Emsal Mahkeme Kararı İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/575 E. 2023/486 K. 06.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO:2021/575 Esas
KARAR NO:2023/486

DAVA:İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ:07/09/2021
KARAR TARİHİ:06/06/2023

Davacı tarafından davalı aleyhine açılan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının mahkememizde yapılan açık yargılaması sonunda dosya incelendi.
D A V A /
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tüpli bayi … arasında akdedilen sözleşmeye binaen davalı, faaliyetine başladığını, sözleşme kurulurken; … TC Kimlik No’lu …’in 70.000-TL bedelli taşınmazı rehin olarak gösterildiğini, zamanla davalı, borçlarını müvekkiline ödemekte gecikmeye ve dahi ödememeye başladığını; davalı, muaccel borcunu ödemekten imtina ettiğini ve önce rehne başvuru zorunluluğu gereği, aleyhine …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız icra takibi ikame edildiğini, davalı da icra takibine konu borca haksız ve mesnetsiz itiraz ederek takibi durdurduğunu, borçlunun …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasına konu itirazının iptali ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, takip tarihi itibariyle 28.221,49-TL alacak için takibin devamına, borçlu aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmolunmasına, yargılama harç ve masrafları ile ücret-i vekâletin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
S A V U N M A /
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Eldeki uyuşmazlıkta icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığını, öncelikli olarak bu hususun incelenmesi gerektiğini, müvekkilinin esnaf olup esnaf işletmesi bulunduğunu, tacir olmadığını, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmede yer alan İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğuna dair kaydın geçersiz olduğunu, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, eldeki davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığını, alacaklı tarafça … icra müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile derdest icra takibi bulunduğunu, Müvekkilinin davacı yana iddia edildiği gibi bir borcu bulunmamakta olduğunu, davacı yanın alacağın varlığını ve sebebini ispatlaması gerekmekte olduğunu, 70.000,00 TL asıl alacak üzerinden icra takibi başlatan davacının işbu davada alacak isteminin 28.221,19 TL olduğundan bahsetmesi de davacının çelişkili taleplerde bulunduğunu ve icra takibinde haksız bedel talebinde bulunduğunu ortaya koymakta olduğunu, davacının kendi talep edeceği alacak bedelini dahi belirleyememekte iken icra inkar tazminatı talep etmesinin de yersiz olduğu kuşkusuz olduğunu, davacının alacak iddiası tamamen soyut olup toplanacak deliller ve bilirkişi incelemesi sonucunda davacının haksız ve kötüniyetli olarak müvekkil hakkında icra takibi başlattığı anlaşılacağını, öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazımızın incelenmesini – geçerli ve yetkili icra müdürlüğünde açılan bir icra takibi bulunmadığı gözetilerek davanın usulden reddine, haksız ve Kötüniyetli davanın reddi ile kötüniyetli davacı aleyhine %20den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına hükmolunmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
G E R E K Ç E /
Dava; Davacı şirket tarafından davalıya karşı …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Taraf delilleri toplanmış, dava konusu …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı icra dosyası, … icra müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyası celp edilmiş, davalının tacir olup olmadığı ilgili kurumlardan sorulmuş, Mahkememizce bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Dava konusu …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası icra takip dosyasının incelenmesinde; Davacı alacaklı tarafından davalı borçluya ve dava dışı …’e karşı 70.143,84 TL asıl ve toplam alacak üzerinden 23/12/2019 tarihinde ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 06/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 13/01/2020 tarihinde takibe itirazı üzerine icra takibinin durduğu anlaşılmıştır.
… icra müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasının incelenmesinde, davacı tarafından davalıya karşı 12.000,00 TL tutarlı senet alacağının tahsili amacıyla 17.03.2020 tarihinde kambiyo senetlerine haciz yoluyla takip başlatıldığı, haricen tahsil talebi ile dosyanın kapatıldığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin incelenmesinde, sözleşmenin bayilik sözleşmesi olduğu, 15.05.2018 tarihinde imzalandığı, sözleşmenin 14.05.2023 tarihine kadar geçerli olduğu, sözleşmenin 24. Maddesinde yetki şartının düzenlendiği ve iş bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin münhasıran yetkili olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmıştır.
… Ticaret Sicil Müdürlüğünün 31.01.2022 tarihli müzekkere cevabının incelenmesinde, … ünvanlı tacir kaydına rastlanmadığı bildirilmiştir.
… Vergi Dairesinin 01.02.2022 tarihli müzekkere cevabının incelenmesinde, davacının işletme hesabı esasına tabi gelir vergisi mükellefi olduğu bildirilmiştir.
… Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığının 21.03.2022 tarihli müzekkere cevabına göre, davacının 02.11.2018 tarihinden itibaren esnaf kaydının bulunduğu bildirilmiştir.
Talimat yoluyla alınan 12/06/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Davacı, bayilik sözleşmesine göre 18/11/2019 tarihinde davalıya, 12.039,57 TL’si muaccel, 16.000,00 TL sözleşmeye bağlı olarak borç için ihtar çektiğini, davacının dava dosyasında bulunan C/H CD’sindeki davalının 18/11/2019 tarihi itibariyle borç yekünü 3.099,57 TL olduğunu, ihtara davalı tarafından cevap veya itirazına ilişkin bir bildirim dava dosyasında mevcut olmadığını, davalı, VUK’nu ve Türk Ticaret Kanunun ilgili maddeleri gereği Tüccar hadlerin altında kaldığı için işletme esası ve defte beyan sistemine göre defter tuttuğunu ve küçük esnaf olduğunu, Türk Ticaret Kanunu ve Esnaf ve Sanatkarların şeklini düzenleyen yasalara göre tacirler ticaret siciline, küçük esnaflar ise esnaf siciline kayıt yaptırmak zorunda oldukları için, davalı; … Esnaf ve Sanatkarlar odasına ve Esnaf siciline kayıtlı olduğunu, davalı küçük esnaf olduğunu ve VUK ve Türk Ticaret Kanunun ilgili maddelerine göre işletme esası ve defter beyan esasına göre defter tutması sebebiyle borç-alacak miktarının tespiti yasal defterlerinden belirlenmesinin mümkün olmadığı bildirilmiştir.
Bilirkişi heyetinden alınan 15/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda özetle; 1- Davacı tarafça incelemeye ibraz edilen 2018 ve 2019 yılları yasal defterlerinin E-Deftere tabi olduğunu, – Deftere tabi Yevmiye ve Kebir defterlerinin E-Beratlarının yasal süresinde verildiğini, Sadece Tasdike tabi Envanter defterlerinin ise açılış tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığının tespit edildiğini, 2- … Asliye Hukuk Mahkemesinden Talimatla aldırılan Bilirkişi Mali Müşavir … Tarafından Düzenlenen 12.06.2022 Tarihli Bilirkişi Raporunda davalının 2018 ve 2019 yılında 2.Sınıf tacir olduğu ve İşletme Defteri tuttuğunun tespit edildiğini, söz konusu tespit çerçevesinde davalının yasal defterlerinin tasdiklerinin yasal süresinde yaptırıldığını, 3-Raporlarının “4.7-Değerlendirmeler” başlığı altında detaylı olarak açıklandığı üzere davacı tarafça talep edilebilecek alacak tutarının 27.104,82 TL olarak hesaplandığını, 4- Davacı taraf her ne kadar ipoteğin paraya çevrilmesine yönelik başlatmış olduğu icra takip tarihine kadar işlemiş faiz talep etmiş ise de iş bu davada işlemiş faiz talep etmemiş olup yasal defter kayıtlarında yer alan asıl alacak üzerinden talepte bulunulduğundan icra takip tarihine kadar işlemiş faiz hesaplanmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
İddia, savunma, dosya kapsamında toplanan deliller bir bütün olarak değerlendirilmiştir. Buna göre;
Dava; Davacı şirket tarafından davalıya karşı …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı tarafça, davalının itirazlarının haksız olduğu, taraflar arasında imzalanan sözleşmede yetki şartının düzenlendiği, işbu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda İstanbul mahkeme ve icra dairelerinin yetkili olduğunun kararlaştırıldığı, tarafların tacir olduğu, yetki şartının her iki tarafı bağlayıcı olduğu, ayrıca sözleşmede yetki şartı olmasa dahi davaya konu borcun para borcu olduğu, BK 73. ve HMK 10. Maddelerine binaen yetkili mahkeme ve icra dairelerinin alacaklının ikametgahı mahkeme ve icra daireleri olduğu ileri sürülerek itirazın iptali, takibin 28.221,49 TL alacak üzerinden devamına karar verilmesi talep edilmiştir.
Davalı tarafça, eldeki uyuşmazlıkta icra takibinin yetkisiz icra müdürlüğünde açıldığı, davalının esnaf olup esnaf işletmesi bulunduğu, tacir olmadığı, bu nedenle taraflar arasındaki sözleşmede yer alan İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin yetkili olduğuna dair kaydın geçersiz olduğu, dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığı, eldeki davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı, alacaklı tarafça … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile derdest icra takibi bulunduğu, davacı yana iddia edildiği gibi bir borcu bulunmamakta olduğu savunularak davanın usulden ve esastan reddi talep edilmiştir.
İİK’nın 67/1 maddesine göre, itirazın iptali davası, itiraz dilekçesinin davacı alacaklıya tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılacaktır. İcra dosyası kapsamında itiraz dilekçesinin alacaklı tarafa tebliğine dair bir kayıt ve belgenin bulunmadığı anlaşılmakla, yerleşik yargıtay uygulamaları gereği davanın 1 yıllık hak düşürücü süre içerisinde açıldığı değerlendirilmiştir.
Davalı tarafça, … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası nedeniyle derdestlik itirazında bulunulmuş ise de, eldeki dava konusu icra dosyasının … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından daha önce açıldığı anlaşıldığından bu savunmaya itibar edilmemiştir.
İtirazın iptali davasının şartlarından biri de geçerli bir icra takibinin bulunmasıdır.
Davalı tarafça, icra dairesinin yetkisine itiraz edilmiş, yetkili icra dairesinin … icra daireleri olduğu savunulmuştur.
İİK’da yetkili icra dairesinin neresi olduğu belirtilmemiş, İİK’nın 50. Maddesi ile HMK’ya atıfta bulunulmuş, HMK’daki yetkiye dair düzenlemelerinin icra dairelerinin yetkisine de uygulanacağı düzenlenmiştir.
HMK’nın 6. Maddesinde, genel yetkili mahkeme düzenlenmiş ve genel yetkili mahkemenin davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi olduğu belirtilmiştir. HMK’nın 7. Maddesinde, davalının birden fazla olması halinde yetki düzenlenmiş ve davalının birden fazla olması halinde, bunlardan birinin yerleşim yerinde davanın açılabileceği belirtilmiştir. HMK’nın 10. Maddesinde, sözleşmeden doğan davalarda yetki düzenlenmiş ve sözleşmeden doğan davaların, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabileceği belirtilmiştir. HMK’nın 17. Maddesinde, yetki sözleşmesi düzenlenmiş, tacirler veya kamu tüzel kişilerinin, aralarında doğmuş veya doğabilecek uyuşmazlıklarda, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşme ile yetkili kılabilecekleri, taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça davanın sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, Dava konusu icra takibi …. İcra Müdürlüğünde başlatılmıştır. Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 24. Maddesinde yetki şartının düzenlendiği ve iş bu sözleşmeden doğan uyuşmazlıklarda İstanbul Mahkeme ve İcra Dairelerinin münhasıran yetkili olduğunun kararlaştırıldığı anlaşılmıştır. Bu sözleşmenin geçerli kabul edilebilmesi için tarafların her ikisininde tacir olması gereklidir. Davalı taraf, tacir olmadığını, esnaf olduğunu ileri sürümüştür. Bu kapsamda ilgili kurumlara yazılan müzekkerelerin cevaplarının incelenmesinde, davalının tacir olmadığı, esnaf olduğu, işletmesinin esnaf işletmesi olduğu, gelirinin yasal mevzuat gereği esnaf işletmesi sınırını aşmadığı, esnaf siciline kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. Bu nedenle, taraflar arasında imzalanan sözleşmedeki yetki şartının geçersiz olduğu değerlendirilmiştir. Bu kapsamda sözleşmedeki yetki şartına göre İstanbul İcra Dairelerinde takip yapılamayacaktır.
Davalı borçlunun ve dava dışı borçlu …’in yerleşim yerleri … olup, HMK’nın 6. Ve 7. Maddeleri uyarınca da İstanbul İcra Daireleri yetkili olmayıp … İcra Daireleri yetkilidir.
İİK’nın 50. maddesi yollamasıyla HMK’nın 10. maddesi ve TBK’nın 89/1 maddesi gereğince ipoteğin paraya çevrilmesi amacı, davacının bir miktar para alacağının tahsili olduğundan, davacının yerleşim yeri icra müdürlüğü yetkili olacağından davacının yerleşim yerinde de icra takibi yapılabilecektir. Ancak davacının yerleşim yeri Ataşehir/İSTANBUL olup davacının yerleşim yeri itibarı ile İstanbul Anadolu İcra daireleri yetkilidir.
Tüm bu nedenler ile, taraflar arasında imzalanan yetki sözleşmesinin geçersiz olduğu, yetkili icra müdürlüklerinin, … İcra Müdürlüğü ve İstanbul Anadolu İcra Müdürlükleri olduğundan davalının icra dairesinin yetkisine yaptığı itirazında haklı olduğu, yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından, geçerli bir takip bulunmadığı sonuç ve kanaatine ulaşılarak davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
H Ü K Ü M / Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Yetkili icra dairesinde takip yapılmadığından, DAVANIN DAVA ŞARTI YOKLUĞUNDAN USULDEN REDDİNE,
2-Alınması gerekli 179,90-TL harcın davacı tarafından peşin olarak yatırılan 481,96-TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 302,06-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Davalı tarafından masraf yapılmadığından bu hususta hüküm kurulmasına YER OLMADIĞINA,
5-Davalı taraf kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihi AAÜT gereğince belirlenen 9.200,00-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ve Arabuluculuk Kanunu Yönetmeliği Tarife hükümleri uyarınca Adalet Bakanlığı bütçesinden ödenen 1.320,00-TL arabuluculuk giderinin, davacıdan alınarak HAZİNEYE GELİR KAYDINA,
7-Taraflarca yatırılan gider ve delil avansından sarfedilmeyen kısmın karar kesinleştiğinde ilgilisine İADESİNE,
8-Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin 67/1. maddesi gereğince taraflardan birinin talebi üzerine kararın tebliğe ÇIKARTILMASINA,
Dair, taraf vekillerinin yüzüne karşı, gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren iki haftalık yasal süre içerisinde, mahkememize ya da mahkememize gönderilmek üzere her hangi bir Asliye Ticaret Mahkemesine verilecek bir dilekçe ile … Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere verilen karar, açıkça okunup usulen anlatıldı. 06/06/2023

Katip …
 e-imzalıdır

Hakim …
 e-imzalıdır