Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/600 E. 2023/690 K. 03.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/600 Esas
KARAR NO:2023/690

DAVA:Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ:11/10/2017
KARAR TARİHİ:03/10/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; ZMM poliçesi bulunmayan … maliki ve sürücüsü olduğu … plaka numaralı aracın 05/03/2010 tarihinde … ili … ilçesinde kontrolsüz dönüş yaptığı sırada karşı istikamette kendi şeridinde seyir halindeki müvekkili …’ın Motosikletine çarpması neticesinde yaralanmalı trafik kazası meydana geldiğini ve müvekkilinin malul kaldığı daha öncesinde müvekkilinin maluliyetine ilişkin davalı tarafca maluliyetine ilişkin 175.000,00 TL taraflarına ödendiği ancak müvekkilinin tedavasinin sürdüğünü ve maluliyetinin de arttığı nedenle ömür boyu bakım ve bakıcıya ihtiyaç duyduğunu doktor raporları ile istirahatlı sayıldığını ve %79 oranında maluliyeti olduğu için ayrıca bakım ihtiyacı doğduğunu ve davalı yana tekrar başvuru yapıldığını ancak davalı … hesabının 03/08/2017 tarihli yazı cevabında kendilerine tabeplerinin 2 yıllık zamanaşımına uğradığını iddia edilerek reddettiklerini ancak Karayollarını Trafik Kanunu’nun 109/2 maddesine göre belirtilen uzamış ceza zamanaşımı 2 yıl değil 8 yıl olduğunu B.K. Göre ise zamanaşımı süresinin 10 yıl olduğunu dolayısıyla taleplerinin süresinde olduğunu fazlaya dair haklarının saklı kalmak kaydıyla şimdilik 10.000,00 TL Geçici ve Ömür Boyu Bakım Bakıcı Tazminatı alacağının 05/03/2010 tarihi kaza tarihi itibariyle işleyecek avans faizi masraf ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekilinin cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili kurum tarafından 14/02/2012 tarihinde tüm teminat limitini kapsayan 175.000,00 TL tutarında maluliyet tazminatının müvekkili tarafından ödediğini ” Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. Maddesi 2. Fıkrası; Tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir” şeklinde düzenlendiğini, söz konusu iş bu sürenin “zamanaşımı süresi” değil “hak düşürücü süre olduğunu” bu nedenle müvekkili kurumun kesin ve geri dönüşümüz olarak ibra etmiş olduğu davacının KTK 111/2 hükmü uyarınca iki yıllık hak düşürücü sürenin 08/08/2014 tarihinde dolduktan sonra ikame ettiğini, davada zamanaşımı süresinin dolduğunu, davanın dava şartlarının eksikliği nedeniyle usulden reddini, aksi takdirde haksız ve mesnetsiz açılan davanın esastan reddi gerektiğini yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yan üzerine bırakılması gerektiğini savunmuştur.
G E R E K Ç E /
Dava;05.03.2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralanmasından dolayı bakıcı gideri zararlarının tazminine ilişkindir.
Mahkememizce … sayılı 20/02/2018 tarihli kararı ile, “Ön inceleme duruşması yapılarak tarafların iddia ve savunmaları, uyuşmazlık konusu, tarafların üzerinde anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, dava şartlarının bulunup bulunmadığı, ilk itiraz olup olmadığı, tarafların sulh olup olamayacakları ortaya konulmuş ve yargılama ön inceleme duruşmasında tarafların da onay verdikleri uyuşmazlık nitelendirmesi ile sonuçlandırılmıştır.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 111.maddesine göre, bu kanunda öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarına ilişkin olup da yetersiz ve fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar, yapıldıkları tarihten itibaren iki yıl içinde iptal edilebilirler. Yasanın bu hükmünden yararlanmak için ibra belgesinin iptalinin açıkça ve ayrıca istenmesine gerek olmayıp, dava sırasında bu husus ileri sürülebileceği gibi, yapıldığı tarihten itibaren iki yıl içinde hükümlerinin kabul edilmediğine ilişkin bir irade açıklaması da yeterlidir.
Ödeme 14/08/2012 tarihinde yapılmış olup davalıya ikinci başvuru 2 yıllık HAKDÜŞÜRÜCÜ süre dolduktan sonra 2017 yılında başvuru yapılmıştır.
Bu nedenle davanın hakdüşürücü sürenin dolmuş olması nedeni ile reddine karar vermek gerektiği” gerekçesi ile davanın hakdüşürücü süre yönünden reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekili tarafından istinaf talebinde bulunulmuştur.
Davacı vekili tarafından istinaf talebi bulunulması üzerine, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 40. Hukuk Dairesi’nin 2019/… esas ve 2021/… karar sayılı 08/04/2021 tarihli kararı ile “HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda:
Dava ve uyuşmazlık, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 14. ve TBK’nın 54.maddeleri kapsamında yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, ZMSS poliçesi bulunmayan … plakalı aracın, 05/03/2010 tarihinde, davacının sürücüsü olduğu motosiklete çarpması nedeniyle meydana gelen trafik kazası neticesinde, davacının yaralandığı, davacının bu yaralanma nedeniyle işbu davada, bakıcı tazminatı talebinde bulunduğu ve Mahkemece yukarıda belirtildiği şekilde karar verildiği anlaşılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111. maddesinde; “Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu yasa hükmüne göre, hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir.
Somut uyuşmazlıkta, Mahkemece her ne kadar 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 111/2.maddesinde öngörülen iki yıllık hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmiş ise de; taraflar arasında düzenlenen 08/08/2012 tarihli “Makbuz ve İbraname” başlıklı belgede, davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğu yazıldığından, öncelikle bu belgenin anılan maddede belirtilen ibraname olarak nitelendirilmesi doğru olmamıştır. Bu belge ancak bir ödeme makbuzu olarak değerlendirilebilir. Ayrıca davalı vekilinin cevap dilekçesinde ve ibranamede, davalı tarafça 08/08/2012 tarihinde yapılan ödemenin açık bir şekilde maluliyet tazminatı olduğu belirtilmiştir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/02/2021 tarih ve 2020/… Esas-2021/… Karar sayılı ilamı ile Dairemizin yerleşik kararlarında vurgulandığı üzere, sürekli bakıcı gideri zararı ZMSS poliçesindeki tedavi gideri teminatı kapsamında olduğundan, poliçedeki sakatlık teminatı kapsamında ödenen maluliyet tazminatına ilişkin ödeme makbuzunun, işbu davada talep edilen bakıcı gideri tazminatı yönünden dikkate alınması da doğru değildir. Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusundaki iddia ve itirazlar yerinde görülmüştür.
O halde, Mahkemece, yukarıda belirtilen yasal düzenleme ve ilkeler doğrultusunda tarafların delillerinin toplanarak davacı tarafın bakıcı gideri tazminatı talebi yönünden nihai bir kararın verilmesi gerekmektedir. ” gerekçesiyle mahkememizce verilen karar kaldırılarak davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkememize gönderilmesine, karar verilmiştir.
Mahkememiz İstinaf Mahkemesi kararı ile bağlı olduğundan İstinaf Mahkemesi kaldırma kararı doğrultusunda araştırmalar yapılmış, taraflar delilleri toplanmış, araç tescil kayıtları, tramer kayıtları, ceza dosyası kayıtları, hasar dosyası celp edilmiş, davacının Sed raporu alınmış, bakıma muhtaçlık durumu, kusur ve aktüer hesaba ilişkin raporlar alınmıştır.
Dava konusu olaya ilişkin … 2. Asliye Ceza Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasında görülen davada, dava konusu kazada asli kusurlu bulunan sanık … hakkında “Taksirle Bir Kişinin Yaralanmasına Neden Olma” suçundan dolayı, hapis cezası cezalandırılmasına dair karar verildiği, cezanın ertelendiği anlaşılmıştır.
Araç tescil kayıtlarının ve tramer kayıtlarının incelenmesinde, davacının yaralanmasına sebep olan … Plakalı aracın … adına kayıtlı olduğu, kamyon olduğu, kaza tarihinde ZMMS Poliçesinin bulunmadığı anlaşılmıştır.
Hasar dosyasının incelenmesinde, davacının dava konusu kazada yaralanmasından dolayı davalı … Hesabı tarafından davacıya maluliyete ilişkin olarak 08.08.2012 tarihli makbuz ve ibraname kapsamında 14.02.2012 tarihinde 175.000,00 TL ödeme yapıldığı, davacı tarafından bakıcı giderine ilişkin olarak davalı … Hesabına 21.07.2017 teslim tarihli dilekçe ile başvuruda bulunduğu, davalı … Hesabı tarafından 03.08.2017 tarihli cevabi dilekçe ile 2 zamanaşımı süresinin dolduğundan bahisle talebin karşılanamayacağının beyan edildiği, bakıcı giderine ilişkin ödeme yapılmadığı anlaşılmıştır.
Davacının bakıma muhtaçlık durumunun ve süresinin tespitine yönelik olarak … Ünüversitesi Adi Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınan 10.10.2022 tarihli raporda özetle ve sonuç olarak; Davacının geçici iş göremezlik süresi içerisinde 6 ay süreyle bakıcı yardımına gereksinimin olacağı, hali hazır durumu itibarı ile sürekli bakıcı yardımına ihtiyacı olmadığı bildirilmiştir.
Kusur ve aktüer hesaba ilişkin olarak Trafik Bilirkişisi … ve Aktüer Bilirkişi … oluşan Bilirkişi heyetinden alınan 20/07/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; a) … plakalı motosiklet sürücüsü … ’ın kendi yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında kusursuz olduğu, b) … plakalı kamyon sürücüsü … ’ın mağdur motosiklet sürücüsü … ’ın yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında % 100 (yüzde yüz) oranında asli derecede kusurlu olduğu, c) Davacı vekilinin dava dilekçesindeki talebi ve Sayın Mahkeme ‘nin görevlendirmesi doğrultusunda; dosya kapsamında yer alan sağlık raporu incelendiğinde kazazede … yönünden sadece Geçici Bakıcı Gideri hesabı yapılacağı, Geçici Bakıcı Gideri hesabının Geçmiş (Bilinen) Dönem içerisinde sonlanan bir hesaplama olması sebebiyle, yapılacak hesaplamada hangi Yaşam Tablosunun kullanıldığının ve hesap yöntemi olarak Progresif Rant Yöntemi ya da Aktüeryal Yöntem kullanılmasının hesaplamaya herhangi bir etkisinin bulunmadığını, d) Davalı ya da dava dışı herhangi bir kurum/kuruluş tarafından davacıya yapılan rücuya tabi bir ödeme tespit edilemediği, e) Davacının hesaplanan Geçici Bakıcı Gideri zararının 4.466,55 TL olduğu bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller ve alınan raporların değerlendirilmesi sonucunda;
Davacı vekili, dava dilekçesi ile davacının 05/03/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralanması nedeniyle, davacı için davalıdan geçici ve sürekli bakıma muhtaçlık zararları nedeniyle 10.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuştur.
Davalı Türkiye Sigorta A.Ş. Vekili cevap dilekçesindeki ve müteakip beyanları ile hak düşürücü süre ve zaman aşımı def’inde bulunmuş, davacı tarafa kazadan sonra makbuz ve ibraname karşılığında 175.000,00 TL ödeme yapıldığından sorumluluklarının kalmadığı savunularak davanın usulden ve esastan reddini talep etmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 49. Maddesinde; Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiil ile başkasına zarar verenin bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 53. Maddesinde; ölüm halinde uğranılan zararların, cenaze giderleri, ölüm hemen gerçekleşmemiş ise tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar olduğu, 54. Maddesinde; Tazminat talep edilebilecek bedensel zarar kalemlerinin, tedavi giderleri, kazanç kaybı, çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar olduğu, 56. Maddesinde; Hakimin , bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda olayın özelliklerini göz önünde tutarak zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebileceği düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 85. Maddesinde; Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olacağı, 91. Maddesinde; İşletenlerin bu kanunun 85. Maddesinin 1. Fıkrasına göre olan sorumlulukların karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, 97. Maddesinde; Zarar görenin ZMMS sigortacısına başvurabileceği; 99. Maddesinde; trafik sigortacısının, hak sahibinin başvuru tarihinden itibaren 8 iş günü içinde ZMMS kapsamındaki miktarları ödemek zorunda olduğu, 109. Maddesinde de; Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin taleplerin , zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrenmesinden itibaren iki yılın her durumda kaza tarihten itibaren 10 yılın geçmesiyle zaman aşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanunun bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş ise bu sürenin maddi tazminat talepleri içinde uygulanacağı; 111. Maddesinde; Bu kanunda öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmaların geçersiz olduğu, tazminat miktarlarına ilişkin olup da , yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmaların yapıldığı tarihten itibaren iki yıl içinde iptal edilebileceği, düzenlenmiştir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunun 14/2-b maddesine ve … Hesabı Yönetmeliğinin 9/1-b maddesine göre, Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için … hesabına başvurulabileceği düzenlenmiştir.
Davalı tarafça hak düşürücü itirazında bulunulmuş ise de, İstinaf Mahkemesi kaldırma kararında da vurgulandığı üzere, taraflar arasında düzenlenen 08/08/2012 tarihli “Makbuz ve İbraname” başlıklı belgede, davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğu yazıldığından, öncelikle bu belgenin ibraname olarak nitelendirilemeyeceği, ancak bir ödeme makbuzu olarak değerlendirilebileceği, ayrıca davalı vekilinin cevap dilekçesinde ve ibranamede, davalı tarafça 08/08/2012 tarihinde yapılan ödemenin açık bir şekilde maluliyet tazminatı olduğu belirtilmiş olduğu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/02/2021 tarih ve 2020/… Esas-2021/… Karar sayılı ilamı ile Dairemizin yerleşik kararlarında vurgulandığı üzere, sürekli bakıcı gideri zararı ZMSS poliçesindeki tedavi gideri teminatı kapsamında olduğundan, poliçedeki sakatlık teminatı kapsamında ödenen maluliyet tazminatına ilişkin ödeme makbuzunun, işbu davada talep edilen bakıcı gideri tazminatı yönünden dikkate alınamayacağı anlaşılmakla ve değerlendirilmekle, davalı tarafın hak düşürücü süre itirazının reddine karar verilmiştir.
Davalı tarafça zaman aşımı def’inde bulunulmuş ise de, meydana gelen kazada davacının yaralandığı, kaza tarihi, dava tarihi, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109. Maddesi, uzamış 8 yıllık ceza zaman aşımı süresi dikkate alındığında 2 ve 10 yıllık zamanaşımı sürelerinin dolmadığı anlaşılmakla, zamanaşımı def’inin reddine karar verilmiştir.
Eldeki davada, dava şartlarının mevcut olduğu, yukarıda incelenen hak düşürücü süre ve zaman aşımı def’i dışında incelenecek bir ilk itiraz ve süreler yönünden bir itirazın bulunmadığı anlaşılmakla, davanın esasına geçilmiştir.
Yasal düzenlemeler ışığında; Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar için kazada yaralanan davacı, davalı … Hesabına karşı dava açılabilecektir. Davalının sorumlu tutulabilmesi için davacının kaza nedeniyle bir maluliyetinin, geçici iş görmezlik döneminde bir kaybının veya bakıma muhtaç durumda kalmış olmasının ve rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortası yaptırılmamış olan aracın sürücüsünün kusurlu olması, talep edilen tazminat miktarının sigorta azami teminat limitleri içinde kalması gerekmektedir.
Dosyamızda alınan ve karar vermeye uygun bulunan davacının bakıma muhtaçlık durumunun ve süresinin tespitine yönelik olarak … Ünüversitesi Adi Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığından alınan 10.10.2022 tarihli rapora göre, davacının geçici iş göremezlik süresi içerisinde 6 ay süreyle bakıcı yardımına gereksinimin olacağı, hali hazır durumu itibarı ile sürekli bakıcı yardımına ihtiyacı olmadığı, kusur ve aktüer hesaba ilişkin olarak Trafik Bilirkişisi … ve Aktüer Bilirkişi … oluşan Bilirkişi heyetinden alınan 20/07/2023 tarihli bilirkişi raporuna göre, … plakalı motosiklet sürücüsü davacı … ’ın kendi yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında kusursuz olduğu, … plakalı kamyon sürücüsü … ’ın davacı motosiklet sürücüsü … ’ın yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında % 100 (yüzde yüz) oranında asli derecede kusurlu olduğu, davacının hesaplanan Geçici Bakıcı Gideri zararının 4.466,55 TL olduğu tespit edilmiştir.
Yukarıda yapılan tespitler ve açıklanan yasal düzenlemeler kapsamında yapılan değerlendirmede;
Dava konusu 05.03.2010 tarihinde meydana gelen çift taraflı trafik kazasında davacının yaralandığı, davacının geçici iş göremezlik süresi içerisinde 6 ay süreyle bakıcı yardımına gereksinimin olacağı, hali hazır durumu itibarı ile sürekli bakıcı yardımına ihtiyacı olmadığı, … plakalı kamyon sürücüsü … ’ın davacı motosiklet sürücüsü … ’ın yaralanması ile neticelenen dava konusu trafik kazasında % 100 (yüzde yüz) oranında asli derecede kusurlu olduğu, davacının hesaplanan Geçici Bakıcı Gideri zararının 4.466,55 TL olduğu, İstinaf Mahkemesi kaldırma kararında da vurgulandığı üzere, taraflar arasında düzenlenen 08/08/2012 tarihli “Makbuz ve İbraname” başlıklı belgede, davacı tarafın fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulduğu yazıldığından, öncelikle bu belgenin ibraname olarak nitelendirilemeyeceği, ancak bir ödeme makbuzu olarak değerlendirilebileceği, ayrıca davalı vekilinin cevap dilekçesinde ve ibranamede, davalı tarafça 08/08/2012 tarihinde yapılan ödemenin açık bir şekilde maluliyet tazminatı olduğu belirtilmiş olduğu, Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 08/02/2021 tarih ve 2020/… Esas-2021/… Karar sayılı ilamı ile Dairemizin yerleşik kararlarında vurgulandığı üzere, sürekli bakıcı gideri zararı ZMSS poliçesindeki tedavi gideri teminatı kapsamında olduğundan, poliçedeki sakatlık teminatı kapsamında ödenen maluliyet tazminatına ilişkin ödeme makbuzunun, işbu davada talep edilen bakıcı gideri tazminatı yönünden dikkate alınamayacağı, kaza tarihi itibariyle Bakıcı gideri zararının karşılanacağı tedavi gideri tazminatı limitinin 175.000,00 TL olduğu, davacının teminat limitini aşan zararının olmadığı, kazaya karışan … plakalı aracın ZMMS poliçesinin olmadığı anlaşılmakla ve değerlendirilmekle, davacının dava konusu kazadaki yaralanması nedeniyle oluşan 4.466,55 TL geçici bakıcı gideri zararından davalı … Hesabının sorumlu olduğu, temerrütün davacının davalı … Hesabına bakıcı giderine ilişkin başvurusuna karşılık talebin karşılanamayacağına yönelik davalı … Hesabınca verilen cevap dilekçesi tarihi olan 03.08.2017 tarihinde oluştuğu, sigortasız aracın ticari kullanımlı kamyon olması nedeniyle temerrüt tarihinden itibaren avans faizi talep edilebileceği, davalının tespit edilen bu bedel yönüyle bir ödeme iddiası ve ispatı olmadığından savunmalarının yerinde olmadığı, davacının fazlaya dair isteminin yerinde olmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılmıştır.
Tüm bu nedenler ile davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACI TARAFÇA AÇILAN DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE; 4.466,55 TL bakıcı gideri tazminatının 03.08.2017 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Alınması gereken 305,11-TL karar ve ilam harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 34,16-TL’nin mahsubu ile bakiye 270,95‬-TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA, davacı tarafından peşinen karşılanan 34,16-TL’nin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan 31,40 TL başvurma harcı parası, 342,25 TL müzekkere ve davetiye posta masrafı, 2.400,00 TL bilirkişi ücreti, 3.059,47 TL Üniversite ATK ücreti, 98,10 TL İstinaf Kanun Yoluna başvuru harcı olmak üzere toplam 5.931,22 TL yargılama masrafının davanın kabul ret oranı göz önünde bulundurularak hesaplanan 2.649,21-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya ÖDENMESİNE, fazlasının kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince kabul edilen dava değeri üzerinden hesaplanan 4.466,55-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalı yan kendisini vekille temsil ettirdiğinden, reddolunan dava değeri ve karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi 13/3. Maddesi dikkate alınarak hesaplanan 4.466,55-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
7-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/10/2023

Katip …
 e-imzalıdır

Hakim …
 e-imzalıdır