Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/6 E. 2022/123 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/6 Esas
KARAR NO:2022/123

DAVA:İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:04/01/2021
KARAR TARİHİ:09/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının, davacı şirketle …tarihleri arasında düzenlenen … … … …, … katılım sözleşmesi akdettiğini, ancak taahhüt ettiği katılım bedelini bugüne kadar ödemediğini, müvekkilinin alacağın tahsili için başlattığı …. İcra Dairesinin … esas sayılı icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu, Hukuk Uyuşmazlıklarında dava şartı arabuluculuğa başvurulduğunu, ancak arabuluculuk sürecinin anlaşamama ile sonuçlandığını, taraflar arasında 20/07/2018 tarihinde akdedilen fuar katılım sözleşmesinin; Mali Esaslar 6.2 Md. göre; Kiracının, …’ ın onayı olmaksızın tek taraflı olarak vazgeçerse tüm maddi yükümlülükleri yerine getirmek zorunda olduğunu, kiracının, yapmış olduğu ödemeleri geri talep edemeyeceği gibi bakiye borcunu da ödeme planına uygun olarak ödemekle yükümlü olduğunu, mali esaslar bölümünün 6.5 Md. göre; ödemelerden birinin vaktinde yapılmaması durumunda müteakip ödemelerin muacelliyet kesbedeceğini ve gününde ödenmeyen çek, senet ve cari hesap bakiyeleri için kiracılarla TL üzerinden yapılan anlaşmalara ilişkin ödemelerde yürürlükteki TTK’ya göre ön görülen faiz oranlarının uygulanacağını, mali esaslar bölümünün 6.12 Md. göre; sözleşme ile ilgili çıkacak sorunların İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerince çözümleneceğini, sözleşme bedelinin açık olduğunu ve davalının bu miktardan ve işlemiş olan faizden sorumlu olduğunu, davalının itirazının haksız olduğunu, alacağın tahsilini sürüncemede bırakmak amacı taşıdığını, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamını, davacı lehine % 20’den aşağı olmamak üzere davalının kötüniyet tazminatına mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesiyle; dava konusunun kira alacağından kaynaklandığını ve Mahkememizin görevsiz olduğunu, HMK’nun 4/1-a maddesine göre; Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dahil olmak üzere, tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaların sulh hukuk mahkemelerinde görüleceğini, taraflar arasındaki uyuşmazlığa ilişkin görevli mahkemelerin sulh hukuk mahkemeleri olduğunu, davacı tarafın sözleşme konusu edimi tam ve gereği gibi yerine getirmediğini, kira sözleşmesi iltihak sözleşme niteliği taşıdığı için genel işlem koşulları ve sözleşme adaletine aykırılık barındırdığını, sözleşme hükümlerinin hükümsüz olduğunu, beyan ederek, öncelikle görevsizlik kararı verilmesini, davanın reddine ve sözleşmenin hükümsüzlüğünün tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacılara tahmiline karar verilmesini cevaben beyan ve talep etmiştir.
DELİLLER :
…. İcra Dairesinin … Esas Sayılı dosyası, Vergi Kayıtları, Bilirkişi Raporları.
Mahkememizin 26/05/2021 Tarihli duruşma zaptının 3 No.lu ara kararı ile dosya kapsamında ve taraf şirketlerin ticari defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olmakla; Mahkememizce görevlendirilen muhasip ve sektör bilirkişiler 24/08/2021 tarihli raporunda özetle: davacı ve davalı yanca yasal defterlerinin usulüne uygun tutulduğunu, defter beratlarının yasal süresi içinde Maliye Bakanlığı’na verildiğini ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğunu, davacının takip tarihi olan 14.10.2019 tarihinde davalıdan 25.015,47.-TL alacaklı olduğunu, davalının aynı tarihte davacıya keşide ettiği iade faturası sebebi ile 7,21.-TL davacıdan alacaklı olduğunu, davacının davalı tarafından düzenlenmiş olan iade faturasını kayıtlarına almadığını, teknik yönden yapılan değerlendirme ile tarafların aynı oranda kusurluolduğunun düşünülmesi nedeniyle davalı yanın sözleşme bedelinin %50’si nispetinde ödeme yükümlülüğü olması gerektiği görüşünün ağırlık kazandığını, mahkeme davacının alacak iddiasında haklı olduğu yönünde karar verirse, dava dosyası içeriğinde davacının davalıyı temerrüde düşürdüğüne yönelik bir belge yer almadığını taraflarca akdedilmiş olan sözleşmede sözleşme tarihinde dava konusu olan bedelin çek ile ödenmesi yönünde anlaşmaya vardıkları kabul edildiğinde; 25.015,17.-TL asıl alacak için 4.044,64.-TL faiz talep edebileceği, teknik yönden yapılan değerlendirme sonucunda ise; 12.507,585.-TL (%50) anapara için talep edilebilecek faiz tutarının 2.022,32.-TL (%50) olarak hesaplandığını belirtmişlerdir.
Mahkememizin 20/10/2021 Tarihli duruşma zaptının 2 No.lu ara kararı ile bilirkişi raporundaki tespitler ile rapora yönelik beyan ve itirazlar dikkate alınarak bilirkişi heyetine sözleşmeler alanında uzman bilirkişinin de dahil edilmesi suretiyle ek rapor alınmasına karar verilmiş olmakla; Bilirkişiler 06/01/2022 tarihli ek raporunda özetle : davacının 25.015,75 TL asıl alacaklı olduğunu, davacının bu alacağına 20.08.2018 tarihinden takip tarihi olan 14.10.2019 gününe kadar
avans faizi üzerinden 5.609,56 TL temerrüt faizi işlediğini, davacının asıl alacağına takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi oranında temerrüt faizi yürütülebileceğini belirtmiştir.
GEREKÇE :
Dava, fuar katılım bedelinin tahsili amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraflarca sunulan dilekçe ve belgeler incelenmiş, takip dosyası ile taraf şirketlerin BA/ BS formları celbedilmiştir.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasında, davacı şirket tarafından davalı şirket aleyhine 25.015,17 TL asıl alacak ve 5.866,91 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.882,08 TL alacağın, asıl alacağa değişen oranlarda avans faizi yürütülmesi suretiyle tahsilinin talep edildiği, davalı vekilince süresinde sunulan yetkiye ve borca itiraza yönelik dilekçe üzerine takibin durdurulduğu, itirazın iptali davasının da hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Davalı yanca görev itirazında bulunulmuşsa da taraflar arasındaki uyuşmazlığın hizmet sözleşmesinden kaynaklı olması, sözleşmenin içerdiği hükümler kapsamında salt kira sözleşmesi olarak değerlendirilemeyecek olması ve yine tarafların da tacir olması nedeniyle davanın nispi ticari dava olduğu ve uyuşmazlığın hallinde Mahkememizin görevli olduğu sonucuna varılmıştır.
Davalı yanca ayrıca icra müdürlüğünün yetkisine itirazda bulunulmuşsa da, taraflar arasındaki katılımcı kira sözleşmesinin 6.12. maddesinde uyuşmazlıkların İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinde çözümleneceği noktasında geçerli bir yetki şartı bulunması karşısında HMK’nun 17 ve devamı maddeleri uyarınca yetki itirazı yerinde görülmemiştir.
Taraflar arasında … … 2019 (…) Fuarına ilişkin olarak katılımcı kira sözleşmesi akdedildiği, sözleşmenin davalı tarafça imza tarihinin 20/07/2018 olduğu, sözleşme ile davacının davalıya karşı fuara katılım noktasında hizmet ve yer tahsisi taahhüdünde bulunduğu, davalının da karşılığında 25.015,17 TL ödeme tahhüdünde bulunduğu, sözleşmenin 6.2. maddesine göre; davalı kiracının sözleşmeyi fuar açılış tarihinden en çok 180 gün önce tek taraflı feshetmesi halinde sözleşme toplam bedelinin %30’unu peşinen ödeyeceği, fuar açılış tarihinden en çok 90 gün önce tek taraflı feshederse %60’ını peşinen ödeyeceği, fuar açılışından 90 gün daha kısa süre kala sözleşmeyi feshedemeyeceği, davacının onayı olmaksızın tek taraflı vazgeçilmesi halinde davalının tüm yükümlülüklerini yerine getirmek zorunda olduğu, davalının yaptığı ödemelerin iadesini isteyemeyeceği gibi bakiye borcunu da ödeme planına uygun olarak ödemekle yükümlü olduğu, sözleşmenin 6.5. maddesinde muacceliyet şartı bulunduğu ve faiz oranının belirlendiği anlaşılmıştır. Davacı yanca davalının sözleşme hükümlerine aykırı davrandığı, sözleşmeyle kararlaştırılan bedelden sorumlu olduğu iddia edilmiş, davalı yanca ise davacının edimlerini yerine getirmediği, davalının hizmet almadığı, sözleşmenin genel işlem koşulları barındırdığı, dürüstlük kurallarına aykırı olarak ve sözleşme adaleti dikkate alınmaksızın tek taraflı düzenlenmiş olması nedeniyle kesin hükümsüz olduğu, davacının sözleşmeye dayalı isteminin yerinde olmadığı savunulmuştur. İddia ve savunma kapsamında taraflar arasında akdi bir ilişkinin mevcut olduğu ve sözleşmenin aksine davalı yanca mezkur fuara katılım sağlanmadığı ihtilafsız olup, davadaki uyuşmazlık, esas olarak davalının fuara katılmaması nedeniyle davacının sözleşme ile belirlenen alacağı talep edip edemeyeceği noktasında toplanmıştır. Davalı yan cevap dilekçesinde, taraflar arasındaki sözleşmenin mali ve hukuki esaslar kısmının 6.2 maddesinin genel işlem koşulları barındırdığını öne sürmüştür. Bilirkişi incelemesinde sözleşmenin matbu olarak hazırlandığı tespit edilmiş, koşullarının tartışıldığının ve davalı tarafından kabul edildiğinin tespit edilememesi karşısında sözleşmenin 6.2 maddesinin genel işlem koşulu mahiyetinde olduğu ve TBK’nun 21. maddesi uyarınca yazılmamış sayılarak taraflar bakımından uygulanamayacağı kabul edilmiştir. Ancak yukarıda ayrıntısına yer verilen mezkur sözleşme hükmünün uygulanamayacak olması, bütün sözleşmeyi geçersiz hale getirmeyeceğinden ve yine sözleşmeye aykırı davranan davalıyı sorumluluktan kurtarmayacağından, davalının davacının zararlarını gidermekle yükümlü olduğu kabul edilmiştir. Sözleşmede kira ve hizmet bedeli 25.015,17 TL olarak belirlenmiş olup, esasen davalının akde aykırı davranışı nedeniyle davacının uğradığı zarar da sözleşme bedeli kadardır. Ancak sözleşme konusu yerin başkasına kiralanması suretiyle davacının gelir elde etmesi gibi bir durumda davacının zararından diğer bir deyişle davalının sorumlu olduğu zarar miktarından bu bedellerin düşülmesi gerekmekteyse de sözleşme konusu yerin başkasına kiralandığının veyahut da oluşan durumun aksine başkaca bir gelir elde ettiğinin ya da masraftan kurtulduğunun iddia ve tespit olunamaması karşısında davacının asıl alacağa yönelik itirazın iptali isteminin 25.015,17 TL yönüyle haklı ve yerinde olduğu, davacı yanca ayrıca takip tarihine kadar işlemiş faiz talebinde de bulunulmakla ve sözleşmede 30 gün içinde nakit ödeme yapılacağı kararlaştırılmakla, borcun 19/08/2018 günü muaccel hale geleceği ve belirli vade söz konusu olduğundan ayrıca bir ihtara gerek kalmaksızın davalının temerrüde düşeceği, 20/08/2018 temerrüt tarihinden 14/10/2019 takip tarihine kadar aradaki işin ticari olması nedeniyle avans oranı üzerinden yapılan hesaplamaya göre davacının işlemiş faize yönelik itirazın iptali isteminin ise 5.609,56 TL yönüyle kısmen yerinde olduğu, davacının fazlaya dair işlemiş faiz isteminin ve davalının aksi yöndeki savunmalarının yerinde olmadığı, hüküm altına alınan alacağın likit ve bu yöne ilişkin itirazın haksız olması karşısında icra inkar tazminatı istem koşullarının da oluştuğu sonucuna varılmış, davanın kısmen kabulüne dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile, davalının, …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına vaki itirazının 25.015,17 TL asıl alacak ve 5.609,56 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 30.624,73 TL yönüyle KISMEN İPTALİNE, takibin belirtilen alacak miktarları üzerinden ve 25.015,17 TL asıl alacağa takip tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi yürütülmesi suretiyle kaldığı yerden DEVAMINA, bu yöndeki fazlaya dair istemin REDDİNE,
2-Hükmolunan alacağın %20’si nispetinde hesaplanan 6.124,95 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
3-Alınması gereken 2.091,98 TL nispi karar ve ilam harcından peşin alınan 372,98 TL’nin mahsubu ile eksik kalan 1.719,00 TL’ nin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
Dava açılırken davacı tarafından peşin olarak yatırılan 372,98 TL’ nin davalıdan alınarak, davacıya VERİLMESİNE,
4-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu 18/A-13. maddesi uyarınca ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin davanın kabul ve reddolunan miktarları dikkate alınarak 11,00 TL’nın davacıdan, 1.309,00 TL’nın davalıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
5-Davacının yaptığı ilk masraf 67,80 TL tebligat ve müzekkere gideri 165,50 TL ve 2.700 TL bilirkişi ücreti olmak üzere 2.933,30 TL yargılama masrafının davanın kabul ve red oranına göre 2.908,66 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, arat kalan kısmın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın kabul edilen miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 5.100,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Davalı kendisini vekille temsil ettirdiğinden, karar tarihi Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince davanın reddolunan miktarı üzerinden hesap ve takdir edilen 257,35-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
8-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından var ise arta kalan kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
9-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğinin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın ve hükmün taraflara tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı, HMK’nun 341/1 ve 345. maddeleri uyarınca gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı.09/03/2022

Katip …
e-imzalıdır.

Hakim …
e-imzalıdır.