ile davalıdan tazminine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde özetle: Usule ilişkin olarak Arabuluculuk toplantısına konu edilmeyen taleplerin tefrik edilerek karara bağlanmasını talep ettiklerini, ayıplı ifadan kaynaklı maddi tazminat sorumluluğunun şartları oluşmadığından, davacının bu konuda hukuki yararının bulunmadığını, davacının tanık dinletmesine muvafakatlarının olmadığını, zamanaşımına uğramış ve uğrayacak talepler yönüyle zamanaşımı def’inde bulunduklarını, Esasa ilişkin olarak, Müvekkili ile davacı şirket arasında imzalanan sözleşmenin bayilik sözleşmesi olduğunu, tek satıcılık sözleşmesi olmadığını, dava dışı … hisse devrinin davanın konusu dışında olduğunu, hisse devri ile eş zamanlı olarak dava dışı … banka kredileri kefaletlerinin kaldırılmış olduğunu, davacı ile imzalanan bayilik sözleşmesinde davacının büyük satış taahhüdünde bulunduğunu ancak bu taahhüdünü yerine getiremediğini, davacı tarafın reklam taahhüdünü de yerine getirmediğini, davacı tarafın müvekkili tarafından kendisine satılan ürünler için dahi ödeme yapmamış olduğunu taraflar arasında imzalanan sözleşmenin, davacı şirketin sözleşmeden doğan sorumluluklarını yerine getirmemesi sebebi ile müvekkili tarafından haklı olarak feshedildiğini ve davacıya noter kanalı ile ihtarname çekilmek sureti ile bildirim yapıldığını, davacının üretim sırasında mal tesliminde uyumsuz ve sorunlu davranışlar sergilediğini ve fason imalatçı firma ile sorunlar yaşanmasına sebebiyet verdiğini ve taahhüt edilen satış miktarlarına ulaşılamadığını, davacı tarafından teslim alınan ilk gönderilen ürünlerin dahi satılmadığını, ürünü pazarlama çabası gösterilmediğini ve ürünlerin reklamının dahi yapılmadığını, sözleşmenin haklı fesihten kısa bir süre sonra 11.6. maddesi uyarınca zaten kendiliğinden sona erdiğini, işbu madde “Bayinin öngörülen vadede ödeme yapmaması halinde başka ihtara gerek kalmaksızın temerrüte düşer. Bu temerrüt halinin 30 günden fazla sürmesi halinde sözleşme kendiliğinden herhangi bir ihtar ya da ihbara gerek kalmadan sona erecektir.” şeklinde olup; ödememenin belirtilen sürelerde yapılmaması ve temerrüt halinin 30 günden fazla sürmesi sebebiyle sözleşmenin sona erdiğini, dava konusu talepler bakımından zamanaşımına uğramış veya dava süresince zamanaşımına uğrayacak olan talepler konusunda zamanaşımı definde bulunduklarını, Türk Ticaret Kanunu Madde 122 3. Fıkrasında “(3) Müvekkilin, feshi haklı gösterecek bir eylemi olmadan, acente sözleşmeyi feshetmişse veya acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkil tarafından haklı sebeplerle feshedilmişse, acente denkleştirme isteminde bulunamaz” denmek sureti ile, acentenin kusuru sebebiyle sözleşme müvekkili tarafından haklı sebeple feshedilmiş ise, acentenin denkleştirme talebinde bulunamayacağının açıkça ifade edildiğini, bu sebeple acentenin kusuru sebebiyle sözleşmenin müvekkili tarafından haklı sebeplerle feshedildiğinin açık olduğunu, bu durumda acente / davacının denkleştirme tazminatına hak kazanamayacağını, davacının davasında kötü niyetli olduğunu, müvekkili şirkete sözleşme gereği davacıya verilen mallar nedeniyle ödeme yapılmadığı gibi malların iade de edilmediğini, karşı tarafın ayıplı mal iddiası ile başlattığı suç duyurusunun kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ile sonlandığını belirterek davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; davalı tarafından taraflar arasında imzalan 29.09.2020 tarihli bayilik sözleşmesinin haksız feshi, sözleşmeye aykırılık, ayıplı ifadan kaynaklanan portföy tazminatı, yoksun kalınan kar, menfi- müspet zarar istemlerine ilişkindir.
…. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası uyap üzerinden celp edilerek incelenmesinde; Taraflarının dosyamız tarafları ile aynı olduğu, davacı ve davalı sıfatlarının farklı olduğu, davanın, dosyamızda da davanın dayanağı olan 29.09.2020 tarihli bayilik sözleşmesi kapsamında düzenlenen fatura alacağı nedeniyle …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı icra takip dosyasında başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun birleştirmeye yönelik 166. maddesinde; “(1) Aynı yargı çevresinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış davalar, aralarında bağlantı bulunması durumunda, davanın her aşamasında, talep üzerine veya kendiliğinden ilk davanın açıldığı mahkemede birleştirilebilir. Birleştirme kararı, ikinci davanın açıldığı mahkemece verilir ve bu karar, diğer mahkemeyi bağlar. (2) Davalar, ayrı yargı çevrelerinde yer alan aynı düzey ve sıfattaki hukuk mahkemelerinde açılmış ise bağlantı sebebiyle birleştirme ikinci davanın açıldığı mahkemeden talep edilebilir. Birinci davanın açıldığı mahkeme, talebin kabulü ile davaların birleştirilmesine ilişkin kararın kesinleşmesinden itibaren, bununla bağlıdır. (3) Birleştirme kararı, derhâl ilk davanın açıldığı mahkemeye bildirilir. (4) Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, bağlantı var sayılır. (5) İstinaf incelemesi ayrı dairelerde yapılması gereken davaların da bu madde hükmüne göre birleştirilmesine karar verilebilir. Bu hâlde istinaf incelemesi, birleştirilen davalarda uyuşmazlığı doğuran asıl hukuki ilişkiye ait kararı inceleyen bölge adliye mahkemesi dairesinde yapılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Her iki davanın taraflarının aynı olduğu, aynı sözleşme ilişkisine dayanılarak açılmış oldukları, birinin sözleşmenin haksız feshi, sözleşmeye aykırılık ve ayıplı ifa nedeniyle tazminat istemlerine, diğerinin ise sözleşme nedeniyle düzenlenen fatura alacağına istinaden başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkin olduğu, her iki davada delillerin benzer olması, usul ekonomisi açısından yargılamanın birlikte yürütülmesinin tarafların menfaatlerine daha uygun düşecek olması ve biri için verilecek hükmün diğeri için de önem taşıması nedeniyle aralarında bağlantı bulunduğu kabul edilmiştir. Bu nedenle HMK nun 166/1 maddesi gereğince tarafları ile dava konusu itibarıyla ve aralarındaki hukuki- fiili irtibat nedeniyle mahkememiz dosyasının …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Mahkememiz dava dosyasının, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile BİRLEŞTİRİLMESİNE,
2-Yargılamanın …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası üzerinden yürütülmesine,
3-Mahkememiz esasının bu şekilde kapatılmasına,
4-Birleştirme kararının, öncelikle adı geçen mahkemeye HMK 166/3. maddesi uyarınca bildirilmesine,
5-Yapılan yargılama giderleri, harç ve ücreti vekalet konusunun esas hüküm ile birlikte birleşen mahkemece karara bağlanmasına,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı davalı tarafların yokluğunda esas hükümle birlikte istinaf yasa yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/04/2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır