Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/591 E. 2022/644 K. 17.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/591 Esas
KARAR NO : 2022/644 Karar

DAVA : Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Alacak ve Manevi Tazminat
DAVA TARİHİ : 14/09/2021
KARAR TARİHİ : 17/10/2022

Yukarıda tarafları yazılı, Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan Alacak ve Manevi Tazminat davasının mahkememizde yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
DAVA :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin davalı banka ile uzun yıllardır çalışmakta olduğunu, müvekkilinin ticari faaliyetleri sebebiyle yurt dışına gidip gelmekte olduğunu yine bu sebeple iran’da olduğu bir dönem olan 19/03/2019 tarihinde müvekilinin hesabı olmayan ve müvekkili ile alakasız bir şube olan iş bankası kozyatağı şubesinden müvekkilinin hesaplarından yüklü miktar para çekildiği, söz konusu tutarların müvekkilinin yurtdışında olduğu bir tarihte çekildiğini ve müvekkilinin talimatı olmadığı gibi müvekkilinin bilgilendirilmediği ve onayının alınmadığını, paraların çekildiğini fark ettiği zaman bankaya ihtar gönterdiğini ve paranın 3. Kişiler tarafından çekildiğini, tutarların iadesini talep ettiğini, müvekilinin 4.670,00 TL ve 20.000,00 Euro alacaklı olduğunun tespiti ve maddi-manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
SAVUNMA :
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacının hesabından 3. Bir kişi tarafından çekildiği iddia edildiğini ancak söz konusu şahsın müşterinin eşi olduğunu, evlilik birliği devam ederken para çekme talebinde bulunulduğunu ve gerekli belgelerin ibrazı ile işlemlerin gerçekleştiğini, davacı tarafından eşine vekaletname verildiği ve verilen vekaletnamede para çekme yetkisinin bulunduğunu, Bakırköy 12. Noterliğinin aranarak herhangi bir azilname olup olmadığının sorulduğu ve herhangi bir azilnamenin bulunmadığının teyit edildiğini, davacının eşinden, müşterilerinin imzalı talimatını getirmesi istendiği ve 19/03/2019 tarihinde imzalı yazılı talimatın getirildiği ve müşterisinin imzası ile talimattaki imzanın uyumlu olması nedeniyle işlemin yapıldığını bu nedenlerle davacının tüm iddia, beyan anlatım, yorum ve taleplerinin gerçek dışı, kötü niyetli ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu bu nedenle davanın reddini talep etmiştir.
DELİLLER, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :
Dosyada delil olarak; dava dilekçesi ve ekleri, taraflar arsında akdedilen Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi ve ekleri, beyan dilekçeleri ve tüm dosya kapsamı bulunmaktadır.
Dava, davacının davalı banka nedindeki bireysel hesabından bilgi ve onayı dışında çekilen paranın tahsili ile manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
HMK’nun 115/1. maddesi uyarınca, dava şartlarının bulunup bulunmadığı davanın her aşamasında resen araştırılır. HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca mahkemenin görevli olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6102 Sayılı TTK’nun 4. maddesine göre, bir davanın ticari dava sayılması için uyuşmazlık konusu işin taraflarının her ikisinin birden ticari işletmesiyle ilgili olması ya da tarafların tacir olup olmadıklarına veya işin tarafların ticari işletmesiyle ilgili olup olmamasına bakılmaksızın TTK veya diğer kanunlarda o davaya Asliye Ticaret Mahkemesi’nin bakacağı yönünde düzenleme bulunması gerekir.
Bunun yanında 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde, kapsamının tüketici işlemi ile tüketiciye yönelik uygulamalar olduğu açıklanmış, 3/k maddesinde tüketici “Ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişi” şeklinde, 3/1. maddesinde ise tüketici işlemi; “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır. Yasa koyucu, bu hükümle, tüketicinin taraf olduğu bankacılık sözleşmelerini tüketici işlemi olarak kabul etmiştir. Aynı Yasa’nın 73. maddesinde, bu kanundan kaynaklanan uyuşmazlıkların tüketici mahkemesinin görevine girdiği düzenlenmiş, 83. maddesinde ise, taraflardan birinin tüketici olduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenleme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde de;
Mahkememizce görülüp karara bağlanan davanın, davacının davalı banka nedindeki bireysel hesabından bilgi ve onayı dışında çekilen paranın tahsili ile manevi tazminat istemlerine ilişkin olduğu, bu kapsamda davalı yanca dosyaya ibraz olunan “Bankacılık Hizmetleri Sözleşmesi” incelendiğinde, davacı …’in gerçek kişi müşteri sıfatı ile sözleşmeyi imzaladığı, davacı yana ait hesabın mesleki ya da ticari amaçla kullanıldığına ilişkin dosyada bir bilgi ve belge bulunmadığı, davanın tüketici sıfatıyla açıldığı ve işlemin sırf bankacılık işleminden kaynaklanmış olmasının da davanın ticari dava olması sonucunu doğurmayacağı, taraflar arasındaki akdi ilişkinin ve davanın, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’dan sonra açılmış bulunduğu, bu haliyle de davacının tüketici sıfatına haiz, işlemin de tüketici işlemi olduğu ve sonuç olarak da; az yukarıda izah edilen gerekçelerle görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşıldığından davanın, HMK 114/1-c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğundan mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE, davanın HMK 114/1-c ve 115/2.maddeleri uyarınca görev yönünden USULDEN REDDİNE,
2-Kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde dosyanın görevli olan İSTANBUL TÜKETİCİ MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3-HMK’nun 331 mad. uyarınca Harç, yargılama gideri ve gider avansının görevli mahkemece değerlendirilmesine, davaya başka bir mahkemede devam edilmediği takdirde talep üzerine harç yargılama gideri ve gider avansı konusunda mahkememizce karar OLUŞTURULMASINA,
4-HMK 20.maddesi gereğince; karar tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde görevli mahkemeye gönderilmesi talebinde bulunulmaması halinde, davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
Dair; davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı yanın yokluğunda, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere karar verildi. 17/10/2022

Katip
e-imzalıdır

Hakim
e-imzalıdır