Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/663 E. 2022/753 K. 21.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/663 Esas
KARAR NO :2022/753 Karar

DAVA:Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:27/04/2016
KARAR TARİHİ:21/11/2022

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin mülkiyeti kendisine ait … … Sokak No:1 … /İstanbul adresindeki binanın ortak kullanım alanı elektrik aboneliğinin 26.08.2015 tarihinde yapıldığını, aynı gün önceki döneme ait kaçak elektrik kullanımı adı altında zabıt düzenlendiğini ve 9.796.-TL kaçak kullanım bedeli tahakkuk ettirildiğini, binanın 12.02.2013 tarihinde satın alındığında ortak kullanımın bina adına olduğu düşüncesiyle abonelik yaptırılmadığını, ancak ortak alan aboneliğinin 11.03.2014 tarihinde iptal ettirildiği ve abonelik yapılmadığı öğrenildiğinde hemen abonelik yaptırıldığını, abonesiz olan dönemde davalı kurum tarafından herhangi bir bilgi verilmediğini, müvekkili tarafından kaçak kullanımın söz konusu olmadığını, abonelik iptalinden sonraki kullanımların tahakkuk ettirilmesinin daha adil olduğu ancak kaçak tahakkuku yapıldığını, haksız yere tahakkuk ettirilen ve faizi ile birlikte 10.858,71 TL olan bedelin 29.03.2016 yılında davalı kuruma ödenmek zorunda kalındığını, açıklanan sebeplerle; kaçak tarifesi uygulanarak fazla tahsil edilen bedelden şimdilik 1.000,00-TL’nin 29.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte ödenmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesini talepve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davaya zamanaşımı ve husumet yönünden itirazları olduğunu, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak kısmi talepte bulunulmasının usul hukukuna aykırı olduğunu, davacının sayaca müdahalesinin olmadığını, ödediği miktar belli olduğu için kısmi dava açılamayacağını, ilgili mahalde 25.08.2015 tarihinde yapılan kontrolde sayaca girmeden direkt bağlı olarak kaçak elektrik kullanıldığının tespit edildiğini, zabıt varakasının No:1 İş … Sakinleri adına tanzim edildiğini, ilgili mevzuat hükümleri gereği tespit anında çekilen güç üzerinden 90 gün olarak hesaplama yapıldığını, sonuç olarak 9.796,00 TL kaçak bedeli tahakkuk ettirildiğini ,sayaca girmeden direkt bağlı olarak kaçak elektrik kullanıldığının aşikar olduğu ve tahakkuklarda herhangi bir hata olmadığını, ilgili tesisatta 26.08.2015 yılında abonelik akdedildiğini, davacının hem sayaç harici hattan hem de abone olmadan kaçak elektrik kullanıldığını, mevcut durumun Elektrik Piyasası Tüketici Hizmeteri Yönetmeliği 26.maddesi yönünden kaçak elektrik kullanımına girdiğini, davacının ödemelerini yaparken ihtirazi kayıt ileri sürmediğini, serbest irade ve ihtirazi kayıt öne sürmeden ödenen bedelin geri istenemeyeceğini belirterek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
İSTİNAF KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YAPILAN YARGILAMA:
Mahkememizin, … Esas sayılı dosyası üzerinden yapılan yargılama sonucu;
“…Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, elektrik aboneliği nedeniyle kaçak kullanımı adı altında davalı tarafından haksız olarak tahakkuk edildiği iddia olunan bedelin, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkin alacak davası olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça, kaçak tarifesi uygulanarak fazla tahsil edildiği iddia edilen bedelin iadesi amacıyla iş bu davanın açıldığı, davacının, 29.03.2016 tarihinde davalıya 10.858,71-TL ödeme yaptığı, mahkememizce alınan ve hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılan ve hükme esas alınmasına karar verilen bilirkişi heyeti raporu sonucu, davacının elektrik idaresine olan borcunun 1.343,59-TL olarak tespit edildiği, bu haliyle de davalının, 9.515,12-TL fazla para tahsil ettiğinin anlaşıldığı, davacı tarafça her ne kadar ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilmiş ise de, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmaksızın bir ihtar ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerektiği, ancak somut olayda, davacı tarafça davadan önce davalının temerrüte düşürüldüğünün ispat edilemediği, bu nedenle de, kısmi dava olarak açılan davada, 1.000,00 TL yönünden dava tarihi olan 27/04/2016 tarihinden, 8.515,12 TL yönünden ise, ıslah tarihi olan 05/11/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, ayrıca davaya konu somut olayda, tahakkuk işlemininin doğru olarak yapılması davalının sorumluluğunda olduğundan, davalının pasif husumet ehliyeti bulunduğuna ve ayrıca, taraflar arasında sözleşmesel ilişki bulunmakla, zaman aşımı süresinin de dolmadığı anlaşıldığından, zaman aşımı itirazının da reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ ile;
1-1.000,00 TL alacağın dava tarihi olan 27/04/2016 tarihinden 8.515,12 TL alacağın ise, ıslah tarihi olan 05/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin faiz isteminin reddine…” şeklinde karar verildiği anlaşılmıştır.
İSTİNAF İLAMI :
Mahkememizin, 17/12/2019 tarih ve …sayılı kararının, BAM 3. H.D.’nin, 16/09/2019 tarih ve 2020/875 Esas-2021/2267 Karar sayılı bozma ilamı ile;
“…3273001 nolu tesisata ait mahalde, 25.08.2015 tarihinde yapılan kontrolde; “sayaca girmeden direkt bağlı olarak kaçak elektrik kullanıldığı” tespit edilerek F/… seri nolu zabıt varakası tanzim edildiği, davalı tarafından bu tutanak nedeniyle 9.796,00 TL kaçak bedeli tahakkuk ettirildiği, bilirkişi tarafından EPTHY hükümlerine atıfla hesaplama yapıldığının belirtilmiş olduğu, bilirkişi raporunda kaçak tutanağının değerlendirilmediği anlaşılmaktadır.
Buna göre; davalının cevap dilekçesi ekinde bulunan kaçak tutanağının fiziken dosya içine alınarak bilirkişi tarafından değerlendirilmesi gerektiği halde değerlendirme yapılmadığından bilirkişi raporu yargısal denetime elverişli olmayıp, hüküm kurmaya yeterli değildir. Eksik ve yetersiz rapor hükme esas alınamaz.
Bu itibarla; davalının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK 353/1-a-6 md gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ile dosyanın dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesiyle kaçak tutanağının değerlendirilmesi ve davalının rapora karşı itirazlarını karşılar ve tespit anında çekilen güç üzerinden hesaplamayı içerir bilirkişilerden ek rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi için dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesi gerekmiştir
K A R A R : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırıl- masıyla,yukarıda izah edilen şekilde, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine …” şeklindeki gerekçeyle kaldırıldığı ve dosyanın yeniden yargılama yapmak üzere mahkememize gönderildiği anlaşıldı.
İSTİNAF KALDIRMA KARARI SONRASI YAPILAN YARGILAMADA:
Mahkememizce İstinaf kaldırma kararı sonrası tensip zaptı düzenlenerek, yeni duruşma gün ve saati ile birlikte taraflara tebliğ edildiği ve ayrıca mahkememizin 01/03/2022 tarihli ara kararı ile de; “Dosyanın daha önce rapor düzenleyen heyete tevdii ile; İstanbul BAM 3. HD’nin 15/09/2021 tarih ve 2020/875 esas-20212267 karar sayılı kaldırma kararı da değerlendirilmek suretiyle ek rapor alınmasına” karar verildiği, dosyanın daha önce raporu düzenleyen heyete tevdi edildiği ve bilirkişi heyeti tarafından 11/05/2022 tarihli ek raporun tanzim edilerek mahkememize ibraz edildiği anlaşılmış olup, ek raporun incelenmesinde özetle; “İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ nin 15.09.2021 tarih ve 2020/875 Esas 2021/2267 Karar No.lu kararı ile kök bilirkişi raporunda F/… no.lu zabıt varakasındaki tespitlerin kullanılmamasının hatalı olması sebebiyle ilk derece mahkemesinin kararının kaldırılması ve ek bilirkişi raporu alınması kararının verildiği, verilen karar doğrultusunda, F/… nolu zabıt varakasındaki akım değerleri kullanılarak hesaplamaların yeniden yapıldığını, yapılan hesaplamalar doğrultusunda vergiler ve fonlar dahil toplam bedelin 8.625,31-TL kaçak bedeli olarak belirlendiği, ceza bedeli olarak 3.440,51-TL hesaplandığı kanaat ve sonucuna vardıkları” şeklinde tespitler yapılmıştır.
Bilirkişi heyeti raporunun denetlenmesinde, raporun hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından, İstanbul BAM 3. HD’nin 15/09/2021 tarih ve 2020/875 esas-20212267 karar sayılı kaldırma kararı kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşıldığından, hükme esas alınmasına karar verilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, elektrik aboneliği nedeniyle kaçak kullanımı adı altında davalı tarafından haksız olarak tahakkuk edildiği iddia olunan bedelin, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre iadesi istemine ilişkin alacak davası olduğu, bu bağlamda tüm delillerin toplandığı, davacı tarafça, kaçak tarifesi uygulanarak fazla tahsil edildiği iddia edilen bedelin iadesi amacıyla iş bu davanın açıldığı, mahkememizce daha önce verilen kararın, BAM 3. H.D.’nin, 16/09/2019 tarih ve 2020/875 Esas-2021/2267 Karar sayılı kaldırma kararı ile kaldırıldığı, kaldırma kararı kapsamında bilirkişi heyetinden az yukarıda özeti yapılan ek raporun alındığı, mahkememizce BAM kaldırma kararı sonrası alınan ve hukuki yönleri ayrık olmak üzere, yapılan tespitler bakımından İstanbul BAM 3. HD’nin 15/09/2021 tarih ve 2020/875 esas-20212267 karar sayılı kaldırma kararı kapsamına uygun, ayrıntılı ve gerekçeli olduğu anlaşılan ve hükme esas alınmasına karar verilen bilirkişi heyeti ek raporu sonucu, davacının kaçak elektrik borcunun 8.625,31-TL olarak tespit edildiği, bu haliyle de davalının, 2.233,40-TL fazla para tahsil ettiğinin anlaşıldığı, davacı tarafça her ne kadar ödeme tarihinden itibaren faiz talep edilmiş ise de, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre borçludan faiz talep edilebilmesi için zenginleşenin iyiniyetli ya da kötüniyetli olduğuna bakılmaksızın bir ihtar ya da dava açılmak suretiyle temerrüde düşürülmesi gerektiği, ancak somut olayda, davacı tarafça davadan önce davalının temerrüte düşürüldüğünün ispat edilemediği, bu nedenle de, kısmi dava olarak açılan davada, 1.000,00 TL yönünden dava tarihi olan 27/04/2016 tarihinden, 1.233,40-TL yönünden ise, ıslah tarihi olan 05/11/2018 tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, ayrıca davaya konu somut olayda, tahakkuk işlemininin doğru olarak yapılması davalının sorumluluğunda olduğundan, davalının pasif husumet ehliyeti bulunduğuna ve ayrıca, taraflar arasında sözleşmesel ilişki bulunmakla, zaman aşımı süresinin de dolmadığı anlaşıldığından, zaman aşımı itirazının da reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İle;
1-1.000,00-TL alacağın dava tarihi olan 27/04/2016 tarihinden, 1.233,40 TL alacağın ise, ıslah tarihi olan 05/11/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 152,56-TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 29,20-TL harcın mahsubu ile bakiye123,36-TL harcın davalıdan alınarak Hazineye GELİR KAYDINA,
-Davacının ilk dava açarken yatırdığı 29,20-TL harç parasının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Davacının yaptığı yargılama giderlerinden 29,20 TL başvuru harcı, 11,50 TL vekalet harcı, 135,00-TL posta gideri ve 1.050,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam: 1.185,00-TL yargılama giderinin davanın kabul ret oranı göz önünde bulundurularak hesaplanan 278,24-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, fazlasının davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-) Kabul edilen kısım ile ilgili olarak davacı taraf kendini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/2. Maddesi uyarınca taktir olunan 2.233,40-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-) Reddedilen kısım ile ilgili olarak davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiklerinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’nin 13/2. Maddesi uyarınca taktir olunan 7.281,72 TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, varsa, taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider ve delil avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa İADESİNE,
7-HMK Yönetmeliğinin 58/1. Maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İstanbul Bölge Adliyesi Mahkemesi nezdinde İSTİNAF KANUN YOLU açık olmak üzere karar verildi. 21/11/2022

Katip …

Hakim …