Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/644 E. 2022/616 K. 10.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/644 Esas
KARAR NO :2022/616 Karar

DAVA:İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ:06/10/2021
KARAR TARİHİ:10/10/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı … A.Ş. ile müvekkili şirket arasında … plakalı araç adına Genişletilmiş Kasko Poliçesi imzalandığını, 13/11/2020 tarihinde dava dışı …sevk ve idaresindeki … plakalı aracıyla … istikametinde seyir halindeyken yoldan geçen köpeğe çarptığını ve çarpmanın etkisiyle aracını emniyet şeridine çekerek duraklamaya başladığını, bu sırada araç marka ve modeli bilinmeyen kamyon cinsi bir aracın da yoldaki köpeğe çarptığını ve çarpmanın etkisiyle bu aracın dorse ayağının yola düştüğünü, yine dava dışı … sevk ve idaresindeki müvekkil şirket nezdinde sigortalı … plakalı kamyon cinsi aracıyla aynı istikamette seyir halindeyken, düşen dorse ayağına çarpması sonucunda maddi hasarlı trafik kazası gerçekleştiğini, kaza sonrası düzenlenen ekspertiz raporu sonrasında sigorta kapsamı içerisinde olduğu tespit edilen 17.845.-TL hasar tazminatının müvekkili şirket tarafından karşılandığını, müvekkilinin dava dışı sigortalının kaza sonucu ortaya çıkan maddi hasarını gidermekle ve hasara ilişkin olarak zararını tazmin etmekle sigortalının halefi konumuna geldiğini, kazanın gerçekleşmesinde sorumluluğu bulunan davalının hasar tazminatı miktarını müvekkiline ödemesi gerektiğini, müvekkili tarafından rücu hakkına ilişkin olarak….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasından davalı aleyhine icra takibine geçildiğini, davalı yanca takibe haksız olarak itiraz edildiğini belirterek; itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine alacağın % 20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Usule ilişkin olarak; kazanın meydana geldiği otoyolun müvekkili şirket işletmesinde olmadığını, kazanın gerçekleştiği mevkiinin … A.Ş. işletmesinde olduğundan davacının taleplerinin bu şirkete yönlendirilmesi gerektiğini, esasa ilişkin olarak da; somut olayda zarar görenin kusuru bulunması ihtimali olup kazazedenin kendi kusuru ile sebep olduğu zarardan müvekkili şirketin sorumlu tutulmasının mümkün bulunmadığını belirterek; haksız ve dayanaktan yoksun davanın usulden ve esastan reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, cevap dilekçesi ve ekleri, beyan dilekçeleri, cevabi yazı içerikleri, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası mündericatı ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Dosyamız mündericatında UYAP sureti yer alan, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; Davacı-alacaklı tarafça, 02/07/2019 tarihinde davalı-borçlu hakkında 17.845,00 TL asıl alacak ve 686,42 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam, 18.531,42 TL alacağın tahsili amacıyla genel haciz yolu ile ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı-borçlu tarafça 10/07/2019 tarihinde, ödeme emrine, borcun tamamına, faize ve tüm fer’ilere itiraz edilerek takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 1472. maddesi uyarınca, davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısına ödenen hasar tazminatının, davalı şirketten rücuen tahsili amacıyla başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali ile takibin devamı ve icra inkar tazminatı istemlerine ilişkindir.
Davalı vekili davaya cevap dilekçesinde, usule ilişkin olarak kazanın meydana geldiği otoyolun müvekkili şirket işletmesinde olmadığını, kazanın gerçekleştiği mevkiinin … A.Ş. işletmesinde olduğunu beyan ederek husumete yönelik itirazda bulunmuş olup; Husumet konusunun, davanın her aşamasında ileri sürülebileceği, ayrıca taraflarca ileri sürülmese dahi mahkemece kendiliğinden gözetileceği, diğer taraftan, dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı, medeni usul hukukumuzda “sıfat” olarak tanımlandığı ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olmasının zorunlu olduğu, taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olmasına karşın, taraf sıfatının dava konusu sübjektif hakka ilişkin olduğu, Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisinin (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine ait olduğu, anılan hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatının da hakkın sahibine ait olduğu ve buna aktif husumet denildiği, bir sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişinin ise, o hakka uymakla yükümlü olan kimse olduğu ve bunun da pasif husumet (davalı sıfatı) olarak adlandırıldığı, sübjektif hakkın sahibi olan kimse ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun saptanmasının, bir başka anlatımla davada davacı ve davalı sıfatlarının kimlere ait olduğu hususunun, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin maddi hukuk sorunu olduğu, dava açan veya aleyhine dava açılan kişilerin o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip olmaması halinde, dava konusu hakkın esası (var olup olmadığı) hakkında inceleme yapılmadan davanın sıfat yokluğundan reddedilmesi gerektiği ve ayrıca taraf sıfatının (husumet) ve sıfat yokluğunun, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğinde olduğu ve yargılamanın her aşamasında, isteme gerek kalmaksızın mahkemece kendiliğinden gözetilmesi zorunlu olduğu anlaşıldığından, davalı vekilinin itirazı ve savunmaları kapsamında dava dışı … A.Ş.’ye müzekkere yazıldığı, ilgili şirket tarafından mahkememize hitaben gönderilen 11/03/2022 tarihli cevabi yazıda; “… Kesimi Yap-İşlet-Devret Modeli ile Yapılması, İşletilmesi ve Devri İşinde; Bahsi geçen kaza güzergah sınırlarımızda bulunmaktadır ve arşivimizde bulunan yazılı kayıtları da ek olarak sizlere yönlendiriyorum” şeklinde cevap verildiği, davalı şirket ile dava dışı şirketlere ait olan ve dosyamız mündericatında suretleri yer alan Ticaret Odası kayıtları incelendiğinde de; her iki şirketin farklı tüzel kişilikler olduğu, bu haliyle yapılan değerlendirmede de; yargılama sürecinde kazanın meydana geldiği otoyolun güvenlik ve işletmesinden sorumlu şirketin dava dışı … A.Ş. olduğu, bu hususun dava dışı şirket tarafından mahkememize hitaben gönderilen 11/03/2022 tarihli müzekkere cevabı ile de sabit hale geldiği ve davalının açık husumet itirazı olmasına karşın davacı vekilince müzekkere cevabından sonra katıldığı oturumlarda da HMK m.124 uyarınca taraf değişikliği talebinde de bulunmadığı anlaşıldığından, davalı hakkında açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle REDDİNE,
2-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 221,19 TL harcın mahsubu ile fazla yatırılan 140,49 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı yan davada kendisini vekille temsil ettirmiş olmakla; karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre hesaplanan 9.200,00 TL maktu ücreti vekaletin davacıdan alınarak, davalıya VERİLMESİNE,
5-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, DAVACIDAN ALINARAK HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
6-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, varsa taraflarca yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası yatıran tarafa İADESİNE,
Dair; davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı HMK’nun 341/1 vd. maddeleri uyarınca, GEREKÇELİ KARARIN TEBLİĞİNDEN İTİBAREN İKİ HAFTA İÇERİSİNDE mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere başka yer mahkemesine istinaf dilekçesi sunulmak suretiyle, İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ NEZDİNDE İSTİNAF KANUN YOLU AÇIK OLMAK ÜZERE karar verildi. 10.10.2022

Katip …
e-imzalıdır

Hakim …
e-imzalıdır