Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/610 E. 2022/373 K. 07.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/610 Esas
KARAR NO:2022/373

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:09/03/2021
KARAR TARİHİ:07/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
D A V A /
Davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde özetle: Davalı şirketin, davacı şirketten 27/12/2018 tarihli fatura ile osmocote pro 19+08+10(25kg) isimli bitki gübresi satın aldığı, söz konusu ürünün … numaralı ve 27/12/2018 tarihli sevk irsaliyesi ile davalı şirkete teslim edildiği, fatura borcunun ödenmemesi üzerine, alacağın tahsili amacıyla ….İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile başlatılan icra takibine davalının/borçlunun haksız ve mesnetsiz olarak itiraz ederek takibin durmasına sebep olduğu, iş bu dava açılmadan önce arabulucuya başvurulduğu, yapmış olunan başvuru anlaşamama ile sonuçlandırıldığı belirtilerek, ….İcra Müdürlüğü’nün… Esas sayılı dosyasına davalı / borçlu tarafça haksız olarak yapılan itirazın, asıl alacak rakamı olan 1.018,38 TL üzerinden iptalini ve icra takibinin takip talebindeki taleplerle devamını, haksız itiraz nedeniyle icra takibinin durmasına neden olan davalı / borçlunun asıl alacak rakamı olan 1.018,38 TL’nin %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine karar verilmesini, faiz, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava ettikleri görülmüştür.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı şirketin “… Mah. … Cad. … … Apt. No:…/3 … /…” adresinde yerleşik olduğundan yetkili icra dairesinin İstanbul İcra Daireleri olduğu, dava konusu icra takibi yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını, mezkur İcra Müdürlüğüne hitaben yetki itirazında bulunulmuşsa da yetki itirazlarının kabul görmediğini, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğu, davacı ve davalı arasında akdedilmiş herhangi bir satış sözleşmesi olmadığı, davacı tarafın davalı şirkete hiçbir mal ve hizmet sunumu yapmadığını, bu nedenle davalı şirketin davalı taraf lehine bir borcu olmadığını savunarak öncelikle yetki itirazının kabulüyle davanın İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesini, haksız ve kötü niyetle yapılan icra takibi ve açılan dava nedeni ile davacı yanın %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ettikleri görülmüştür.
G E R E K Ç E /
Dava; Faturaya dayalı cari hesap alacağı nedeniyle başlatılan 8. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı icra takip dosyasına vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dava, İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemeleri nezdinde açılmış olup, …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … sayılı yetkisizlik kararı üzerine mahkememize tevzi edilmiş, mahkememizin iş bu esasına kaydı yapılmıştır.
Taraf delilleri toplanmış, dava konusu icra dosyası celp edilmiş, bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
İtirazın iptali istemine konu, …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 22/11/2020 tarihinde başlatılan takibin alacaklısının … Ticaret Limited Şirketi, borçlusunun … Anonim Şirketi olduğu; takibin 1.018,38-TL asıl alacak, 325,98-TL işlemiş faiz toplam 1.344,36-TL toplam alacağın tahsiline yönelik genel haciz yoluyla yapılan icra takibi olduğu; ödeme emrinin borçluya 21/12/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 25/12/2020 tarihinde icra müdürlüğün dosyasındaki asıl alacağa, ödeme emrine, faize, faiz oranına ve tüm ferileri ile birlikte dosya borcunun tamamına itiraz edildiği, bunun üzerine eldeki davanın 09/03/2021 tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, 1.018,38-TL asıl alacak üzerinden açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi … tarafından sunulan 23/03/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Taraflar arasında akdedilmiş yazılı bir sözleşmeye dosyada rastlanılmamış olduğu, Davacının ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulduğu, davacının, kendi defterlerinde takip tarihi itibari ile davalıdan 1.018,38.-TL alacaklı durumda olduğu, Mahkemece belirlenen gün ve saatte davalının incelemeye katılmamış ve herhangi bir ticari defter ve/veya belge ibraz etmemiş olduğundan davalıya ait ticari kayıtların tarafımızca incelenmesinin mümkün olmadığı, dava konusu faturaya ait sevk irsaliyesinin teslim alan kısmında … adlı şahsın ad,soyad ve üzerinde bir adet imzanın mevcut olduğu, ancak …’in davalı şirket çalışanı olup olmadığına ilişkin herhangi bir doneye rastlanılmadığı bildirilmiştir.
Bilirkişi raporunun denetime elverişli ve dosya kapsamında karar vermeye uygun olduğu değerlendirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan ve karar vermeye uygun bulunan bilirkişi raporuna göre yapılan değerlendirmede;
Dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ile, davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine faturaya dayalı cari hesap alacağının tahsili amacıyla 1.018,38-TL asıl alacak, 325,98-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 1.344,36-TL üzerinden 22/11/2020 tarihinde genel haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu tarafından davacı alacaklı tarafa herhangi bir borcunun olmadığı ileri sürülerek asıl alacağa, ödeme emrine, faize, faiz oranına ve tüm ferileri ile birlikte dosya borcunun tamamına itiraz edildiği; Bunun üzerine davacı alacaklı tarafça itirazların haksız olduğu ileri sürülerek eldeki itirazının iptali davasının 09/03/2021 tarihinde ve bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde, 1.018,38-TL asıl alacak üzerinden açıldığı; Davalı borçlu tarafça, taraflar arasında sözleşme ilişkisinin bulunmadığı, mal teslimi yapılmadığı, davacı alacaklı tarafa borcunun olmadığı savunularak davanın reddinin talep edildiği, herhangi bir ödeme iddiası ve savunmasında bulunulmadığı anlaşılmıştır.
Alınan bilirkişi raporuna göre, incelenen davacı defterlerinin açılış ve kapanış tasdiklerinin zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırılmış olduğu, defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulmuş olduğu, davacının kendi defterlerinde takip tarihi itibarı ile davalıdan 1.018,38.-TL alacaklı durumda olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafça, dosyaya herhangi bir belge, delil ile ticari defter ve kayıtlar sunulmamış, bilirkişi incelemesine esas olmak üzere çıkartılan ihtaratlı tebligata rağmen herhangi bir ticari defter ve/veya belge ibraz edilmemiştir. Bu durumda davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçındığı kabul edilmiştir.
Ticari defterlerin ibrazı ve delil olması başlıklı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK) hükümlerine göre: Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan birinin talebi üzerine karar verebilir (HMK 222/1). Ticari defterlerin, ticari davalarda delil olarak kabul edilebilmesi için, kanuna göre eksiksiz ve usulüne uygun olarak tutulmuş, açılış ve kapanış onayları yaptırılmış ve defter kayıtlarının birbirini doğrulamış olması şarttır (HMK 222/2).Bu şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın 2. Fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin, ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz (HMK 222/3). Açılış veya kapanış onayları bulunmayan ve içerdiği kayıtlar birbirini doğrulamayan ticari defter kayıtları, sahibi aleyhine delil olur (HMK 222/4).
6100 sayılı HMK’nın 222. Maddesi uyarınca, davalı yanın, ticari defter ve kayıtlarını ibrazdan kaçınmış olması, davacı ticari defter ve kayıtlarının usulüne uygun tutulmuş olması nedeniyle davacı ticari defter ve kayıtlarının sahibi lehine delil niteliğine haiz olduğu kabul edilmiştir.
Alınan bilirkişi raporuna göre, davacının kendi ticari defterlerinde takip tarihi itibarı ile davalıdan 1.018,38.-TL alacaklı durumda olduğu anlaşılmıştır. Ancak davalı tarafça ise, ne icra dosyasına ne de mahkememiz dosyasına bu borcun ödendiğine yada istenebilir olmadığına dair bir belge delil sunulmamıştır.
Bu kapsamda, davacı tarafın, delil niteliğine haiz bulunan ticari defter ve kayıtlarına göre, takip tarihi itibarı ile davalıdan 1.018,38.-TL alacaklı olduğu, davacının alacağının varlığı ve miktarını ispatladığı, icra takibinde de 1.018,38.-TL Asıl Alacak talebinde bulunmuş olduğu, bu nedenle asıl alacak yönünden itirazın iptali talebinde haklı olduğu sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Davacı taraf, icra takibinde işlemiş faiz talebinde bulunmuş ise de, davayı asıl alacak yönüyle açtığından mahkememizce takip öncesi işlemiş faize ilişkin bir değerlendirme yapılmamıştır.
Tarafların tacir olması karşısında takip tarihinden itibaren 1.018,38.-TL asıl alacağa avans faizi talep edilebileceği, davacının takip talebindeki avans faizi talebinin yerinde olduğu değerlendirilmiştir.
Bu nedenler ile; Davanın kabulü ile, davalı borçlunun dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının taleple bağlı kalınarak 1.018,38 asıl alacak yönünden iptaline, takibin asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlarla aynen devamına, ayrıca alacak likit olduğundan hükmolunan 1.018,38 TL alacağın %20’si oranında hesap ve takdir edilen 203,68 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE; Davalı borçlunun dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının taleple bağlı kalınarak 1.018,38 asıl alacak yönünden iptaline, takibin asıl alacak üzerinden takip talebindeki şartlarla aynen devamına,
2-Hükmolunan 1.018,38 TL alacağın %20’si oranında hesap ve takdir edilen 203,68 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL’nin mahsubu ile bakiye 21,40 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak hazineye irat kaydına, davacı tarafından peşin yatırılan 59,30 TL’nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
4-Davacı tarafından yapılan 59,30 TL başvurma harcı parası, 139,35 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 1.200,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam; 1.398,65 TL yargılama masrafının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca hesap ve takdir edilen 1.018,38 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
7-HMK 333. maddesi gereğinde davacı yanca yatırılan gider avansından arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde re’ sen davacı yana iadesine,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, miktar yönünden KESİN olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 07/06/2022

Katip …
e-imzalıdır .

Hakim …
e-imzalıdır .