Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/633 E. 2022/196 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/633
KARAR NO :2022/196

DAVA:Genel Kurul Kararının İptali
DAVA TARİHİ:01/10/2021
KARAR TARİHİ:24/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Genel Kurul Kararının İptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin, davalı … Anonim Şirketinin borsada işlem gören 10 adet … Kurucu intifa senedi (…) sahibi olduğunu, davalı şirketin …’ün vefatından 1991 yılına dek kurucu senetler üzerinde herhangi bir kısıt uygulamaksızın kar payı ödemelerini gerçekleştirdiğini, 31.05.1991 tarihinde yapılan Olağanüstü Genel Kurulda kurucu paylara temettü (nakit kar payı) ödemelerinin 250.000,00-TL ile kısıtlı olarak ödenmesine ilişkin karar alındığını buna ilişkin esas sözIeşme değişikliğinin yapıldığını, değişiklikten sonra … A.Ş. Esas Mukavelenamesi’nin “Temettünün dağıtılması” başlıklı 58. 11 Temmuz 1991 tarih ve 2814 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinin 110. sayfasında yer alan “Ana Sözleşme Değişikliği Metni”nde “temettünün dağıtılması” başlıklı 58. maddesinin (c) bendinin eski hali “Safi kârdan yukarıda (a) bendinde yazılı yedek yedek akçeler ile (b) bendinde yazılı birinci temettü payının ayrılmasından sonraki bakiyenin 10’u kurucu paylarına, (…)” şeklinde olduğunu ancak aynı maddenin yeni halinin “Safi kârdan yukarıda (a) bendinde yazılı yedek yedek akçeler ile (b) bendinde yazılı birinci temettü payının ayrılmasından sonraki bakiyenin’410’u kurucu paylarına (ödenmiş sermayenin 250 milyar liralık bölümü ile sınırlı olarak, (..) “şeklinde değiştirildiğini, … kurucu intifa senetlerinin temettü ödemelerinin 250 Bin-ikiyüzellibin- Türk Liralık – kısıt uygulanmaksızın, bilançoda kâr elde edilen yılın mevcut sermayesi ile ödenmesi gerektiğini, Yargıtayın birçok kararında kurucu intifa senedi sahipleri ile ortaklık arasında sözleşmesel bir ilişki bulunduğunu ve bu nedenle anılan senet sahiplerine tanınan haklarda onların her birinin rızası olmaksızın değişiklik yapılmasının mümkün olmadığının, kurucu intifa senedi sahiplerinin, tamamen anonim ortaklığın dışında yer aldığını ve ortaklığa karşı üçüncü kişi durumunda olduklarını, anonim ortaklığın, esas sözleşme değişikliği ile kurucu intifa senedi sahiplerinin haklarını tek taraflı olarak değiştiremeyeceğini, …’ün 05.09.1938 tarihinde el yazısıyla … 6. Noterliğince onaylanan … 3. Sulh Hukuk Mahkemesi’nce, 938/95 sayılı kararla 26.11.1938 tarihinde açıklanan vasiyetnamede, … hisselerinin (kurucu, A, B, C Grubu) yazılı şartlarla Cumhuriyet Halk Partisi’ne vasiyet edildiğini, bu hisseler arasında 604 adet … Kurucu (…) senedinin bulunduğunu, Vasiyetnamenin somut davada önem arz eden 1. maddesi gereğince hisse senetlerinin, vasiyetin kaleme alındığı tarihteki gibi nemalandırılacağını, Atatürk’ün vasiyeti kaleme aldığı tarihte … Esas Sözleşmesinde kurucu hisselere kârın yedek akçeler ayrıldıktan sonra %10’unun Ödenmesinin yazılı olduğnu kâr payı dağıtımına ilişkin sımırlama bulunmadığını, … Esas Sözleşmesinin 58. maddesinin (c) bendinde yer alan nakit kâr payı ödenmesi ile lgili “ödenmiş sermayenin 250.000 TL’lik bölümü İle sınırlı olarak” ifadesine ilişkin değişikliğin, davalı şirketin 31.05.1991 tarihinde yapılan olağanüstü genel kurul toplantısında ödenmiş sermayenin 250.000 TL’den 2.500.000 TL’ye çıkarılması sırasında gerçekleştiğini, dağıtılacak nakit kâr payının o günkü ödenmiş sermaye tutarı (250.000-TL) ile sınırlandırılıldığını, davalı şirketin 2020 yılına ait olağan genel kurul toplantısının 31.03.2021 tarihinde gerçekleştirildiğini, … A.Ş. “C grubu” hissesine sahip muvekkilinin de bu toplantıya iştirak ettiğini, müvekkilinin … senetleri üzerinde uygulanan temettü kısıtlaması sebebiyle kâr payının dağıtılmasına ilişkin 4. madde için red oyu kullandığını ve muhalefet şerhi düştüğünü, şerhinde “Kurucu intifa senedi temettü ödemeleri sermaye kısıtlamasına tabi olmadan ödenmelidir. Kısıt hukuka aykırıdır. Karara itiraz ediyorum…” ifadelerine yer verdiğine, 1991 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısından, son olarak yapılan 31.03.2021 tarihli genel kurul toplantısına kadar alınan tüm kâr payı dağıtımına ilişkin kararların hukuka aykırı olduğunu, yok hükmünde olan dava konusu kararın, yıllarca kâr dağıtımı konusunda hakkaniyete aykırı sonuçlara yol açtığını, bu durumun müvekkili ve diğer kurucu intifa senedi sahiplerinin mülkiyet hakkının açıkça ihlali olduğunu, dava konusu genel kurul kararının hükümsüzlüğünün tespitine karar verilmesinin gerektiğini, 31.05.1991 yılından dava tarihine kadar, … kurucu intifa senedi (…) temettüleri üzerindeki 250.000,00-TL’lik kısıt uygulanmaksızın, bilirkişice hesaplanacak temettünün işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini (fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL’nin avans faiziyle ödenmesini) talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; davacı tarafından, dava tarihinden 30 yıl önce mevzuata uygun olarak alınan genel kurul kararı ile yapılan ana sözleşme değişikliğinin iptalinin/butlanının istenebilmesinin söz konusu olamayacağını, süre yönünden davanın usulden ve esastan reddini, davacının 1991 yılından beri yürürlükte olmakla hüküm ve sonuçlarını doğurmuş işlemlerle hukuki durumu ve değeri belirli bir kurucu intifa senedi mülkiyeti edinmiş olduğunu, senedin mevcut durumu dışında zorlama ve dayanaksız yorumlarla hak sahipliği iddiasında bulunamayacağını, intifa senedinin tüm mülkiyetini hukuki durum ve sonuçları ile üstelenen davacı tarafından bugün dava edilmesinin hukuki güvenlik ilkesinin ihlali anlamına geldiğini, zaman aşımı def’inde bulunulan kar payı alacakları ve ferilerine ilişkin taleplerinin usulden ve esastan reddini, müvekkili bankanın 31.05.1991 tarihli ana sözleşme değişikliğinin; o dönemin ve bugünün mevzuatına ve içtihadına uygun olduğunu, davacının alacak hakkının kısıtlanmadığını, 250.000 kat daha fazla kar payı elde ettiğini, davacı vekilinin dava dilekçesinde yer verdiği tüm iddiaların gerçek dışı ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Fer-i müdahale talep eden …vekili müdahale talep dilekçesi ile; davaya, davacı taraf yanında katılmak istediklerini, kurucu intifa senetlerine konulan sermaye kısıtının TTK’da yer alan objektif iyi niyet kurallarına aykırı olup, hakkın kötüye kullanımı olduğunu, kurucu intifa senet sahiplerni ile banka arasında sözleşme ilişkisi oldunuğu, bankanın tek taraflı olarak senet sahibinin haklarını azaltıcı kararlar alamayacağını, kurucu intifa senedi sahipleri ile anonim ortaklık tüzel kişsi arasında bir sözleşme ilişkisi olduğunu, kurucu intifa senedi sahiplerine tanınan hakların, anonim ortaklık esas sözleşmesinin bir hükmü niteliğinde olduğunu, söz konusu senetleri sonradan iktisap eden kişilerin de, anonim ortaklık ile senetleri sonradan iktisap eden arasında yapılan bu sözleşeme ile bağlı olduklarını, intifa senedi sahiplerinin, bir sözleşme ile anonim ortaklığın malvarlığına katılanlar durumunda olduğundan, ana sözleşmede aksi açıkça öngörülmediği sürece, bu malvarlığına katılmanın ilk esas sermaye tutarı ile sınırlı olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, kurucular ve bunların halefleri ile anonim şirket arasındaki ilişkinin ortaklık bağı olmaksızın bir sözleşme ilişkisi olduğunu, kurucu intifa senedi sahiplerinin ortaklığa karşı bir sözleşme tarafı bulunmaları nedeniyle, ana sözleşmede aksine bir hüküm veya kurucu intifa senedi sahiplerinden her birinin rızası bulunmadıkça ortaklığın ana sözleşmeyi tek taraflı olarak değiştirerek, söz konusu senet sahiplerinin haklarını onların aleyhine değiştiremeyeceğini, ana sözleşmede aksine bir hüküm veya kurucu intifa hakkı sahiplerinden her birinin muvafakatı bulunmadıkça ve karşılıklı anlaşma sağlanmadıkça, şirket genel kurulunun ana sözleşmeyi tek taraflı değiştirerek,kurucu intifa senedi sahiplerine sağladığı haklarını, şirket genel kurulunun alacağı kararlarla ihlal edemeyeceğini, bankanın kurumlara kurucu intifa senetlerine bağlı ödemelerde, sermaye kısıtı olmadan tam ödeme yaptığını, fakat diğer kurucu intifa senet sahiplerine ise, sermaye kısıtı eksik ödeme yaptığını, bu durumun TTK’nın eşit işlem ilkesine ve objektif iyi niyet kurallarına aykırı olduğunu, bankanın kurucu intifa senetlerine konulan sermaye kısıtının, Anayasa madde 134’e aykırı olduğunu ve aynı zamanda mülkiyet hakkının ihlali olduğunu, Türk Tarih Kurumu ve Türk Dil Kurumu’nun, Atatürk’ün vasiyetten kaynaklı hisse kâr payı alımları ile müvekkilinin sermaye kısıtsız eksiksiz kâr payı alımı haklarına, bütün bu yasal güvencelere karşın, zor alım şeklinde sermaye kısıtı konularak nemaları eksik ödenmeye başlandığını, bunda yasal dayanak olarak BDDK ve SPK’nın gösterildiğini, bu işlemlerin hem iç hukuk düzenimize, hem de imzacı olunan uluslararası belgelere aykırı olduğunu, söz konusu sermaye kısıtının, Atatürk’ün vasiyetindeki istencine, iradesine ve özüne müdahale etmek mahiyetinde olduğunu, miras hukukuna ve vasiyete aykırı olduğunu, söz konusu sermaye kısıtının, geçerlilik koşullarından olan SPK ve BDDK tarafından onaylanmış olma şartının sağlanmamış olması, bir çok yargı kararına uymaması ile kamu düzenine, TTK’ya ve miras güvencesi ilkesine aykırı olması nedeniyle yok hükmünde olduğunu, tüm bu nedenlerle davanın kabulüe ile … kurucu intifa senetlerinin nemalarının, sermaye kısıtı olmaksızın tam olarak ödenmesini ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00-TL’nin müvekkiline ait … kurucu intifa senetleri temettülerine 250.000,00-TL’lik kısıt uygulanmaksızın 31/05/1991 yılından dava tarihine kadar bilirkişice hesaplanacak işlemiş ve dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 24/03/2022 tarihli duruşmasında verilen ara kararı ile, davacının alacak talebiyle açmış olduğu davanın eldeki davadan tefriki ile ayrı bir esasa kayıt edilmesine, davaya genel kurul kararının butlanı talebi yönünden devam edilmesin karar verilmiştir.
Yine Mahkememizin 24/03/2022 tarihli duruşmasında verilen ara kararı ile, davaya müdahale talebinde bulunan …’in, davalı bankanın 31/05/1991 tarihli genel kurul kararının butlanı talebine yönelik feri müdahale talebinin kabulüne karar verilmiştir.
Dava, davalı bankanın sermaye kısıtlamasına ilişkin 31/05/1991 tarihli genel kurul kararının butlanının tespiti talebine ilişkin bulunmaktadır.
Mahkememizce davalı şirketin ticaret sicili kayıtları, … Ticaret Sicili Gazetesi Müdürlüğü’nden dava konusu 31/05/1991 tarihli genel kurul kararına ilişkin olan 11/07/1991 tarihli ve 2814 sayılı gazete, davacı tarafın hissesini gösterir merkezi kayıt dökümü, davacı tarafın sahip olduğu kurucu hisselere ilişkin davalı şirket kayıtları, davalı bankanın 31/03/2021 tarihli genel kurul toplantı tutanağı ile toplantıda düşülen şerhler ve davalı şirket esas mukavelesi dosyamız arasına alınmıştır.
Davalı şirketin 31/05/1991 tarihli genel kurul toplantısında; Eski şekilde temettünün dağıtılması başlıklı c maddesinde, safi kârdan yedek akçeler ile birinci temettü payının ayrılmasından sonraki bakiyenin %10’unun kurucu paylarına dağıtılacağı; yeni şekilde temttünün tağıtılması başlıklı c maddesinde, safi kârdan yedek akçeler ile birinci temettü payının ayrılmasından sonraki bakiyenin %10’unun kurucu paylarına, ödenmiş sermayenin 250 milyar liralık bölümü ile sınırlı olarak dağıtılacağına ilişkin düzenlemelere yer verilmiştir.
Davacının talebi davalı bankanın esas sözleşme değişikliği ile 31/05/1991 yılında alınan temettü(nakit kar payı) ödenmesinin ilk kuruluş sermayesi olan 250.000,00-TL ile kısıtlı olarak ödenmesi kararının mevzuata aykırı olması nedeniyle butlanına yöneliktir. Davacının butlan talebine konu ettiği esas sözleşme değişiklik tarihi 31/05/1991’dir. Davanın açılış tarihi ise sözleşme değişiklik tarihinden yaklaşık 30 yıl sonra olup, 01/10/2021 tarihidir. Davalı banka tarafından dosyaya sunulan 23/12/2021 tarihli müzekkere cevabına göre davacının 10 adet … hisse senedini 08/08/2005 tarihinde sahip olduğu anlaşılmaktadır. Davacının 2005 yılında hisse senetlerini almasından yaklaşık 16 yıl sonra, 30 yıl kadar önce yapılmış olan esas sözleşme değişikliğinin ilk ana sözleşmeye aykırı olduğunun 30 yıl sonra ileri sürülmesi de 4721 Sayılı TMK’nın 2 ve 3. maddeleri kapsamında hakkın kötüye kullanımı niteliğinde bulunmaktadır(Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 07/01/2019 tarih ve 2017/2761 E., 2019/57 K. sayılı kararı). Kaldı ki hisseleri satın alan davacı, hisselerin özelliklerini, üzerinde sermaye kısıtı bulunup bulunmadığı, kar payı verilip verilmediğini bilerek hisseleri satın almış bulunmaktadır. Üzerinde sermaye kısıtı bulunduğu halde söz konusu hisseyi satın alan davacının bunun sonuçlarına katlanması gerektiği bariz olduğu gibi, hisseleri elde ettiği tarihten yaklaşık 15 yıl önce, genel kurul kararının alındığı tarihten yaklaşık 30 yıl sonra, alınan esas sözleşme değişikliği kararının butlanına karar verilmesi talebinin haksız olduğu sonucuna varılmıştır. Bu nedenle davacı tarafın 30/05/1991 tarihli davalı banka genel kurul kararlarının butlanı talebiyle açılan davanın esas yönünden reddine karar verilmiştir.
Tüm bu nedenlerle aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı tarafça 31/05/1991 tarihli davalı banka genel kurul kararlarının butlanı talebiyle açılan davanın REDDİNE,
2-Alınması gerekli 80,70-TL harçtan davacı tarafından yatırılan 59,30-TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40-TL harcın davacıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
4-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 5.100,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
5-6100 Sayılı HMK’nun 333. maddesi gereğince, davacı ve davalı tarafından yatırılan ve bakiye kalan gider avansının kararın kesinleşmesi sonrası talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair, davacı vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere oy birliğiyle verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.24/03/2022

Başkan …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Üye …
e-imzalıdır
Katip …
e-imzalıdır